Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30Haziran 2025, 19:08   Mesaj No:2

Hâdimul İslam

Medineweb Baş Editörü
Hâdimul İslam - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Hâdimul İslam isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:15
Cinsiyet:
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:45
Mesaj : 12.971
Konular: 1399
Beğenildi:13187
Beğendi:9611
Takdirleri:30904
Takdir Et:
Standart

Kur’an-ı Kerime göre kadın ve erkek birbirlerine karşı üstünlükleri bulunan iki farklı cinstir. İki varlık arasındaki farklılık birinde olanın diğerinde bulunmadığı özelliği gösterir. Bu husus kadın-erkek arasındaki mutlak üstülük iddiasını ortadan kaldırmaktadır. Nikâh yoluyla birliktelik sağlayan taraflardan her birisi, üstün yönleriyle yekdiğerinin eksikliklerini tamamlamakta (Bkz. Nisâ, 4/34) ve bu yolla ayrılmaz biçimde iç içe geçip bütünleşmektedir.



Aile yuvasında “rahmet” ve “meveddet”in belirleyici olduğu iyilik merkezli ilişkiler, istenilen şeyin gönül coşkusuyla fazlasıyla yapıldığı (ihsan), her davranışın olumluya yorumlandığı, af ve hoş görünün bir lütuf değil vazife telakki edildiği huzur ortamını doğurur. İlişkilerin temeline oturan bu zihniyet, adaleti aşan bir özellik arz eder. Bu da ilişkiler ağına (eşlerin birbirine ikramı hatta cinsel ilişki) ibadet karakteri kazandırır.

Neslin devamı için kadın ve erkek birbirine ilgi duyacak şekilde yaratılmıştır. Esasen bu, fıtrat kanunudur. Çünkü zıt kutuplar birbirini çeker. Varlık da bundan doğar. Karı-koca için kullanılan “zevc” kelimesinde de bu incelik gözükmektedir. Zira zevc aynı cinsten (Bkz. Mutarrizî, el-Muğrib, “z.v.c.” md) fakat zıt özellikteki, karşıt kutuplu varlıklar (erkek-dişi) (Bkz. Necm, 53/45; Kıyâme, 75/39) için kullanılır. Karı-koca arasındaki uyum, ahenk ve ünsiyeti sağlayan, varlığı doğuran, sürekliliği sağlayan da budur.

Karşıt cinsleri birbirlerine cazibe merkezi haline getiren şehvet dürtüsüdür ve bu arzu insanın en zayıf yönünü teşkil eder. (Bkz. Âl-i İmrân, 3/14; Yusuf, 12/23-24, 33) Yusuf (as) ile Züleyha arasında geçen olay, bu konuda en güzel örnektir. Kur’an-ı Kerim Allah’tan bir “burhan” görmemiş olsaydı Hz. Yusuf’un (as) Züleyha’nın cinsel ilişki kurma talebine olumlu cevap vermeye niyetlendiğini belirtir. (Bkz. Yusuf, 12/23-24) Fakat bu sarsıntının ardından Yusuf (as) kadının kararlılığını gördüğünde bu konuda nefsine yenik düşmekten Allah’a sığınır ve Ondan yardım dileğinde bulunur, Allah da onun bu duasını kabul ederek onu korur. (Bkz. Yusuf, 12/33-34) Bu da gösteriyor ki bir Peygamber bile bu konuda sıkıntıya düşüyorsa diğer insanlar çok daha dikkatli olmak zorundadır. Bunun için Kur’an-ı Kerim “zina yapmayın” yerine “zinaya yaklaşmayın” ifadesiyle zinaya götürebilecek ortamlardan uzak durulmasını talep eder. (Bkz. İsrâ, 17/32) Hadiste de zina daveti alan ve Allah’tan korktuğunu beyan edip bu talebi reddeden mü’min hesap gününde Yüce Yaratıcı’nın özel misafiri olarak ağırlanacak yedi sınıf içinde sayılmıştır. (Bkz. Buhârî, “Ezân”, 36, “Zekât”, 16, “Rikâk”, 24, “Hudûd”, 19; Müslim, “Zekât”, 91…) Hatta böyle bir imtihanla karşı karşıya kalıp da nefsini yenen bir mü’minin dünya sıkıntılarından birisiyle karşı karşıya kalıp da çaresizliğe düştüğünde Allah’a bu ameliyle tevessül etmesi durumunda, Allah’ın o şahsı bu sebeple sıkıntıdan kurtaracağı hadiste bir örnekle anlatılmaktadır. (Bkz. Buhârî, “Enbiyâ’”, 53, “Edeb”, 5; Müslim, “Zikir”, 100; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, III, 142-143)
Alıntı ile Cevapla