Konu Başlıkları: *Gadir Hum Olayı
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18 Aralık 2008, 19:22   Mesaj No:1

AşıkıZehra

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:AşıkıZehra isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2783
Üyelik T.: 25 Temmuz 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 137
Konular: 26
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart *Gadir Hum Olayı

*Gadir Hum Olayı

GADİR HUM OLAYI

Resulullah (s.a.a) Hicretin onuncu yılında hacca gitmeyikararlaştırmıştı. Bu kararı açıkladığında, Resulullah ile birliktehacca gitmek için Medine’ye çok sayıda insan geldi. Bu hacca “Haccet-ülVeda” “Haccet-ül İslam” “Haccet-ül Belağ” “Haccet-ül Kemal” ve“Haccet-üt Tamam” da denilmektedir.

Resulullah (s.a.a) gusledip,saçlarına yağ sürerek taradıktan sonra, iki çöl elbisesiyle Zilhicceayından beş-altı gün önce Cumartesi günü (İzar ve Ridayla) Medine’denyola çıktı. Resulullah (s.a.a) Medine’den çıktığında onunla birlikteeşleri, Ehl-i Beyti, Muhacir, Ensar ve diğer Arap kabilelerinden büyükbir topluluk da yola çıktı.

Resulullah (s.a.a) Medine’den yolaçıktığı o günlerde Medine halkından bir çok kimse çiçek veya kızamıkhastalığına yakalanmıştı. Bu yüzden birçok insan Resulullah (s.a.a) ileHacca gitmek şerefine erişemediler. Buna rağmen çok büyük bir insantopluluğu onunla beraber Medine’den hareket etti.

BazılarıResulullah’la birlikte hareket edenlerin sayılarının 90 bin kişi,bazıları 114 bin kişi, bazıları 120 bin kişi, bazıları 124 bin kişi,bazıları da bundan daha fazla olduğunu yazmışlardır. Bunlar Hz.Peygamberle birlikte hareket edenlerin sayısı olup Mekke’de olanlar,Yemen’den Hz. Ali (a.s) ve Ebu Musa ile gelenler de onlara eklenirse ozaman hacıların sayısı bu rakamların çok üzerinde olacaktır.

Resulullah(s.a.a) pazar günü sabahleyin “Yelemlem”e vardı, sonra hareket edipakşam yemeğini “Şeref-us Seyale”de yedi, akşam ve yatsı namazını daorada kıldı. Daha sonra (oradan hareket edip) sabah namazını “IrkuzZabye”de kıldı. Sonra “Revha”ya indi. Daha sonra Revha’dan hareket edipikindi namazını “Munsaref”te kıldı. Oradan da hareket edip akşam veyatsı namazını “Muteaşşa”da kıldı ve akşam yemeğini de orada yedi. Yineoradan hareket edip, sabah namazını “Esabe”de kıldı. Salı günününsabahı “Arc”a (Akabet-ul Cuhfe’ye) vardı; orada deve kemiyi ileboynundan kan aldırdı. Çarşamba günü “Sekya”ya vardı, sabah namazını“Ebva”da kıldı. Sonra oradan hareket edip Cuma günü “Cuhfe”ye vardı.Oradan da “Kadid”e ulaştı ve cumartesi gününü orada istirahatlageçirdi. Pazar günü “Usfan”da idi. Sonra oradan hareket edip “Gamim”evardı; Gamim’de yayalar sıraya geçip yürümekten dolayı Peygambereşikayette bulundular. Resulullah (s.a.a) onlara, “süratle yürüyün”buyurdular. Onlar da böyle yaparak rahatladılar. Pazartesi günü“Merr-uz Zahran”a vardılar. İkindiyi orada geçirerek akşamleyin“Seref”e ulaştılar. Akşam namazını kılmadan Mekke’ye ulaştılar. GeceyiMekke girişindeki dağın arasında geçirdiler ve salı günü sabahleyinMekke’ye girdiler.

Resulullah (s.a.a) hac amellerini yaptıktansonra, Mekke’ye geldiği insanlarla Medine’ye geri dönerlerken, Medine,Mısır ve Iraklıların yol ayrımı olan Gadir-i Hum’a ulaştıklarında,Cebrail şu ayeti indirdi: “Ey Peygamber, Rabbi’nden sana indirilenitebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O’nun elçiliğinitebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır ...”

Allah-uTeala bu ayetle, Resulullah’ın (s.a.a), Hz. Ali (a.s)’ı imam olarakhalka tanıtmasını ve velayet hakkında nazil olanı, onlara tebliğetmesini emretti ve ona itaat etmeyi herkese farz kıldı. Bu olayZilhiccenin 18. Günü vuku buldu.

Hacdan dönenlerden ilk grupCuhfe’ye yaklaştığında Resulullah (s.a.a) önde gidenlerin geridönmesini ve geride kalanların da bu bölgede onlara ulaşmasını emretti.O bölgede bulunan, birbirine yakın beş büyük ağacın altında oturmaktanonları sakındırdı; bu ağaçların altını temizletti, öğle namazı içinezan okundu, daha sonra Resulullah (s.a.a) halkla birlikte o ağaçlarınaltında namaz kıldı.

Hava çok sıcaktı; insanlar sıcaktanabalarının yarısını başlarına çekip, yarısını da ayaklarının altınaseriyorlardı. Semure denen ağacın üzerine elbise vb. şeyleri atarakResulullah (s.a.a) için gölgelik yaptılar.

Resulullah (s.a.a)namazını bitirdikten sonra cemaatın ortasında, deve semerleri üzerineçıkarakherkesin duyacağı şekilde yüksek bir sesle şöyle buyurdular:

“Bütünövgüler Allah’a mahsustur; O’ndan yardım diliyor, O’na iman ediyor, Onagüveniyoruz. Nefsimizin şerlerinden, kötü amellerimizden Allah’asığınıyoruz. Sapan kimseyi O’ndan başka kimse hidayet edemez; O’nunhidayet ettiğini ise kimse saptıramaz. Allah’tan başka ilah olmadığına,Muhammed’in Onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ediyorum.”

Ve Sonra:

“Eyinsanlar! Latif ve Habir olan Allah bana haber verdi ki, hiçbirPeygamber, kendisinden önceki peygamberin ömrünün yarısından fazlayaşamamıştır; ben yakında Rabbimin davetine icabet edeceğim. Bensorumluyum, siz de sorumlusunuz. O halde siz ne düşünüyorsunuz?”

Halk: “Biz senin tebliğ ettiğine, nasihatta bulunduğuna, çaba sarf ettiğine tanıklık ediyoruz. Allah sana mükafat versin.”

Resulullah:“Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisiolduğuna, cennet ve cehenneminin hak olduğuna, kıyamet günününgeleceğine ve kabirde olanların dirileceğine şehadet ediyor musunuz?”

Halk: “Evet buna şehadet ediyoruz.”

Resulullah: “Allah’ım şahit ol.”

Yine Resulullah: “Ey insanlar! İşitiyor musunuz?”

Halk: “Evet işitiyoruz.”

Resulullah:“Ben sizden önce (Kevser) havuzun başına gideceğim, siz orada benimyanıma geleceksiniz. O havuzun genişliği “San’a” ve “Busra” arasıkadardır. O havuzda, yıldızlar sayısında kadehler vardır. Benden sonrasekaleyn hakkında nasıl davranacağınıza bakın.”

Halktan birisi: “Ya Resulullah, sekaleyn nedir?”

Resulullah: “Değerli büyük emanet: Allah’ın kitabıdır; bir tarafı Allah’ınelindedir, diğer tarafı ise sizin elinizdedir. Ona sımsıkı sarılın,sapmayın. Değerli küçük emanet ise: Ehl-i Beyt’imdir. Allah-u Tealabana bildirdi ki, onlar havuzun başında bana ulaşıncaya kadarbirbirlerinden ayrılmayacaklardır. Bunların birbirinden ayrılmamasınıben de Rabbimden istedim. Onlardan ne öne geçin ve ne de geride kalın;çünkü helak olursunuz.”

Resulullah (s.a.a) daha sonra Hz. Ali(a.s)’ın elini tutup her ikisinin koltuk altları görülecek kadar kolunuyukarıya kaldırdı. Herkes onu görüp tanıdı; sonra şöyle buyurdu:

“Ey İnsanlar! Mü’minlerin kendilerinden, onlara daha evla kimdir?”

Halk: “Allah ve Resulü daha iyi bilir.”

Resulullah: “Allah-u Teala benim mevlamdır, ben de mü’minlerin mevlasıyım; benonlara kendilerinden daha evlayım. Öyleyse ben kimin mevlası isem, Alide onun mevlasıdır.”
Resulullah bu cümleyi üç defa tekrarladı.(Hanbeli’lerin imamı Ahmed b. Hanbel’e göre, dört defa tekrarlamıştır.)Daha sonra şöyle buyurdular: “Allah’ım, onunla dost olana dost, onadüşman olana düşman ol; onu seveni sev, ona buğzedene buğzet; onayardım edene yardım et, ondan yardımını esirgeyenden yardımını esirge;o nereye dönerse hakkı onunla döndür. Biliniz ki, bu sözleri hazırolanlar hazır olmayanlara bildirmelidirler.”

Halk henüz dağılmadan Allah-u Teala şu ayeti indirdi: “Bu gün dininizi kemale erdirdim, nimetimi size tamamladım ve din olarak İslam’ı size beğendim.”

Bunun üzerine Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular: “Allah-u Ekber! Din kemaleerdi, nimet tamamlandı, Allah benim risaletime ve benden sonra Ali’nin velayetine razı oldu.”

Daha sonra orada bulunan insanlar Hz. Ali(a.s)’ı tebrik etmeye ve kutlamaya başladılar. Hz.Ebu Bekir ve Hz Ömer, Hz.Ali (a.s)’ı ilk kutlayan kimselerdendirler.
Onlardan her biri; “Bu makam sana kutlu olsun ey Ebu Talibin oğlu! Sen, her mü’min erkek ve kadının mevlası oldun” diyorlardı.

İbn-i Abbas da; “Vallahi bu velayet herkesin üzerine farz oldu.” dedi.

Hassan da şöyle dedi: “Ya Resulullah! Bana izin ver de Ali hakkında, halkın duyması için bazı beyitler okuyayım.”

Resulullah (s.a.a) buyurdular: “Allah’ın bereketi üzerine söyle”

Hassan ayağa kalkıp şöyle dedi: “Ey Kureyş’in büyükleri! Peygamber (s.a.a)’in huzurunda mezkur velayet hakkında şöyle diyorum:

Hum’da Gadir günü Peygamberleri onlara sesleniyor.

Herkesin duyacağı şekilde yüksek bir sesle.

Bütün ümmet bunda ittifak etmiştir ve İslam tarihinde bundan başka bir Gadir olayı yoktur. Gadir olayı denince bu konu akla gelir. Gadir-i Hum denince de, Cuhfe yakınlarındaki meşhur vetanınan yer hatırlanır ve araştırmacılardan hiç kimse Gadir-i Humolarak ondan başka bir yer tanımazlar


Kaynaklar

*Müsned (Ahmed Bin Hanbel)

*Müstedrek-üs Sahihayn (Hakim Nişaburi)

*Sünen (İbni Mace)

*İhkâk-ul-Hak (Şehid Kâdî Nurullah Şuşterî)

*Abekât-ül Envâr (Mîr Hâmid Hüseyin)


ALINTIDIR..
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi AşıkıZehra 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
-Neden EHLİBEYT? Makale ve Köşe Yazıları hattaboğlu 7 2938 20 Şubat 2009 23:57
Kainatta İlk Yaratılan Şey! Hz.Muhammed(s.a.v) hattaboğlu 31 12603 20 Şubat 2009 23:47
)*(Benimle evlenirmisin? Şiirler ve Şairler Esma_Nur 7 2442 09 Şubat 2009 23:17
ve durdu yağmur..... Makale ve Köşe Yazıları AşıkıZehra 0 2070 09 Şubat 2009 23:00
.......güle benzer Şiirler ve Şairler _bülbül_ 6 2344 22 Ocak 2009 22:14