Konu Başlıkları: Ticaret ahlakımız
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Nisan 2009, 22:18   Mesaj No:1

_bülbül_

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:_bülbül_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 468
Üyelik T.: 25 Ekim 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 1.210
Konular: 330
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ticaret ahlakımız

Ticaret ahlakımız

Önsöz

Ticaret

Bizim dünya ve ahiret mutluluğumuzu hedefliyen yüce ve yüceltici dinimiz İslam; her konuda olduğu gibi, ticaret hayatımızla ilgili de ölçüler koymuştur İslam, insanın Yaradanı ile, toplum ve eşya ili ilgisi arasında mutlak bir bağ görür İnsanın Yaradanı ile ilişkisi Rab-kulluk ilişkisidir ki, buna ibadet denir İnsanın bir toplumsal varlık olarak, insanlarla, diğer varlıklarla, eşyayla ilişkisinin adı da muamelattır İslam'da muamelatla ibadet bütünlüğü vardır "Hayatını İslam'a göre yaşama" gayretinde olan, haramı helali bilip ona göre alış-veriş yapan bir müslümanın yaptığı her-şey ibadet sayılır Çünkü geniş anlamıyla ibadet Yüce Allah'ın hoşnut ve razı olduğu bütün fiil ve davranışları kaps----- alır Kişinin kazancını helal yoldan, İslami ahlak ve fazilet ölçüleri içinde elde etmesi de bir ibadettir
Elbette ticaretimizin ibadet olabilmesi için neyin doğru neyin yanlış olduğunun bilinmesi lazımdır Nitekim HzÖmer, devlet başkanlığı döneminde valilerine yayınladığı bir genelgede şöyle demiştir:
"Yapacağı ticaretin İslami esaslarını bilmeyen kimse, bizim çarşı ve pazarımızda alış-veriş yap-
masın" (Tirmizi, Vitr, 21)
Müslümanlık ahlak demek, müslüman da en faziletli ve olgun insan demektir İslam ahlakının gayesi, dünya hayatını küçük cennet kılan bir saadettir İnsanlar bu cennetten ahiret hayatına geçerler Ahiret hayatı da insanlar için büyük cennettir İşte bunun sağlanabilmesi için ticaret ahlakına uymamız gerekir, "Helal lokma şuuruna" sahip olup, kul haklarına gereken önemi vermemiz icabeder
"Ticaretin de ahlakı olur muymuş?" denilebilir Elbette ticaretin de ahlakı, kuralları, ölçüleri vardır İşte bunlar hayatımıza hakim olursa topluma huzur, kazanca bereket gelir, dağılımında adalet gerçekleşir
Herşeyin bereketini silip süpüren bencilliği, egoizmi, menfaatçiliği, sömürüyü ön plana çıkaran kapitalist ekonomik anlayış ancak "ticaretin de ahlakı olur muymuş" diyebilir Çünkü ahlak, onların yaptıklarına karşı çıkar
Biz müslüman olduğumuza göre; ticaretin de ahlakı vardır Biz de bu ahlaka uygun ticaret yapmak sorumluluğundayız
Ticaretle ilgili pekçok güzel eserler var Ancak Ticaret Ahlakı ile ilgili eserlere rastlayamıyoruz Bunun için çok faydalı olacağına inandığımız bu alanda yani "Ticaret Ahlakı" ile ilgili alanda bir çalışma yaptık Günümüz şartlarını da göz önün de bulundurarak gayet öz, kısa ancak pekçok konuyu kapsayan bir çalışma ortaya koyduk
Kitap yedi bölümden oluşmaktadır Her bölüm başlıbaşına bir kitap konusudur Bu alanda yapılacak çalışmalara örneklik ve kaynaklık teşkil edebilmesi için de her bölümün sonuna kaynaklan koyduk Aynca konulardan daha kolay yararlanılmasını sağlayabilmek için mümkün mertebe sohbet havası içinde ve maddeleştirerek konulan işlemeye gayret ettik
Konular seçilirken ve hazırlanırken hem ticaretle uğraşanlarla, hem de ilim ehli hocalanmızla geniş istişareler yaptık En önemli bulunanları, günümüzde en çok öne çıkan ve ihtiyaç duyulanlan esere aldık Son bölümde karşılaştığımız güncel problemlerle ilgili sorularımıza, sorunlanmıza -çağdaş alimlerimizin eserlerinden de yararlanarak- cevaplar sunduk
Alanının ilk çalışmalarından olduğu ve günümüz insanının zaman, ekonomik ve okuma problemi göz önünde bulundurularak kısa tutulduğu için hayli eksikliklerimizin olabileceğini düşünüyor ve kabul ediyoruz
Ticaret ahlakımıza katkıda bulunması dileğiyle, dua, teklif ve tenkitlerinizi bekliyoruz, faydalı olmasını diliyoruz
30092003 - Halil Atalay




Her şeyin maddî güce göre değerlendirildiği ve her yere maddenin hakim kılınmaya çalışıldığı, haramların cazipleştirilip, helali elde etmenin zorlaştınldığı bir çağda yaşıyoruz
Bunun için neredeyse bütün vakitlerimizi maddî düşünceler yani ekonomik kaygı ve çalışmalar alıyor, ekonomiyle yatıyor ekonomi ile kalkıyoruz Elbette çalışacağız Yüce Rabbimiz: "De ki; Allah'ın kullan için yarattığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti? Deki; bu nimetler dünya hayatında iman edenler içindir, kafirler de o arada yararlanırlar Kıyamet gününde ise sadece mü'minlerindir" (7 Araf, 32) buyuruyor
Helal şekilde ve meşru dairede dünya nimetlerinden istifade edeceğiz Ekonomik açıdan güçlenip, dünyaya yön vereceğiz
Üç şey fesat ve yıkım sebebidir:
1-Helalden kazanmama
2-İstenilen ve doğru yere harcamama
3-Yasaklanan yerlere harcamadır
Malı nereden kazandığımızın hesabını vereceğimiz gibi, nereye harcadığımızın da hesabını vereceğiz Her şeyin bereketini tükettiğimiz gibi, kazancın bereketini de tükettik Bereketsizliğin üzerinde kafa yormamız gerekmektedir! Her türlü hileli yollarla, reklamlarla tüketimin cazip hale getirilip körüklendiği, insanların tüketim sendromuna tutulup böylelikle de kazançta ve harcamada helalden sapıldığı, haram yollara düşüldüğü açıkça görülmektedir Bu ise sınırsız ve sorumsuz kazanma duygusunu geliştirmektedir Bir yanda gerek ülkemizin ve gerekse dünyanın büyük bir kesimi fakirlikle, yoklukla, açlıkla boğuşurken, az bir kesimi de her türlü şımarıklığı, israf yarısını icra etmektedir Bunlar ise sınıflar arası uçurumlar ve düşmanlıklar oluşturmaktadır Kanaat ve sebat bitmiştir
Şimdi böyle bir ortamda "Ticaretin de ahlakı olur muymuş?" denilebilirElbette, ticaretin de ahlakı, kurallan, ölçüleri vardır İşte bunlar hayatımıza hakim olursa, topluma huzur, kazanca bereket gelir, gelir dağıtımında adalet gerçekleşir Onun için ticaret ahlakımız çok önemlidir Zira ahlaklılığın zıttı, ahlaksızlıktır Ticari ahlaksızlığın nelere mal olduğunu hep beraber görüp yaşıyoruz Kurulann yanında yaşlar da yanıyor Yeni doğan çocuk, milyarlarca borçla dünyaya geliyor
Temeli faiz, zam, zulüm ve sömürü olan kapitalist sistemlerin hakim olduğu bir dünyada yaşıyoruz Ne üretim "Hak"ça, ne bölüşüm "Hak"çadır Ne nimetler "Hak"ça dağıtılıyor, ne de külfetliler "Hak"ça paylaşılıyor! Zira kapitalist sistem, para putu etrafında dönen bir sistemdir Liberal bir ekonomi ve bu ekonomiye ayak uydurmuş bir insan borsası vardır Bu borsada en geçerli mal, piyasa şartlarını çok iyi bilen hırslı, açık göz insan tipidir Bu ekonomide borsa ve banka bir çeşit kutsal mabed, iş ve piyasa kuralları ise ibadet şekilleridir Para da bu mabedin ortasında güleç çehresiyle saadet dağıtan bir ilahtır Piyasa ekonomisinin mucidi kapitalist rejimler, şahsi menfaati, acil çıkar oyunlarını toplumun şiarı haline getirdiler Nedvî'nin dediği gibi dünyayı bir alışveriş dükkanı, bir market haline soktular Para ile din, para ile ahlak, para ile bilim sürekli bir mübadele konusu oldu Din ve bilim profesyonelleşti, profesyonel profesörler, profesyonel din adamları türedi (1)
Çağ, yürekleri, zihinleri, kasaları ve keseleri çağın pislikleriyle kirlenmemiş Müslümanlara muhtaçtır
Müslümanlar çağa yön verecek ilmî, iktisadî, siyasi ve idari güce sahip olmak zorundadırlar
Hayat bir bütündür, parçalanamaz Maddede kapitalist, manada Müslüman, ya da ibadette Müslüman, ticarette Yahudi vs, olunamaz Para ile, mal ile alakası olmayan bir ibadetimiz var mı? Paraya yani ekonomiye hakim olmayan müslümanın dünyası da ahireti de perişan olacaktır
Materyalistlerin putlaştırdığı parayı esir alıp İslam'ın ve insanın hizmetçisi yapmalıyız Bir de parayı sermayeye dönüştürmeliyiz Zira parasını sermaye yapmayan Müslümanların çocukları her zaman sermaye sahiplerine muhtaçtır (2) Öyleyse ekonomiye hakim olmak lazımdır Her şeyi inancına hizmet ettirmeyi gaye edinmiş bir Müslüman için bu realiteyi göz ardı etmek, ona ilgisiz kalmak elbet düşünülemez Her şeyden önce "kuvvetli olma" yi emreden bir dinin mensupları kendilerini aşağılatacak, küçük duruma düşürecek, ezdirecek, sömürttürecek pozisyonlardan şiddetle kaçınmak zorundadırlar Dinin izzeti her sahada üstün ve güçlü olmayı gerektirir Pek çok ayet ve hadiste ilmin, çalışmanın, ticaret ve sanatın övülmesi, dinine bağlı olarak yaşamayı hedef edinen Müslümanlar için hiç şüphesiz büyük manalar ifade eder
Hazreti Ömer (ra)'e "Dünya cifedir, onu ancak köpekler yer" denilince, "Doğrudur, ama ben dünyayı, yine dünya için sarf ederim" demiş ve şu önemli ikazı yapmıştır: "Eğer köpeklerin eline bırakacak olursak, köpekler dünyayı yer sonra da seni yer" Yani kafirin eline bırakmak yok dünyayı Yeryüzüne Müslüman sahip çıkmalıdır(3)
--------------------------------------------------------------------------------
1- Öztürkmen, Ömer, Gözyaşı Medeniyeti,25
2- HekimoğŞlu, İsmail, Müslüman ve Para, 118 vd
3- Toptaş, Mahmut, Modern Hayatta Nebevi Mücadele, 26
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi _bülbül_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Adem olmaktır tek hevesim Şiirler ve Şairler kurtmehmet 3 2476 22 Mayıs 2010 10:27
Dostlarımız........ Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler su damlası 4 2194 09 Mayıs 2010 09:35
İsmailce kurban olabilmek Hacc-Umre-Kurban kurtmehmet 3 2947 21 Kasım 2009 19:58
Ömür seccadesini gönül dergahına serenlere...... Makale ve Köşe Yazıları _bülbül_ 2 2210 12 Kasım 2009 20:52
çarpık çağ..... Şiirler ve Şairler _bülbül_ 2 1941 12 Kasım 2009 20:43