Konu Başlıkları: Bu Genç Nasıl Düzelecek?
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Aralık 2019, 13:25   Mesaj No:1

Mihrinaz

Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:43
Mesaj: 12.364
Konular: 1263
Beğenildi:11774
Beğendi:8955
Takdirleri:26191
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Bu Genç Nasıl Düzelecek?

Bu Genç Nasıl Düzelecek?

"BU GENÇ NASIL DÜZELECEK?"

Diyelim ki karşınızda İslam’ın inanç sistemini sorgulayan, onu benimsememe konusunda ayak direten, ahlaken istenilen kıvamda olmayan, küstah, ukala, vurdumduymaz bir genç var. Siz ise onun bu durumundan şikâyetçisiniz ve bir şeyler yapmak istiyorsunuz. En kestirmeden ne yapabilirsiniz?

Buna dair onlarca –hatta belki yüzlerce- madde sıralanabilir, ama kanaatimce en kestirmeden yapılması gereken şey onu yaratılıştaki saf, temiz, berrak fıtratına döndürmek, fıtratın üzerinde biriken tortuları, pislikleri temizlemektir. Peki bunun için ne yapılabilir? Onu derin düşünceye sevk edecek bir şeyler yapmak gerek!

İyi ama nasıl?

Bir insanı derinden sarsacak, onu kendine getirecek olan şey öncelikle elindekilerin kıymetini ona öğretmektir. Bunun için de onun elindekilere sahip olmayanlarla yüzleştirmektir. Bu kapsamda şunlar yapılabilir:

1. Hayatın anlamını sorgulamasını sağlamak.

Hayatın anlamını çözmek ancak ölümü bilmekle mümkün. İnsan, ölümü aklından sildiğinde kendisini sanki dünyada hep yaşayacakmış gibi düşünüyor. Sağda ve solda ölüm haberleri duysa da, haberlerde ve internette ölüme ilişkin bir şeyler seyretse de, modern zamanın her şeyi sanallaştıran yapısı onun gözünde ölümü de sanallaştırıyor. Zannediyor ki ölüm, bir internet oyununda yanmaktan ibaret. Özellikle büyükşehirde yaşayan bir gencin ölüm düşüncesiyle yüzleşmesi mümkün değil. Koca koca binalar, asfalt yollar, trafik, kavga-gürültü derken hayat geçip gidiyor.

Öyleyse ne yapmalı?

Bir mezarlığa gitmek, hayatın dağdağasından uzakta, sessiz sakin birkaç dakika oturmak, mezarlıktakilerin sessiz çığlıklarını hissetmek insanın ruh dünyası üzerine biriken tortuları alıp götürür. Allah Resûlü (s.a.v.) ne buyuruyor: “Kabirleri ziyaret edin, çünkü kabirleri ziyaret etmek size ölümü hatırlatır.” (Ebû Davud, “Cenâiz”, 81)

Bir genç, kabristanda özellikle de kendisi gibi genç yaşta ölmüş kimselerin kabirlerini gördüğünde farklı duygular hisseder. Hele de yeni vefat etmiş kimselerin kabirlerini gördüğünde... Daha düne kadar kendisi gibi konuşan, gülen, espri yapan, sınav stresi içinde olan bir gencin kabrini gördüğünde hayatın ne kadar da pamuk ipliğine bağlı olduğunu yakînen görmüş olur.

Bu, insanın psikolojisini bozmak için değil, yalnızca günlük hayatın rutin koşuşturmacasından bir an sıyrılmak içindir. Zira ölüm düşüncesiyle yüzleştiğimizde dünyada var oluşumuzun anlamını sorgulamaya başlarız. Dünyada günlük hayatta dert ettiğimiz şeylerin ne kadar da basit, sıradan, dert etmeye değmez şeyler olduğunu anlarız.

2. Sağlığın değerini öğretmek:

Gençlere sağlığın ne kadar önemli olduğunu göstermek üzere hastanelerin özellikle de âcil servislerine götürmek, orada yarım saatliğine bir gözlem yapmalarını sağlamak iyi olabilir. Böylece çocuk, genç, yaşlı insanların nasıl sağlık sorunları içinde olduğunu bizzat görmeleri onlara kendisinin durumuna şükretme, sağlığın ne büyük bir nimet olduğunu anlama fırsatı verecektir. Üstelik sağlığın insanın tapulu malı olmadığını, her an bir kaza, hastalık vb. sonucu hastane köşesine düşebileceğini göstermek anlamlı olabilir.

3. Gençliğin geçiciliğini göstermek.

Gençlere gençliğin kalıcı bir şey olmadığını göstermek üzere onları huzurevlerine götürmek iyi olabilir. Orada eli yüzü buruşmuş, beli bükülmüş, kimsesi olmayan, olsa da gelmeyen yaşlılarla görüştürmek, konuşturmak bambaşka bir noktaya götürebilir. Gençliğin bedenimizde misafir olduğunu, misafirin bir gün gideceğini bizzat canlı örnekler üzerinden görmeleri onların fıtratlarını sarsabilir.

4. Sanal âlemden tabiata döndürmek.

Gençleri ağaçla, çiçekle, toprakla, hayvanlarla buluşturmak, sanal âlemin boğucu havasından kurtarmak onları fıtratlarına döndürmek için yapılabilecek en güzel şeylerdendir. Böylece yeşili yalnızca bilgisayar ekranında değil bizzat tabiatta görürler. Allah’ın muhteşem sanatını doğrudan doğruya izleyebilirler.

Yukarıda saydıklarım, gençlerin fıtratları üzerine biriken tortuları silip temizlemek için atılabilecek en kestirme adımlar. Mesele elbette yalnızca bununla bitmiyor, ancak fıtratı üzerindeki tortuları atabilen bir genç hayata daha başka bakmaya başlayacaktır. Allah’ın yarattığı fıtratta asla değişme olmaz. Fıtrat ölümden etkilenir. Fıtrat tabiatta dolaşmayı sever. Fıtrat yaşlı ve hastaları gördüğünde onlara acır, merhamet eder ve empati yapar. Böyle olan genç, artık Allah’ın şu hitabına layık bir hal alır:

“Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rum, 30)

Evet yüzünü dine çevirmek fıtrata çevirmektir. Yüzünü fıtrata çevirmek de dine çevirmektir.

S.Duman
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Mihrinaz 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Duyulmayan Çığlık...Va Mutasımah Muhtelif Konular Mihrinaz 0 39 25 Mart 2024 14:21
Rabia Sessizliği Gündem/ Manşetler Mihrinaz 0 68 08 Mart 2024 10:32
ABD Sahtekarlığın Kitabını Yazdı İslami Haberler Esma_Nur 2 100 06 Mart 2024 23:24
Ömer Seyfettin 140 Yaşında Kitaplar/Kütüphane Mihrinaz 2 64 06 Mart 2024 17:43
İnsan Hayatta İken Çocuklarından Birine Malını... İlmihal Bölümü Mihrinaz 0 70 06 Mart 2024 15:30