Deveye “Boynun neden eğri?” demişler, “Nerem doğru ki…” demiş.
Beşerî sistemler zaten sakattır; bize özel sakatlık ise ayyuka çıkmış durumda. Sakatlığımızı kutsallaştırmak için de başına “milli” eklenince tamamdır… Kumarın başına “milli” eklenince milli piyango meşru olur.
Eğitimin adının başına “milli” eklenince eğitim oluyor.
Batılılara olan hayranlığımızı, kanunlarını kopyalayıp başına da “milli” ekleyince tamamdır sanıyoruz. Eğitim, aile, gelenek ve örfler bir bir öğütülmeye mahkûmdur.
“Dindar nesil yetiştireceğiz” diye yola çıkanların yola çıktığı yıllarda doğan çocuklar bugün 24 yaşında.
Tıpkı Onuncu Yıl Marşı’nda zaferlerini kutladıkları gibi, “On yılda on beş milyon ataist genç yarattık” naraları misali…
Sistem o kadar derin ve sinsidir ki, Batılıları bile hayrete düşürecek meyveler veriyor. “Milli” kavramını öyle ustaca kullanıyorlar ki; milli eğitim, milli aile, milli kumar, milli faiz, milli laiklik, milli içki…
Bir sürü “milli” saçmalıkla ortada ne idüğü belirsiz bir nesil yetişti.
Meyveler ise ortada: Hapishane, hastane, polishane, öğütümhane, sığınmhane, huzurhane, fuhuşhane…
“Kadına ve çocuğa şiddet yok” kılıfı altında şirin görünmeye çalışırken babaları moruk, anneleri kocakarı diye yaftalayıp ailelere milli kayyum...
Öğrenciye şiddet yasak adına otoritesiz bırakılan öğretmenin içler acısı hâli…
İçi boş dinî eğitimin yetiştireceği meyve: abdestsiz, ateist, deist nesil…
Hürriyet namına dekolteli öğretmenin ergenler sınıfına eğitim vermesi…
Kadını sokağa yatak kıyafetiyle çıkarmayı “özgürlük” diye sunarken tacizcilerin suçlanması…
Nasreddin Hoca’nın “Taşları bağladılar, köpekleri saldılar” hikâyesinin ta kendisi…
Zaferlerini kutlamak için ise “milli din” de tamamdır: Milli maşallah, milli inşallah, milli hamdolsun…
__________________  Büyükler fikirleri, Ortalar olayları, Küçükler kişileri tartışır.
Konu Medine-web tarafından (06 Aralık 2025 Saat 21:45 ) değiştirilmiştir.
|