27 Aralık 2008, 12:50
			
			  |  
			 
			Mesaj No:13  |  
         Durumu:     Medine No :  2229   Üyelik T.:
11Haziran 2008   Arkadaşları:0 Cinsiyet:   Mesaj :
364 Konular:
59  Beğenildi:6 Beğendi:0  Takdirleri:10  Takdir Et: 
	   Konu Bu  
				Üyemize Aittir!      |       Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI...           Uzun Soluklu Adımlarım!    Başımı aldım gidiyorum  Hesap etmediğim bir istikamete doğru yöneliyorum  Hazanlaşan ağaçların altından ve terki mekân edilen sokaklardan   O kadar sakin ve fakir ki  Kim ve kimseler yok, terk edilmişlik yüreğimi dağlıyor  Gözlerim buğulanıyor ve kalbimin burukluğu nüksediyor derinliğimde   Etrafa bakınıyorum  Yapraktan yoksun dallar üzerinde kuşları fark ediyorum  Hiç ses çıkartmadan ve dalgın bakışlardan serencamlarını anlıyorum   Yalnızlığa adımlayarak  Kalbi hissedişlerimle nihayetimi sorgulayarak gidiyordum  Hareketsiz yatan kediyi fark ettim ve eğilerek onun geçmişine gittim   Sokaklar ağlıyordu  Duvarlar yas içinde hicrana yaslanıyor ve boş bakıyorlardı  Üzerlerinde ne bir çocuk ve ne de bir oynaşan hayvan vardı yalnızdı   Evlerin perdeleri  Alel usul duruyor ve hüznü bariz bir şekilde haykırıyordu  İnsanlar yoksa ve hatta bir canlı bulunmuyorsa anlamsız kalıyorlardı   Anlamak için merak  Akıl için idrak, kul için mutlak olan kalbi itminanlık ve inançtı  Kitabı celille hikâye edilen nesillerin ve evrenselliğe amade sezişlerin   İnsan kimliğinde  Kin ve nefretin, marazlar içinde gerçekleşmeyen hissedişlerin  Ancak iyilik ve hoş görünün, müsamaha içinde kenetlenecek elbirliğin   Göçüp giden nesillerin  Ön yargısız nefeslerin ve kelamı kemaliyet içinde zikretmenin  Hasretiydi andığım ve kültürel erozyondan en bariz korku okunuyordu   Örf ve ananelerimiz  Küreselleşme vaadiyle terk ettirilen en değerli faziletlerimiz  Mürebbi kimliğinde gezinen ve kalbi boşluk içinde nefeslenen hüznümüz   Mustafa CİLASUN      |  
  |   |        |