Konu Başlıkları: Osmanli Mûsikîsi
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Nisan 2009, 13:26   Mesaj No:21

KuM TaNeSi

Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Osmanli Mûsikîsi

4.2. Bozulma ve Çöküşü
Osmanlı hânedanının en ünlü Bestekârı şair neyzen ve Tanbûrî III. SELİM'in sanat çevresi Osmanlı mûsikîsinde son ihtişamın yaşandığı bir yenilik sahnesi oldu. Bu sahnede yönetmen padişahtan başka Tanbûrî Emin Nu'man ve Zeki Mehmed Ağalar Nasır Abdülbakî Dede Hampartsum Küçük Mehmed Ağa Şehla Hafız ve Kemanı Ali Ağa genç Dede ve Şakir Ağa île genç Kemanî Rıza Ef. görev aldılar. Sadullah Ağa ile Dellâlzâde ise sahne dışında kalmayı tercih eden klâsikçilerdi. II. Mahmud'dan Halîfe Abdülmecid'e kadar geçen 114 yıllık süre sadece Osmanlı mûsikîsinin son büyük Bestekârlarının değil aynı zamanda geleceğin Türk mûsikîsini hazırlayan büyük mûsikîcilerin de yetiştiği bir tarih dilimidir. Bu dönemde III. Selim'in başlayıp II. Mahmud'un tamamladığı yenilik hareketleri ortamı İsmâil Dede Şakir Ağa Zeki Mehmed Ağa Dellâlzâde Kazasker Osman Bey ve Yusuf Paşa gibi son klâsikleri yaratmış ama aynı zamanda klâsik formlardaki (klâsik güfteli ve büyük usullü) eserlerin yerlerini bir 18. yy. şiir türü olan şarkı formundaki hafif eserlere bırakmasına da zemin hazırlamıştı. III. Selim'in keşf ve himaye II. Mahmud'un itibar ve taltif ettiği İsmâil Dede'yi (1777-1845) müzikte Donizetti'nin eğittiği Abdülmecîd sarayında tutmayı başaramadı. Mevlevî ayîninden ilahîye Besteden Rumeli türküsüne kadar hemen bütün klâsik ve dinî formlarda 300'e yakın eser bestelemiş hem derviş (yani halk) hem saray adamı gibi birbirine zıt iki özelliği daima korumuş olan Dede Mızıka-i Hümâyun şefleri Donizetti ve Guatelli'den —kendilerine verdiği Türk mûsikîsi bilgilerine karşılık— öğrendiği Batı mûsikîsinin melodik esprisine dayalı "Kâr-ı Nev" "Yine neş'e-i muhabbet" ve "Yine bir gülnihal" gibi eserler de bestelemiş olmasına rağmen oyununu kendisi de beğenmemiş olmalı ki ünlü "Artık bu oyunun tadı kalmadı!" sözünü söyleyerek 68 yaşında hacca gitmiş tadı kalmayan Osmanlı sarayından kaçayım derken koleraya yakalanıp Mekke'de ölmüştür. İleri yaşta ve o günün fevkalade güç şartların hiç düşünmeden karar verdiği hac bahânesiyle Dede'nin kaçıp kurtulmak istediği aslında neydi?
Alıntı ile Cevapla