Konu Başlıkları: diyanetin fetvası
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Eylül 2021, 23:40   Mesaj No:4

Mihrinaz

Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mihrinaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:43
Mesaj: 12.398
Konular: 1269
Beğenildi:11839
Beğendi:8986
Takdirleri:26241
Takdir Et:
Standart

Kadın cimri kocasının cebinden ihtiyacı kadar gizlice para alabilir.!"

Böylesi bir açiklama veya fetvanın önünü ardını bilmediğimiz zaman, sadece bu kısmıyla cımbızladığımızda kadını ve aileyi çok zor duruma düşüreceği, güven ve saygınlığı yerle bir edeceği doğrudur., Bunu, ahlakı Kuran olan üstün ahlak peygamberine dayandirmak büyük bir iftira olur.
Ne demek eşinin cebinden gizlice para almak? Hesabından al, kartından çektir. Sonra Çocuklarına nasıl bir açıklama yapacaksın? Benim "peygamberim babanın cebinden aşirmayı hoş görmüş yavrum"

Sonra evlatlar niye deist ataist.

Diyanet her daim elstrilerin odağı olmuştur ama son zamanlarda verdiği fetvalar mevcut sisteme entegre olmuş yapısı malesef eleştirileri haklı kılar nitelikte. Üzücü bir şekilde cemaat-tarikat- siyaset eksenli bir anlayışa büründü.

Konuya gelirsek.

Konunun geçtiği hadisi serifi inceleyelim tahlil edelim bakalım bize ne var?

Rivayet şöyle;

Hind bin Utbe ve eşi Ebû Süfyan Mekke'nin Fethi günü müslüman olur, Safa tepesinde itibarlı, Mekke'nin sosyetesi denilecek kadınlı-erkekli gruplar ayrı ayrı Allah rasulune biat ederler. Allah Rasulü kadınlara Mumtahine süresini ve son ayetini okudu.

Son ayetinde Allah Teâlâ şöyle buyurmaktaydı. Meâlen: “Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.”

Hırsızlık konusunda Hind:

Yâ Resûlallah! Ebû Süfyan oldukça eli sıkı bir kimsedir. Ben ondan habersiz malından bir şeyler alıyordum. Bu benim için helâl mi, değil mi? bilmiyorum. Fakat Ebû Süfyan ne bana ne de oğluma yetecek kadar bir şey vermiyor" der.

"Ebu Süfyan cimri bir adamdır. Ben onun malından (ondan habersiz) ihtiyacımız için gerekeni alıyorum, dedi. Bunun üzerine Ebu Süfyan: O sana helal olsun deyince, Peygamber (s.a.v.) güldü."

Peygamber (s.a.v.) bey'at şartları arasında: "Hırsızlık yapmamaları" diye buyurunca Hind: Ey Allah'ın Resulü, dedi. Şüphesiz ki Ebu Süfyan eli sıkı bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek kadarını almamda benim için bir vebal olur mu? Peygamber: "Maruf sınırları dışında olmadıkça hayır" diye buyurdu."

"Bu ancak örtüler arasında ondan saklamadığı yahut üzerine kilit vurmadığı mallar hakkındadır. Bu durumda kadın eğer bu örtüyü kaldırıp ondan herhangi bir şey alacak olursa emre karşı geldiği bir hırsızlık yapmış olur" der İbn Arabi



Bizde biraz eğilip bükülmüştür bu konu. Zaruri mi değil mi?(Zaruri ihtiyacı karşılamıyorsa ya kadin calışacak ki zorunlu değil ya da boşanma sebebi, ugraşılmaz bile)
Zaruretten fazlasıysa ne olacak?( Kadın bildiğin hırsız)
İstisnalar ne olabilir?( Adamın "hanım ben unutuyorum kira, market, pazar vs. sen cebimden alabilir, gerekli ödemeleri yapabilirsin" demesi kadının " şunu şunu ödemdiginden cebinden para aldım haberin olsun" demesi)


Hind ondan habersiz aldım dediği malı eşinin yanında söylemekte. Eşi helal ettim diyor. Yani buradan yüz kızartıcı şekilde gizlice eşinin cebinden veya hesabından para alabilirsiniz izni çıkmıyor. Aynısını erkeğin yaptığını düşünün. Çalışmıyor. Zaruri sigara ihtiyacı için karisindan gizlice para alsın.

Referans noktası hadisi şerifi bağlamından meramından kopardigimizda elimizde şahsiyet değil cinsiyet kalıyor. Bu üslup ve tavsiye ne Kuran'in ne de Allah Rasulü nün yaklaşımıdir.

Kuran kadına özellikle bu ayetle izzet-şeref- şahsiyet inşa ederken, bu şekilde cinsiyetçi bir yaklaşım kadını ancak aşağılıyor, kadını her devrin sorunu, fitnesi yapıyor.

Klasik fıkıh anlayışımız, suyun kaynağına götüren her devrin sorunlarına çözüm üretmekten uzak, durağan birikinti su havuzu içindeki suyla susuzlugu gidermeye uğraşıyor. Sorunun zort dediği yer tam burası. Sorun camit, donmuş, hayatın içinden elini etegini çekmiş, yolsuza, haksıza, adaletsize, torpile, adam kayırmaya, emek hirsızı makam sahiplerine, liyakatsizlere söz edemeyip sıkıştıkça kadın üzerinden fetva veren fıkıh anlayışımızda. Tasarruf için akşam pazarına gidin diyebilecek kadar basitleşen, kocanın cebinden izinsiz alabilirisiniz diyebilen Diyanette.

EN İYİ MÜFTİ DİYANET DEĞİL, VİCDANDIR. VURUN VİCDAN TERAZİSİNE NE YAPACAĞINIZI O SÖYLER.
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla