Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08 Nisan 2009, 10:38   Mesaj No:2

KuM TaNeSi

Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kadın-Erkek Birbirine Eşit midir? Kadın ile erkek eşit midir?

Kadın-erkek eşitliği mevzuuna girmeden önce 'eşit' ve 'eşitlik'in kelime mânâlarını görelim 'Eşit', hiçbir fark göstermeyen, tabiatı, niteliği, değeri ve boyutları bir olan demektir 'Eşitlik' ise hakları bakımından insanlar arasında hiçbir ayırım bulunmaması anl-----dır Bu 'eşit' ve 'eşitlik' tarifleri çerçevesinde acaba kadının, erkek karşısında durumu nedir?

1) Fıtratta Farklılık


Kâinatta Allah (cc) her şeyi çift yaratmıştır Bu çiftlerden her birinin diğerine, bütün yönleriyle eşit olduğunu söylemek mümkün değildir 'Her şeyi çift (erkek ve dişi) yarattık ki düşünüp ibret alasınız' (Zâriyât, 51/49) Zerrelerden bitkilere, ondan hayvanlar ve insanlar arasındaki erkeklik-dişiliğe kadar her şey çifttir ve birbirine muhtaçtır Pozitif negatife, elektron protona, gece gündüze, yaz kışa, yeryüzü gökyüzüne, erkek kadına, kadın erkeğe muhtaçtır Bunlarla birlikte şu anda bilemediğimiz fakat ilim ve teknolojinin gelişmesiyle öğrenebileceğimiz daha nice çiftler vardır
İşte Allah (cc) kadını yaratırken, elektrona nispeten protonu, pozitife nispeten negatifi, erkek tohuma nispeten dişi tohumu yarattığı gibi yaratmış ve bu çiftlerden bir vahdet meydana getirmiştir Fakat elektron protona, pozitif negatife eşit olmadığı gibi, kadın da erkeğe eşit olamaz Bu, fıtratın değişmeyen kanunlarındandır Zira tek olan Allah'tan başka herşey eksik olduğu gibi, varlığını sürdürebilmek için de, hiçbir şey kendi kendine yeterli değildir Bu itibarla, eksik olan erkek ve kadın bir araya gelerek birbirlerini tamamlayacak ve bir vahdet teşkil edeceklerdir ki, bütünde asıl olan da budur Dolayısıyla kadın ve erkek birbirinin eşiti değil, aksine birbirinin tamamlayıcısıdır Allah Rasulü bir hadislerinde bu gerçeği şöyle ifade ederler: 'İnnema'n-nisâ şekâikur'r-ricâl (=Kadınlar erkeklerin yarısıdır)' (Ebû Dâvut, Tahâret, 94; Tirmizi, Tahâret, 82) Hadiste geçen 'şakik' kelimesi, tam ortadan ikiye bölünen bir bütünün parçası mânâsınadır Yani, bir bütünü meydana getiren iki parçadan herbiri, diğerinin 'şakikidir' Buna göre, insan olma yönüyle kadın ve erkek eşit yarımlardır Ama hiçbir zaman biri diğerinin aynı değildir Yani bunların fıtratları ruhî ve psikolojik yapıları tamamen farklıdır Hiçbir zaman kadın fizik ve ruh bakımından erkeğe eşit olamayacağı gibi, erkek de ona eşit olamaz Ne erkek kadının biyolojik olarak daha gelişmiş bir şekli, ne de kadın erkeğin az gelişmiş bir tipidir Cinsiyet farklılığına beşerin müdahalesi olamayacağına göre, inanan veya inanmayan herkesin, eşitlik hayallerinden vazgeçip erkeği ve kadını olduğu gibi kabullenmesi şarttır Kaldı ki sadece farklı cinsler arasında değil, aynı cinsler arasında bile, tam bir eşitliğin olduğunu söylemek mümkün değildir Böyle bir ümniyenin gerçekleşmesi için uğraşmak, fıtrat kanunlarını değiştirmeye uğraşmaktır ki, bu tür gayretler bütünüyle boşa giden emek sayılır Burada şunu da belirtmek gerekir ki, kadınlarda bu yaratılış farklılığı onların hor ve hakir görülmelerini gerektirmez Bilakis Cenab-ı Hak, 'her şeye takdir ettiği şekli verip, sonra da doğru yolu gösterendir' (A'la, 87/3) Kadını, erkeği 'en güzel yaratılış üzerine yaratan' ve ona yücelmenin, yükselmenin yollarını öğretendir Onları birbirinin tamamlayıcısı, örtüsü ve koruyucusu yapandır


2) Vazifede Farklılık


Yukarıdaki açıklamalarda görüldüğü gibi, fıtratta kadın erkeğe eşit olamayacağı gibi, vazifede de eşit olamaz Erkeğe ait vazifeler kadından istendiği zaman ona zulmedilmiş olur Zira kadının fizyolojik, biyolojik ve ruh yapısı itibariyle, erkekten çok farklı olduğu inkâr edilemeyecek kadar açıktır Böyle bir yaratılış farklılığından kaynaklanan bazı hak ve vazife farklılıkları da gayet tabiîdir Meselâ; erkek kadına nispetle daha güçlü ve daha kuvvetlidir Kadının bu noktada, erkeğin yapabileceği vazifeyi yapması oldukça zordur Bu durum, kadın için asla bir eksiklik değildir Buna karşılık kadın da erkeğe nazaran daha şefkatli, daha merhametli, daha zarif ve daha duygusaldır Bu noktada da erkek kadınla boy ölçüşemez Her iki cins de göreceği vazifelerin gerektirdiği kabiliyetlerle donatılmıştır ki, gerçek hak ve adalet de işte budur Dolayısıyla, erkek-kadın eşitliği değil, kadın ve erkeği ayrı ayrı, kendi fıtratları içerisinde ele alıp değerlendirme en isabetli yoldur
Evet; kadının yaratılışına ve istidatlarına göre belli vazife ve hakları vardır ve kadın, bu istikamette istihdam edildiğinde daha iyi neticeler elde edilebilir Nesiller kadın tarafından dünyaya getirilir ve onun tarafından terbiye edilir Beşeriyete, iyi fertler, onun feyizli ve bereketli eli ile kazandırılır Hele neslin yetişmesi hususunda kadının şefkatle donatılması kadına ayrı bir lütuftur Bu yönüyle kadın, bütün aile fertleri içinde, saygı duyulacak bir ihtiram âbidesidir O, evin mürebbiyesi, muallimesi, kayyimesi ve huzur kaynağıdır Erkek onda itmi'nana kavuşur Çocuk onun şefkatli sinesinde neş'et eder, büyür; hisli, duygulu, şefkatli ve sağlam fikirli yetişir Eğer o, iffetli yaşayabilmiş ise, onun sayesinde çocuk yozlaşmaktan ve bu gibi çocukların teşkil edecekleri cemiyet de bodurlaşmaktan kurtulur
Evet, Cenab-ı Hakk'ın, ona bahşettiği eltâf-ı sübhâniyesinin yanında, bazı insanların eşitlik adı altında ona vereceği her şey çok sönük kalır Ve eşitlik iddialarıyla ona tanınacak haklar, yapılacak iyilikler, baştan aşağı altın madalyalarla donatılmış bir kişinin yakasına, bir bakır madalya iliştirmek gibi gülünç olur ve hafif kaçar Allah (cc), kadına öyle müzeyyen bir elbise giydirmiştir ki, artık bundan sonra onun üstüne giydirilecek her şey sırtına bir çul geçirme, bir semer yükleme mânâsına gelirAllah (cc), her hak sahibine hakkını vermiştir Verirken de onu ne hoyrat hale getirmiş, ne de gülünç duruma düşürmüştür Bundan öte ona verilecek her hak bir haksızlık ve zulümdür Kadın bir iş yapacaksa, bu mutlaka onun, fizyolojik, psikolojik ve ruhî yapısına uygun olmalıdır Ona altından kalkamayacağı ağır işler teklif etmenin ve kadını fıtratının dışına taşan işlerde çalıştırmanın ne eşitlikle ne de insânî yaklaşımla alâkası vardır Aksine böyle bir davranış kadının elinden birçok hakkını gasbetme mânâsına gelir Efendimize ait şu hadis, söz konusu hususu ne güzel ve ne çarpıcı ifade eder 'Bir ineği boyunduruğa koşmuşlardı Döndü ve sahibine şöyle dedi: Ben bu işler için yaratılmadım' (Buhârî, Fedâilu's-Sahâbe, 5; Enbiyâ, 54; Müslim, Fedâilu's-Sahâbe, 13) Yani bu iş için öküzler yaratıldı Hülasa, her şeyin bir yaratılış gayesi vardır Her varlık yaratılış gayesine ve kabiliyetlerine göre istihdam edilmelidir ki, gerçek adalet teessüs etsin

MFGülen
__________________
Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi...
Alıntı ile Cevapla