Konu Başlıkları: Esma-ül Hüsna/ Medineweb
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 Aralık 2008, 15:15   Mesaj No:64

seydanur

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:seydanur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 4172
Üyelik T.: 29 Eylül 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 74
Konular: 17
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Esma-ül Hüsna

Esma-ül Hüsna



EL-VÂSİ'

"Bütün sıfatları sonsuz ve sınırsız olan."

"Geniş rahmetiyle bütün varlıkları kuşatan."

“Sınırsız ilmi, olmuş ve olacak her şeyi içine alan."

“Bu, ALLAH'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. ALLAH, Vasi'dir, Alîm'dır." [Mâide: 5/54.]

Bu ilâhî isim, mânâca, Muhît ismine yakın görünürse de, Vâsi' ismiçoğunlukla ALLAH'ın zâtı ve sıfatları için, Muhît ismi ise fiilleriiçin kullanılır. Meselâ, "ALLAH, o Vâsi' merhametiyle bütün mahlukatıMuhit'tir (kuşatmış, ihata etmiştir)" dediğimizde her iki ismi birliktekullanmış oluruz. Ve aralarındaki farkı bir derece hissederiz.

ALLAH'ın merhameti vâsi'dir. Mahlukat yaratılmadan önce de bu böyleidi, yine böyledir. Mahlukatı yarattığında O'nun o vâsi' merhameti hermuhtacı kuşatmış, içine almıştır.

İlâhî ilim, kudret ve sair sıfatlar için de benzer şeyler söylenebilir.

Buna göre, Muhît ismi, fiilî bir isimdir, ihata etme fiiline dayanır. Vasi' ise ALLAH'ın zâtına ve sıfatlarına bakar.

Bütün sema tabakalarını ve arzı kaplayan Kürsî, ALLAH'ın Vâsi' isminin en büyük bir tecelligahıdır.

"O'nun Kürsi si, bütün gökleri ve yeri kuşatmıştır."


EL-HAKÎM

"Hüküm ve hikmet sahibi."

"Her şeyi olduğu gibi bilen."

"Gerekeni en güzel ve en faydalı şekilde yapan."

“En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Azîz'dir, Hakîm'dir."
[Haşr: 59/24.]

Şu görünen varlık âlemine, kitab-ı âlem denildiği gibi, ilâhî fermanınbir ismi de Kur'ân-ı Hakîm'dir. Kur'ân'ın bütün emir ve yasaklarınıninsanın faydasına olduğunun en açık bir delili, şu kâinat kitabınınilim ve hikmetle âdeta kaynaşmasıdır.

Herbir fen, bu âlem kitabındaki sonsuz hikmetlerin sadece bir yönünüaçıklamaya çalışır. Bitkilerden, hayvanlardan, denizlere, yer altına veyıldızlara kadar her âlem, ayrı bir ilim dalının konusu olmuş ve herbiri hakkında yüzlerce, binlerce kitap yazılmıştır. Âlemin bir küçükmisali olan insanın derisi, iç organları, kalbi, gözü, kulağı ayrıbirer ilim dalının inceleme konusudur.

Şu âlemde, her şeyin nice hikmetlerle dolu olduğunu gören insanoğlu,kendisini gayesiz, faydasız kabul edemez. Boş şeylerle uğraşıp ömrünüzayi edemez.

Ruhun hanesi olan beden, bu kadar hikmetli yapıldığına göre, o hanede tasarruf eden ruh nasıl hikmetsiz olabilir!?..

İnsan ruhunun ve kalbinin de hikmetli bir yol tutmaları, ancak Kur'ân-ı Hakîm'e uymalarıyla mümkündür.

Hakîm isminden gerekli dersi alan bir mü'min, her şeyi hikmetle yapanve insanın ruhunda ve bedeninde nice hikmet cilveleri sergileyenRabbinin hikmetine uygun hareket etmeye gayret gösterecek, faydalıişler yapacak, boş ve zararlı şeylerden sakınarak ahireti için azamîderecede sevap kazanmaya çalışacaktır.

Eşyada gizli ilâhî sırları ve gayeleri keşfetmek için çaba gösterecek,hikmetin 'faydalı ilim ve salih amel' tarifine uygun olarak, sadecegerçeği öğrenmekle kalmayacak, ilmini amelle destekleyerek Hakîm isminemazhariyetten nasibini alacaktır.

Böylece, "(ALLAH) hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona pek çok hayır verilmiştir"
[Bakara: 2/269.] âyet-i kerimesindeki müjdeden nasiplenmeye çalışacaktır.
Alıntı ile Cevapla