Tevhidin ve Hamdin Fazileti
KELİME-İ TEVHİDİN FAZİLETİ
4- Ebu Hureyre ve Ebu Said el Hudri (radıyellahu anhuma) dan rivayetle (şahitlil ederek) şöyle demişlerdir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: Kul, -lâ ilâhe illellâhu vallâhu ekber- dediği zaman, aziz ve celil olan Allahu teâlâ buyurur: Kulum doğru söyledi, benden başka ilah yok, ben Allahım, en büyük benim.
Kul, -lâ ilâhe illellâhu vahdehu- dediği zaman, Allahu teâlâ buyurur: Kulum doğru söyledi, benden başka ilah yok, tek olduğum halde. Kul -lâ ilâhe illellâhu vahdehu lâ şerike lehu- dediği zaman, Allahu teâlâ buyurur: kulum doğru söyledi, benden başka ilah yok, benim hiçbir ortağım yok.
Kul –lâ ilâhe illellâh lehul mülkü ve le-hul hamdu- dediği zaman, Allahu teâlâ buyurur: Kulum doğru söyledi, benden başka ilah yok, mülk benimdir hamd bana aittir.
Kul -lâ ilâhe illellâh ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi- dediği zaman, Allahu teâlâ buyurur: Kulum doğru söyledi, benden başka ilah yok, güç kuvvet ancak benim (yardımımla) dır.
Ebu İshak (r.a) der ki: Sonra, bundan daha parlak (net) bir şey söyledi de ben onu anlamadım. Ebu Cafer’e dedim ki; Ne dedi?
Dedi ki: “Her kim bu zikirlerle ölüm anında rızıklandırılırsa, ateş ona dokunmaz.” (İbni Mace, cilt 2, sahf:219)
HAMD EDENLERİN FAZİLETİ
5- Abdullah ibni Ömer (radıyellehu anhuma) dan rivayetle Resu-lullah sallallahu aleyhi ve sellem kendilerine haber verdi ki, Allahu teâlâ’nın kullarından bir kul şöyle dedi: “Ya Rabbi! Zat’ının celaline, saltanatının yüceliğine layık olduğu şekilde Hamd senin içindir.”
İki melek zorlandı, onu (sevabını) nasıl yazacaklarını bileme diler. Semaya yükseldiler ve dediler ki: Ey Rabbimiz! Muhakkak senin bir kulun, bir söz söyledi ki nasıl yazacağımızı bilemiyoruz.
Allahu azze ve celle –kulunun dediğini bildiği halde- buyurdu:
Kulum ne dedi?
Melekler: Ya Rabbi! Şöyle dedi: “Ya Rabbi! Zat’ının celaline, saltanatının yüceliğine layık olduğu şekilde Hamd senin içindir.”
Allahu azze ve celle, iki meleğe buyurdu: Kulumun dediği gibi onu yazın, taki bana kavuşunca onunla kulumu mükafatlan dırayım.
(Nese-i cilt 2, sahf: 22