|   RE: Alışverişte vade farkı 
 
 
 Netice: 
 Bir malı peşin fiyatına nisbetle farklı bir fiyat ile vadeli satmanın caiz olduğunu gösteren deliller sahih ve sabit; buna mukabil caiz olmadığı hükmüne götüren şüpheler gayr-i variddir; hükme temel olamayacak kadar zayıftır Bu sebeple İslâm âlimlerinin cumhuru (büyük ekseriyeti) ve bu arada dört mezhebin ulemâsı bunun caiz olduğunu söylemişlerdir Bizim de kanâatimiz bu yoldadır Vâde farkı helâl, vâde farkı ile satış caizdir Ancak imkânı olanlar, aza kanâat edenler, ahiret menfaatini dünya menfaatine tercih edenler -bilhassa tüketiciye- satış yaparken peşin fiyatı ile verirler, vade farkı almazlarsa bu karz-ı hasen sayılır Karz-ı hasen Allah rızası için borç vermek demektir Allah Teala böyle yapanları kendisine borç vermişçesine sevmiş ve övmüş, onların kazancına bereket vereceğini müjdelemiştir75 İmkânı olan her müminin bu şeref ve berekete can atması tabiîdir
 Dâvâmızın sonu: Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun! O'nun rızâsı her şeyden büyüktür!
 
 
 
 Raporlar, Tenkitler ve Cevaplar
 "Alış-verişte Vâ'de Farkı" Araştırmasına Dair
 Ön rapor: 1
 İslâmî İlimler Araştırma Vakfı Başkanlığına,
 
 Tetkik Konusu:
 Hayreddin Karaman, "Veresiye Satışta Vâde Farkı";
 Veresiye satışta vâde farkları dolayısıyle semen üzerinde peşin satışlara nisbetle tatbikatta görülen farkların İslâm hukukundaki yeri üzerinde kaleme alınmış ilmî etüde dayalı mukayeseli bir risaledir Bir Önsöz Giriş ve I - Vâdeli satışın cevâzı ile II-Vâde farkı şeklinde iki ana bölümden ibarettir
 Müellifin konuyu incelerken takip ettiği göze çarpan yol, mukayeseli bir usûl kullanmasıdır Bu mukayese, öyle anlaşılıyor ki mümkün olan nisbette dört ana İslâm Hukuku ekolü ile, ayrı ayrı bu ekollerde mümessil durumda olan müteaddit âlim fakih'in eserlerini nazarı itibara almak suretiyle gerçekleştirilmiştir
 Risâlenin bu bâriz husûsiyeti yanında göze çarpan bir diğer nokta, eserin baş kısmına konan Giriş bölümünün ziyâdesiyle elemanter bilgiler ihtivâ etmiş olmasıdır
 Her ne kadar müellif, okuyucunun müteakip sahifelerde karşılaşabileceği hukukî müesseselerde ilgili noktalarda bu bilgileri nazari itibara alması gibi bir kolaylığı kavuşturulduğunu ileri sürebilirse de, bu, teknik bakımdan asıl konusunun hayli ötesinde kalmaktadır
 Müellif Karaman, risalesinde sadece Hukuk mektepleri arasındaki görüşlerde bir muvazene unsuru olmakla kalmamış, aynı zamanda müstakil olarak hareketle, hemen her noktada âyetlere ve Sünnet'teki prensiplere dayanmak suretiyle, hem belki bir neticeye varmada ve hem de okuyucunun bu hukukî neticeyi görmesinde açıklıklar getirmiş olmaktadır
 Edindiğimiz kanaate göre işbu risale, sırf ilmî alandaki prensip, görüş ve temâyülleri görüp anlamamızdan ayrı, daha da önemlisi, belki bir sonuca varan ve konunun aydınlanmasında fayda bekleyenler için gerçekten pratikte ilmî istifadeler sağlayacak husûsiyetler de taşımaktadır
 Risalenin neşri düşünülüyorsa giriş bölümünün ihtisarı ancak mali bir kolaylık sağlar
 Hitab edilen okuyucu kütlesinin genişletilmesi hedef alınmışsa hatta denebilir ki bu bölümün bu kütleyi aydınlatıcı vasıfta olduğu da söylenebilir
 Durumu arzeder, gereğini saygılarımızla rica ederim
 İslâm Araştırmaları Enstitüsü
 Edebiyat Fakültesi, İSTANBUL
 191976
 Salih TUĞ
 |