Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Aralık 2020, 21:00   Mesaj No:7

Mihrinaz

Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:43
Mesaj: 12.403
Konular: 1269
Beğenildi:11849
Beğendi:8990
Takdirleri:26311
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

ÜNİTE 5: SELÇUKLU KÜLTÜR VE MEDENİYET
DEVLET TEŞKİLATI

Selçuklular devlet teşkilatı alanında milli anlayışa
bağlı kalırken İslami esaslara da azami riayet
göstermişlerdir. Karahanlı, Gazaniler ve Samani
devlet yapısından istifade eden Selçuklular dini
hassasiyetleri dolayısıyla Abbasi devlet geleneğini
de ihmal etmediler.

SULTAN
Büyük Selçuklu devletinin başında, tam adıyla
Sultanu’l-Azam denilen sultan bulunur. Sultanın
gücünü Tanrı’dan aldığına (Kut anlayışı) ve onun
adına dünyaya hükmettiğine inanılır. Sultan devlet
adamlarının haftanın belli günlerinde huzuruna
kabul eder. Aynı zamanda halk sultanın huzuruna
çıkarak şikayetlerini ve taleplerini sunarlardı.
Selçuklularda uygulanıyordu. Bu sayede giderler
azaltılmakta, savaşa hazır kuvvetler tutulmakta ve
ikta olarak tahsis edilen toprakların işlenmesi
sağlanmaktaydı. Selçuklu sultanları Abbasi
Halifeliğine tabi idiler ve halifelik makamına büyük
saygı duymaktaydılar. Selçuklu sultanlarının Türkçe
adlarının yanında Arapça adları da vardı. Tuğrul
Bey Muhammed, Çağrı Bey Davud, Sencer Ahmed
adını kullanıyordu. Sultan Tuğrul Bey’e Bağdat
seferinden sonra Rüknüddin, Meliku’d-Meşrik ve’lMağrib unvanları Halife tarafından yazılmış
ünvanlara örnek gösterilebilir. Sultan merkezde
(başkent) oturur. Şehzadeler daha küçük yaşlarda
eyaletlere melik olarak gönderiliyor, kendilerini
yetiştirmek ve işlerini idare etmek üzere onlara
birer “Ata-beg” tayin ediliyordu. Şehzadeler
büyüdükten sonra da onların veziri, kumandanı
veya müsteşarı olarak kalan bu Ata-begler
şehzadelerin yetişmelerinde ne kadar faydalı
olmuşlarsa, onların sultanlığa veya hakimiyetlerini
gelişletmeğe kışkırtmak ve o sayede kendi
mevkilerini yükseltmek maksadıyla sebebiyet
verdikleri sarsıntılar dolayısıyla da o derece zararlı
olmuşlardı.

SULTANLIK ALAMETLERİ
Sultanlık alametlerini maddi ve manevi şeklinde
ikiye ayırabiliriz. Manevi alametler arasında hutbe,
unvan ve lakapları, maddi unsurlar arasında ise
tac, taht ve parayı sayabiliriz.
Hutbe: Cuma namazında hutbede halifeden sonra
kimin adı zikredilirse sultan olur. Bir sultana bağlı
(tabi) sultanların adı ise sultanlardan sonra okunur.
Taht iddiası ortaya çıktığında ise halife hanedan
üyeleri arasındaki mücadelenin sonunu bekler.
Sikke: Hutbeden sonra en önemli sultanlık alameti
kendi adına para bastırmaktır. Para bastırdığı
zaman bağımsızlığını ilan etmiş olmaktadır. Tabi
hükümdarlar bağlı oldukları sultandan sonra
adlarını paraya yazdırırlar. Sultanın adını
yazdırmadıklarında isyan etmiş sayılırlar.
Selçuklularda ilk para Sultan Tuğrul Bey adına
1042 yılında Nişabur’da altından kestirilmiştir.

Tevki ve Tuğra: Divanda vesikalarla ilave edilen
sultanın imzasına tevki’ , sultan adına çıkarılan
yazılara, besmele üzerine yazılan isim, lakap ve
dua cümlelerine tuğra denir. Ok ve yaydan ibaret
olan Kınık boyunun damgası Tuğrul Bey tarafından
tuğra olarak kullanılmıştır. Tuğrul Bey’den sonra
Selçuklu sultanları İslami geleneğe uygun olarak
dua cümlesinden oluşan tevki’ kullanmışlardır.
Çetr, törenlerde padişahın gölgelenmesi için
taşınan şemsiyedir.
Nevbet, sultanın bulunduğu mekanı gösteren
günde 5 namaz vaktinden sonra askeri bando
tarafından çalınan nöbete denir. Sultan’a bağlı
melikler 3 nevbet çaldırabilir. 5 nevbet
çaldırdığında sultana isyan etmiş sayılır. Nitekim
Muhammed Tapar anlaşmaya vardıktan sonra 5
nevbet çaldırınca ağabeyi Sultan Berkyaruk’a isyan
ettiği anlaşıldı.

SARAY TEŞKİLATI
Selçuklu Devletinde Rey, Isfehan, Bağdat, Merv,
Nişabur ve Hemedan’da saraylar vardı. Sultanın
ailesiyle ve hizmetçileri ile beraber kaldığı saray en
ihtişamlı dönemini Melikşah ve Sencer döneminde
görmüştür. Melikşah’dan itibaren saray teşkilatında
İran etkisi ağırlık kazanırken Oğuz ananesinden
tamamen uzaklaşılmamıştır. Saray hizmet eden
Memlüklerin çoğu Türk asıllıydı. Hizmetçilerin en
yüksek derecelisine Hacibu’l-Hüccab denir. Hacib
sultan ile hükümet ve halk arasındaki irtibatı
sağlar.
Eminr-i Candar: Hükümdarın ve sarayın
muhafızlığını yapar
Emir-i Silah: Hükümdarın silahını taşıyan ve
silahhaneden sorumlu kişiye denir.
Camedar: Sultanın elbiselerinden sorumlu kişidir.
Emir-i Alem: Sultanın bayrağından sorumlu
kişilerdir.

HÜKÜMET
Devletin en yüksek kurumu Büyük Divandır. Bu
divana bazen sultan da katılır. Divan’a vezirden
başka müstevfi, tuğrai ,müşrif ve ağrızul ceyş
katılır.
Divanı istifa: Devletin bütün mali işlerinden
sorumlu divandır. Reisine sahibi divanı istifa veya
müstevfi denir. Vergileri toplayan amiler
müstevfiye bağlıdır.

Divanı inşa(divanı resail): Devletin bütün
yazışmaları haberleşmeleri yapan divandır.

Divanı Tuğra: Berat, nişan ve tayin gibi bütün
belgeleri hazırlayan divandır.

Divanı İşraf: Devletin mali ve idari işlerini teftiş
eden divana denir. Reisine müşrif denir.
Divanı Arız: Ordunun ihtiyaçlarıyla ve
harcamalarıyla ilgilenen divana denir. Sorumlusuna
arızı ceyş veya arız denir.

DEVLET ADAMLARI
Selçuklular vezire hâce ünvanını kullanıyorlardı.
Vezirlik alametleri altın, divit ve taçtır. Atabeg
sultanın çocuklarının terbiyesiyle uğraşan ve
eyaletleri onlar adına idare eden kişilerdir.
Kendilerine yakın buldukları şehzadenin sultan
olması için uğraşırlardı.

İDARİ TEŞKİLAT
Büyük Selçuklu devleti merkez ve eyaletlerden
oluşurdu. Eyaletlere hanedan üylerinden veya
güvenilen komutanlardan vali atanırdı.
Selçukluların ilk başkenti Nişavur sonra İsfahan
sencer döneminde Merv oldu. Müsadere usulü hem
valiler hem de devlet adamları arasında
uygulanırdı. Eyaletleri hanedan üyeleri veya
şehzade, emirler, amid veya amiller idare eder.
Eyaletler valiliklere, valilikler ise kutval veya dizdar
denilen kale muhafızlarının idaresindeki kazalara
ayrılır. Belediye hizmetlerinden muhtesip , kazaların eminiyetinden
şahne sorumludur. Tabi hükümdarlar veya
eyaletlerdeki atabekler iç işlerinde serbest hareket
ederlerdi.

ASKERİ TEŞKİLAT
Ordunun başlıca kaynağı konar göçer Türklerdir. En
büyük ordudur. Başlangıçta boyların ortaya
çıkardıkları askere dayanan Selçuklu ordusu daha
sonra maaşlı ve toprak sahiplere dönüştü.
Hizmetleri mukabilinde ikta olarak emirlere ve
askere devlet arazisi tahrir ettirilerek yıllık gelirleri
dağıtıldı. İkta sahibi ölürse toprak oğluna geçerdi.
Selçuklu ordusu üçe ayrılır;
Gulaman-ı Saray: Küçük yaştan beri eğitim gören
sarayda yaşayan doğrudan sultana bağlı yılda 4
defa maaş(bistegani) alan askerlerdir.
Hassa Ordusu: Çoğunlukla türklerden gerektiğinde
çeşitli milletlerden toplanan merkezde durarak
sultanın emrine hazır durumda bekletilen askerlere
denir. Komutanlarına salar denir.
Sipahiler: Ülkenin her tarafına dağıtılmış ikta
arazisi üzerine yaşamaya, eğitime devam eden atlı
birlikler. Bunların dışında ücretli tutulan
askerler(haşer), Türkmenler ve gönüllü sınıflarda
hizmet etmiştir.
Savaş meydanında ordu merkez, sağ ve sol kol,
öncü ve artçı kuvvet şeklinde konuşlanırdı.

ADALET TEŞKİLATI
Şer-i ve örfi hukuk uygulanmaktaydı. Şer-i hukuka
kadılar bakardı. Evlenme, boşanma, nafaka, miras,
alacak verecek davaları, yetim, akıl hastaların
davaları, akrabası olmayan kadınların vasiliklerine,
noterlik işlemlerine bakardı. Davalar dışında
tereke, vakıf idaresi ve hayrat işlerinin hukuki
düzenlemesine de bakarlardı. Kadıları kadıl kudat
tayin eder, kadıl kudatı da sultan tayin eder.
Kadılara kimse müdahele edemezdi. Örfi davalara
emiri dad divani mezalim denilen mahkemeler
bakardı. Divanı mezalime zulme uğrayan,
memurlardan ve tüccarlardan şikayeti olan, verilen
kararın yanlışlığına inan herkes müracat ederdi.
Hüküm verme yetkisi sultana aitti. Sultan haftada
iki gün mahkemeye başkanlık ederdi. Topraklar
genişleyince sultan yerine vezir veya kadı veya
hanedan üyelerinden birini atamaya başladı.
Askerler arasındaki davalara kazasker bakardı.

TOPRAK YÖNETİMİ
Toprak haraci örşi ve emiri şeklinde 3 kısma ayrılır.
Hazineye ait olan ve ikta sisteminde dağıtılan arazi
emiri arazidir. Bu arazi nizamülmülk zamanında
bölünerek süvarilere dağıtıldı. Bu sistemde toprak
ve üzerinde yaşayan halk devlete bağlı ve onun
denetimindedir. Halk toprağı ekip biçmek şartıyla
geçici tapu ile toprağa sahiptır. Gelirini ikta
sahibine verir. Hükümdar iktasına has denir. İkta
sahibi bu verginin dışında fazla bir vergi talep
edemez. Toprağı işleyen halk bu hakkı evladına
bırakabilir.

SOSYAL VE EKONOMİ HAYAT
Selçuklu hanedan üyelerin dışındaki kesimin
tamamına reaya denir.Reaya devlete tabi olmak ,
vergi vermek ve üzerlerine düşen görevlerini
yapmak durumdadır.Devlet veya sultan ise onların
ihtiyaçlarının gidermek ve korumak
durumundadır.Reaya sınıfını ise göçebeler şehirler
ve köylüler diye ayrılır.

Göçebeler :Halkın önemli bir kısmını CEYHUN
nehrini geçerek Horasana geçen türkler
oluşmaktadır .Çadırda yaşıyor ve hayvancılıkla
geçimini sağlıyordu .Koyun ve at sürüleri olan
göçebelerin üretimleri et ,süt veyünden
ibaretti.Halı ve kilim ürünlerinin ticaretini yaparak
gelir elde ediyorlardı.Şehir hayatına uyum
sağlamayan göçebelerin verdikleri zararı önlemek
için devlet bu insanları ya CEYHUNUN gerisinde
tutmaya veya daha ileri kol olarak batıya sevkedip
Bizans topraklarına nakletmeyi veya oraları hedef
göstermeye çalıştı.Nitekim Sultan Sencer
zamanında bu sınıfa karşı yanlış bir tutum
sergilenmesi Oğuz isyanına neden olarak devleti
yıkıma götürmüştür.
Köylüler:Köylülerin önemli bir kısmı toprak
mülkiyetine sahip değildi .Köylü halk toprağı ekip
biçmek şartıyla geçici tapuyla toprağa sahip
olabiliyordu.Topraktan aldığı ürünün vergisini ikta
sahibine ödüyordu .
Şehirliler: Selçukluların kurulduğu Horasanda
başkent önce NİŞABUR du .Melikşah zamanında
REY başkent oldu.Sencer zamanında devleti
merkezi artık Merv kenti oldu .Şehirler içkale , asıl
şehir ve dış mahallelerden oluşuyordu.
Ülke ekonomisinin önemli ayağını ticaret alanı
oluşturmaktaydı. Verginin önemli kaynağı ziraat
ürünlerinden elde ediliyordu. Sanayii alanında da
kağıt , çini, cam,deri ve dokuma alanlarında
gelişme gösterilmiştir.
Selçuklular bir çok kurum inşaa ettiler. Medrese ,
hastane, gibi. İlk Selçuklu hastanesi NİZAMÜLMÜLK
tarafından NİŞABURDA açıldı .Sultan ALP ASLAN
zamanında açılan yeni hastanelerde Sabur b.Sehl
ve İbnü’t Tilmiz gibi doktorlar hizmet etmişlerdir .
Ordunun ihtiyacını gidermek için seyyar hastaneler
kuruldu.

İLMİ HAYAT
Bu dönemde açılan yeryüzündeki ilk üniversite
diyebileceğimiz NİZAMİYE MEDRESELERİ , asıl
amacı yıkıcı Şİİ faliyetlri kapsamındaki HAŞİŞİ
yapılanmasına ilmi alanda gereken cevabın
verilmesi ve doğru bilginin ortaya konularak halkın
biliçlendirilmesi amacıyla kurulsa da sadece
Selçuklu ilmi hayatını değil topyekün İslam
medeniyetinin gelişimine hizmet eden bir kurum
ve gelişme ortaya konmuş oldu. Medreseler sadece
din eğitimi değil astronomi ve diğer bilimleri de
vermekteydiler . Selçuklular döneminde matematik
ilmi büyük ilerleme kaydetti . Ömer Hayyam ,
Muhammed Beyhaki bu alandaki önemli insanlardır
. 1074 yılında kurulan rasathanede Ömer
Hayyam , Ebul ‘l –Muzaffer İsfizari , Meymun
b.Necip el Vasıti gibi astronomlar tarih-i
Meliki,Tarh-i Celil veya Takvim-i Meliki adıyla
meşhur Olan yeni bir takvim hazırladılar
. Bu takvim miladi
yani Gregoryen takviminden daha doğru hesaplara
dayanmaktadır . Abdurrahman el- Hazini ülkenin
enlem ve boylamlarını gösteren ‘’Zicü’s-Senceri
‘’yi

Sultan Sencere takdim etmiştir .
Tarihi ilmi Selçuklu ailesininkökeninden bahseden
Melikname ,İbn Hassul ‘un Risale-iMelikşahiye’si
,şair Ebu Tahir el-Hatuni’nin Tarihi-i Ali Selçuk ,
Sultan Sencer döneminde Ali el-Kaani tarafından
yazılan Mefahiru’l –Etrak bu alandaki önemli
eserlerden bazılarıdır . İran edebiyatının pek çok
ismleri Selçuklu sultanlarından himaye görmüşlerdir .Lami
,Cürcani , Ebiverdi ,Enveri ,Nizami ve Sadi –i Şirazi
döneminin ünlü şairleridir . Fasça edebiyat dili
olarak rağbeettirdi.


DİNİ HAYAT
Büyük Selçuklu Devleti Sünni inanca bağlı bir
devletti.Daha çok Hanefi kısmende Şafii mezhebi
yaygındı .Selçuklular amelde Hanefi itikatta
Maturidi mezhebini benimsediler. 1055 yılında
Bağdat’a girdiklerinde Şafii Kadı’l –Kudatı İbn
Makula ‘nın yerine Hanefi ebu Abdullah ed –
Demağani tayin edildi . Sultan Alparslan Bağdatta
Ebu Hanifenin kabrinin yanına Hanefiler için bir
medrese inşa ettirdi. Hanefi mezhebinin asıl
yayılma alanları ise Rey ,Buhara ,Semarkant ,
İsbicad ve Nişabur gibi kentler oldu. Ebu’l –Usr
Pezdevi ve Şemsüleimme Serahsi gibi dönemin en
ünlü alimleri bu şehirlerde yetişmişlerdir .Şafiilik
ise daha çok hicaz Mısırda gelişme gösterdi. Sünni
mezheb olan Şafii mezhebi içinde çok sayıda
medreseyi hizmete açmıştır . bundaki bir amaçda
Şii propagandasını etgisiz hale getirmekti. Şafii
uleması arasında İmamül Haremeyn Cüveyni ,Ebu
İshak eş-Şirazi İmamı Gazali sayılabilir. Selçuklu
Türkleri, sünni inancın düşmanı olan Şia ile
mücadele etmişlerdir . Şii Fatımi hilafetinin
karşısın da zayıflayan Sunni Abbasilerin yanında
yer alarak onları eski gücüne ve saygınlığına
kavuşturmuşlardır. O dönemde tefsir , hadis , fıkıh
ve kelam ilminde İslam dünyasının bugünde takdir
ettiği zirve isimler yetişmiştir . Gazzali (ö.1111),
Ebu İshak Şirazi (ö.1083), gibi önemli isismler
sayılabilir .Ebu Nasr Abdurrahim’in ‘’et-Teysir’’ adlı
eseri tefsir çalışması ,Beğavi ‘nin (Mesabihu’ssünne ) adlı hadis çalışması , Serahsinin (Mebsut )
adlı Hanefi fıkhıyla ilgili çalışması öneli eserlerden
bazılarıdır. Tasavvufun kurumsallaşmasının önemli
ölçüde tamamlandığı xı. Asra gelindiğinde başta
Horasan olmak üzere Selçuklu topraklarında çok
sayıda tarikat gelişme göstermiştir.Tuğrul Bey,
Baba Tahiri Üryan’ın nasihatlerini dinlerdi.
Selçuklu döneminin en önemli mutasavvıfı
Risale’i Kuşeyriyye adlı eseri ile meşhur
Abdülkerim Kuşeyri coğrafyayı etkilemiştir.Essülemiden tasavvuf terbiyesi alarak
Nakşibendiyye ‘nin ünlü ismi Ebu Ali el- Farmedi
‘yi etkilemiştir. Ahmet Yesevinin hem Horasan’da
hem Anadolu’da etkileri güçlü olmuştur .Türkler
arasında en yayagın tarikat ise Nakşibendiyye
tarikatıdır. XIV. Yüzyılında Bahaeddin Nakşibende
nisbetle Nakşibendiyye adını alan bu tarikatın
öncüsü Abdülhalık Gücdüvanı ‘nin Hacegan
tarikatıdır . Selçuklular çok sayıda medrese
açtılar . Bunlardan en meşhuru Nizamiye
Medreseleridir . Batiniliğin zararları ile ilmi
verilerle mücadele etmenin gerekliliğine inanan
Vezir Nizamülmülk ilk defa 1067 yılın da
Bağdatta devlet eliyele bir medrese açtı .Belli bir
bütçe ve proğramla ve müstakil bir binada
hizmet vermiştir.

SORULAR
1-Aşağıdakilerden hangisi sultanın alametlerinden
biri değildir ?
a-Taht b-Taç c-Hutbe d-Divit e-Para

2-Aşağıdakilerden hangisi adeta Türklerin tarikatı
olarak çok geniş bir alana tesir etmiş tarikattır?
a-Kdirilik b-Haydarilik c-Nakşibendilik dHalvetiyye e-Cüneydiyye

3-Gayri Müslimlerin topraklarından alınan vergi
türüne ne ad verilir?
a-Öşür b-Cizye c-İkta dHarac e-Miri

4-Yaptıkları isyanla Selçuklu devletini yıkıma
götürecek kadar tesir eden sosyal tabaka
hangisidir?
a-Ulema b-Köylüler c- Şehirliler
d-Göçebeliler e-Asker sınıfı

5-Aşağıdakilerden hangisi risalesiyle meşhur
Selçuklu dönemnin ünlü tasavvuf önderidir?
a-Abdülkadir Ceylani b-Maturidi cAmidilmülk Kunduri d- Kuşeyri e- Nizami

6-Aşağıdakilerden hangisi Selçukluların itikadi
mezhebidir?
a-Mutezile b- Eş-ari c-Hanefi dCebriyye e-Maturidi

7-Nizamiye medreseleri ilk olarak hangi tarihte
açılmıştır?
a-1057 b- 1067 c- 1077 d- 1087
e- 1097

8-selçuklular zamanın da halkın tamamını
karşılayan terim hangisidir?
a-Mevali b-Ümare c- Reaya dHanedan e- Duafa

9-selçuklu devlet teşkilatında haberleşme ve
bürakratik yazışmaları düzenleyen kuruma ne
ad
verilir?
a-Divanı istifa b- Divanı arz c- Divanı
inşs d- Divanı işraf e-Divanı hümayun

10-selçuklu devlet teşkilatında devlet işlerini ve
çalışanları denetleyen kurum hangisidir?
a-Divanı istifa b- Divanı arz c- Dvanı
inşa d- Divanı işraf e- Divanı zimam

11- Selçuklu devletinde örfi davalara kim bakar?
a-Emiri dad b-kadı c- Kadıl kullat
d-Sultan

12-Aşağıdakilerden hangi Selçuklu devletinde
hükümdarın ve sarayın muhafızlığını yapanlara
verilen isimdir?
a-Emiri şikar b-Emiri candar c-Emiri dad
d- Emiri has

13-Selçuklu devletinde kadıları kim tayin eder?
a-sultan b-Vezir c- Kadıl kullat dAtabek

14-Aşağıdakilerden hangisi vezirlik
alametlerinden değildir?
a-Çetr b-Altın b-Divid c –Taç

15-selçuklu devletinde şehzalerin eğitimi ile
hangisi ilgilenir?
a-Hümare b-Atabeg c- Melik dReaya

16-Aşağıdakilerden hangisi Selçuklu devletinde
kazaların emniyetinden sorumlu kimedir?
a-Amil b-Dizdar c- şahne d-Atabeg

17-Aşağıdakilerden hangisi başkentlik
yapmamıştır?
a-Merv b-Nişabur c-isbahan dÖtüken

18-Aşağıdakilerden hangisi Selçuklu devletinde
vezire verilen ünvandır?
a-Emir b-Müstevfi c-Hace dAmil

19-Aşağıdakilerden hangisi Selçuklu döneminde
şafii uleması arasında yer almaz?
a-Cüveyni b-Ebu Eş-şirazi c-Ebu
Abdullah ed Dameğani d-Gazzali

20- Aşağıdakilerden hangisi serahsinin Hanefi
fıkhıyle ilgili çalışmasıdır?
a-Melikname b-Mebsud c-Mefahi,rul
edrak d-Ed teysir

21-Aşağıdakilerden hangisi beğavinin hadis
alanındaki ünlü eseridir?
a-Mebsud b-Mesahibus-sünne c-Ed teysir
d-Mefahirul edrak
Cevap anahtarı:
1d 2c 3d 4d 5d 6e 7b 8c 9c 10d 11a 12b
13c 14a 15b 16c 17d 18c 19c 20b 21b
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla