Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Ocak 2009, 17:29   Mesaj No:2

AŞK'ÜL İSLAM

Medineweb Sadık Üyesi
AŞK'ÜL İSLAM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AŞK'ÜL İSLAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38
Üyelik T.: 30Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:43
Mesaj: 984
Konular: 245
Beğenildi:29
Beğendi:0
Takdirleri:146
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: KURAN KELİMELERİNDE ANLAM DEĞİŞMELERİ

Kur’an terimlerinin tarihi :Kur’an terimlerinin tarihi bakımından yalnız İslamdan önceki yaniKur’an’dan önceki devir önemlidir. Çünki bu devir, Kur’an’dakikelimelerin esas manalarına ışık tutar.Yoksa Kur’an’dan önceki çağlardamanaların tarihi gelişimi, bizi pek il-gilendirmez.

Bazı Kur’anterimlerini zamanla İslama girmiş olan gayr-i Kur’ani sistemlerdearaştı- rırsak, Kur’an’da bulunan o kelimelerin mana özelliğine birışık tutmuş oluruz.[9]

Kur’an dilinin devreleri :Kur’an dili, Mekke ve Medine gibi iki ayrı devreye ayrıla- bilir. Şayetİslam düşüncesinin, Kur’an içindeki tarihi gelişimini incelemekistersek, Kur’an dilinin bu iki noktasından iki yatay kesitinialabiliriz ve bunları birbiriyle mukayese edebiliriz.

İslam’ınzafere ulaşması,mukaddes bir kitap olarak Kur’an’ın sarsılmazotoritesini yer-leştirmiş ve bunun etkisi, bütün Arap dilinde kendinigöstermiş,neticede bütün Arap dili,Kur’-an vokabularisinin nüfuzualtına girmiştir.

Şimdi bu hususu açık ve basit bir biçimdegösterebilmek için Arap vokabulary tarihi- nin ilk devirlerinden üçkesit (profil) alacağım :

1) Kur’an öncesi yahut cahiliyye çağı,
2) Kur’an çağı,
3) Kur’an sonrası özellikle Ab- basi çağı.

İslamöncesi çağda üç kelime sistemi vardır. Bunların altında birbirindenfarklı dünya görüşleri uzanmaktadır: 1) Saf Bedevi vokabularisi. Busistem, en eski tipik göçebe dünya gö- rüşünü yansıtır. 2) Birincisiyleyakından ilgili ve onun üzerine kurulu, fakat ondan ayrı bir ruhtaşıyan, Mekke’deki ekonomik hayatın sonucu olarak doğduğundan, Mekketüccarlarına özgü kelime ve kavramlarla dolu olan volabulari,3)Arabistan’da yaşayan Yahudilerin ve Hristiyan- ların vokabularisi.Çok problematik olan Haniflik sistemi de bu vokabulari’ye dahildir.İşte İs-lam öncesi Arap dilini teşkil eden, bu üç vokabularidir.

Linguistikolarak Kur’an vokabularisi, bu üç farklı sistemin bileşimidir.Ama budemek değildir ki bu üç farklı sistemden gelen kelimeler, Kur’andabirbirine zıt durmuştur. Kur’an vokabularisi, önceki sayfalarda daısrarla üzerinde durulduğu gibi büyük bir semantik alandır. Kelimelerhangi kaynaktan gelirse gelsin, tamamiyle yeni bir anlam içerisindeahenkle birleş- miştir.[10]

Kur’an’ın dil ve edebiyata etkisi:

KuşkusuzKur’an kaynak itibariyle ilahi olmakla birlikte, ontolojik anlamdadilsel bir metindir (nass-ı lügavi). Başka bir ifadeyle o, murad-ıilahinin öngördüğü ve uyulmasını iste- diği ilke ve öğretilerin, aşkınalemden nesneler dünyasına, insana ait dil (lisan) olgusunun im-kanlarıçerçevesinde sözlü bir aktarımıdır.* Ancak şu da varki, Kur’an, her nekadar ilk muha- taplarının konuşup anlaştıkları dil düzeyinde, apaçıkbir arapça ile indirilmiş olsa da, gerek muhteva, gerek nazım vegerekse üslup açısından eşsiz ve çok ayrıcalıklı bir özelliğe sahiptir.Zira onun, anılan bu özellikleriyle birlikte Arap diline yepyeni birvizyon kazandırdığı inkar edilemez bir tarihsel gerçekliktir.Nitekim bugerçeklik, nüzul döneminin önde gelen inkarcıla- rı ile Arap dilinikullanmadaki maharetleriyle övünen Arap edip ve şairleri tarafından damuh-telif vesilelerle değişik şekillerde itiraf edilmiştir.

Kur’an’ındile kazandırdığı bu yeni vizyonun etkisini, başta şiir ve hitabetolmak üzere İslam sonrası Arap edebiyatının tüm alanlarında gözlemlemekmümkündür.Hiç şüphesiz,Kur- an’ın dil düzeyinde gerçekleştirdiğideğişiklikler sadece edebiyatla sınırlı kalmamıştır.Dahası, onun buçerçevede gerçekleştirmiş olduğu asıl değişiklik, dilin semantikalanında tezahür et- miştir.Belli bir zaman diliminde, belli birmekanda tarihe pozitif yönde müdahale etmek üzere indirilen Kur’an,politeist anlayış unsurlarını ifade eden ve insanın, insan ve alemleolan bü- tünlüğünü parçalayıcı anlamlar taşıyan bütün kavramların anlamdüzenini değiştirmiştir. Bu- nun yanında o, sıradan kelimelere dini veahlaki içerikli muhtelif anlamlar yüklemek suretiyle dile yepyenikavramlar da kazandırmıştır. Nitekim ünlü Japon anlambilimcisiToshihiko İzut- su, Kur’an’ın kelimeler üzerinde gerçekleştirdiği buanlam değişikliklerini, Arapların dünya ve insanlık görüşünü kökündendeğiştirip yükselten ahlaki ve dini inkılabın gerçekleşmesinde roloynayan en önemli faktör olarak değerlendirmektedir.

Sözgelimi,İslam, mümin, münafık, fasık, kafir, salat, zekat, savm ve hac gibikelime- ler, Kur’an’ın nüzülüyle birlikte,Arapların o döneme kadaraşina olmadıkları dini ve ahlaki i- çerikli yepyeni anlamlarkazandırmış ve kavramlaşmıştır. Nitekim Suyuti (ö.911/1505), nüzuldönemini takip eden yüzyıllarda müstakil birer ilim dalı haline gelentefsir, hadis, fıkıh, kelam gibi İslami ilim disiplinlerinin dealtyapısını oluşturan bu kavramlara ilişkin aştığı başlık altın- da,ünlü dilbilimci İbn-i Faris (ö.395/1004)’in konuyla ilgili şu sözleriniaktarmaktadır: “Cahi-liyye döneminde Araplar, dil, edebiyat, ibadet vedini pratikleri hususunda atalarından tevarüs ettikleri bir miras üzereyaşamlarını sürdürmekte idiler.Ancak İslam’ın gelmesiyle birliktedu-rum değişti; cahiliyye dönemine ait dini anlayış ve uygulamalarkaldırıldı. Dildeki mevcut ke- limeler, ilaveler yapmak, yeni hükümlerkoymak ve birtakım şartlar getirmek suretiyle anlam değişikliğineuğradı.Böylece mevcut kelimelere yüklenen yeni anlamlar, öncekilerinyerini al- dı. Sözgelimi, mümin, müslim, kafir, münafık gibi kelimeler,anlam değişikliğine uğrayan ke-limelerden yanlızca birkaçıdır. Araplarmümin kelimesinden yanlızca, ‘tasdik’e karşılık gelen ‘İman’ ve ‘eman’manasını anlıyorlardı.Ancak İslam, müminin mümin olarakisimlendirilebil- mesi noktasında, söz konusu kelimeye birtakım şartlarve vasıflar eklemiştir.

İbn-i Faris’in bu açıklamalarındananlaşılacağı üzere Kur’an, deyim yerindeyse, Arap dili için adetaikinci bir miladı temsil etmektedir. Nitekim bu milatla birlikte,kelimelerin an- lam hayatları, “İslam öncesi-İslam sonrası”olmak üzereikiye ayrılmış olup, İslami ilim disip- linlerinde de buna paralelolarak “lügat ve ıstılahi anlam” şeklinde bir gelenek oluşmuştur.[11]

Arapdili, kendine verilen kıyamete kadar baki kalma hakkı için ilelebetKur’an-ı Ke- rim’e minnettar kalacaktır. Kur’an-ı Kerim’in Arap diliüzerindeki önemli tesirlerinden birka- çını şu şekilde sıralayabiliriz:

a) Dilde birlik yaratmıştır.

b) Arap dilinin yayılmasında büyük tesiri olmuştur.

c) Arap dilini bozulmaktan muhafaza etmiştir.

d) Arapçayı devletin resmi dili haline getirmiştir.

e) Fesahat ve belağat hususunda örnek bir kitap olması.

f) Birçok kelimelere mana bakımından geliştirmesi.

g) Yeni müfredat kazandırması[12]
Alıntı ile Cevapla