Konu Başlıkları: Bu Bir Zillet Tablosu
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Mayıs 2025, 21:40   Mesaj No:9

Medine-web

Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:8
Cinsiyet:Erkek
Yaş:51
Mesaj : 3.108
Konular: 341
Beğenildi:1527
Beğendi:514
Takdirleri:12762
Takdir Et:
Standart

Zulme Meyletmek: Sessizlikle Meşrulaştırılan İhanet

“Zâlimlere meyletmeyin; sonra ateş size de dokunur...”
(Hûd Sûresi, 113)

Artık saklanacak bir yer kalmadı. Bugün zulme yanaşmak, yalnızca şahsî bir zaaf yahut siyasî bir tercih değil; insanlığın, inancın ve vicdanın topyekûn ihlalidir. Bu, kanla yazılmış bir ihanettir. Sessizlikle kutsanan düzen, sadece bazı zalimlerin değil; onların arkasında saf tutanların, sessiz kalanların ve menfaat karşılığı susanların eseridir.

Bugün ümmet, içi boş sloganlarla avutulurken; Filistin’de akan kanın sponsoru olan ülkelerle ticari ilişkiler pervasızca sürdürülüyor. Bir yanda meydanlarda "Kahrolsun İsrail!" nidaları yükselirken, öte yanda aynı eller İsrail’in hamileriyle ticari masalara oturuyor. Bu çifte standart, sadece siyasi değil, aynı zamanda ahlaki bir çöküştür.

“Onlar, ne mü’minlere ne de kâfirlere bağlanırlar; arada bocalayıp dururlar.”
(Nisâ, 143)

Kur’ân bu kararsızlığı, bu kimliksizliği asırlar öncesinden haber vermişti. Ne safını net belirleyen bir mümin, ne de açık bir düşman; sürekli yön değiştiren, menfaatine göre şekil alan müzebzebin bir karakter… Bu yalnızca bireylerde değil, yöneticilerde ve devlet politikalarında da karşılığını bulmuş durumda.

İslam dünyasında yöneticiler, koltuklarını koruyabilmek adına zalimle yan yana durmaktan çekinmiyor. Ancak bu basit bir tercih değil, küresel emperyalizmin israilin çıkarlarını gözeten Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme projesi olan BOP’un bir parçası olarak yürütülüyor. Hatırlayın; bazı liderlerin açık itirafları hâlâ hafızalarda:

“Irak’ta ABD başarılı olsun, İsrail zarar görmesin; ikisine de destek veririz.”

Bu tür açıklamalar, bir dönemin değil, sistemleşmiş bir aklın ve işbirlikçiliğin özetidir. Aynı akıl zamanla FETÖ’yü, Ergenekon’u, "vatan-millet" söylemlerini ve benzeri aparatları kendi çıkarları uğruna kullanarak halkı yanıltmıştır. Hukuk, üstünlerin aracına dönüştürülmüş; muhalifler baskılanmış; adalet, tarafsızlığını yitirmiştir.

Toplumun önemli kesimleri ise korku, geçim sıkıntısı ya da aidiyet duygularıyla suskun kalmakta. Özellikle Kürt vatandaşlarımız, bir halkın kimliğini ifade etmesi yerine, sistematik olarak “terör” ile özdeşleştirilmeye çalışılmakta; çığlıklar bastırılmakta, kardeşlik zeminleri sabote edilmektedir.

Aynı şekilde, din de sistematik şekilde araçsallaştırılmakta, halk başörtüsü, imam hatip ve Kur’an kursları gibi değerlerle oyalanırken; arkadan ahlak, adalet ve liyakat zeminleri çürütülmektedir. Tarikatlar, oy deposu olarak istismar edilmekte, yeni fetövari yapılar üretilmektedir. Bu, sadece siyasal değil, dinî bir çürümüşlüğü de işaret eder.

Ekonomi deseniz; yoksullar kısa vadeli yardımlarla susturulurken, zenginler vergi baskısıyla ezilmekte; emekliler adeta unutulmuş, kadın ve aile politikaları ise Batı eksenli projelerle çözülmek yerine daha da karmaşık hale getirilmiştir. “Kadını koruma” söylemi altında aile çözülmekte, erkek figür etkisizleştirilmekte, çocuklar ise sahipsizleştirilmektedir.

Ve toplum, bütün bu gelişmeler karşısında susmaktadır. Çünkü;

“Başörtüsü yasaklanmadı, imam hatipler açık, ezan okunuyor…”

Ancak bu tür simgeler, içi boşaltılmış bir düzenin üstünü örtemez. İslam’ın özü sadece simgelerde değil; adalette, merhamette, hakkaniyette, direnişte ve emanetin ehline verilmesindedir. Bugün ümmet susarsa, yarın varlığını koruyamayacaktır.

“Zulme rıza, zulümdür.”
(Hadis-i Şerif)

Bugün sustuğumuz her şey, yarın çocuklarımızın yakarışı olacaktır. Ne “kiliseden olayım ne camiden” diyen kimliksizler gibi ortada kalalım, ne de hem Allah’ı hem şeytanı razı etmeye çalışan sahte müminler gibi çelişkiler içinde yaşayalım.

Zulmü alkışlayan değil, susarak meşrulaştıran batırır toplumu.

Bugünkü sistemin üç temel dayanağı var:

Zalimler

Zalime yaltaklanan çıkarcılar

Ve sessiz çoğunluk

Ama unutmayın:

Allah susmaz.
Tarih susmaz.
Vicdan susmaz.
Ümmet susmamalıdır!
( Muhsin Arslan 11.02.2004 filistine destek mitinginden bildiri metni)
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla