|  22 Aralık 2008, 20:06 | Mesaj No:1 | 
  |     Durumu:    Medine No :  2783  Üyelik T.:
25 Temmuz 2008  Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj :
137Konular:
26  Beğenildi:2 Beğendi:0
 Takdirleri:10 Takdir Et: 
	  Konu Bu  
				Üyemize Aittir! |   * Secdeden Gayrı /* 
   * Secdeden Gayrı /*  
 
 SECDEDEN GAYRI
 
 İlim kapısında verdim yılları,
 Dinledim, ''Hâkk'' diyen âlim kulları,
 Sordum, Dost'a giden bütün yolları;
 Yakın yok dediler.. Secdeden gayrı...
 
 Ne bağış yaptığın, vakıf listesi,
 Ne de alkışların esrarlı sesi.
 Günde seksen kere, berât müjdesi;
 Veren yok dediler.. Secdeden gayrı...
 
 
 Huşû tüllerinden, kanat açmaya,
 Bir lâhzada, yedi semâ geçmeye,
 Kevser şerbetini, elden içmeye,
 Ruhsat yok dediler.. Secdeden gayrı...
 
 Dedim: yıllar yılı gönlüm harapta,
 Devâ bulamadım, sazda şarapta,
 Bir yudum su verin, kaldım serapta;
 Pınar yok dediler.. Secdeden gayrı...
 
 
 Gördüm ki, insanın iki düşmanı,
 Biri kendi nefsi, biri şeytanı,
 Dedim: kuşansam mı kılıç kalkanı?
 Silah yok dediler.. Secdeden gayrı...
 
 Yaklaştım.. Süslü bir, mermer kabire,
 Belli ki zenginmiş.. Dönmüş fakire.
 Fidye var mı? dedim Münker Nekir'e;
 Meded yok dediler.. Secdeden gayrı....
 
 Baktım.. Ay yıldızlar kalmaz zikirden,
 Var mı dedim sizde, şirk denen kirden?
 Dile geldi bütün, Kâinat birden;
 Biz de yok dediler.. Secdeden gayrı...
 
 Rahmet çöllerinde, rahlemi kurdum,
 Gözlerimde seller, vakfeye durdum,
 Safâ'ya, Merve'ye, Kâbe'ye sordum;
 Mîrâc yok dediler.. Secdeden gayrı...
 
 CENGİZ NUMANOĞLU
 
 | 
  |  |   |