Konu Başlıkları: Arapça Sözlük
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Kasım 2008, 22:41   Mesaj No:20

sakafi

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:sakafi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 3898
Üyelik T.: 18 Eylül 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 93
Konular: 13
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Arapça Sözlük

münkalib: dönüşen, değişen.
münkasım: bölünen.
münkatı: kesilen.
Münker: kabirdeki sual meleklerinden biri.
münker: haram, günah.
münkerat: haramlar, günahlar.
münkesif: tutulmuş.
münkesir: kırılmış.
münkeşif: açılmış, bulunmuş.
münkız: kurtaran.
münkir: inkâr eden, dinsiz.
münkirane: inkâr edercesine.
münsed: set çekilmiş, engellenmiş.
münşaib: kollara ayrılan.
münşakk: yarılan.
münşi: inşa eden, yapan.
müntabık: uygun.
müntafi: sönen.
müntakil: nakledilen, taşınan.
müntakim: intikam alan, öc alan.
müntebih: uyanık.
müntec: sonuçlanmış.
müntefi: sönen.
münteha: son, en son derece.
müntehab: seçilmiş.
müntehi: sona eren.
müntehib: uyanık.
müntehib: yağmacı.
müntehir: kendini öldüren.
müntesib: bağlı, ilgili.
müntesibîn: bağlananlar, ilgililer.
münteşir: yayılmış.
münteşire: yayılan.
müntic: netice veren.
münzel: indirilmiş.
münzevi: yalnız yaşayan.
münzeviyane: yalnız yaşayarak.
münzil: indiren.
münzir: korkutan, sakındıran.
mürâât: uyma.
mürââten: uyarak.
müracaat: başvurma.
mürâdif: eş mânâlı.
mürâfaa: duruşma.
mürâi: iki yüzlü, riyakâr.
mürcie: sapık bir topluluk.
mürcif: fitneci, yalancı.
mürebbi: terbiye eden, eğiten, terbiyeci.
mürebbiyane: terbiye edercesine.
mürebbiye: terbiyeci kadın.
müreccah: tercih edilen, seçilen.
müreccih: tercih eden, tercih ettiren sebep.
müreffeh: refah ile yaşayan, rahat.
mürefref: gerçek gibi ağaç resmi.
mürekkeb: terkib edilmiş, birleşik, boya.
mürekkebat: terkipler, bileşikler.
müretteb: sıralanmış, dizilmiş.
mürettebat: iş ekibi, personel, gemide çalışanlar.
mürettib: tertib eden, sıraya koyan.
mürevvic: geçerli kılan, değer veren.
Mürîd: irade eden, isteyen, ALLAH .
mürîd: isteyen, tarikata girip şeyhe bağlanan.
mürîdane: irade ederek, isteyerek.
mürsel: gönderilmiş. peygamber.
mürselîn: gönderilenler, peygamberler.
mürşid: irşad eden, îman yolunu gösteren.
mürşidane: mürşit gibi.
mürtecâ: umulan.
mürteci: geri dönmek isteyen, geri dönen, gerici.
mürtecî: rica eden, ümit eden, ümitli.
mürted: dinden çıkan.
mürtedane: dinden çıkarcasına.
mürtefî: yükselen.
mürtehil: ölen.
mürtesem: resimlenmiş.
mürteşi: rüşvetçi.
mürtezık: rızıklanan.
mürûr: geçme.
mürüvvet: insaniyet, mertlik.
mürüvvetkârâne: insanca, mertçe.
müsâade: izin.
müsâadekâr: izin verici, müsaade eden.
müsâbaka: yarışma.
müsâbakât: yarışmalar.
müsâbık: yarışmacı.
müsademat: çarpışmalar.
müsademe: çarpışma, vuruşma.
müsadere: toplama, elden alma.
müsâdif: rastlayan.
müsadim: çarpışan.
müsait: uygun.
müsâlâha: barışma.
müsâlemet: barışıklık.
müsâmaha: hoş görme, kusuru görmezlikten gelme.
müsâmahakâr: hoş gören.
müsâmahakârâne: hoş görerek.
müsamere: eğlence, piyes.
müsâraa: acele, teşebbüs.
müsâvât: eşitlik, denge.
müsâvi: eşit, dengeli.
müsbet hareket: yapıcı ve düzeltici hareket.
müsbet: isbat olunan, pozitif, olumlu.
müsbit: isbat eden.
müsebbeb: sebeplerin sonucu.
müsebbebât: sebelerin sonuçları.
müsebbib: sebep olan.
müsebbih: tesbih eden, ALLAH ı anan.
müsebbihane: tesbih ederek, ALLAH ı anarcasına.
müsebbit: tesbit eden.
müseccel: sicilli, kayıtlı.
müsehhil: kolaylaştıran.
müsekkin: yatıştırıcı.
müsellah: silahlı.
müsellem: doğruluğu kabul edilen, teslim edilmiş.
müsellemât: doğruluğu kabul edilen şeyler.
müselsel: zincirleme, ard arda gelen.
müsemmâ: isimlendirilen.
müsemmeât: isimlendirilenler.
müsemmem: zehirli.
müsemmim: zehirleyen.
müsennâ: kat kat.
müsevvid: müsveddeyi yazan.
müsevvik: sevk eden.
Müseylime: peygamberlik dâvâ eden yalancının adı.
müseyyeb: tembel, uyuşuk, üşengeç.
müsî: teselli veren.
müsi: yaramaz.
müsîn: yaşlı, ihtiyar.
müskir: haram içki.
müskirât: haram içkiler.
müskit: susturan.
Müslim: ünlü hadîs kitaplarından biri, bu kitabı yazan âlimin namı.
müslim: islâm olan.
müsliman: islâma girmiş, Müslüman.
müslimât: kadın Müslümanlar.
müslimûn: erkek Müslümanlar.
müsmî: işittiren.
müsmir: meyveli, verimli.
müsned: isnat edilmiş, dayandırılmış.
müsrif: israfçı.
müsrifane: israf edercesine.
müstâcel: acele yapılması gereken.
müstâcil: acele yapan.
müstâfi: istifa eden, ayrılan.
müstağfir: günahları için af dileyen.
müstağni: tok gözlü, çekingen, başkalarından bir şey beklemeyen.
müstağniyane: müstağnice
müstağrak: dalmış, batmış.
müstahak: hak eden.
müstahdem: hizmet eden.
müstahkem: sağlamlaştırılmış.
müstahrec: çıkarılmış.
müstahsen: beğenilen.
müstahsil: üretici.
müstahsin: beğenen.
müstahsinane: beğenerek, güzel bularak.
müstaid: yetenekli, uygun.
müstain: yardım isteyen.
müstakar: kararlı.
müstakbel: gelmesi beklenen zaman.
müstakil: kendi başına, bağımsız.
müstakillen: bağımsız olarak.
müstakim: doğru, düzgün.
müstakimane: istikametle, dosdoğru, düzgün biçimde.
müstâmel: kullanılmış.
müstantık: sual soran, sorgu hakimi.
müstârib: Araplaşmış.
Müstean: kendisinden yardım istenen, ALLAH .
müstear: takma.
müstebîd: uzak gören.
müstebîdane: diktatör gibi, baskı yaparcasına.
müstebşir: müjdeleyen.
müstecab: kabul gören.
müstêcir: kiracı.
müstecir: korunma dileyen.
müstedir: daire şeklinde olan.
müstedlel: delillendirilmiş, kanıtlı.
müstefad: isifade olunan.
müstefid: faydalanan.
müstehab: sevilmiş, sevaplı.
müstehak: hak eden, layık.
müstehan: değersiz.
müstehcen: açık saçık, ayıp, edepsizcesine.
müstehlek: tüketilmiş.
müstehlik: tüketici.
müstehzi: alay eden, alaycı.
müstehziyane: alay edercesine.
müstekar: karar kılan, yerleşen, sabit.
müstekbir: büyüklenen.
müstekreh: tiksinilen.
müstelzim: gerektiren.
müstemi: dinleyici.
müstemidd: yardım isteyen.
müstemir: devamlı, sürekli.
müstemirane: devamlı, aralıksız.
müstemirre: devam eden, sürüp giden.
müstemirren: devamlı, yerleşmiş.
müstemlekât: sömürgeler.
müstemleke: sömürge.
müstenid: dayalı, dayanmış.
müsteniden: dayanarak.
müstenife: müstakil olan ara cümle.
müstênis: alışık.
müstenkif: çekimser, kaçınan.
müstenkifane: çekimser kalarak.
müstensih: yazarak çoğaltan.
müsterhimane: istirham ederek, merhamet dilercesine.
müsterih: istirahat eden, rahat.
müsterihane: rahatlıkla, gönül rahatlığıyla.
müstesna: kural dışı, ayrı, sıra dışı.
müsteşar: kendisiyle istişare edilen.
müsteşrik: doğu kültürünü inceleyen Batılı.
müstetbeât: sözün yan mânâları, söze tabi olan mânâlar.
müstetir: örtülü.
müstevî: düzlem.
müstevlî: istilâ eden, kaplayan.
müstevlîyane: istilâ edercesine, kaplayarak.
müsül: misaller, temsiller.
müsvedde: ilk yazılış, karalama.
müşabbih: benzeten.
müşâbehet: benzeyiş.
müşâbih: benzer.
müşâğabe: aldatıp kötülük etme.
müşâhedât: gözlemler.
müşâhede: gözlem.
müşâhedeten: gözlemle.
müşahhas: şahıslanmış, somut.
müşahhat: kavga, niza, çekişme.
müşâhid: gören, şahid olan.
müşâkelet: şekilce benzeyiş.
müşâkil: şeklen benzer.
müşâreket: ortaklık.
müşârünileyh: işaret edilen, kendisinden söz edilen.
müşâşâ: parlayan, debdebeli.
müşâvere: danışma, konuşma.
müşâvir: danışılan, danışman.
müşebbeh: benzetilen.
müşebbehühbih: kendisine benzetilen.
müşebbıt: ayak kaydıran, tehlikeye atan.
müşebbihe: ALLAH ı insana benzeten sapık görüş.
müşedded: şiddetlendirilmiş.
müşerref: şereflenen.
müşerrefiyet: şereflenme.
müşerrî: şeriatın kurucusu.
müşevveş: düzensiz, karışık.
müşevveşiyet: karışıklık, dağınıklık.
müşevvik: teşvik eden, isteklendiren.
müşevvikâne: teşvik edercesine, isteklendirircesine.
müşeyyed: kuvvetlendirilmiş, sağlamlaştırılmış.
müşfik: şefkatli.
müşfikâne: şefkatlice, acıyıp severek.
müşfikkârâne: şefkat edercesine.
müşir: bildiren.
müşîr: mareşal, askeriyede yüksek bir makam.
müşîriyet: mareşallik.
müşkil: zor, zorluk, müşkül.
müşkilât: müşkiller, zorluklar.
müşkilküşâ: zorluğu gideren.
müşkilpesend: zor beğenen.
müşrik: ALLAH a ortak koşan.
müştak: iştiyaklı, çok istekli.
müştakane: çok isteyerek, iştiyakla.
müştakk: türemiş.
müştebih: birbirine benzeyen.
müştehi: iştahlı.
müştehir: ünlü.
müştehiyane: iştahlı bir şekilde.
müştehiyat: nefsin hoşuna giden şeyler.
müştekâ: şikayet olunan.
müştekî: şikayet eden.
müştekiyane: şikayet edercesine.
müştemil: içine alan.
müştemilât: kaplanan şeyler, içeriye alınanlar.
müşterek: birlikte, beraber, ortak.
müştereken: ortaklaşa, beraberce.
Müşteri: bir gezegen.
müşteri: alıcı.
mütâ: haram nikah.
mütabaat: uyma.
mütahaccir: taşlaşmış.
mütâlââ: inceleme, düşünme, okuma.
mütâlââgâh: inceleme yeri.
mütâlî: inceleyen.
mütâreke: anlaşma.
müteaccib: şaşıp kalan.
müteaccibane: şaşıp kalırcasına.
müteaddi: sataşan.
müteaddid: birçok, birkaç, adetli, sayılı.
müteaffin: kokuşan.
müteafir: birbirinden nefret eden.
müteahhid: işi üzerine alan.
müteahhir: sonraki.
müteahhirîn: sonrakiler.
müteâkib: takip eden, izleyen.
müteâkiben: hemen arkasından, peşi sıra, daha sonra.
müteâl: yüce.
müteallik: alâkalı, ilgili.
müteallikat: alâkalılar, ilgililer, yakınlar, akrabalar.
müteanik: birbirinin boynuna sarılmış durumda olan.
müteannid: inat eden, direnen.
mütearife: açıkça bilinen.
müteassıb: aşırı taraftar, mutaassıb.
müteassife: hak yoldan sapan.
müteassir: zor.
müteavin: yardımlaşan.
müteazzir: zor, özürlü.
mütebâdir: birdenbire akla gelen.
mütebahhir: derya gibi ilmi olan büyük âlim.
mütebahhirin: deryalar gibi geniş ilim sahibi âlimler.
mütebâid: uzaklaşan.
mütebâkî: geri kalan kısım.
mütebâriz: açığa çıkan.
mütebasbıs: yaltaklanan.
mütebâyin: uymaz, zıt, aykırı.
mütebeddil: değişen, değişken.
mütebessim: gülümseyen.
mütecâhil: bilmez görünen.
mütecâhir: açıktan günah işleyen.
mütecânis: cinsi aynı olan.
mütecâviz: saldıran, haddini aşan.
mütecâvizane: tecavüz edercesine, saldırırcasına.
mütecebbir: cebreden, zorba, zorlayan.
müteceddid: yenilenen.
mütecelli: görünen, beliren.
mütecerrid: tecerrüt etmiş, soyutlanmış.
mütecessid: cesetlenen.
mütecessim: cisimlenen.
mütecessis: gizlice araştıran.
mütecezzi: parçalanan.
mütedâhil: iç içe olan.
mütedâir: dolayı, için, üzerine.
mütedâvil: ellerde dolaşan, kullanılan.
mütedenni: gerileyen.
mütederric: derece derece ilerleyen.
mütedeyyin: dinli, dindar.
müteeddib: edeplenen.
müteeddibe: edep kazanmış, terbiyeli.
müteehhil: evli, evcilleşen.
müteellim: acı duyan.
müteellimane: acı hissedercesine.
müteemmil: derin derin düşünen.
müteessif: üzüntülü.
müteessifane: üzülürcesine.
müteessir: etkilenen, üzülen.
müteessirâne: üzüntü duyarak, etkilenerek.
müteevviğ: ağa olmaya çalışan.
müteezzi: incinen.
mütefârık: ayrı ayrı.
mütefâvit: çeşitli, farklı.
mütefekkir: düşünen, fikir üreten.
mütefekkirâne: düşünerek.
mütefelsif: filozoflaşmış, felsefe ile fikri bulanmış.
mütefennin: fen adamı.
müteferrik: ayrı ayrı, parça parça.
müteferrikan: ayrı ayrı bir hâlde.
mütefeyyiz: feyizlenen, manen gıdalanan.
mütegallib: zor kullanarak galip gelen, zorba.
mütegallibe: zorba.
müteganni: ırlayan.
mütegannim: koyun şeklinde görünen, ganimetçi.
mütegayir: birbirine zıt.
mütegayyir: başkalaşan, değişken.
mütehaccir: taşlaşmış.
mütehâcim: saldıran.
mütehakkık: doğrulanan.
mütehakkim: hükmeden, zorba.
mütehakkimane: hükmedercesine, zorlayarak.
mütehâlif: birbirine karşı, uymaz.
mütehallik: huy edinen.
mütehammil: yüklenen, dayanan, tahammül eden.
mütehammilâne: tahammül ederek, dayanarak.
mütehammir: ekşiyen, mayalanan.
müteharri: araştıran.
müteharrik: hareket eden.
müteharrike: hareketli.
mütehassıl: meydana gelen.
mütehassıs: uzman, işin ustası.
mütehassir: hasret çeken, özleyen.
mütehassirane: özleyerek, hasret çekerek.
mütehassis: duygulanan.
mütehavvif: korkan.
mütehavvil: değişen, değişken.
mütehayyel: hayâl edilen.
mütehayyer: şaşılacak.
mütehayyil: hayâl kuran.
mütehayyir: şaşmış, şaşırmış.
mütehayyiz: yer tutan.
mütehevvisane: heveslenerek.
müteheyyic: heyecanlı.
mütekabil: karşılıklı.
mütekabile: karşılıklı olan.
mütekaddim: önceki.
mütekaddimin: öncekiler.
mütekaid: emekli.
mütekalkıl: deprenen, sarsılan.
mütekallid: bir görevi üzerine alan ve yapan.
mütekâmil: olgun.
mütekâsil: tembel, üşenen.
mütekatı: kesişmiş, kesik kesik.
mütekebbir: büyüklenen, büyüklük taslayan.
mütekebbirane: kibirlenerek, büyüklenerek.
mütekeffil: kefil olan.
mütekellif: külfetli, zorlu.
mütekellim: söyleyen, konuşan.
mütekellimane: konuşarak, söz söylercesine.
mütekellimimaalgayr: başkaları adına da konuşan.
mütekellimîn: îman konularındaki âlimler.
mütekellimivahde: sadece kendi adına konuşan.
mütekerrir: tekrarlanan.
mütekeyyifane: keyiflenerek.
mütekkeffil: kefil olan.
mütelebbis: giyinmiş.
mütelemmi: parıldayan.
mütelevvin: renk değiştiren.
mütelezziz: lezzet duyan.
mütelezzizane: lezzet alarak.
mütemadi: devamlı.
mütemadiyen: devamlı, sürekli.
mütemasil: benzer, eş.
mütemayil: meyili, taraftar.
mütemayiz: ayrı, seçkin.
mütemeddin: medenileşmiş.
mütemehhil: büyüyüp gelişmek için zamana ihtiyacı olan şey.
mütemekkin: yerleşen.
mütemerkiz: merkezleşmiş.
mütemerrid: inat eden, direnen.
mütemerridane: direnircesine.
mütemessik: sımsıkı yapışan.
mütemessil: benzeyen, sûretlenen.
mütemmim: tamamlayan.
mütenâfir: birbirinden nefret eden.
mütenâhi: tükenen, biten.
mütenaîm: nimetlenen.
mütenâkıs: noksanlaşan.
mütenâkız: birbirine zıt.
mütenâsık: dizili, birbirine uygun biçimde.
mütenâsib: uygun, birbirine yakışan.
mütenâvil: yiyen.
mütenâzır: simetrik.
mütenazilen: inerek, inmekle.
mütenebbih: uyanmış.
müteneccis: pislenmiş.
mütenevvi: türlü, çeşitli.
mütenevvir: nurlanan.
mütenezzih: tenzih eden.
mütenneffir: nefret eden, tiksinen.
müterâdif: eş anlamlı.
müterâfık: arkadaşlık eden.
müterakim: birikmiş.
müterakki: yükselmiş.
mütercim: tercüme eden.
mütereddi: soysuzlaşmış.
mütereddit: tereddüt eden, kararsız.
müterennim: şarkı söyleyen.
müterettib: sıralı, rütbeli.
mütesâdif: rastlayan.
mütesâfile: alt alta gelen.
mütesâide: yükselen.
mütesallib: katılaşmış.
mütesânid: dayanan.
mütesânidane: dayanırcasına.
mütesâvi: eşit, denk.
müteselli: teselli bulan.
müteselsil: zincirleme.
müteselsilen: zincirleme olarak.
müteşââb: şubelere ayrılan.
müteşâbih: birbirine benzer, mânâsı kapalı âyet ve hadîs.
müteşâbihât: edebî sanatlarla ifade edilmesi sebebiyle mânâsı kapalı olan sözler, âyet ve hadîsler.
müteşâbike: birbirine girmiş, örgülenmiş, karışık.
müteşâib: şubelenen, kollara ayrılan.
müteşâkil: şakelce benzer.
müteşebbih: benzeyen.
müteşebbis: teşebbüs eden, işe girişen.
müteşekki: sızlanan, şikayetçi.
müteşekkil: şekillenmiş, oluşmuş.
müteşekkir: şükreden, teşekkür eden.
müteşekkirâne: şükrederek, teşekkür edercesine.
müteşeyyih: şeyhlik taslayan.
mütetâbık: birbirine uygun olan.
mütetâbıkan: birbirine uyarak.
mütetahhir: temizlenen.
mütevafık: birbirine uyan.
mütevaggıl: bir işle pek fazla meşgul olan.
mütevahhiş: ıssız, kimsesiz, korkutucu, ürkütücü.
mütevakkıf: bağlı olan.
mütevâkki: sakınan.
mütevâli: devamlı.
mütevâtir: yalan üzerine birleşmeleri aklen mümkün olmayan bir topluluğun bir olay hakkında verdikleri kesin haber.
mütevâtiren: kesin ve şüphesiz bir haber olarak.
mütevattın: vatan edinmiş.
mütevâzı: alçakgönüllü, tevazu sahibi.
mütevâzıane: alçakgönüllü bir biçimde.
mütevâzî: vezinli, tartılı.
mütevâzin: tartıları aynı olan.
müteveccih: yönelik, yönelen.
müteveccihen: yönelerek.
müteveffa: vefat etmiş, ölmüş.
mütevehhim: kuruntulu.
mütevekkil: vekil eden, tevekkül eden.
mütevekkilane: tevekkül edercesine, ALLAH a güvenerek.
mütevelli: vakıf idarecisi.
mütevellid: doğan, ortaya çıkan.
mütevessî: genişleyen.
müteyakkız: uyanık.
mütezâhim: kalabalıktan sıkıntı çeken.
mütezâyid: artan.
mütezellil: alçalan, zillete katlanan.
mütezellilâne: zelil olarak, alçalarak, zilletini bilip göstererek.
mütezelzil: sarsılan.
mütezelzile: sarsılmış.
mütezeyyin: süslenen.
mütezeyyine: süslenmiş.
müttaki: günahtan çekinen, takva sahibi.
müttebi: tabi olan, uyan.
müttefekunaleyh: üstünde birleşilen mesele.
müttefik: birleşmiş, kendisiyle birleşilen kimse.
müttefikan: hep birlikte.
müttefikane: birleşerek.
müttehem: suçlanan.
müttehid: birleşmiş, kaynaşmış.
müvazi: aynı ağırlıkta, denk, eşit.
müvekkil: vekil tayin eden.
müvellid: doğuran.
müvellide: doğuran, meydana getiren.
müvellidülhumûza: oksijen.
müvellidülmâ: hidrojen.
müverrih: tarihçi.
müvessî: genişlettiren.
müvesvis: vesvese veren.
müvezzi: dağıtıcı.
müvvellide: doğurtan.
müyesser: nasip olma.
müyul: meyiller, yönelmeler.
müzafünileyh: belirtili isim tamlamasında belirtilen isme denir.
müzâheme: sıkışıklık.
müzâhemet: karşılıklı olarak sıkıntı ve zahmet verme.
müzâheret: koruma, yardım.
müzâhir: koruyan, yardımcı.
müzahref: süprüntü, dışı süs içi pis şey.
müzahrefât: süprüntüler, dışı süs içi pis şeyler.
müzahrefiyet: dışı süs içi pis olma, fıtri olmama, yapmacık.
müzâkere: bir konuyu anlamak için karşılıklı konuşma, ders çalışma.
müzâyaka: darlık, yokluk.
müzâyede: artırma, satış.
müzdad: artırılmış, çoğaltılmış.
Müzdelife: Kâbede mukaddes bir yer.
müzehheb: yaldızlı.
müzehher: çiçekli.
müzehhib: yaldızcı.
müzekkâ: temizlenmiş.
müzekker: erkek.
müzekki: temizleyen, ıslah eden.
müzekkir: hatırlatan.
müzevver: uydurma, düzme.
müzevvir: yalancı, arabozucu.
müzeyyen: süslü.
müzeyyenât: süslüler.
müzeyyene: süslü, süslenmiş.
müzeyyifane: tezyif ederek, aşağılayarak.
Müzeyyin: süsleyen, her eserini harika nakışlarla süsleyen ALLAH .
müzhir: gösterici.
müzîc: taciz eden, rahatsız eden.
müzil: izale eden, gideren.
Müzill: indiren, alçaltan, zillete düşüren, ALLAH .
müzmahil: perişan olmuş, dağılmış.
müzmin: yerleşmiş, eski.
müznib: günahkâr.
müznibîn: günahkârlar.
Alıntı ile Cevapla