Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30 Kasım 2008, 14:13   Mesaj No:3

melis

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:melis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2229
Üyelik T.: 11Haziran 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 364
Konular: 59
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Bediüzzaman ve demokrasi -2

Bünyamin Duran
Prof. Dr.
Bu tebliğde, ilk olarak İslami gelenekte Kur'an'ı anlama ve yorumlama farklılıklarına dikkat çekilecek ve Bediüzzaman'ın bu gelenek içindeki yeri belirlenecek, daha sonra Bediüzzaman'ın genel yaklaşımlarından hareketle demokratik bir siyasal yapının teolojik, ahlaki, hukuki temelleri belirlenmeye çalışılacaktır.
Konuyu analize başlamadan önce, demokrasi kavramı üzerinde kısaca durmakta yarar vardır. Burada demokrasi kavramından "evrensel politik ilkeleri", yani bireylerin istedikleri kişileri temsilci olarak seçebilme ve istemedikleri takdirde görevden alabilme hakkına sahip bulunmalarını güvence altına alan bir politik mekanizmayı kastediyoruz. Buna göre, demokrasi bireylerin seçme ve seçilme hakkını kabul eden, tüm dini ve kültürel ortamlara uygulanabilir akıcı, esnek, dinamik bir yönetim tarzıdır.
İslam ve demokrasi kavramları, bazılarınca birbirini dışlayan kavramlardır ve hatta birbirini yok eden mekanizmalardır; dolayısıyla onlara göre ya İslam vardır ya da demokrasi. Yani İslami bir demokrasi pratikte mümkün değildir. Bu iddiaların temelinde, demokrasiyle sekülerliği özdeş sayma hatası yatmaktadır. Oysa sekülerlik ya da sekülerleşme ile sekülarizm arasında önemli fark vardır. Sekülerleşme; genel olarak rasyonelleşme, endüstrileşme, kentleşme, bilimselleşme ve demokratikleşme süreçlerini içerirken, sekülarizm ise din karşıtı bir ideolojidir. Diğer bir değişle, sekülarizm, yukarıda sayılan süreçlerin bir kısmını taşımakla birlikte, kendi felsefi ve ahlaki ilkelerini dini ilkeler yerine ikame etmek isteyen din-karşıtı "izm"lerden birisidir. Sekülarizm, her zaman rasyonelleşme ve demokratikleşme ilkelerini taşımayabilir. Saddam rejimi seküler bir rejimdi ama, demokratik bir rejim değildi. İngiliz rejimi demokratik bir rejim ama aynı zamanda dini bir rejim de.
Bu ayrımı dikkate alarak yaklaştığımızda, Bediüzzaman'ın; rasyonellik, kentleşme, endüstrileşme, bilimselleşme ve demokratikleşmeyi onayladığını, İslamla bunların çelişmeyeceğini düşündüğünü söyleyebiliriz.
Alıntı ile Cevapla