Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08 Nisan 2009, 09:55   Mesaj No:2

KuM TaNeSi

Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Harama bakmaktan nasıl korunuruz, ibadetlerimden zevk alamıyorum ne yapmam gerekir?

Cevap 2: Evvela zevk almak için namaz kılmamaktayız Bununla beraber, namazdan zevk almamıza mani olan bazı nedenler vardır:

1- Günah ve isyanlarımız
2- İmanın taklidi olması,
3- İbadetleri kime karşı işlediğimiz tam olarak bilmemek
4- Namaz ve ibadetlerin bizim fıtri vazifemiz olduğunu bilmemek ve bir yük olarak görmek
5- Namazla bütün mahlukatın yaptığı vazifelerin tamama erdiğinden gafil olmak,
6- Namaz kıldığımız vakit mevcudatın bizden razı olduğunu bilmemek,

Allah'ımız bizi yoktan var etti Taş olabilirdik, ağaç veya hayvan olabilirdik Hattâ bir canavar da olabilirdik Fakat insan olarak yaratıldık Bunun yanında Hıristiyan, Yahudi veya Budist de olabilirdik Ama Müslüman olduk

Bu nimetler ilk anda aklımıza gelmeyebiliyor Daha bunlar gibi düşünemediğimiz o kadar nimetler var ki, saymakla bitmez Bize bir kalem hediye edene teşekkür ediyoruz, bir kitap verene minnet duyuyoruz Çünkü bunu insanlığın ve nezaketin gereği olarak yapıyoruz Ya bize bu kadar nimetleri verene teşekkür etmek, minnet duymak gerekmez mi?

İşte namaz en büyük şükür, en açık teşekkürdür Namaza bütün vücudumuzla katılıyoruz: Elimiz, ayağımız, gözümüz, dilimiz, başımız; aklımız, kalbimiz, hayalimiz bütün duygularımızla Böylece bütün bu organ ve duygularımızla Allah'ımıza şükrümüzü iletmiş oluyoruz

Namaz kılmayan insan böyle bir teşekkürü bile yapmıyor Milyarlar verse elde edemeyeceği nimetlere sahip olmanın değerini fark edemiyor Allah göstermesin, gözümüzün birisini kaybet sek, dünyanın parasını harcasak yerine aynısını koyabilir miyiz? Bir kaza sonunda dilimizi kaybetsek, fakat bütün dünyanın yarısını versek bir dil bulabilir miyiz?

İnsan olarak her şeye sahip olmak istiyoruz Dünyada ne varsa bizde de aynısının bulunmasını arzu ediyoruz İhtiyaçlarımız o kadar çok ki Sadece bu dünya ile de yetinmiyoruz Sonsuz bir hayat istiyoruz, Cenneti istiyoruz, Peygamberimizle birlikte olmayı diliyoruz

Bunları elde etmeye gücümüz yetmeyeceğine göre kimden isteyeceğiz? Her halde bu dünyayı, yıldızlan, gökleri ve âhireti var edenden isteyeceğiz Onu istemenin de yolu Allah'ı kendimize sevdirmekle olur Kendimize Allah'a sevdirmenin en iyi yolu da Onun huzurunda her gün beş defa eğilmek, secdeye varmakladır

Böylece namaz kılmakla Rabbimizin huzuruna çıkmış oluyoruz İçimize sevinç doluyor, neşe doluyor ve mutluluk doluyor Kendimizi uçacakmış gibi hissediyoruz; tatlı bir heyecan duyuyoruz Nasıl heyecan duymayız ki? Bir müdürün, bir valinin, bir bakanın karşısına çıkınca kendimizde nasıl bir sevinç ve heyecan hissediyoruz Oysa namazda müdürün de, valinin de, bakanın da; hattâ bütün kâinatın Yaratıcısının huzuruna çıkıyoruz Böyle bir mutluluğu kaçırmak ister miyiz hiç?

Acıkınca yemek yiyoruz, susayınca su içiyoruz, uykumuz gelince uyuyoruz Böylece o ihtiyaçları gideriyoruz Ama insan sadece ağız ve mideden ibaret değil ki Aklımız var düşünüyoruz, kalbimiz var duygular taşıyoruz, ruhumuz var, sonsuz bir hayatı istiyoruz Aklımızın, kalbimizin, ruhumuzun ihtiyaçlarını nelerle karşılayacağız; hangi gıda vererek bu latifelerimizi doyuracağız? İşte aklımızın gıdası, kalbimizin ihtiyacı, ruhumuzun rahatı ancak el bağlayıp namaza durmakla temin edilmiş olur

Namaz kılmakla hem maddeten, hem de manen temizlenmiş oluyoruz Abdest almakla maddi temizliği yapıyoruz; namaza durmakla da günah ve hatalarımızın kirlerinden arınıyoruz
Peygamber Efendimizle Sahabiler arasında geçen şu kısa konuşma bu meseleyi çok güzel bir şekilde açıklıyor

Peygamber Efendimiz (asm) bir gün Sahabilere sordu:
"Ne dersiniz? Birinizin kapısı önünde bir ırmak bulunsa, o kimse o ırmakta günde beş defa yıkansa, vücudunda kirden iz kalır mı?"

Sahabiler cevap verdiler: "Hiçbir kir kalmaz, yâ Resulallah" O zaman Peygamberimiz şöyle buyurdu:
"İşte beş vakit namaz da buna benzer Allah, namaz sayesinde günahları siler, temizler"
Namazdaki asıl temizlik manevî olanıdır Ruhumuzun ve kalbimizin sık sık temizlenmesine ihtiyaç vardır Çünkü el, ayak gibi organlarımız nasıl çeşitli sebeplerle kire, toza, toprağa bulanıyorsa, insanlık icabı işlediğimiz çeşitli günah ve kusurlar sebebiyle ruhumuz da manevî kirlere bulanmaktadır Ama insan ruhunu ve kalbini tutup suya sokamaz Onun da kendine göre bir yıkama usulü vardır Bunun yıkanması namazla olur

Namaz kılmaya alışmamış olan kimseler, bu ezikliği hafifletecek sebepler ararlar Namaz kılanlarda gördüğü kusurları büyüterek onların da kendisi gibi kusurlu olduklarını, dolayısıyla aralarında pek büyük bir fark olmadığını düşünmeye başlarlar Kendi kusurunu küçültür, namaz kılanın küçücük bir kusurunu büyütür, hatta "Kalbim temiz!" gibi bahanelerle kendisinin daha üstün durumda olduğunu dahi iddia etmeye başlar

Aslında insan olarak hiç kimse kusur ve günahlardan arınmış değildir İbadetlerinde devamlı olan kimsenin bile kendisine göre bazı kusurları olacaktır Ne var ki işledikleri kötülükler bakımından insanlar arasında bir karşılaştırma yapılsa, namaz kılanların bu konuda daha geride kaldığı görülür
Evet, sigara içmeyenlerde akciğer kanseri görülür; ama içen kimselerin bu hastalığa yakalanma ihtimali daha fazladır Bunun gibi her gün beş defa Rabbini hatırlayarak Onun huzuruna çıkan bir kimsenin kötülük yapma ihtimali ile Rabbini ancak başı derde düştüğü zaman hatırlayan bir kimsenin kötülük işleme ihtimali arasında büyük bir fark olacaktır

Ayrıca namaz insanı kötülüklerden alıkoyan Kur'ân-ı Kerimde bu mesele şöyle anlatılıyor
"Sana vahyedilen kitabı oku Namazı da dosdoğru kıl Çünkü namaz çirkin işlerden ve kötülüklerden alıkoyar Allah'ı zikretmek elbette en büyük ibadettir Ne yaparsanız Allah hakkıyla bilendir"

Mehmed Paksu, Gençlik İlmihali, Nesil yayınları, 1999, ss 83-86
__________________
Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi...
Alıntı ile Cevapla