Konu Başlıkları: Medineweb' le Mevlidi Nebevi
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Mart 2009, 22:33   Mesaj No:2

NUR

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:NUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 127
Üyelik T.: 10 Eylül 2007
Arkadaşları:4
Cinsiyet:
Memleket:ankara
Yaş:31
Mesaj: 1.805
Konular: 527
Beğenildi:30
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Kutlu doğum etkinlikleri

Selamün aleyküm verahmetullah,

Kutlu doğum yaklaşırken, camilerimizde, Kur'an Kurslarımızda program yapmak isteyen hocalarımız için netten hazır bir program buldum.Bir okula ait olan bu çalışmada kendi programımızın vaktine, içeriğine göre eklemeler, bazı bölümlerin çıkarılması yapılarak faydalınabilinir.Biraz uğraşılması g erek ama ortaya güzel şeyler çıkıyor.Bu programı ben geçen yıl görevli olduğum camide yaptım ve çok güzel oldu.İnşallah bu yılda düşünüyorum.Aralardaki metinler , şiirler programın akışı için gayet güzel yerleşti.Kur'an ı Kerim tilavetiyle başladığımız programımıza hanımlara ezberlettiğim 40 hadisi sunarak devam ettik.Hadis-i şerifleri 10 işi arasında paylaştırdım, onu bir bölüme koydum.İlahi grubu oluşturduk, Peygamber efendimizin ahlakı, şemail-i şerifi hakkında 20 - 30 dakikalık bir sohbet ayarladık.Bir kişi naat ezberledi.Vakit müsait olursa veda hutbesi de konabilir.Yine fiziki şartlar müsaitse projeksiyonu olan camilerde slayt gösterisi de yapılabilir.

Girişte de gül suyu , ikram olarak mevlit şekeri verildi.Yine talebelerime hazırlattığım renkli kartonlara yazılmış , süslenmiş bir hadis- i şerifi de şık tepsiler içinde misafirlere hediye ettik.Görüşleri, farklı fikirleri, elinde dökümanı bulunan kardeşlerimi bu başlıkta görmek isterim.

---------------------------------------------------------------------



SAYGI DEĞER MİSAFİRLERİMİZ,
“Yüce Yaratıcının insanlığa gönderdiği en son rahmet elçisi , insanlığın
kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, Allah’ın sevgilisi
Peygamberimiz, efendimiz, şefaatçimiz ; müjdeleyici ve uyarıcı olarak
Gönderilen Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V)’in dünyaya teşrifinin
1436’ncı yıl dönemi münasebetiyle; İTO KADINLAR ÇEŞMESİ
İLKÖĞRETİM OKULU olarak düzenlemiş olduğumuz programa hoş geldiniz,
Şeref verdiniz.



Programımıza başlamadan önce hepinizi Tüm atalarımız ve Şehitlerimiz için
bir dakikalık saygı duruşuna ve ardından İstiklal Marşını okumaya davet ediyorum.


SAYGI DEĞER MİSAFİRLERİMİZ
Peygamberimizin dünyaya teşrifleri , asırlardır milletimizin tarafından‘Mevlid Kandili’
Olarak kutlanmaktadır.Ancak bu kutlama günlere sığmamış , taşmamış ,haftalara hatta aylara kadar devam etmiştir.Bu düşünce ile Peygamberimizin doğum gününü içine alan haftayı , 1989 Yılından itibaren Diyanet İşleri Bakanlığı “Kutlu Doğum Haftası” olarak ilan etmiştir.
Bu yıl 16-22 Nisan arası kutlu doğum haftası ülkemizde birçok etkinliklerle kutlanmaktadır.
Bizlere İTO Kadınlar Çeşmesi İlköğretim Okulu öğrencileri çeşitli etkinliklerle Peygamberimizi bir nebzede olsa anmak istedik.
Programımız açılış konuşması ardından , Peygamberimizi anlatan sine vizyon ve slaytlar ;
Arkadaşlarımızın hazırlamış olduğu şiirler , hadis damlaları , ve ilahilerle devam edecek…
Daha sonra okulumuzda düzenlenen şiir ve kompozisyon yarışmasında 1. olan arkadaşımız için bir ödül töreni düzenlenip ardından da son olarak arkadaşımızın seslendireceği ve veda hutbesiyle programımızı sonlandırmayı düşünüyoruz…


Değerli misafirlerimiz şimdi günün anlam ve önemi ile ilgili bir açılış konuşması yapmak üzere; Okulumuz Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni İBRAHİM KOÇ’U huzurlarınıza davet ediyorum…
Açılış konuşması metni:
Saygıdeğer Müdürüm
Değerli öğretmen arkadaşlarım
Ve Sevgili öğrenciler
Öncelikle Kutlu doğum haftası münasebetiyle düzenlemiş olduğumuz programa hoş geldiniz…
Hepinizin mevlit kandilini kutluyorum. Alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimizin doğumunun ; İslam alemine ve tüm insanlığa barış , huzur , mutluluk ve adalet getirmesini Cenabı ALLAH tan niyaz ediyorum…
Ülkemizde ve tüm dünyada , peygamberimizin dünyayı şereflendirdiği bu gece, müslümanlar arasında yüzyıllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, sevgili Peygamberimiz, derin bir saygı ile anılmaktadır.
Yer yüzünde şimdiye kadar gelmiş geçmiş hiçbir insan, O'nun kadar sevilmedi.
Yer yüzünde şimdiye kadar gelmiş geçmiş hiçbir insan O'nun kadar anılmadı.
Dünyada gelmiş geçmiş hiçbir insanın vefatının ardından, O'na duyulduğu kadar üzüntü duyulmadı, gözyaşı dökülmedi.
Ve yine hiçbir insan O'nun kadar özlenmedi.
Peygambere duyulan bu denli aşkın kaynağı ne idi? Zannedersem bu sorunun cevabı O’nun kainatın merkezinde oluşu , ve her şeyin onun etrafında şekillenmiş olmasıdır…Şairinde mısralarında çok net ifade ettiği gibi:
Ondan önce yaşayan tüm insanlar o gelecek diye yaşadı;
Ondan sonra yaşayan tüm insanlar ise o yaşadı diye yaşamıştır…
Allah cc insanoğlunu “Eşref-i Mahlukat” ; yani yaratılmışların en şereflisi olarak yaratmış, ve merkeze de, “Habibim” yani sevgilim, dediği peygamberimizi koymuştur…
Yine Kudsi bir hadiste Allah cc ona hitaben: Ey habibim sen olmasaydın ben bu kainatı yaratmazdım . diye buyurmuş
Yani O nun aşkına yaratılmıştır on sekiz bin alem…
Adem as onun yüzü suyu hürmetine af dilemiş ve affedilmiştir…Arafat bu affa şâhittir.O”nun nuru Hz Âdem’deydi….. O nur Önce cenneti, sonra yeryüzünü şereflendirdi.
Semâyı bütün haşmetiyle aydınlatan nur , ilk olarak Hz. Adem'in alnında parladı. Sonra peygamberden peygambere geçerek Hz İbrahim'e kadar geldi.Hz İsmail’le devam eden o nur Hz.Abdullah ve daha sonrada Amine annemize kadar gelip peygamberimize geçmiş ve onun doğumuyla da o nur dünyayı aydınlatmıştır...
"Hatem'ül-Enbiya" yani Peygamberlerin son incisi Nebi sallallahu aleyhi ve selemin doğumuyla birlikte harikülade olaylar meydana gelmiştir.
Onun doğumuyla Allah (cc) yeryüzünü adeta titretmiş ve tüm insanlığa onun doğuşunu haber vermiştir. “Kabe içinde bulunan putlar yüz üstü düşüp kırılmış,Kisra (İran hükümdarı)'nın sarayı sarsılmış ve 14 sütun yıkılmış; ateşe tapanların, bin yıllık yanan ateşleri sönmüş ve Sava Gölü kurumuştur.”
Tüm bu olağanüstülükleri, zamanın kralları yorumlatmış ve o gün İncil ve Tevratta bahsedilen son peygamberi bekleyenler onun yeryüzünü şereflendirdiklerine şahitlik etmişlerdir..
Peygamberimiz doğumundan sonra ilk vahye kadar ALLAH tarafından korunmuş , ahlakıyla insanlara önder olmuştur.40 yaşında ilk vahiyle beraber kutlu çağrı başlamış ve bu çağrı tüm insanlıkta , maakes bulmuştur.
O’nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti. Onun öğretileriyle tüm cahiliyye adetleri bir anda terkedilmiş , çok kısa bir zamanda insanlığın iftihar tablosu diye adlandırdığımız asr-ı saadet dönemi aynı insanlar tarafından yaşanmıştır..
Yirmi üç yıl gibi kısa bir zaman sürecinde bütün dünyaya model olma özelliğine sahip bir iman ve ahlak toplumu oluşturması, bu başarının en bariz göstergesidir. Günümüz Müslümanlarına düşen sorumluluk da, bu ışıklar saçan kandili, hem içimizde hem de çevremizde yeniden keşfetmek ve onun telkin ettiği değerleri hayatın içine taşımaktır. Batılı Ünlü Tarihçi Arnold Toynbee'nin dediği gibi "Eğer insanlığın bugünkü durumu bir 'ırk savaşı'na yol açacaksa, İslam, tarihî görevini yapmak üzere, bir kere daha çağrılmalıdır. Dileyelim ki, böyle bir şey çıkmaz."
O sadece bir kavme veya millete değil,bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir.Ve bütün insanlığın huzuru ve mutluğu için çaba göstermiştir. Tüm siyer kitapları , menkibeler ve onun yaşamı buna şahittir.
Hayatın gayesinin , yaratılışın mânâsının silindiği - yok olduğu, her şeyin mânâsız olduğu , başıboşluk ve hüzün örtülerine büründüğü 21. yy insanı; maddi anlamda çağlar atlayıp bütün ihtiyaçlarını karşılamış ama ruhunu paslandırmış ve çürütmüştür..
Bugun ; artık Ruhlar birşey bekliyor , her şeyin madde olmadığını anlatan bir nur istiyor. Her şeye rağmen, ruh ve mânâ kökleri sağlam;genlerindeki (fıtratlarındaki) saflığı , temizliği barındıran insanoğlu, er-geç dönüp dolaşıp Senin şefkat ve merhamet ikliminde yeni bir dirilişe erecek ve dünyaya sevgiyi , barışı getirecektir.
Özünü arayan kurtulur. Kökünden kesilen ağaç kurur. Çağları aşan bir muştudur İslam… Efendimizin doğumu , aleme rahmettir. Son mesajın taşıyıcısı yani , insanlığın son davetinin sesidir O . O’nun doğumuyla karanlıklar boğulup, aydınlık bir çağ başladı. O’nun peygamberliğiyle ,Allah insanlığa son mesajını sundu.
NE MUTLU ONU TANIYANLARA
NE MUTLU ONU OKUYUP YAŞAYANLARA…
Peygamberce bir düşünüşün , Muhammedi bir misyonun , vizyonun ve aksiyonun tüm gönüllere sirayet etmesi dilekleriyle sözlerimi bitirirken, programda emeği geçenler adına tekrar katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür eder , saygılar sunarım…


EMRULLAH:
Hocamıza Konuşmalarından dolayı Teşekkür Ediyoruz.
“ Var edenin adıyla insanlığa inen nur.
Bir gece yansıyınca kente sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir yağmur.
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır abı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kâinat…

Kıymetli misafirlerimiz şimdi de programımıza , Peygamberimizin (s.a.v)’in hayatını ve onun hayata bakışını konu alan SİNEVİZYON gösterisi ile devam ediyoruz…
Peygamberimizin (s.a.v) bir hadisi şerifte : “ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”diye buyurmuştur…

Allah (c.c) da Ahzab süresi 21. ayeti kerimesinde bizlere hitaben şöyle buyuruyor:
“Andolsun, Allah’ın resulüne sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar için ve Allah’ı çok ananlar için güzel bir örnek vardır.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v) , hiçbir çıkar veya dünyevi bir kazanç düşünmeden, hayatı boyunca Allah’ın rızası ,rahmetini kazanmak için çaba göstermiştir..
Bizlerde Peygamberimizin örnek ahlakını, ferdi ve sosyal hayatımızın temeline koymalıyız. O’nun şefkatini, merhametini,affediciliğini,kolaylaştırıcılığını ,yardımseverliğini ,alçak gönüllülüğünü ,dürüstlüğünü ,sözüne sadakatini,cesaretini,dünyanın geçici menfaatlerine değer vermeyişini; şükrünü,sabrını,azmini,cana yakınlığını,tatlı dilliliğini ,velhasıl burada sayamayacağımız bütün güzel hasletlerini içimize sindirip,karakter haline getirmeyi hayat gayesi edinmeliyiz.

Bu amaçla onun yüksek ahlak ve karakterini bir parçada olsa tanıtmak üzere Okulumuz 8-A sınıfı öğrencilerinden BÜŞRA ULUS arkadaşımızı
“Sizin hiç böyle dostunuz oldu mu” adlı yazısını okumak için kürsüye davet ediyorum…
NOT:Öğrenci yazıyı kürsüde okur, arkada slayt gösterilir…
Sizin hiç böyle dostunuz oldu mu” adlı slayt indirme linki:

Şimdi seni ananlar,
Anıyor ağlar gibi…
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın,
Yoksulların sahibi…
Nerde kaldın ey Resul,
Nerde kaldın ey Nebi?
Dizeleriyle Peygamber sevgisini dile getiren ünlü şairimiz Arif Nihat Asya’nın ‘Naat’ isimli şiirini okuması için okulumuz 5-A sınıfı öğrencilerinden Furkan ATALAY arkadaşımızı kürsüye davet ediyorum…
NOT:Burada öğrenci şiirin ki – bir kısmıdır- ezberler , o ezbere okur arkada ise yazılarıyla beraber klip oynar…



Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de
“O PEYGAMBER DE SİZLER İÇİN GÜZEL ÖRNEKLER VARDIR” buyruluyor.
Şimdi de bizler için örnek olan Peygamberimizin, Hadis-i Şeriflerinden oluşan derlemeler adlı çalışmalarını sunmaları için okulumuz 5.sınıf öğrencilerinden oluşan bir grup arkadaşımızı kürsüye davet ediyorum…
NOT: Burada 10 kişilik bir öğrenci grubu kürsüye çıkar , ekranın bir kenarında 5 diğer kenarında 5 kişi olmak üzere her biri 40 hadisten bir hadis olmak üzere 10 hadisi ezbere okular bu sırada arkada 40 hadis isimli slayt da müzikle ve görüntü ile onlara eşlik eder…
40 HADİSDEKİ KISA HADİSLER SEÇİLEREK ÖĞRENCİYE EZBERLETİLİR…
En sonunda da tüm öğrenciler bir araya gelir ve bir öğrenci dua eder…






Arkadaşlarımıza yaptıkları bu güzel çalışmalarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Ey hüznün, çilenin, sabrın sesi
Sıcak çöllerin ılık nefesi
Efendiler birer gül, Sen güllerin Efendisi
Topraktan ateşe gül düşmüştür, gülden ateşe yaş düştü,
Sonunda bizim payımıza
Ateş gibi yana güller düştü…
Değerli misafirlerimiz, şimdide okulumuz öğrencilerinin oluşturduğu ilahi grubundan çeşitli ilahiler dinlemek üzere arkadaşlarımızı kürsüye davet ediyorum…
NOT:Burada ben öğretmenim dedi ki ilahisini ve anne baba duasını okutturdum…2 video klibi arkada sesizce oynarken sinevizyon ekranında , öğrenciler ilahilerini söylediler…

Arkadaşlarımıza yaptıkları bu güzel çalışmalarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Peygamberimizin yetim çocuklara ap ayrı bir şefkati vardı. Kendisi de yetim büyüdüğü için, yetimliğin çok zor olduğunu biliyordu. Onlara şefkatli davranır, devamlı onları korur ,haksızlığa uğradıkları zaman haklarını aradı.Kendi evinden de yetim hiç eksik olmazdı.O dönemde yapılan savaşlar sonunda şehit düşen Sahabilerin çocukları yetim kalıyordu.Peygamberimiz bu çocuklara ayrı bir ilgi gösterir onları yalnız bırakmaz, ihtiyaçlarına karşılardı .Bazılarını da bizzat kendi himayesine alırdı.
Şimdide bu anlayışa Yetimler yetimi peygamberimizi atfen Peygamberin Gülleri adlı ilahi grubunun hazırlamış olduğu “Yetim Kız” adlı klip huzurlarınıza gelecek.


Vazgeçtim seni hep ötelerde aramaktan
Seni yüzyıllar öncesine hapsetmekten vazgeçtim
Mesafelerden usandım ya Resülallah
Sana sesleniyorum
Alemlere rahmetsin
Seslenince yanımdasın
Buradasın
Günahkârım
Ama sen günahkârların umudusun
Temizle beni ya Resülallah!
Temizle beni ya Resülallah!

Değerli misafirlerimiz, şimdi sırada çok önemli ve güzel bir an var.
Okulumuz tarafından kutlu doğum haftası münasebetiyle düzenlene peygambere mektup ve o’nun için bir şiir yarışması sunucu jüri heyetinin değerlendirmesiyle birinci olan arkadaşımızı huzurlarınıza davet etmek istiyorum.
Not: Peygambere mektup ve o’nun için bir şiir yarışması programdan önce düzenlenir ,

Kıymetli misafirler programımızı son olarak Peygamberimizin insanlığa vedası, bir nevide insan hakları evrensel beyannamesi diye de adlandıracağımız veda hutbesiyle bitirmek istiyoruz…

Veda hutbesi, Peygamber efendimizin, hicri 10. yılda yaptığı Veda Haccı’nda sayıları 114 bini bulan hacıya hitaben okuduğu son bir hutbedir. Peygamber efendimiz (S.A.V)
Bu son hutbesinde, bundan sonra bir daha hac edemeyeceğini bildirip vefatının yaklaştığını ima etmiş ve ertesi sene 63 yaşında yaratanına kavuşmuştur.
Bu hutbe, İslam’ın temel konularına temas etmesi, Cahiliye adetlerini ortadan kaldırması, eşitlik, hürriyet, kan davaları, faiz, emanet, özellikle insan hakları, aile hukuku gibi hukuki meselelere yer vermesi açısından oldukça önem taşır.
Hz. Peygamber’in bu hutbesi, yalnız MÜSLÜMANLARA okunmuş sıradan bir hutbe olmayıp, bütün insanları kapsayan tarihi bir hutbe ve bir insan hakları evrensel beyannamesidir.

bu program alıntıdır.





__________________
EN GÜZEL AŞK: ALLAH!
Alıntı ile Cevapla