Rahmetli Dr. Mustafa es-Sıbai’nin Lübnan’daki İslami Çalışmaya Etkisi
Allah’ın takdiri ki İslami Çalışmanın gidişatının olgunlaşması için rahmetli Dr. Mustafa es-Sıbai’nin Edip Çiçekli döneminde Suriye’den Lübnan’a sürülmesi o döneme denk geldi. Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta ikamet etmesi dolayısıyla ve İslami çalışma alanında sahip olduğu ilim ve tecrübe aracılığıyla kendisini canla başla İbadurrahman Cemaati’nin oluşumuna ve şekillendirilmesine verdi.
Aramızdaki sıcak bağ önce Lübnan’da ikamet ettiği uzun dönem sonra da uzun hastalığı boyunca vefatına kadar devam etti. Bu lider davetçi âlime vefa borcu olarak verdiği faydadan ve Lübnan’da İslami yolun yönlendirilmesi ve köklüleştirilmesindeki kapsamlı faziletinden başka bir şeyi kaydedemiyorum.
Ebi Semra Camisi ve Unutulmayan Anılar
1958 yılında devrim esnasında Trablus Vakıflar Müdürü rahmetli Şehid İsam el-Mevlevi beni Ebu Semra Camisi’nde hutbe vermekle görevlendirmişti. Bu cami, nüfusu ve İslam’ın ağır bastığı Ebi Semra Bölgesi’ndeki tek camidir. O dönemde Lübnan Ordusu, Suriyeli milliyetçi militanlar ve Lübnanlı birlikler tarafından kuşatılmıştı.
Bu rolü üstlenmemin önemine kanaatime karşın bu teklife karşı geliyordum. Utancımın sebebi o sıra sayıları 30’u bulan Ezher Heyeti üyeleriydi. Cuma namazını o camide kılıyorlardı. Ben de henüz sakalı bitmemiş bir gençken; sahip olduğum şeriat ilminden daha sıkı bir ilme sahip olmalarına ek olarak başlarında Şeyh Salaheddin Ebu Ali (Allah rahmet eylesin) olmak üzere onların hepsi de en iyi âlimlerdi.
Özür sunmaya çalıştım ve Şeyh Salaheddin Ebu Ali’nin benim yerime bu işi yapmasını temenni ettim. Ancak herkes hutbeyi benim vermemde ısrar etti. Emir öncesinde de sonrasında da Allah’ın elindedir. Allah’ın yarattığında çeşit çeşit hikmetler vardır.
Bu dönemin anılarından biri de rahmetli İsam Mevlevi Cuma namazını sürekli bu camide kılardı. Cumalardan birinde namazdan sonra her zamanki âdeti üzere evine dönmek için yola koyuldu. Eve varmasına çok az kalmıştı ki keskin nişancının kurşunlarının kafasını ve kalbini delip geçmesiyle pencerenin ardında gelmesini bekleyen ana-babasının gözleri önünde şehit düştü. Allah ona rahmet etsin.
O dönemde unutmadıklarımızdan biri de Şeyh er-Rabbani Ömer er-Rafii (Allah rahmet eylesin) idi. Beni çok sever, davet ve hutbeye teşvik ederdi. Bana Kahire’de olduğu dönemde şehit Hasan El-Benna ile anılarını anlatırdı. Onu çok beğenirdi.
Bahsi geçen cami, halk bölgesinde tek cami olması nedeniyle siyasi ve parti güçlerinden (Arap Milliyetçileri Hareketi, Baas Partisi, Komünist Parti, Nasırcılar) herkes bu camiyi doldururdu. Caminin Cuma günlerindeki sürekli ziyaretçileri arasında kendisine devrimden sonra ilk hükümeti kurma görevi verilen rahmetli Raşid Kirami de (rahmetli lider Abdulhamid Kirami’nin oğlu) yer alıyordu.
|