Konu Başlıkları: Esma-ül Hüsna/ Medineweb
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 Aralık 2008, 15:05   Mesaj No:62

seydanur

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:seydanur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 4172
Üyelik T.: 29 Eylül 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 74
Konular: 17
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Esma-ül Hüsna




[B][FONT=Comic Sans MS][SIZE=2][COLOR=Black]Esma-ül Hüsna


EL-MUKİT

"Her şeyi lâyıkıyla bilip gözeten ve her şeye kudreti yeten.”

"Azıkları yaratıp bedenlere gönderen." [Gazâlî.]

Mukît, ilim ve kudrete birlikte delalet eden bir ilâhî isimdir. Hermuhtacın neye muhtaç olduğunu bilmek ilim ile olur. Bu ihtiyacı yerinegetirmek ise kudret gerektirir. Buna göre, bir mahlukun ihtiyacınıngözetilmesi ve yerine getirilmesiyle Mukît ismi tecelli eder.

İhtiyaçlar maddî olabileceği gibi manevî de olabilirler. Cahiliyedevrinde insanların en büyük ihtiyacı, 'tevhid inancıydı'. Bundanmahrumiyet, onları putlara tapacak kadar perişan etmişti. Cenâb-ı Hak,o kavme en son ve en büyük elçisini göndermek suretiyle, onların buihtiyacına en güzel şekilde cevap verdi.

Mukît'in bir başka mânâsı da, "Her muhtaca ihtiyacı kadar rızık veren"şeklindedir. Bu isim, kut ve gıda vermek demek olan 'ikâte' fiilindengelmektedir. Bir canlının yeme, içme, görme, işitme, yürüme gibi hertürlü ihtiyacı Rahman ve Rezzak olan ALLAH tarafından karşılanıyor.

Her canlıya, kendisine yetecek kadar rızık vermek 'ikâte' fiiliylegerçekleştiriliyor ve bu ilâhî ihsanda Mukît ismi tecelli ediyor.


EL-HASİB

"Kulların yaptıklarını muhasebeye tâbi tutan."

"Amellerin karşılığını verme hususunda kâfi olan."

“Onlar (peygamberler) ALLAH'ın gönderdiklerini tebliğ edenler, O'ndankorkanlar ve ALLAH'tan başka hiç kimseden korkmayanlardır. Hasîb olarakALLAH yeter." [Ahzâb: 33/39.]

Bu ism-i şerif 'Alîm, Habîr ve Hafız' isimleriyle yakından ilgilidir.İnsanı yaratan ALLAH, elbette onun her şeyini, her fikrini, herinancını, her niyetini yakînen bilir. ALLAH'ın bildiği, haberdar olduğuve hıfzettiği bu gibi hal ve hareketlerden, insanın cüz'î iradesinebırakılan ve hakkında emir ve yasak bulunanlar, ahirette Hasîb isminintecellisiyle, muhasebeye konu olacaklar ve insan, bütün bunlardanhesaba çekilecektir.

Hesap sormak, 'bilmekten, haberdar olmaktan ve hıfzetmekten' farklıdır.Bundan dolayı, Hasîb ismi, Alîm, Habîr ve Hafız isimlerinden ayrıdır vemüstakil bir isimdir.

Nur Külliyatından bir ikaz cümlesi:

"İnsan bu keramete, bu şerefe nail olduğu halde, kendisini başıboş vegayr-ı mes'ul zannetmesin.Onun da divan-ı muhasebatta pek karışıkhesabları vardır. Ondan kurtulduktan sonra, müstehak olduğu yeregidecektir." [Mesnevi-i Nuriye.]

Hasîb isminin bir başka mânâsı da 'kâfi gelen, yeten' şeklindedir.

"HasbiyALLAHu lâ ilahe illa hu," yani "ALLAH bana yeter, O'ndan başka ilâh yoktur." [Tövbe: 9/129.]

âyet-i kerimesi, Hasîb isminin insan kalbindeki kâmil tecellisini bizehaber vermektedir. "ALLAH bana yeter" cümlesi bir hükümdür, "O'ndanbaşka ilâh yoktur" cümlesi ise bu hükmün delilidir.

Bütün mü'minler, 'HasbünALLAH' yani 'ALLAH bize yeter' derler. ÇünküO'nu, "herşeyin dizgini elinde, herşeyin hazinesi yanında, herşeyinyanında nazır, her mekânda hazır, mekândan münezzeh, aczden müberra,kusurdan mukaddes, nakstan mualla bir Kadîr-i Zülcelâl, bir Rahîm-iZülcemâl, bir Hakîm-i Zülkemâl" (Nur Külliyatından, Sözler) olaraktanırlar ve böylece iman ederler.

Kulun bu isimden alacağı ders, ölümle birlikte hesap dönemininbaşlayacağını, kabir âleminde sorguya çekileceğini, kıyamet ve haşirsafhalarından sonra her amelinden en ince teferruatına kadar hesapvereceğini bilmesi ve ömrünü ona göre tanzim etmesidir. Bu kısa dünyadönemine aklanmaması, ana rahminde olduğu gibi kabir âleminde ve dahasonrasında kimseden bir yardım görmeyip, ancak ALLAH'a sığınacağınıbilerek, bu dünya hayatında da "ALLAH bana kâfidir" deyip, teslim vetevekkül dairesinde yaşamaya çalışmasıdır.



EL-CELİL

"Sıfatları sonsuz kemâlde bulunan."

“Mâlikiyet, hâkimiyet, kudret, azamet gibi bütün celâl sıfatlarına sahip olan."

"Heybeti, akılları dehşette bırakan."

"Celîl ismi, Azîm ismine yakın bir mânâ taşır. Aralarındaki ince farkı İmam Gazâlî Hazretleri şöyle ifade eder:

"Celîl ismi sıfatların kemâline delalet eder. Azîm ismi ise, hem zâtın hem de sıfatların kemâline birlikte delalet eder."

Nur Külliyatından bir hakikat dersi:

"İsm-i Celâl, alelekser nevilerde, külliyatta tecelli eder. İsm-i Cemâlise mevcudatın cüz'iyatına tecelli eder... Ve keza celâl, vâhidiyetintecellisinden, cemâl dahi ehadiyetin tecellisinden zahir olur."[Mesnevî-i Nuriye.]

Bir çiçeğe baktığımızda ondaki güzelliğe, ince sanata, renklerindekiahenge hayran kalırız. Bu güzellik ALLAH'ın Cemîl isminin birteceilisidir. Bütün çiçeklere birden nazar edebilsek, bu hayranlığımızhayrete dönüşür. Bu kadar çiçeği ayrı ayrı süslemek, aralarında hoş birahenk kurmak azim bir tasarruftur, harika bir icraattır. İşte buazamet, haşmet ve büyüklük mânâları, Celîl isminin tecellisiyledir.

Bîr kuşun, bulduğu bir taneyi zevkle ve heyecanla yemesinde, Rezzakisminin bîr tecellisini seyrederiz. Bir milyonu aşkın canlı türünün,rakamlara sığmayacak kadar çok fertlerinin birlikte rızıklanmalarınıdüşündüğümüzde, karşımızda bir celâl tablosunu buluruz. Ve o muhteşemziyafette Celîl isminin bir tecellisini okuruz.

Yıldızlar âlemini ve büyük denizleri seyrettiğimizde de nazarımızaöncelikle celâl tecellisi çarpar. Bu haşmetli tablolarda Celîl isminiokuruz. Ancak, bunların gözler kamaştıran bir güzellikleri de vardır.Her iki tabloda da celâl içinde bir cemâl tecellîsiyle karşılaşırız.Nur Müellifi bu hakikati, 'celâlin gözünde cemâl' şeklinde ifadebuyurur.

Kısacası, her biri sonsuz kemâlde bulunan ilâhi isimlerin, bütünmahrukatı kaplayan o muhteşem tasarruflarının her biri, vahidiyetintecellisiyledir ve Celîl ismini bir başka pencereden bize gösterirdururlar. Bir tecellide, ALLAH'ın 'celîl hâlikîyetini,' bir başkasında'celîl hâkimiyetini' bîr diğerinde ise 'celîl mâlikiyetini...' müşahedeederiz.

Hâlıkiyet, mâlikiyet ve hâkimiyetin, bütün varlık âlemini ihataetmeleri ve hükümleri altına almaları, vahidiyet tecellîleridir veCelîl ismini fikir ehline okutturur, ders verirler.

Kulun bu isimden alacağı ders:

İnsan, kendi varlığını sonsuz varlıklardan bir nokta, simasını sonsuzsimalardan bir sima, sofrasını sonsuz sofralardan bir sofra... olarakgörüp, ilâhî isimlerin o celîl tecellileri karşısında hayretle secdeetmeli, haddini bilmeli ve isyandan sakınmalıdır.
Alıntı ile Cevapla