Konu Başlıkları: KURAN-I KERİM OKUMANIN FAYDALARI
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19 Ocak 2009, 21:06   Mesaj No:3

Aysima

Medineweb Sadık Üyesi
Aysima - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Aysima isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1390
Üyelik T.: 16 Nisan 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 685
Konular: 242
Beğenildi:20
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: KURAN-I KERİM OKUMANIN FAYDALARI

Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Sizin en hayırlınız Kur'an-ı Kerimi öğrenen ve öğreteninizdir." (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbn Mace)
Abdullah bin Mes'ud (Radıyallahu Anh)'dan rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu: "Kim Allah'ın kitabından bir harf okursa ona bu sebeple bir hasene verilir. Hasenenin karşılığı ise on mislidir. Size elif lâm mim bir harfdir demiyorum, fakat elif bir harfdir, lâm bir harfdir ve mim de bir harfdir." (Tirmizi) Ebu Ümame el-Bahili (R.A)'den rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Kur'an-ı Kerim'i okuyunuz. Çünkü o kıyamet gününde okuyucularına şefaatçi olarak gelecektir." (Müslim)
Ebu Hureyre (R.A)'den rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu: "Herhangi bir topluluk Allah'ın evlerinden birinde toplanır, Kur'an-ı Kerim'i okurlar ve aralarında müzakere ederlerse mutlaka üzerlerine kalp huzuru, gönül ferahlığı iner, Allah'ın rahmeti kendilerini kaplar, melekler kendilerini kuşatır ve Allah da onları kendi katındakiler içerisinde anar." (Müslim, Ebu Davud)
Ebu Musa el-Eşari (R.A)'den rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Kur'an okuyan mü'min, kokusu hoş ve tadı güzel portakal gibidir. Kur'an okumayan mü'min de tadı güzel olup kokusu olmayan kuru hurma gibidir. Kur'an okuyan münafık kokusu güzel ve tadı acı olan reyhane bitkisi gibidir. Kur'an okumayan münafık ise kokusu olmayan ve tadı acı olan Ebu Cehil karpuzu gibidir." Bir rivayette "münafık" yerine "facir" denilmiştir. (Buhari, Müslim, Nesai, İbn Mace)
İbn-i Mes'ud (R.A) diyor ki: “Kur'an, sahibi hakkında şâfi, müşeffa, mahil ve musaddık'dır. Kim onu rehber edinirse onu cennete götürür. Buna karşılık onu arkalarına alanları da cehenneme sürükler.” Bu sözlerin anlamı şudur: Kur'an sahibi hakkında şefaat etmek ister ve ona bu yetki verilir. Öte yandan Kur'an kendisini okumayanlar, emir ve nehyleri ile amel etmeyenler hakkında şehadette bulunur ve onun bu konudaki şehadeti kabul edilir. Buna göre Kur'an, kendisini önder edinenleri, yani kendisini okuyup emir nehyleri ile amel edenleri cennete götürdüğü gibi onu arkalarına atanları, yani onu okumayan veya emir ve nehyleri ile amel etmeyenleri, kıyamet günü cehenneme sürükler.
Abdullah bin Amr bin As (R.A) diyor ki: "Kur'an okuyan kimse, peygamberliği kucağına indirmiş gibi olur. Şu farkla ki, ona vahiy gelmesi söz konusu değildir." Kur'an okuyan kimse eğer her hangi bir kula kendisine verilenden daha üstün bir mazhariyet verildiği kanaatini taşırsa Allah'ın üstün saydığı mazhariyeti küçümsemiş ve Allah'ın küçümsediği şeyi üstün saymış olur. Kur'an okuyan kimse cahillik edene karşı cahillik ile ve kibirlilik taslayana karşı kibirlilikte mukabele etmemelidir. Tersine böylelerine karşı bağışlayıcı ve hoşgörülü davranmalıdır. Muhammed bin Ka'b Kurezî; "Kur'an okuyan kimse Peygamber efendimizi görmüş gibi olur." dedikten sonra şu ayeti okudu: "Bu Kur'an bana vahyedildi ki, onun sizi ve onun ulaştığı herkesi uyarayım." (En'am; 19)
Ebu Hureyre (R.A)'den rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur:"Kur'an-ı Kerim'i okuyup onunla amel eden, kıyamet gününde gelince, Kur'an; 'Ya Rabbi! Ona hulle giydir' der. Bunun üzerine kendisine şeref tacı giydirilir. Sonra Kur'an; 'Ya Rabbi! ona ihsanını artır' diye dua edince, şeref elbisesi giydirilir. Daha sonra Kur'an; 'Ya Rabbi! ondan razı ol' der. Allah-u Teala da kendisinden razı olur ve kendisine; "Oku ve yüksel." denilir. "Okuduğu her ayetten dolayı bir iyilikte fazla verir." (Tirmizi)
Kişi Kur'an-ı Kerim'i zahiri olarak okuduğu zaman ona ne kadar hayır nasip olacağı hadis-i şerifler ile anlaşıldı. Fakat bu azim (büyük) hayrı elde etmek için onun manevi adaplarına da imkân dahilinde riayet etmemiz icap eder.
Bu manevi adapları şu şekilde sırayalabiliriz:
1-Kişi Allah'ın azametini, kudretini, yüceliğini anlamalıdır. Allah-u Teala kelamı olan Kur'an'ı kendi fazlı ve lütfuyla levh-i mahfuzdan kendi mahlukatlarına onların anlayacakları bir şekilde nazil etmiştir.
2-Bu kelamı okuyan kişi bilmelidir ki, bu beşerin (insan) kelamı değil, kudret ve azamet sahibi olan Allah'ın kelamıdır. Kur'an’ı okuyan kimse azamet ve kudret sahibi olan Allah'ın kelamını okuyacağı için kalbini bütün mezmum (kötü) olan sıfatlardan temizlemesi lazımdır. Böyle yaparak Kur'an okuduğunda Allah-u Zülcelal Kur'an'ın nuruyla onun kalbini süsleyecektir.
3-Kişinin kalbi imkân dahilinde huzurlu olmalıdır. Kişi kalbinin huzurunu bozacak şeylerle meşgul olmamaya gayret etmelidir.
4-Tefekkürlü (düşünmek) olmalıdır. Çünkü İmam-ı Ali (R.A) şöyle buyurur: "Fıkıh olmayan bir ibadette hayır yoktur. Tefekkür olmayan bir kıraatta da hayır yoktur."
İnsan Kur'an-ı anlamasa dahi bu, Allah-u Teala'nın kelamıdır diye mülahaza (düşünmesi) etmesi gerekir.
__________________
''Gönlüm Sükût-u Ezber Eyledi...!''
Alıntı ile Cevapla