Ömer'in babası,
şafiiyım ve hedef kitlemde Hanefi nerdeyse hiç yok.diyanet yayınlarından mehmet keskinin,özellikle halil gönencin fıkıhlarını okutuyoruz.hanefi fıkhı sadece diyanetin merkezi sınavları için göz gezdiriyoruz.)
Şafii yada Hanefi mezhepler ayrı konu.asıl sıkıntı fıkhın hala güncelleştirilmemesi muğlak ifadelerden kesin naslara dayanmayan bazı konuları nasmış gibi dayatılması bence.
fıkıh kaynaklarımızda hala deve ile hacca gitmek,eski çağlarda kalmış kuleteyn denilen su havuzlarında abdest almak, eğitim için camilere/kurslara gelen kadınları/bayan öğreticileri adet özür abdest durumlarından horlamak kovulmasını sağlamak ürkütmek eğitimi bloke etmek vs...
İstanbul fatihte yaşayan bir öğrenciye kuleteyn hükümlerini anlat dur.ne anlayacak ve anlasa bile ne kazanacak bu öğrenci?
yada tüm gördüğü tek su evdeki musluk olan öğrenciye mutlak mukayyet suları anlatmak?
veya ayda bir rahatsızlanan kız öğrenciyi ve öğretmeni dersten camiden kurandan uzaklaştırmak?
amacımız öğrenciye bir ibadet ahlakı muamelat yöntemi öğretmek ise ne ala. Klasik dil ve anlaşılmaz ağır cümleler ile dostlar alışverişte görsün verim olmasa da olur zihniyeti ise verimsiz anlamsız bir kısırdöngü demektir.
o dediğin kitabı bilmediğimden fikir yürütmem.ama benimde kullandığım Bedia Hocanın tavsiyesi yerinde bence. M.Talu hocanın sadeleştirilmiş fıkhı yeni nesle verimli olur. kitap gayet anlaşılır bir dil. Yukarıdaki bir iki örnek ve onlarca sıkıntılar devam ediyor tabi ki.
ağır dil anlaşılmaz cümleler hocaya karizma verebilir ama verim alınmaz. Yaşanmış bir örnekle izah edilirse...hoca vaaz kürsüsünde basbas bağırır tağut şöyledir tağut böyledir.tağuta düşman olun.vs vs vs...hacı amca dışarı çıktığında yahu hoca tavuklarımdan ne istiyor.tavuk ha tavuk başka bi konu yok muydu der.)
amacımız ben ne kadar ve neler konuştum değil karşıda izleyen dinleyen öğrenciye ne kazandırdım olmalı.
__________________  Büyükler fikirleri, Ortalar olayları, Küçükler kişileri tartışır.
|