Kur'an Arkeolojisinde Öncü Çalışmalar
Bu konu, Kur’an Arkeolojisi yaklaşımının metodolojik çerçevesini ele alan sabit konunun devamı niteliğindedir.
Müslüman alimlerin çağdaş arkeolojinin ortaya çıkmasından yüzyıllar önce tarihi eserlere yönelik ilgileri sistemleşmese de hep var olagelmiştir. Mısırlı araştırmacı
El-Daly’nin Türkçeye
Kayıp Binyıl: İslam Dünyasında Hiyeroglifler ve Eski Mısır adıyla tercüme edilen
Egyptology: The Missing Millennium isimli araştırması, klasik dönem Müslüman yazarların arkeolojik çalışmalarının miktarını ve niteliğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir.(Okasha El-Daly, Kayıp Binyıl: İslam Dünyasında Hiyeroglifler ve Eski Mısır, İthaki Yayınları, İstanbul, 2013.)
Hint alt kıtasında Hindu ve Hristiyan eleştirmenlere cevap verme ve İslam’ı savunma ihtiyacı entelektüel olarak bu bölgedeki birçok Müslüman alimi motive etti. Bu da gerek dinler tarihi gerekse de arkeoloji, sosyal antropoloji gibi bilimlerde araştırma yapmayı beraberinde getirmişti. Özellikle 19 ve 20’nci yüzyılın en önemli müfessirlerinden olan
Allâme Hamiduddin Ferâhî’nin (1863-1930) ilmî çalışmaları Kur’an ve arkeoloji arasındaki sıkı bağların ilk örnekleri olarak anılabilir. (Ferâhî hakkında en kapsamlı çalışma Dr. Orhan Güvel tarafından yapılmıştır: Hamîduddin El- Ferâhî ve Kur’an’ı Yorumlama Metodu: Kur’an Surelerinde Yapısal Ve Tematik Bütünlük, KURAMER Yayınları, İstanbul, 2020)
Konuyu önce
Tefsîru niẓâmi’l-Ḳurʾân ve teʾvîlu’l-Furḳān bi’l-Furḳān adlı kapsamlı tefsirinde işlemiş daha sonra ise müstakil olarak konuya dair
er-Raʾyu’ṣ-ṣaḥîḥ fî men huve’ẕ-ẕebîḥ (A’zamgarh 1331, 1338) adlı bir kitap kaleme almıştır. Ferâhî’nin bu eseri,
Hz. İbrahim’in kurban etmeye teşebbüs ettiği oğlunun İshak değil İsmail olduğunu Yahudi ve İslam kaynaklarıyla mukayeseli olarak ortaya koyduğu bir eserdir. Kitap,
Emîn Ahsen Islâhî tarafından
Urducaya çevrilerek neşredilmiştir (Delhi, ts.; Lahor 1395/1975).
Ferâhî’nin izinden giden
Ebu’l Âla Mevdudi’nin (1903-1979) Tefhimu’l Kur’ân adlı tefsiri ile
Seyyid Süleyman Nedvî’nin (1884-1953) Arżu’l-Ḳurʾân (I-II, A’zamgarh 1915-1918) eseri örnek verilebilir. Bu kitap Kur’an-ı Kerim’de geçen
coğrafi mekânlar ve kavimler hakkında
Urduca ilk çalışmalardandır. Nedvî bu eserini
sîret projesinin bir parçası olarak göstermektedir (
Şah Muînüddin Ahmed Nedvî, s. 192-193).
Seyyid Muzafferüddin Nedvî’nin büyük ölçüde bu kitaptan faydalanarak
A Geographical History of the Qur’an adıyla kaleme aldığı eser (
Lahore 1968; Delhi 1985), Nedvî’ye nisbet edilerek
Kur’ân Coğrafyası: Kavimler ve Toplumlar: Ad Semud Medyen ismiyle Türkçeye tercüme edilmiştir (
Trc. Abdullah Davudoğlu, İnkılap Yay., İstanbul, 2003).
Dinler tarihi ve arkeolojiyi Kur’an çalışmalarıyla meczeden bir başka alim ise yine Hindistan coğrafyasından
Ebû’l Kelâm Âzâd’dır (1888-1958). Âzâd’ın bu alanlarda
Aṣḥâb-ı Kehf (Delhi, ts.), el-Bîrûnî aur Coġrâfiye-i ʿÂlem (New Delhi, 1980), Ḥażret-i Yûsuf (Delhi, ts.) ve Ẕülḳarneyn (Lahor, ts.) isimli eserleri. bulunmaktadır