|  26 Ocak 2009, 09:17 | Mesaj No:8 | 
  |     Durumu:    Medine No :  468  Üyelik T.:
25 Ekim 2007  Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj :
1.210Konular:
330  Beğenildi:24 Beğendi:0
 Takdirleri:10 Takdir Et: 
	 |   Cvp: Gitmeler Vardır 
   gitmek diyorsun; bütün kalabalıkları(nı) omzuna
 yüklenip gitmek / gibi
 bir şey yani / ve
 kalmaksa ondan beter;
 kalabalıklara karışıp, kaybolmak;
 ardınsıra peşine düşüp,
 kendini aramak gibi bir şey / yani
 denebilir ki, ayağı takılıp uçuruma
 düşerken tutunmak belki bir dala.
 üstün başın yırtılır da,
 sesini duyuramamak hiç kimseye.
 yani diyorum ki; bütün bozuk
 enstrümanların iştirakiyle bir senfoni
 nasıl da muntazam çalıyor her şeyi.
 ne bu film bitiyor; ne ayağın
 kayıp düşüyorsun gölgenin peşine.
 
 kalmak diyorum bir de; gitmek
 demek gibi bir şey yani / ve
 uçurumdan aşağı düşerken eline
 uzanacak bir el gibi yani.
 kalabalıkların hepsinin aynı yüz,
 alınan solukların hepsinin;
 aynı soluk /veya/ aynı soluksuz
 olması gibi bir şey yani: kalmak
 diyorum ya hani o hiç kalamadığım.
 üstüne titremek gibi:
 bütün yolları ve dehlizleri birbirine
 birleştirmek gibi, hani; hangi yolsa
 senden uzaklaşan,
 hepsini sana çıkarmak gibi...
 
 binbir gece'den biri gibi
 ya da kaç bin geceden; herhangi
 biri gibi kararsız yani;
 gitmek ve kalmak bir türküdür:
 en bozuk enstrümanların icadı garîb senfoni:
 hangi akşam, hangisi söylenir,
 ne bilirsin...
 
 | 
  |  |   |