Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Eylül 2023, 07:57   Mesaj No:1

Hâdimul İslam

Medineweb Baş Editörü
Hâdimul İslam - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Hâdimul İslam isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:15
Cinsiyet:
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:45
Mesaj : 12.934
Konular: 1392
Beğenildi:13162
Beğendi:9591
Takdirleri:30904
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İslâm Toplumunun Oluşumunda Hanım Sahâbîlerin Yeri ve Önemi

İslâm Toplumunun Oluşumunda Hanım Sahâbîlerin Yeri ve Önemi

Câhiliye devrinden sonra İslâm toplumunun teşekkülü, her yönden büyük ve köklü değişimlerle gerçekleşmiştir. İnsanlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak yer alan asr-ı saâdet; şirkten tevhide, zulümden adalete, cahiliyeden ilme dönüşün adıdır. Yeni bir toplum oluşumu elbette vahyin ve son peygamberin öncülüğünde gerçekleşmiştir. Ancak bu süreçte her zaman Hz. Peygamber’in (sas) yanında yer alan, ona itaat ve ittiba etmekten kaçınmayan, hayatlarının merkezine İslâm davasını yerleştirmiş ashâbın varlığı asla göz ardı edilemez. Nitekim Kur’ân-ı Kerim Hz. Peygamber’e iman eden bu ilk nesli “onu destekleyen, ona yardım eden ve indirilen nura tabi olan, kurtuluşa ermiş kişiler” olarak tarif etmiştir (bk. el-A’raf, 7/157).

İslâm toplumunun teşekkülünde ashâbın Resûlullah’a olan desteği kadını ve erkeğiyle yekvücut bir destektir.

Gerek Mekke gerek Medine döneminde hanım sahâbîler en az erkek sahâbîler pek çok sahada varlık göstermişlerdir. Onların kadınıyla erkeğiyle elbirliği içinde verdikleri mücadelenin neticesinde câhilî değerlerle örülü eski toplum yapısı tüm insanlığın kıyamete değin ilgisini çekmeye devam edecek üstün değerlerle bezeli bir topluma dönüşmüştür. Bu değişim ve dönüşümde kadın ve erkeklerin rolü Kur’ân-ı Kerim’de şöyle izah edilir:

Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdır. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar. Namazı kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Peygamberine itaat ederler.” (et-Tevbe, 9/71)



Söz konusu ayet-i kerimenin beliğ üslûbundan da anlaşıldığı gibi, hanımlar iyiliği emredip kötülüğe engel olmak gibi toplumsal vazifelerde erkekler ile omuz omuza bir çaba ve gayret içinde olmuşlardır. Bu omuz omuza çaba hem davet ve tebliğ alanında hem cihad alanında hem teşrî hem de eğitim öğretim faaliyetleri alanında kendini gösteren çok yönlü bir gayrettir.

İslâm’a Davet Alanında Hanım Sahâbîler

İslâm’a davet alanındaki katkıları ile hiç unutulmaması gereken başlıca isim, Peygamber efendimize ilk inanan, maddî ve mânevî desteğini hiçbir zaman esirgemeyen bir şahsiyet olarak tarihe geçmiş sevgili eşi Hz. Hatice’dir. Resûl-i ekrem, Hatice validemizin İslâm’a olan desteğini şöyle ifade buyurmuştur:

Hiç kimse benim peygamberliğime inanmazken o bana inandı. Herkes beni yalancılıkla itham ederken o beni tasdik etti. Hiç kimsenin bana bir şey vermediği zamanda o beni malıyla destekledi.”[1]


İslâm’ın yayılmasına katkıları ile bilinen hanım sahâbîler elbette Hz. Hatice ile sınırlı değildir. Peygamberimizin amcası Abbas’ın eşi Ümmü’l-Fadl, kocası Abbas’tan daha önce İslâm’a girmiş, Abbas’ın İslâm’ı benimsemesinde etkili olmuş bir hanımdır. Hz. Ömer’in İslâm’a girmesine vesile olan kadın, kız kardeşi Fatıma bint el-Hattab’dır. Hz. Osman’ın İslâm ile şereflenmesinde etkili isimlerden biri de teyzesi Sa’dâ bint Kürez olmuştur. Kendisine işkence eden kervan sahiplerinin İslâm’la şereflenmesine vesile olan Guzeyye bint Dûdân, davet ve tebliğde sabrı ve metaneti ile dikkat çeken bir hanım sahâbîdir.[2]

Hicret ve Cihad Alanında Hanım Sahâbîler

Medine Devleti’ne giden yolda oldukça önemli bir tarihi öneme sahip II. Akabe Biatları’nda, biri Ümmü Umâre Nesîbe bint Ka’b diğeri Ümmü Menî’ Esma bint Amr olmak üzere iki hanım sahâbî, Resûlullah’ı her ne pahasına olursa olsun destekleyeceklerine dair söz vererek Medine’ye davet eden sahabe arasında yer almışlardı.[3] Bu biat, siyasî ve askerî sonuçları olan bir sözleşmeydi. Bu itibarla bu sözleşmede yer alan her bir sahâbî Medine’ye hicretin mimarlarından biri olarak kabul edilebilir.

Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicret yolculuğu esnasında üç gece ardı ardına iki üç saatlik yolu yürüyerek Resûlullah’a ve babası Ebû Bekir’e yiyecek ve içecek götüren Esma, bu olağanüstü fedakârlığı ile “zatu’n-nitakeyn/çift kuşaklı” ünvanına hak kazanmış bir hanımdır.[4] Resûlullah’ın Medine’ye güvenle varabilmesi, güçlü bir İslâm toplumunun doğuşu bakımından çok kritik bir meseleydi. Bu nedenle Mekkeliler var güçleri ile Peygamberimizin hicretine mani olmaya çalışmışlardı.

Ancak Ebû Bekir ailesinin her bir ferdi cansiperane, bu yolda elinden geleni yapmıştı.

Medine’ye hicretten sonra Resûlullah’ın Mekkelilere karşı verdiği mücadele sona ermemişti. Özellikle Uhud Savaşı’nda Mekkeliler Resul-i ekremi ortadan kaldırmaya bir fırsat yakalamışlardı ki II. Akabe Biatı’nda da bulunan Nesîbe, Uhud’da eşi ve iki oğlu ile Resûlullah’a siper olmuş, onu Müşriklerin hedefi olmaktan korumuş hatta bu uğurda on iki yerinden yaralanmıştı.[5]

Siret-i nebide davet, tebliğ, hicret ve cihadın var oluş gayesi aileden, hukuka, eğitime ve ekonomiye kadar tüm unsurları ile yeni bir toplum tesis etmekti. Bu süreçte hanım sahâbîlerin bu unsurların da her birinin gelişimine önemli katkılar sağladıkları söylenebilir.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Hâdimul İslam 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmuş! Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 1 31 22Haziran 2025 22:54
Konsantre Gavurluk Makale ve Köşe Yazıları Hâdimul İslam 2 37 18Haziran 2025 18:21
Gökten Bir Ses Duyan Mesih Trump! Makale ve Köşe Yazıları Hâdimul İslam 1 38 18Haziran 2025 09:18
Bir Rahmet Müdahalesi İnşirah-Duha Suresi Tefsir Çalışmaları Hâdimul İslam 4 90 17Haziran 2025 21:05
Mesele Dış politika, Güvenlik Makale ve Köşe Yazıları Hâdimul İslam 0 31 16Haziran 2025 19:30