Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19 Mart 2009, 09:45   Mesaj No:2

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj : 4.078
Konular: 315
Beğenildi:51
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart RE: Ahzab Suresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri

53. "Ey inananlar! "Peygamberin evlerine, yemeğe çağrılmaksızm vakitli vakitsiz girmeyin; fakat davet edilirseniz girin ve yemeği yiyince, dağılın. Sohbet etmek için de girip oturmayın. Bu haliniz peygamber'i üzüyor, o da size bir şey söylemeye çekiniyordu. Allah gerçeği söylemek*ten çekinmez. Peygamberin eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede sizin gönülleriniz de, onların gönülleri de daha temiz kalır.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Bu âyet-i kerime "Hicâb=örtünme âyeti" olarak meşhur olmuştur ve Hz. Ömer'in isteğine muvafık olarak indiği haberi meşhurdur. Hicâb âyetinin nüzu*lüne sebep olan ve Hicretin beşinci yılı meydana gelmiş bulunan olay veya olayların ayrıntıları sahih hadis mecmualarında muhtelif kanallardan rivayetle yer almıştır. Maamafih bu âyet-i kerimenin nüzul sebebinde başka rivayetler de vardır.[114]
2- Müfessirlerin çoğu demiştir ki:
"Nebî (s.a.v.), Zeyneb bint-i Cahş ile gerdeğe gireceği vakit, hurma, kavut ve koyun etinden düğün yemeği verdi. Enes dedi ki:
"Annem benimle Rasulullah (s.a.v.)'a, taştan yapılmış bir çanak içinde hays denilen ye*mek gönderdi, Nebî (s.a.v.) bana Ashabı'nı yemeğe davet etmemi emretti. Ben de onları çağırdım. Ashabı geliyorlar, yiyorlar, sonra gidiyorlardı. Daha sonra diğerleri gelip yi*yorlardı. Ben dedim ki:
"Ey Allah'ın Nebî'si, davet etmediğim kimse kalmadı. Herkes yemeğe geldi. " Buyurdu ki:
"Sofrayı kaldırınız." Sofrayı kaldırdılar, davetliler çıktılar. Üç kişi içeride kaldı. Bunlar söze daldılar ve bir hayli de lafı uzatılar. Onların bu tavrı Rasulullah (s.a.v.)'a eziyet veriyordu. Rasulullah (s.a.v.) son derece edepli bir insandı. Bunları ikaz edemedi. Bunun üzerine bu âyet indi ve Rasulullah (s.a.v.) benimle kendisi arasına bir örtü çekti.[115]
3- Muhammed b. Abdirrahman el-Fakih, Ebû Amr Muhammed b. Ahmed el-Hîrî'den, o İmran b. Musa b. Mecaşî'den, o Abdu'I-A'Ia b. Hammad en-Nersî'den, o Mu'temir b. Süleyman'dan, o babasından, o Ebû Mûcliz'den, o da Enes b. Malik'ten bize şunu rivayet etti:
"Nebî (s.a.v.), Zeyneb bint-i Cahş ile evlendiği vakit, milleti yemeğe çağırdı. Onlar da geldi ve yemek yediler, sonra oturup konuşmaya daldılar. Enes diyor ki:
"Rasulullah (s.a.v.) kalkmaya yeltenir gibi yaptı. Fakat oturanlar kalkmadı. Ama Rasulullah (s.a.v.)'in böyle yaptığını görenlerin bir kısmı kalktı gitti. Üç kişi ise oturdu. Nebî (s.a.v.) geldi, içeri girdi. Onlann oturduğunu görünce geri döndü ve onlar da kalkıp çıktılar. Ben de Rasulullah (s.a.v.)'a onların gittiğini haber verdim. Rasulullah (s.a.v.) bu*nun üzerine eve girdi. Ben de içeri girmeye gittim. Benimle kendisi arasına örtü attı. Allah Teala da Ahzab: 33/53 âyetini indirdi:[116]
4- İsmail b. İbrahim el-Vaiz, Ebû Amr b, Necid'den, o Muhammed b. Hasan b. el-Halil'den, o Hişam b. Ammar'dan, o Halil b. Musa'dan, o Abdullah b. Avn'dan, o Amr b. Şuayb'dan, o da Enes. b. Malik'ten bize şunu rivayet ederek dedi ki:
"Ben, Rasulullah (s.a.v.) ile beraberdim. O odalarından bir odaya doğru yürüdü. Orada oturan bir topluluk gördü. Onlar birbirleriyle konuşuyorlardı. Sonra dönüp kendi odasına girdi ve benim ön tarafima doğru bir örtü sarkıttı. Ben, Ebû Talha'ya geldim ve olanları tamamen ona anlat*tım. O da dedi ki:
"Senin bu söylediğin doğru ise, elbette bu hususta Kur'an'dan birşey indirecek." Ve Allah Teala bu âyeti indirdi.[117]
5- Ahmed b. Hasan el-Hıyerî, Hacib b. Ahmed'den, o Abdurrahim b. Münib'den, o Yezid b. Harun'dan, o Hamid'den, o da Enes'ten bize şunu rivayet etti:
"Ömer b. Hattab dedi ki:
"Dedim kî:
"Ey Allah'ın Rasulü, senin yanına iyi kim*selerin yanında, kötü insanlar da çıkıyor. Keşke hanımlarına örtünmeyi emretsen." Bunun üzerine Allah Teaİa hicab âyetini indirdi.[118]
Bu hadisi Buhari, Mesedded'den, o Yahya b. Ebî Zaide'den, o da Humeyd'den rivayet etmiştir.[119]
6- Daha önce (Mü'minûn Sûresinin 14. âyetinin nüzul sebebinde) geçtiği üze*re Enes ibn Mâlik'ten gelen bir rivayette Allah Tealâ, sadece bu âyet-i kerime*nin indirilmesinde değil, bununla birlikte üç konuda da onun isteğine muvafık âyet-i kerimeler indirmiştir. Bu rivayette Hz. Ömer şöyle demiştir: Dört şeyde Rabbıma muvafakat ettim:
"Ey Allah'ın elçisi, (İbrahim'in) makamı arkasında namaz kılsak." dedim. Allah Tealâ: "İbrahim'in makamından bir namazgah edinin." (Bakara, 2/125) âyetini indirdi.
"Ey Allah'ın elçisi, hanımların için bir örtü edinsen (hanımlarını kapatsan); onların yanına iyi insanlar da giriyor, günahkâr insanlar da." dedim. Allah Tealâ: "Bir de O'nun hanımlarından lüzumlu bir şey istediğiniz vakit onlardan perde arkasından isteyin." (Ahzâb, 33/53) âyetini indirdi.
Hz. Peygamber (sa)'in eşlerine: "Ya Allah'ın Rasûlü'nden bu istekleriniz*den vazgeçersiniz, ya da Allah sizlerin yerine O'na sizden daha hayırlı eşler verir ve sizi onlarla değiştirir." demiştim. "Eğer o sizi boşarsa, Rabbının, sizin yerinize ona sizden daha hayırlılarını vermesi umulur." (Tahrîm, 66/5) âyeti nazil oldu.
"Andolsun ki Biz, insanı çamurdan, süzülmüş bir özden yarattık..." âyet-i kerimesi nazil olduğunda ben:
"Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yü*cedir!" dedim de âyetin sonu bu şekilde nazil oldu.[120]
7- Taberî'nin Ebu Eyyûb en-Nehrânî kanalıyla Hz. Aişe'den rivayet ettiği bir haberde de Hicâb âyetinin nüzulüne Hz. Ömer sebep olmuştur ama anlatılan olay biraz daha farklıdır. Şöyle ki:
Hz. Peygamber (sa)'in hanımları da diğer kadınlar gibi (evlerde tuvalet ol*madığı için) abdest bozmaya geceleri şehir dışında açık araziye çıkarlardı. Hz. Ömer, Hz. Peygamber (sa)'e, (tuvalete çıktıklarında) hanımlarına örtünmelerini emretmesini söylemiş ve fakat Hz. Peygamber (sa) bu hususta bir vahy gelme*diği için onun bu isteğine aldırış etmemişti. Bir gece Hz. Peygamber (sa)'in ha*nımlarından Sevde bint Zem'a tuvalet için Medine dışına çıkmıştı. Sevde, uzun boylu bir hanımdı ve uzaktan o olduğu bilinirdi. Hz. Ömer de arkasından çıktı ve örtünme ile ilgili bir vahy inmesi hususunda hırslı olduğu için onun arkasından seslendi:
"Ey Sevde elbette seni tanıdık." Hz. Aişe der ki:
"İşte bunun üzerine hicâb (örtünme) âyeti olan: "Ey iman edenler, o Peygamber'in evlerine yemeğe çağrılmaksızın ve vakitli vakitsiz girmeyin...." âyet-i kerimesi nazil oldu."[121]
8- Buhârî'nin Hz. Aişe'den rivayetle tahric ettiği bu haberde Hz. Sevde'nin başına gelenler Hicâb âyetinin nüzulünden sonradır.[122]
9- Yukarda, Hz. Peygamber (sa)'in Zeyneb bint Cahş ile evlenmeleri hak*kındaki âyet-i kerimenin nüzul sebebinde de geçtiği üzere Enes'den rivayette o şöyle anlatıyor:
Hz. Peygamber (sa), Zeyneb bint Cahş ile evlendiğinde ekmek ve etle düğün yemeği verildi. Yemeğe insanları davetle ben görevlendirilmiş*tim. Bir grup insan geliyor, yemek yiyor, çıkıyorlar, başka bir grup geliyor, yemeğini yeyip çıkıyordu. Herkesi çağırdım ve nihayet çağıracağım kimse kalma*yınca:
"Ey Allah'ın elçisi, artık çağıracağım kimse kalmadı." dedim.
"Yemekle*ri (sofraları) kaldırın." buyurdular. Yemekten sonra evde üç kişi konuşmaya dalarak kaldılar. Hz. Peygamber (sa) evden çıktılar, Hz. Aişe'nin odasına geldi*ler
"Ey ev halkı selâmun aleyküm ve rahmetullah." diye selâm verdiler. O, se*lâmı alıp
"Aileni (yeni hanımını) nasıl buldun, Allah onu senin için bereketlendirsin." dediler. Bu şekilde Rasûlullah (sa) bütün kadınlarının odalarını dolaştı; hepsine selâm verdi, hepsi de Aişe'nin söylediklerini söyledi. Sonra Allah'ın Rasûlü eve (düğün evine) döndüler ve baktılar ki o üç kişi halâ orada konuşma*ya devam ediyorlar. Rasûlullah çok haya sahibi idi (onlara: "Artık kalkın gidin." demeye utandı), tekrar Hz. Aişe'nin odasına doğru gitmek üzere çıktı. Bilmiyo*rum bu esnada oturup konuşanların çıktığını ben mi haber verdim, yoksa ona haber mi verildi bilmiyorum, geri döndü ve bir ayağını kapının eşiğine koymuş, diğer ayağı kapının dışında idi ki kapıya örtüyü çekti ve hıcâb âyeti nazil oldu.[123]
10- Bu hadis-i şerif Tirmizî tarafından da rivayet edilmiş olup ayrıntılarda bazı farklılıklar vardır. Onun için bu rivayeti de buraya almayı uygun buluyoruz:
Tirmizî'nin Kuteybe kanalıyla Enes ibn Mâlik'ten rivayetinde o şöyle anla*tıyor:
Rasûlullah (Zeyneb) ile evleniyordu. Annem (Ümmü Süleym) bir yemek yaptı (Hays) ve bana:
"Ey Enes, bunu Allah'ın Rasûlü (sa)'ne götür ve: "Annem size selâm ediyor ve diyor ki: "Bu bizden size bir hediyedir. Az bir şey (ama kabul et.) ey Allah'ın elçisi." dedi. Yemeği aldım, Rasûlullah (sa)'a getirdim ve:
"Ey Allah'ın elçisi, annem size selâm ediyor ve diyor ki: Bu bizden size küçük, az bir hediyedir." Allah'ın Rasûlü (sa)
"Onu koy." buyurdular, sonra da:
"Şimdi git, filânı, filânı, filânı ve kime rastlarsan onları (yemeğe) davet et." buyurup bir kısım insanların isimlerini söyledi. Onun ismen davet et dediklerini ve rastladık*larımı davet ettim. Râvî el-Ca'd ibn Osman der ki:
"Enes'e sordum:
"Kaç kişiy*diniz?",
"Üçyüz kişi kadar idik." dedi ve şöyle anlatmaya devam etti: Rasûlullah (sa) bana:
"Ey Enes, yemek kabını getir." buyurdular. Çağırdıklarım gelmeye başladılar ve gelenler girdiler, suffe ve oda dolunca Efendimiz (sa):
"Onar onar halka olup otursunlar ve her bir kişi kendi önünden yesin." buyurdu*lar. Onlar da yediler ve doydular. Yemek yiyenler çıktı, yeni gelenler girdi ve yemek yedi. Ta ki hepsi girip karınlarını doyuruncaya kadar böyle devam etti. Gelenler bitince Allah'ın Rasûlü bana:
"Yemek kabını kaldır ey Enes." buyur*dular, ben de kaldırdım. Fakat bilmiyorum kabın içindeki yemek oraya koydu*ğumda mı daha çoktu, yoksa kaldırdığımda mı?
Yemeğe gelenlerden bir grup Rasûlullah (sa)'ın evinde oturup konuşmaya daldılar. Rasûl-i Ekrem de orada oturuyordu ve yeni eşi de yüzünü duvara doğru dönmüş haldeydi. Onların böyle yemekten sonra oturup konuşmaları Rasûl-i Ekrem'e ağır geldi, ağırlık oldular. Rasûl-i Ekrem bir ara dışarı çıkıp diğer eşlerine selâm verdi, sonra tekrar dönüp geldi. Rasûlullah (sa)'ın dönüp geldiğini görünce yaptıkları kusuru ve Rasûl-i Ekrem'e yük olduklarını anladılar ve hemen kalkıp kapıya yöneldiler, hepsi birden çıkıp gittiler. Rasûlullah geldi, perdeyi çekti ve içeri hanımının yanına girdi. Ben odada oturuyordum. Çok geçmeden Rasûl-i Ekrem benim yanıma çıktı, ona bir takım âyetler inmişti. Rasûlullah (sa) çıktı ve insanlara nazil olan âyetleri, sonuna kadar olmak üzere "Ey iman edenler, o Peygamber'in evlerine yemeğe çağrılmaksizin ve vakitli vakitsiz girmeyin. Ama davet olunduğunuz vakit girin ve yemeği yeyince de lâfa dalmadan dağılın..." âyet-i kerimesini okudu.[124]
11- Enes'den gelen başka bir rivayette Hz. Peygamber (sa)'in düğün yemeği verilen evde konuşmaya dalanların iki kişi oldukları, Hz. Peygamber (sa)’in diğer eşlerinin odalarına doğru çıktığını görünce hemen durumu kavrıyarak yer*lerinden kalkıp evden çıktıkları belirtilmektedir.[125]
12- Tirmizî'nin tahric ettiği Enes hadisinde ise Enes'in bu durumu, yani Hz. Peygamber (sa)'in, gelin odasının kapısı yanında konuşmaya dalanlardan sıkıl*dığını Ebu Talha'ya haber verdiği, onun da:
"Eğer söylediğin gibiyse mutlaka bunun hakkında bir vahy inecektir." dediği ve bunun üzerine "Hicâb âyeti"nin indiği aynntıına yer verilmektedir.[126]
13- Ebû Hakim el-Cürcanî (lafzen rivayetimize icazet vererek), Ebu'l-Ferec el-Kâdî'dan, o Muhammed b. Cerir'den, o Yakub b. İbrahim'den, o Hüşeym'den, o Leys'ten, o da Mücahid'den bize şunu dediğini haber verdi:
"Rasulullah (s.a.v.) bazı Ashabı'yla beraber yemek yiyordu. O arada onlarla be*raber olan Aişe (r.a.)'nin eli yemek yiyenlerden birisinin eline değdi. Rasulullah (s.a.v.) bundan hoşlanmadı, rahatsız oldu. Hicab âyeti de bu sebepten dolayı indi.[127]
14- Mücâhid'den rivayete göre Hz. Peygamber (sa) yemek yerken beraberin*de ashabından bazıları da varmış ve onlardan birinin eli Hz. Aişe'nin eline değmiş de Hz. Peygamber (sa) bundan hoşlanmamış ve işte bunun üzerine hicâb âyeti nazil olmuş.[128]
15- Taberanî sahih senedle Hz. Aişe'den naklediyor:
“Ben Peygamberimiz (s.a.)'le birlikte yemek yiyordum. Hz. Ömer geldi. Peygamberimiz (s.a.) onu yemeğe davet etti. Hz. Ömer yemeğe başladı. Yemekte Ömer'in parmağı parmağıma dokundu. Bunun üzerine Hz. Ömer:
“Ah sizin hakkınızda benim sözüm dinlense, siz kadınları hiçbir yabancı göremez.” dedi. Bunun üzerine hicab ayeti nazil oldu.”[129]
16- Ayet-i kerimenin "O Peygamber'in eşlerinden bir eşya istediğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalbleriniz için de, onların kalbleri için de en temiz olandır." kısmının nüzul sebebinde Abdullah ibn Mes'ûd'dan rivayete göre bir gün Hz. Ömer, Hz. Peygamber (sa)'in hanımlarına hicabı (örtünmeleri*ni) emretmiş de Zeyneb bint Cahş:
"Ey Hattâb'ın oğlu vahy bizim evlerimizde inip dururken bizi kıskanıyor musun?" demiş ve işte bunun üzerine
"O Pey*gamber'in eşlerinden bir eşya istediğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalbleriniz için de, onların kalbleri için de en temiz olandır." âyet-i keri*mesi nazil olmuştur.[130]
17- Ancak Kurtubî bu rivayetin zayıf, hattâ "Vâhî=boş" ve bâtıl olduğunu söylemiştir. Zira biraz önce geçtiği üzere "Hicâb=örtünme âyeti" Hz. Zeyneb'in düğününde nazil olmuştur.[131]
18- İbn Merdûye'nin İbn Abbâs'tan rivayetinde o şöyle anlatıyor:
Bir adam Hz. Peygamber (sa)'in yanına girdi ve uzun süre oturdu. Çıkıp gitmesi için Hz. Peygamber (sa) üç kere odadan çıktı ve fakat adam çıkıp gitmedi. O sırada Hz. Ömer de gelip Hz. Peygamber (sa)'in yanına girdi ve yüzündeki hoşnutsuzluğu görerek adama:
"Herhalde Hz. Peygamber (sa)'e eziyet verdin." dedi. Hz. Pey*gamber (sa):
"Peşimden gelsin ve çıksın diye üç kere yerimden kalkıp çıktım, ama çıkıp gitmedi." buyurdular. .Ömer O'na:
"Ey Allah'ın elçisi, bir örtü edinsen. Çünkü senin hanımların diğer kadınlar gibi değiller. Örtü edinmen onların kalbleri için de en temiz olanıdır." dedi de bu Hicâb âyeti nazil oldu.”[132]
19- Suyûtî Hafız İbnu Hacer’den der ki: Bu olayla Zeyneb Bint Cahş'ın düğün yemeğinin bu âyetin nüzul sebebi olduğuna dair haberin arasını bulmak mümkündür. Herşeyden önce iki hadise birbirine yakındır. Hicâb âyeti bunlardan birisinin akabinde nazil olmuş, zaman itibariyle yakın olduğu için diğeri üzerine indiği de söylenmiş olabilir. Öte yandan bir âyet-i kerimenin birden çok hadise üzerine inmiş olması da caizdir.[133]
20- İbn Sa'd'ın Muhammed ibn Ka'b'den rivayetine göre Hz. Peygamber (sa), Mescid-i Nebevî'den evine gitmek üzere doğrulduğunda bazıları (belki de ashab-ı suffeden bazıları) hemen O'ndan önce davranır ve Efendimiz (sa)'in hane-i saadetlerine gider ve hemen ondan önce sofraya otururlardı. Efendimiz (sa)'in hoşnutsuzluğu yüzünden anlaşılmaz, onlardan olan hayasından dolayı yemeğe elini uzatmazdı. İşte bu davranışlarından dolayı kınanıp azarlandılar ve Allah Tealâ bu: "Ey iman edenler, o Peygamber'in evlerine yemeğe çağrılmaksızın ve vakitli vakitsiz girmeyin..." âyet-i kerimesini indirdi.[134]
21- İbn Abbas şöyle der:
“Mü'minlerden bir gurup, Peygamber (s.a.v.)'in yemek zamanını gözetlerdi. Yemek pişmeden önce eve girer, pişinceye ka*dar otururlardı. Sonra yemeği yerler fakat evden çıkmazlardı. Bunun üzerine bu âyet indi.[135]
22- Beyzavî diyor ki: Ayet Rasulullah (s.a.)'in yemek vaktini gözetleyen, yemeğin gelmesini beklemek üzere içeri girip oturan bir topluluk ve benzerlerine hitap etmektedir. Aksi takdirde hiçbir kimsenin Hz. Peygamber'in evlerine yemek dışında izinle girmesi ve yemekten sonra herhangi bir önemli iş sebebiyle beklemesi caiz olmazdı.[136]
23- Abd b. Humeyd, Hz. Enes'ten naklediyor:
"Onlar vakti gözetiyorlar, sonra Hz. Peygamber (s.a.)'in evine giriyorlar, oturuyorlar ve yemeğe eriş*mek için konuşmaya devam ediyorlardı. Bunun üzerine "Ey iman edenler!" ayeti nazil oldu. [137]
24- Hz Âişe (r.a.)'den rivayet ediliyor: İnsanlara yük olanlar hakkında Al*lah Tealâ'nın onlara tahammül etmemesi ve "Yemeği yiyince hemen dağılın." buyurması sana yeter. [138]
25- İbni Ebî Hatim, Süleyman b. Erkam'ın şöyle buyurduğunu naklediyor: Bu ayet insanlara yük olanlar hakkında nazil oldu. Bundan dolayı buna, yük olanlar ayeti (ayetü's-sükalâ) denildi. [139]
26- Kısaca; bu ayetlerin nüzul sebebi olarak pek çok rivayetler nakledil*miştir.
Ebubekir b. Arabî bu rivayetler hakkında şöyle demiştir:
“ Zikrettiği*miz İmam Ahmed, Buhari, Müslim ve Tirmizî'nin Hz. Enes'ten rivayet ettikleri hadis ile Hz. Ömer'in: "Ya Rasulallah! Senin hanımlarının yanına iyiler de kötüler de giriyor. Onlara perde çekmelerini emretsen..." deyip de hicap ayetinin nazil olduğunu belirten hadis dışındaki, bütün hadisler zayıftır.”
Yemek âdabının nüzul sebebi, Peygamberimiz (s.a.)'in Hz. Zeyneb'le evlendiği zaman verdiği yemek ile Hz. Zeyneb'in evinde oturup kalmaları sebebiyle hicap ayetinin nazil olmasıdır. [140]

53. "... O'nun eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Doğrusu bu, Allah katında büyük şeydir."

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- İbn Abbas Ata'dan yaptığı rivayetle şöyle dedi:
"Kureyş büyüklerinden birisi dedi ki:
"Rasulullah (s.a.v.) eğer vefat ederse, Aişe'yi ben nikâhlarım." Bu âyet de bu sebepten dolayı indi ."[141]
2- İbn Ebi Hatim’in Süddi’den rivayetine göre Efendimizin (s.a.v.) vefatından sonra onun hanımlarından biriyle evleneceğini söyleyen kişi Talha ibn Ubeydullah imiş.[142]
3- Ebu Bekir İbni Muhammed İbni Amr İbni Hazm'dan İbnu Sa'd anlattı. Ebu Bekir İbni Muhammed dedi ki:
“Âyet, Talha İbni Ubeydullah hakkında indirildi. Çünkü o,:
“Rasûlullah vefat ettiği zaman, ben Âişe ile evlenirim, dedi.”[143]
4- İbnu Zeyd'den İbnu Ebî Hatim anlattı. İbnu Zeyd dedi ki:
“Peygamberimize, birinin:
“Nebî Aleyhisselâm vefat ederse, falan kadınla evlenirim” dediği haberi ulaştı. Bunun üzedine Ahzab: 33/53 âyeti indirildi.”[144]
5- İbni Zeyd, İbni Abbas'tan naklediyor:
“Bu ayet Peygamberimiz (s.a.)'den sonra onun hanımlarından biriyle evlenme arzusunda olan bir adam hakkında nazil oldu.“
Süfyan diyor ki:
“Bu hanımın Hz. Âişe olduğu ifade edilmektedir.”
6- İbni Zeyd, Süddî'den naklediyor:
Bize ulaşan haberlere göre Talha b. Ubeydillah şöyle demiştir:
"Muhammed bizim hanımlarımızla evleniyor da, bizim amcamızın kızlarıyla evlenmemizi mi engelliyor? Eğer ona bir şey olursa, biz ondan sonra mutlaka onun hanımlarıyla evleneceğiz." Bunun üzerine bu ayet nazil oldu.
7- Cüveybir'in İbn Abbâs'tan rivayetine göre birisi Hz. Peygamber (sa)'in hanımlarından birinin yanına geldi. Yanına geldiği hanımın amcasının oğlu idi. Hz. Peygamber (sa): ona:
"Bu günden sonra bir daha buraya gelme, burada durma." buyurdular.
"Ey Allah'ın elçisi, o benim amcamın kızıdır, ne ben ona kötü bir şey söyledim, ne de o bana." dedi. Hz. Peygamber (sa):
"Bunu biliyo*rum. Fakat hiç kimse Allah'tan daha kıskanç değildir ve hiç kimse de benden daha kıskanç değildir." Buyurdular. Adam bırakıp gitti, giderken de:
"Amcamın kızıyla konuşmamı engelliyorsun ha? O'ndan sonra mutlaka onunla (amcamın kızıyla) evleneceğim." dedi ve işte bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerime*yi indirdi. Bu adam söylediği o kelimeden tevbe olarak bir köle azat etti, Allah yolunda on deve yükledi ve yürüyerek hacca gitti.[145]
Herhalde bu iki rivayette de Hz. Peygamber (sa)'in vefatından sonra Hz. Aişe ile evleneceğini söyleyen kişi aynı yani Talha ibn Ubeydullah olmalıdır. Dolayısıyla rivayetler arasında farklılık veya çelişki yoktur.[146]
8- Rivayet edilir ki Hz. Peygamber (sa), Ebu Seleme'den (vefatından) son*ra Ümmü Seleme ile ve Huneys ibn Huzâfe'den sonra da Hafsa ile evlenince münafıklardan birisi: "Bu adama (Muhammed'e) ne oluyor ki hep bizim kadınla*rımızı nikahlıyor. Allah'a yemin olsun, bir gün ölecek olursa kadınlarını nikah*lamak için biz de kur'a atacağız." demiş ve işte bu âyet-i kerime bunun üzerine nazil olmuştur.[147]
9- Zaten aslında Hz. Peygamber (sa)'e eziyet verecek böyle bir sözün bir müslümandan sâdır olması güçtür; bunu olsa olsa bir münafık söylemiş olabilir. Yukarda verilen Hz. Talha ile ilgili haberin sahih olduğunu ve Talha ibn Ubeydullah'ın belki bir anlık bir öfke ile böyle bir söz söylediğini kabul etsek bile sonradan pişman olduğu ve tevbe ederek tevbesinin kabul edilmesi için ne*ler yaptığı biraz önce geçmişti.[148]

55. (O Peygamber'in) eşlerine, babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeş*lerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğullan, hizmetçi kadınları ve sağ ellerinin mâlik oldukları (câriye ve köleler) hususunda vebal yoktur. Ve Allah'tan takva üzere olun. Muhakkak ki Allah her şeye şâhid olandır.

Hicâb âyeti nazil olunca Hz. Peygamber (sa)'in eşlerinin babaları, oğullan ve akrabaları Rasûlullah (sa)'a: "Biz de mi ey Allah'ın elçisi, biz de onlarla perde arkasından konuşacağız?" diye sordular da bu âyet-i kerime nazil oldu.[149]

56. "Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi överler; ey inanan*lar! Siz de onu övün, ona salat ve selam getirin."

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Ebû Said, İbn Ebî Amr en-Nisâbûrî'den, o Hasan b. Ahmed el-Mahledî'den, o Müemmil b. Hasan b. İsa'dan, o Muhammed b. Yahya'dan, o Ebû Huzeyfe'den, o Süfyan'dan, o Zübeyr b. Adiy'den, o Abdurrahman b. Ebî Leyla'dan, o da Ka'b b. Ucre'den haber vererek dedi ki:
"Nebî (s.a.v.)'ye denildi ki:
" "sana selam" ın ne de*mek olduğunu biliyoruz. Peki "sana salat" nasıl olur?" Bunun üzerine bu âyet indi."[150]
2- Abdurrahman b. Hamdan el-Adl, Ebu'l-Abbas Amed b. İsa el-Vîşâ'dan, o Muhammed b. Yahya es-Sûlî'den, o er -Riyaşî'den, o da el-Esmaî'den bize şunu rivayet etti:
"el-Mehdî'yi, Basra'da, minber üzerinde şöyle derken işittim:
"Allah size birşey emreti ve o işe önce kendi nefsinde başladı. İkinci olarak da Melekleri zikretti ve bu*yurdu ki:
"Allah Teala bu âyette Hz. Muhammed'i diğer Rasuller arasından (salat ve selamı O'na tahsis etmekle) seçmiş oldu ve yine halk arasında da sizi ona seçmiş oldu. Öyleyse Allah'ın nimetini şü*kürle karşılayasınız."[151]
3- Ustaz Ebû Osman el-Hafız'dan işittim, o da İmam Sehl b. Muhammed b. Süleyman'ın şöyle dediğini işitmiş:
"Allah Teala'nın peygamberimiz Muhammed (s.a.v.)'i bu âyetle şereflendirdiği, bu olay şereflendirmenin en yüksek seviyesine ulaştırmıştır. Ve Adem (a.s.)'e meleklerin secde ile emrolunmasından daha üstündür. Çünkü Adem (a.s.)'e emrolunan secde işinde Allah'ın bizzat kendisi yoktur ve caiz de değildir. Bu âyette ise, Allah Teala Nebî (s.a.v.)'ye evvela kendi nefsinden, sonra da meleklerden O'na salat ve selamı haber vermiştir, Kendisinden sadrolan bu şereflendirme, kendisinin içinde bulunmadığı, sadece meleklere mahsus olan şereflendirmeden daha yücedir."
Sehl'in bu sözü, Mehdî'nin sözünden çıkarılmıştır. Muhtemeldir ki onu gördü ve ona baktı, bu sözü ondan aldı ve şerhetti. "Adem (a.s.)'in şereflendirilmesini, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in şereflendirilmesiyle karşılaştırdı. Hz. Muhammed'in şereflendi*rilme olayı, Hz. Adem (a.s.)'in şereflendirilmesinden daha beliğ ve daha üstündür." [152]
Sahih hadiste zikri geçmiştir.[153]
4- Ebû Bekr Muhammed b. İbrahim el-Farisî, Muhammed b. İsa b. Amrveyh'ten, o İbrahim b. Süfyan'dan, o Müslim'den, o Kuteybe ve Ali b. Hacer'den, onlar İsmail b. Cafer ve babasından rivayet eden A'la'dan, o da Ebû Hureyre'den bize şunu rivayet etti:
"Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Kim bana bir defa salat ve selam getirirse, Allah da ona on defa salat ve selamda bulunur."[154]

57. Muhakkak ki Allah'ı ve Rasûlü'nü incitenlere Allah dünya'da ve âhirette la 'net etmiştir. Ve onlar için horlayıcı bir azâb hazırlamıştır.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- İbnu Ebî Hatim’in Avfî tarikından İbn Abbâs'tan rivayete göre bu âyet-i kerime Hz. Peygamber (sa)'e, Huyey ibn Ahtab'ın kızı Safıyye ile evlendiği için ta'n edenler hakkında nazil olmuştur.[155]
2- İbnu Abbas'tan (r.a.) Dahhâk, ondan Cüveybir anlattı:
Âyet, Abdullah İbni Übey ve onunla olanlar hakkında indirildi. Onlar Âişe'ye iftira etmişlerdi. Nebî Aleyhisselâm, insanlara konuşma yaptı ve:
“Bana eziyet verenden benim intikamımı kim alır?, bana eziyet vereni evinde kim toplar?” buyurdu. Âyet indirildi.”[156]

58. "İnanan erkek ve kadınları, yapmadıkları bir şeyden ötürü incitenler, şüphesiz iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olurlar."

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Ata, İbn Abbas'tan rivayet ederek demiştir ki:
"Ömer (r.a.), Ensar'dan süsünü gösteren bir cariye gördü. Onun zînetinin görülmesini hoş karşılamadı ve onu dövdü. Cariye de ehline gitti ve Ömer'i şikâyet etti. Onlar da Ömer'e karşı çıktılar ve ona eziyet ettiler. Allah Teala da bu yüzden bu âyeti indirdi."[157]
2- Mukatil demiştir ki:
"Bu âyet Ali b. Ebî Talib hakkında inmiştir. Münafıklardan bir grup insan ona eziyet ediyorlar ve ona küfür ediyorlardı."[158]
3- Dahhak, Süddî ve Kelbî demişlerdir ki:
"Bu âyet, zinakârlar hakkında inmiştir. Onlar Medine sokaklarında dolaşırlar ve geceleyin ihtiyaçlarını gidermek için dışarı çıkan hanımları takip ederlerdi. Bir kadın gördüklerinde ona yaklaşırlar ve kaş göz işareti yapar*lardı. Eğer kadın sükût ederse, onun peşine takılırlardı. Eğer karşı çıkarsa onu bırakır*lardı. Bunlar ancak kölelere böyle yaparlardı. Fakat o gün köle ve hür ayırımı yapmak güçtü. Hür kadınlar, gömlek ve baş örtülü dışarı çıkarlardı. Hür olan kadınlar, bu sarkıntı*lık durumunu kocalarına şikâyet ettiler. Bu durum Rasulullah (s.a.v.)'a da bildirildi. Bunun üzerine Allah Teala bu âyeti indirdi."[159]
Bu hadisin sıhhatine delil olan şu: "Ey Peygamber, hanımlarına, kızla*rına ve mü'minlerin kadınlarına söyle, örtülerini üstlerine alsınlar." âyeti*dir.[160]
4- Said b. Muhammed el-Müezzin, Ebû Ali el-Fakih'ten, o Ahmed b. Hüseyn b. el-Cüneyd'den, o Ziyad b. Eyyub'dan, o Hüşeym'den, o Hüseyn'den, o da Ebû Malik'ten bize şunu dediğini haber verdi:
"Mü'minler'in hanımları geceleyin ihtiyaç defetmek için dışarı çıkıyorlardı. Münafıklar, onlara hem sarkıntılık yapıyor hem de eziyet ediyorlardı. Bunun üzerine bu âyet indi."[161].
5- Süddî şöyle dedi: "Medine evleri daracıktı. Bundan dolayı kadınlar, geceleyin defi hacet için dışarı çıkıyorlardı. Medine fasıklanndan bazıları da bu zamanlarda dışarı çıkıyorlar, başında örtü bulunan kadın gördüklerinde: "Bu hür bir kadındır" diyorlar ve onu bırakıyorlardı. Başörtüsüz kadın gördüklerinde ise: "Bu köle bir kadındır"deyip on*dan istekte bulunuyorlardı. Bundan dolayı Allah Teala bu âyeti indirdi."[162]
6- O zamanda evlerde tuvaletler olmadığını ve insanla*rın defi hacette bulunmak üzere meskûn mahallerin dışına, kırlara çıktıklarını da unutmamak gerekiyor.[163]

59. Ey O Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü 'minlerin kadınlarına söyle: Üstlerine örtülerini alsınlar. Bu, onların tanınıp ta incitilmemeleri için daha elverişlidir. Allah Ğafûr, Rahim olandır.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Dahhâk'ten rivayette o şöyle anlatıyor:
Medine-i münevvere'de bazı müna*fıklar görünüşü ve elbisesi kötü bir kadına rastladılar mı onun hür mü yoksa cariye mi olduğunu ayırdedemez ve onu fahişe zannederek sarkıntılıkta bulunur ve böylece mü'min kadınlara eziyet verirlerdi. İşte bunun üzerine Allah Tealâ bu "Ey O Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve mü'min hanımlara söyle..." âyet-i kerimesini indirdi.[164]
2- Süddî bunu biraz daha farklı anlatır: Medine evleri dardı ve içlerinde tuva*let, defi hacet edecek mekânlar yoktu. Dolayısıyla kadınlar defi hacette bu*lunmak üzere geceleri çıkar kırlarda defi hacet eylerlerdi. Medine'de bazı gü*nahkâr (Fâsık) erkekler bunların peşine düşer, onları ta'ciz ederlerdi. Daha zi*yade cariyelerin peşine düşerlerdi. O zamanda hür kadınlar sokağa çıktıkları zaman üzerlerine bir üst elbise alırlar, cariyeler ise buna dikkat etmezlerdi. İşte bu fâsık erkekler sokakta üst elbisesi olan bir kadın gördüler mi "Bu hür bir ka*dın." deyip ona ilişmezler, üst elbisesi olmayan bir kadın gördüler mi ona sar*kıntılık ederlerdi. İşte bu gibi davranışlar üzerine bu âyet-i kerime nazil olmuş*tur.[165]
3- Ebu Salih'ten gelen bir rivayette ise yukardaki "Erkeklerin, kadınların pe*şine düşerek sarkıntılık ettikleri" şeklindeki bilgi yerine kapılarının önünde yani sokakta oturarak ip eğirdikleri ve yoldan geçen ümmehâtü'l-mü'minîn de bun*dan rahatsız oldukları ve bunun üzerine işte bu örtünme emrinin geldiği anlatıl*maktadır.[166]
4- Buhârî Âişe'den (r.a.) anlattı:
“Örtünme âyetleri indirildikten sonra, Sevde ihtiyacı için çıktı. -O cüsseli bir kadındı, kendisini tanıyandan gizlenmezdi- Onu Ömer gördü ve:
“Ey Sevde, vallahi bizden örtünmüyorsun, nasıl çıktığına bak.” dedi. Âişe (r.a.):
“Sevde, sırtını dönerek Ömer'den (r.a.) ayrıldı. Rasûlullah benim evimde idi. Rasûlullah akşam yemeğini yiyordu, elinde etli kemik vardı. Sevde, Rasûlullah'ın yanına girdi ve:
“Ya Rasûlallah, ben bir ihtiyacım için çıkmıştım bana Ömer, şöyle şöyle, söyledi.” dedi.. Âişe (r.a.):
“Allahü Teâlâ vahyini indirdi, Vahîy sırasında olan geçince, üzerinde et olan kemik hala Rasûlullah'in elinde idi, onu yere koymamıştı: Rasulullah:
“Muhakkak ihtiyaçlarınız için çıkmağa size izin verildi.” buyurdu. [167]
5- İbn Sa'd'ın Tabakât'ında Ebu Mâlik'ten rivayetle tahric ettiği bir haberde o şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber (sa)'in hanımları geceleyin bazı ihtiyaçları için (herhalde tuvalet ihtiyacı için olsa gerek) dışarı çıkarlardı. Münafıklardan bazı*ları da onların önüne çıkar ve onları rahatsız ederlerdi. Hz. Peygamber (sa)'in hanımları bu durumdan şikâyetçi oldular da o münafıklara bunu yapmamaları söylendiğinde onlar: "Biz bunu sadece cariyelere yapıyoruz." diyerek kendileri*ni müdafaa etmek istediler ve işte bunun üzerine bu "Ey O Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle: Üstlerine örtülerini alsınlar. Bu, on*ların tanınıp ta incitilmemeleri için daha elverişlidir...." âyet-i kerimesi nazil oldu.[168]
6- Bunun benzerini, Hasan ve Muhammed İbni Ka'b Kurazî'den anlattı. [169]
7- Bu hadisenin Süddî ve Kelbî tarafından bir önceki âyet-i kerimenin nüzul sebebi olarak anlatıldığını da göz önünde bulundurursak bu iki âyet-i kerimenin aynı sebeple nazil olduğunu anlamak zor olmıyacaktır.[170]



=========================

[1] Râzî. age. xxv,189: Kmtubî. age. XIV,76. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/709.
[2] Alûsî. age. XXII,31. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/709.
[3] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/523.
[4] İsnadı yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 292. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/709. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/235-236.
[5] Zemahşerî, age. 111,248; Kurtubî, age. XIV,77. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/709.
[6] Zemahşerî, age. 111,248; Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,60. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/709. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/524. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/235.
[7] Zemahşerî, age. 111,248; Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,60. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/710. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/524.
[8] Kurtubî, age. XIV,77. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/710.
[9] Alûsî, age. XXI,143. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/710.
[10] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/710.
[11] İsnadı yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 292; İbnu'l-Cevzî, Zâdu'l-Mesîr, 6/349; Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/61. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/711. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/240-241.
[12] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 33/1, hadis no: 3199; Taberî, age. XXI,74; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,267-268. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/710. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/525. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/240.
[13] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/525. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/240.
[14] Taberî, age. XXI,75. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/711.İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/525. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/240.
[15] Taberî, age. XX1,75. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/711.
[16] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/526. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/240.
[17] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/526. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/711.
[18] Kurtubî, age. XIV,78. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/711.
[19] İsnadı yoklur. ed-Dürr: 5/181. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 293. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/711. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/241.
[20] Buhari; Tefsir: 4782, Müslim; Fedailu’s-Sahabe: 62/2425, Tirmizi; Tefsir: 3209, Menakıb: 3814, Nesai; Tefsir: 416, Suyuti; ed-Dürr: 5/181. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/241.
[21] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 293. Vahidî, age. s. 250. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/712. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/526.
[22] Âlusî, Ruhu'l-meânî, 21/151; Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/61. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/712.
[23] Taberî, age. V,34. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/712.
[24] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûil II,.62-63. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/713. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/527-528. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/270.
[25] Taberî, age. XXI.85-86,; Ahmed ibn Hanbel, Musned, IV.303; Vahidî, age s. 71-72. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/714-715. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/529-530.
[26] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/269.
[27] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/715. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/530.
[28] Suyutî, Lübâbu'n-Nukûl, II,65. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/715. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/530.
[29] Bak: el-Câmiu li-Ahkâmi'1-Kur'ân, XIV,97. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/715.
[30] Taberî, age. XXI,86. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/715. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/529.
[31] Taberî, age. XXI,86. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/715. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/530.
[32] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, II,65. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/715.
[33] Taberî, age. XXI,87. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/716.
[34] Taberî, age. XXI,89. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/716.
[35] Burnunu, ağzını ve kulaklanni kesmek.
[36] Buhârî, Cihâd, 12, Müslim; İmare: 148/1903, Tirmizi; Tefsir: 3200, Nesai; Tefsir: 422, İbn Cerir: 21/93, Ahmed; Müsned: 3/194, 201, 253, Suyuti; ed-Dürr: 5/190.
[37] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 293-294. Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/80. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/531. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/717. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/270.
[38] Buharı; Tefsir: 33/3 (4783). İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 294.
[39] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 294.
[40] Ahmed Abdurrahman el-Bennâ. Minhatu'l-Ma'bûd fî Tertibi Musnedi't-Tayâlisî Ebî Dâvûd, 11,22; Buhârî, Cihâd, 12; Müslim, İmâra, 148; Ahmed ibn Hanbel, Müsned. 111,201. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/717.
[41] Taberî, age. XX1,93. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/717.
[42] Tirnıizî. Tel'sîru'l-Kur'ân, 33/2-3, hadis no: 3200, 3201. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/717.
[43] Vahidî, age. s. 250-251. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/717.
[44] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 33/3. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/718.
[45] İbnu'l-Esîr, Usdu'1-Gâbe, Kahire tarihsiz (Dâru'ş-Şa'b), V,182. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/718.
[46] Zemahşerî, age. 111,256. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/718.
[47] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 294.
[48] Ukeyl, İsmail b. Yahya'yı tanımıyor. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 294.
[49] Mürsel hadistir. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 294.
[50] Alûsî, age. XXI,182. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/718.
[51] Buhârî, Mezâlim, 25; Tefsîru'1-Kur'.ân, Tahrîm, 66/2; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Tahrîm, 66/1, hadis no: 3318; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 133. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/719-721.
[52] Buhârî, Mezâlim, 25. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/721.
[53] Lbnu’l-Cevzî, Zâdu'l-Mesîr, 11,145. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/721.
[54] Bak: Müslim. Talâk, 30. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/721.
[55] Ahmed ibn Hanbei, Müsned, 111,328. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/722. Muhtasar-ı İbn Kesir, 3/92; Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/79. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/532. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/297-298.
[56] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Ahzâb. 33/6, hadis no: 3204. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/722.
[57] İsnadı zayıftır. İbn Cerir: 22/5, Suyuti; ed-Dürr: 5/198. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 295. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/723. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/723.
[58] Taberî, age. XXII,5. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/723.
[59] Taberî, age. XXII,7; İbn Kesir, Tefsîru'1-Kur'âni'l-Azîm, VI.407. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/723.
[60] İsnadı zayıftır. Tirmizi; Tefsir: 3205, Menakıb: 3787, Hakim; Müstedrek: 2/4l6, 3/146. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 295.
[61] Zayıf hadistir. ed-Dürr: 5/198. Bu ayetin Rasulullah (s.a.v.)'ın hanımları için indiği rivayeti de vardır. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 295.
[62] Mürsel hadistir. İbn Cerir: 22/7, ed-Dürr: 5/198. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 295.
[63] Taberî, age. XXII,7. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/723.
[64] Mûrsel hadistir. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 296. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724.
[65] Mürsel hadistir. ed-Dürr 5/200. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 296. Taberî, age. XXII,8. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/534. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/318.
[66] Tirmizî, Tefsînı'l-Kur'ân, Ahzâb, 33/14, hadis no: 3211. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/533.. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/318.
[67] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/533-534. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/318.
[68] Abduifettâh el-Kâdî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 62. Benzer bir rivayet için bak: Ahmed ibn Hanbel, Müsned, VI.305. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724.
[69] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/318.
[70] Vahidî, age. s. 104; İbnu'l-Cevzî, age. 11,69. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724.
[71] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724.
[72] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 4/9, hadis no: 3023. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724.
[73] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724.
[74] Taberî, age. XXII,9. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/535.
[75] Kurtubî 14/187; Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/89.
[76] İbn Kesîr, age. VI,417. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/327.
[77] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/724. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/535. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/327.
[78] Taberî, age. XXII,9. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/725.
[79] Taberî, age. XXII,10. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/725. İbn Ebi Hatim; İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/535. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/328.
[80] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 33/6. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/726. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/328.
[81] Abdulfettâh ei-Kâdî, Esbâbu'n-Nüzûl, s. 62. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/726.
[82] Timüzî, Tefsîm'i-Kur'ân, Ahzâb, 33/9, hadis no: 3207. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/726.
[83] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/727. Hakim; İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/536.
[84] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Ahzâb, 33/16, hadis no: 3213. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/727.
[85] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/328.
[86] Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 111,195-196. Ayrıca bak: Müslim, Nikâh, 89, 93,95. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/727-728.
[87] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/536-537. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/328.
[88] Taberî, age. XXII,12-I3. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/728.
[89] Tirmizi; Kurtubi, el-Câmiu li-Ahkâmi'l-Kurân, XIV,127. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/728. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/538. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/329.
[90] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/728.
[91] Mürsel hadistir. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 300; İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/538-539. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/728. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/341.
[92] Kurtubî, age. XIV,128. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/728.
[93] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/728.
[94] Lübâbu'n-Nukul, II,73; Alûsî, Ruhu'l-Maânî, XXVI,9. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/729.
[95] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/539-540. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/346.
[96] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/540. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/347.
[97] Tirmizî, Tefsîm'i-Kurân, Ahzâb, 33/17, hadis no: 3214. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/729-730. Hakim, İbn Ebi Hatim; İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/541. Tirmizi hasen, Hakim sahih dedi. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/360.
[98] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,75. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/730. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/541. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/360.
[99] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/360-361.
[100] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,75. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/730. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/541-542. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/360-361.
[101] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 296.
[102] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 296.
[103] Yani Rasulullah (s.a.v.)'ın kendisiyle beraber olma sırası.
[104] Buhari; Tefsir: 4789, Müslim; Talak: 23/1476, Ebıı Davud; Nikâh: 2136.
[105] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 297.
[106] İsnadı yoktur. ed-Dürr; 5/210. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 297.
[107] Buhari; Tefsir: 4788, Müslim; er-Rada'; 49/1464, Nesai; Nikâh: 6/54, Hakim; Müstedrek: 2/436.
[108] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 297. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/543.
[109] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/543. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/361.
[110] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/360-361.
[111] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukul, II,76. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/731. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/543-544.
[112] Bu konuda daha fazla bilgi ve farklı görüşler için bak: İbn Kesir, Tefsîru'1-Kur'âni'l-Azîm, VI.438-439. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/731.
[113] Bak; el-Câmiu li-Ahkâmi'1-Kur'ân, XIV,142. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/731.
[114] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/732.
[115] Buhari; Tefsir: 4791, el-İsti’zan: 6239, 6271, Müslim; Nikâh: 92/1428, Nesai; Tefsir: 440, Beyhaki; Sünen: 7/87. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 297-298. Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/103.
[116] Buhari; Tefsir: 4791, el-İsti’zan: 6239, 6271, Müslim; Nikâh: 92/1428, Nesai; Tefsir: 440, Beyhaki; Sünen: 7/87. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 298. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/546-547. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/378.
[117] Tirmizi; Tefsir: 3217, İbn Cerir: 22/28. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 298. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/547. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/378.
[118] Buharı; Tefsir: 33/8 (4790). Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/379.
[119] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 298. Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/103.
[120] Vahidî, age. s. 220. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/732-733.
[121] Taberi age. XXII,29. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/733.
[122] Bak: Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,82-83. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/733.
[123] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 33/8; Taberî, age. XXI1,27. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/733-734.
[124] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Ahzâb, 33/21, hadis no: 3218; Müslim, Nikâh, 94; Neseî, Nikâh, 84, hadis no: 3385. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/734.
[125] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 33/8. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/735.
[126] Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Ahzâb, 33/20, hadis no: 3217. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/735.
[127] Mürsel hadistir. Nesai; Tefsir: 439. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 298.
[128] Taberî, age. XXII,28. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/735.
[129] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, II,78. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/735. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/379.
[130] Taberî, age. XXII,29. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/735.
[131] Kurtubî, age. XIV,144. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/735.
[132] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, II.78-79. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/735. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/547. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/379.
[133] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, II.78-79. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/735. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/547. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/379.
[134] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûi, 11,79. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/736. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/547-548.
[135] İbn Cüzeyy, Teshil, 3/142 İbn Cüzeyy şöyle der: Enes'ten nakledilen ilk görüş daha meşhurdur. İbn Abbas'in görüşü ise, âyetteki, kendilerine izin verilinceye kadar içeri girrneyi yasaklayan bölüm hakkındadır. Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/103.
[136] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/380.
[137] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/380.
[138] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/380.
[139] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/380.
[140] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/381.
[141] İsnadı yoktur. ed-Dürr: 5/214. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 298. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/548. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/736.
[142] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,80. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/736. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/548.
[143] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/549. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/380.
[144] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/548. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/380.
[145] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukul, II,81. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/736. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/546-549. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/381.
[146] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/736.
[147] Kurtubî, age. XIV,147. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/736.
[148] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/736-737.
[149] Kurtubî, age. XIV,148. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/737.
[150] Ahmed; Müsned: 1/244. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 299. Vahidî, age. s. 255. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/737.
[151] Bakınız Esbâb-ı Nüzul, tahkikli baskı, s. 375. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 299.
[152] Bakınız Esbâb-ı Nüzul, tahkikli baskı, s. 375.
[153] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 299-300.
[154] Müslim; Salat: 70/408, Ebu Davud: Salat: 1530, Nesai; Salat: 3/50. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 300.
[155] Taberî. age. XXH,32. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/737. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/549. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/391.
[156] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/549. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/391.
[157] İsnadı yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 300. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/738. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/391.
[158] Mürsel hadistir. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 300. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/738. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/391.
[159] Mürsel hadistir. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 301. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/391.
[160] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 301. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/738.
[161] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 5/221. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 301. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/391.
[162] Mürsel hadistir. ed-Dürr: 5/222. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 301. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/391.
[163] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/738.
[164] Taberî, Câmiu'l-Beyân, XVIII,127. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/738-739.
[165] Vahidî, age. s. 257. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/739. İbnu'l-Cevzî, Zâdu'l-mesîr, 6/422; Muhammed Ali Es Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 5/103.
[166] Taberî, age. XXII,34. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/739.
[167] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/551. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/401.
[168] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,83-84. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/739. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/402.
[169] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/551.
[170] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/739.
Alıntı ile Cevapla