Hayal Ettiğimiz Cennet Kardeşimizin Gırtlağında Saklı
ZORLAMA YOKTUR; GIRTLAK SIKMA VARDIR!
Allah müslümanlara, "günah işleme alanı bırakmayın, kadınla erkeği görüştürmeyin, şarap fıçılarını kırın, kumarhaneleri yakın!" dememiştir. "Ateistleri teist yapın, inkârcıları mümin yapın, dünyayı müslümanlaştırın!" da dememiştir.
Allah kimsenin günah işleme hakkını elinden almamızı emretmez: fahşayı meşrulaştıranlar, kul hakkına göz dikenler, saldırganlar ve ahlaksızlığı toplumsal düzeyde yaygınlaştırmaya çalışanlar hariç...
Kimseyi zorla, boynuna zincir takarak cennete götürme yükümlülüğü yüklememiştir kimseye. Önce bunu bilmek lazım...
İnsanlara dini veya seküler bir yaşam tarzı dayatmaya kalkmak, dine ve özgür iradeye ihanettir.
İnsana saygısızlık ve insanların sürülerden ibaret varlıklar olduğunu söylemektir, insanlara Allah'ın bahşettiği iradeyi inkârdır.
"Mürtedi öldürün!"
"Namaz kılmayanı hapsedin!"
"Oruç tutmayanı sürün!"
"İman etmeyene sövün!" denilen bir müslümanlık ürettik biz!
Allah'ın istediği gibi bir tebliği, bir mücadeleyi, bir dili, bir ikna yöntemini; daha doğrusu bir hayat tarzını, bir ahlakı, bir pratiği oluşturamadıkça zorbalıkla "Allah rızası için" dini eğip büktük ve insanları islamdan korkuttuk!..
Dini münafık üretme çiftliğine çevirdik ve bütün basiretsizliğimizi, acziyetimizi, cehaletimizi inkârcıya, tarikatçıya, dinsize, kitapsıza küfrederek kamüfle etmeye çalıştık...
İslam tarihinde tüm çatışmalar İtikad dayatma, şeriat dayatma, cennet dayatma, halife dayatma, ilah dayatma yüzünden çıkmıştır. Herkes birbirine dinden yonttuğu "dincikleri" dayatmaya çalıştı ve çalışıyor!..
Dayatılan itikadın inkâr, dayatılan şeriatın kaos, dayatılan cennetin cehennem, dayatılan halifenin diktatör, dayatılan ilahın put ürettiğini artık bilmemiz gerek!..
Ve böyle dayatmaların hülasası olarak elimizde batının talan ettiği; ama buna rağmen birbirini "Allah rızası için" boğazlamaya da hazır kitlelerden müteşekkil, çocukları boğulan, kadınlarına tecavüz edilen, erkekleri batıya kaçmak için can atan, kan gölüne dönmüş "mübarek" kara parçaları kaldı!..
Ve biz bunlara utanmadan "İslam coğrafyası!" diyoruz.
Ve hepimiz biliyoruz ki; bu coğrafya çoktandır zulüm coğrafyasıdır. Ve bunun müsebbibleri batı emparyalizminden önce bizleriz. Referansını, fetvasını, gerekçesini ise Allah'ın değil kendi ellerimizle imal ettğimiz "dinlerimizden" alıyoruz.
Hayal ettiğimiz cennet, kardeşimizin gırtlağında saklı! O cennete ulaşmak için o gırtlağı sıkmamız şart ve sıkıyoruz!
Ramazan Yaman