[KayıpKentli]

DİN ARGUMANLARINI DİN ADAMI SINIFININ ELİNDEN KURTARMALIYIZ(ali şeriati)

ali şeriati - BİZ VE İKBAL adlı kitabından çıkardığım bu NOTU dikkatlerinize sunarım!(KAYIPKENTLİ)

Bu yazıya özellikle yorum beklediğim kişiler: Nur, Yitik sevda, MEVLÜT hönül, Muhammed Can, Abdulmelik FECR

(yukarıda ismini saydığım kişilerin diğer kardeşlerden herhangi bir ayrıcalığı olduğu için saymadım...

yorum yapmak isteyen herkes yapabilir..kimse bana özelden DEMEK BİZİ ADAM YERİNE KOYMUYORSUN tripleri yapmasın, mesele adam yerine koyma koymama meselesi değildir.

Saydığım isimleri özellikle konuşturmak istiyorum çünkü arkasından ona göre bir konu gelecek. Medineweb in performansı ciddi konulara yüksek katılım gösterecek bir durumda değil.

Özellikle bu isimlerin görüşlerini merak etmemle alakalı bir durum.Yorum yapmak isteyen herkes yapabilir.İsmini saydığım kardeşlerden ÖZELLİKLE yorum bekleme durumum ise AYNEN GEÇERLİDİR..lütfen kimse meseleyi şahsileştirmesin!)



DİNİ ARGUMANLARI DİN SINIFININ ELİNDEN KURTARMALIYIZ

Bunlar Kur’an’ın öğrettiği ve üzerinde durduğu en temel derslerdir. Bununla birlikte İslam tarihinde filozofu yaratan eski yunanlaşma Batıcılık ile sufiyi ve zahidi yaratan doğuculuk ve Hıristiyanlaşma kuranı dünya görüşünün ve İslami antropolojinin ayırt edici özelliği olan Allah’ı gören natüralizm ile kemal arayışında olan insancı gerçekliğin bizim anlayış Derinliğimize bakış tarzımıza akletme ve düşünme mantığımıza davranışımıza değer sistemimize ahlak kurumumuza ve netice de toplumsal yapımızla hayat felsefemize nüfuz etmesine izin vermedi.

Böylece herkes kendisinin çağının yaygın ve tanınmış ekollerinin içerisinde kaybederek kendi zamanına hakim olan felsefi ahlaki ve dini ruha boyun eğdi.

Bunun ardından Muhammedi ve Kuran ı o yöne çekti.Çeşitli rivayetleri ve ayetleri bir araya getirip uygun ve uygunsuz açıklamalar ve teviller yoluyla bunları kendi tarikat pirine hikmet üstadına 12 aklın muallimi evveline nispet etti.Peki sonuç ne oldu? İslam toplumları amacı tabiatı insanı tarihi hareketleri iktidarları ve davetleri anlayarak milletlerin davranışlarını ve ilmi veya ilahi yasaları keşfederek Allahı bilmek ve tanımak olan İslam’ın misyonundan üst yapısı uhrevi altyapısı dünyevi olan bir düzen kurmayı amaçlayan peygamber örneği temelinde örnek ve vasat ümmet yaratmak isteyen ve böylece kendisi insanlık için insani ve toplumsal yapılanma yolunda bir örnek olmak isteyen islamın hedefinden mahrum kaldı. Böylelikle ona karşı büsbütün yabancılaştı.

Müslümanların fikri bakışı ve ilmi yöntemi eski dinleri felsefeleri ve ekolleri taklit etmek suretiyle Allah’ı dünyanın dışında ve tabiatın ötesinde… İslam’ın değerlerini ise öte yanında yani ölüm ötesinde aramaya başladı. Böylece dünyayı tanımak üzere harekete geçmiş olan müreffeh bir hayat ve güçlü bir toplum isteyen genç kuşak aydınımız doğal olarak islama karşı durmakla ve dini suçlamaktadır.

Bu öyle bir suçlamadır ki Bütün somut ip uçları onun bu konudaki yargısını açık ve kesin delillerle doğrulamaktadır.Ondan dini toplumlardaki kültürel ekonomik vesınıfsal ilişkileri siyasi ve dini despotizmi fikri yozlaşmayı cehaleti okuma yazma bilmeyişi taassubu donukluğu eski düşüncelere takılıp kalmayı eskilere ve eski ilimlere kayıtsız şartsız boyun eğişi yeni düşüncelerden akli çabalardan düşünce özgürlüğünden duyulan korkuyu dünyayla yabancılaşmayı içinde yaşanılan çağdan geri kalmışlığa devrimci ruhla ve tarihi eğilimlerle uyumsuzluğu muhafazakar eğilimini mira alınmış mezhebi sloganla ve zahiri konulardaki tutuculuğu hayatın hareketin ve gelişmenin gereği olan her türlü yeniliğe bidat gözüyle bakmayı necis temiz, ruhani cismani , taklit edilen büyük AYETULLAHLAR sürüye benzeyen halk, seyyid, avam, şerefli-alçak, gibi tamamen ırkçı ve sınıfçı aristokrasiden verasette dayalı saltanattan feodalizmin aristokrasisin ve ırkçılığın kültürel edebi ve ahlaki değerler sisteminden kaynaklanan ve şirk olan bir tür dini ayrımcılığı kast sistemini sınıfsal ayrımcılığı dini aristokrasiyi görmezden gelmesi beklenemez.

Bütün bu hususlar bize toplumsal oligarşiyi, aristokrat tutumu, halk karşıtı kutuplaşmayı, kendilerine özgü şahsiyet haysiyet ve şans sahibi olan soylu ailelerin yüksek makamlı sınıfların asil necip şerif ve aziz seçkinlerin ağazelederin ve şehzadelerin sınıfsal ve bireysel ayrıcalığına göstermektedir.

Bunlar halk kitleleri ve toplum arasında seçkin kimselerdir. ve doğal olarak halktan ayrı ve kopukturlar. Bu toplumsal kopukluklarını ve sınıfsal özelliklerini kendilerine özgü elbiseler yaşamlar ve süslerle kendilerine özgü davranış dil protokol adet gelenek ve göreneklerle saraylı makam sahiplerini ve aristokrat şahsiyetleri taklit ederek gösterişi tumturaklı ama içi boş ve anlamsız ünvanlar isimler ve lakaplar kullanarak göstermektedirler.

Evet böyle bir durumda bir öğrenciden bir mühendis bir doktor tercüman sosyolog hukukçu özgürlükçü esnaf ilerici memur devrimci işçi bilinçli yoksul çilekeş köylü aşağılanmaya ayrımcılığa tutsaklığa yozlaşmaya ve eksik sayılmaya isyan eden kadın sömürüye karşı olan milliyetçi eski feodaliteye ve modern kapitalizme düşman emekçi, kitap okuyan kendi zamanını en çok tanıyan ve dünyada olup bitenleri bilen bilimleri kültürleri ve medeniyetleri ve sosyal özgürlükleri insan haklarını ve ilerici hareketleri kurtarıcı kıyamları adalet isteyen devrimleri sınıf karşıtı sömürge karşıtı ideolojileri bilen bir aydından; dindar halkın ve seçkinlerin bireysel ve toplumsal fikri ilmi fıkhi siyasi ekonomik ailevi ruhi ahlaki soyut somut ve pratik hayatı içinde var olan bütün bu somut gerçeklikleri elle tutulan anormallikleri çirkin bayağı akıl dışı bilim dışı insanlık dışı halk karşıtı tutumları görmezden gelmesi ve hesaba alması beklenemez.

Bu aydının Allah Kıyamet Kuran Muhammed ali imamet adalet ümmet hak hazine kıst faiz dünya ahiret iman Salih amel cihad felah takva şehadet tevhid vahdet kardeşlik sorumluluk sünnet ayet istizaf (güçsüz hale getirme) istikbar tağut vesvas hannas gasık neffas mele mütref nemrud Karun belamı beur ekonomik şirk siyasi şirk dini şirk gibi kavramlar ve buna karşılık rabbunnas melikinnas ilahinnas para şeytanınan çarpılma yaptığı işten değil sermayesinden kar eden ve açıkça Allaha karşı savaş ilan eden faizci anlayış gibi kavramları doğrudan doğruya ve bağımsız bir şekilde kurandan çekip çıkarması alimane bir yaklaşımla ölçüp tartması ve dili vahiy bir peygamberi bir ümmi olan dini düşüncenin ve ruhun cevheri sayılan bu kitabın her şeyden daha çok tarihe istinad ettiğini anlaması beklenemez.

Bu öyle bir kitaptır ki bütün toplumların ekollerin davetlerin ve hareketlerin tarihine insanların imanını ameline ve seçimine istinad eder. ısrarcı bir tavırla tabiata tabiattaki bütün hissedilir olgulara hareket yasalarının hayatın sırlarına istinad eder.

Baştan sona bakmayı düşünmeyi akletmeyi tedebbür etmeyi yaratılış sırlarını tanımayı hakikati anlamayı emreder.aklı ilmi hikmeti basireti tartışmayı araştırmayı her söze ve söz sahibine tarafsızca kulak vermeyi, doğru sözü ve hakk görüşü kabul etmeyi hatta onunla amel etmeyi coşkulu heyecanlı ve mukaddes bir şekilde över

İnsanları taassubla şiddet ve sertlikle fitne çıkarmakla tahrik ve tekfir ederek muhalefetin başını ezerek, korkutarak ve kaçırarak değil, bilince akla hak talebine ve iyi niyete dayanarak yani güzel ve örnek söz ve hikmetle Allahın yoluna çağırmayı muhaliflere karşı mümkün olan en güzel şekilde mantıki bir tartışmayı ve itikadi bir mücadeleyi ön görür.

Tabiatı mutlak soyutlamalar gerçekte uzak ve nesnelliğe yabancı hayaller kıyaslar vehimler zanlar formel mantık ve soyut akılla değil, bir araştırma ve bilgiyle inceler.

Fizik ötesini içsel mukaşefeler Batıni tefekkürler ruhani sezgiler doğaçlama cezbeler melankolik duygular ve genel olarak felsefe ve tasavvuf veya ilahi hikmet ve maddi felsede adı verilen rasyonel ve sezgisel yollarla değil ilmi bir dünya görüşüyle yani somut gözlemi ilmi bilgiye teorik kavrayışa tabiattaki nesneleri derinlemesine akletmeye dayanan hareketi değişimi ölümü hayatı oluş ve bozuluş alemini halk ve emir alemini çelişkiyi ve tekamülü esas alan bir bakışla bakar.

Yaratılışı evrenin nihayi gerçekliğini varlığın gizli anlamını ve nihayet allahı tanımayı imanı bu kavrayış temelinde kurmayı ondan sonra tarihi araştırıp tanıyarak bir yandan güç sahiplerini zenginleri bilginlerin ruhanilerin önde gelenlerin mele ve mürtefin halk kitlelerinin bilinçli hakka tapan mücahid ve mümin insanlaırn bilgi irade amel ve sorumluğunun öte e yandan da hakkı öldüren dünyaya tapan kör hain ve zalim unsurların rolünü ve payını inceler.

Peygamberlerin insan toplumlarına getirdikleri risaleti çağrıyı kitabı mesajı hikmeti ve yapıyı tarih boyunca meydana getirdikleri uyanışları hareketleri inançları cihatları iktidarları medeniyetleri kültürleri değerleri ve yönelişleri araştırır ve değerlendirir.bu yolla sosyolojinin ilmi yasalarını ve tarihin hareketinin temellerini keşfeder.

Ve sonuç olarak insanlığın yolunu geleceğinin ve yarınının yönünü çizgisini belirler..

Dinin medeniyetin ve insanın ereksel niteliğinin ne olduğunu ilmi olarak kestirmeye çalışır.işte bütün bu karmaşa içinde bir aydının bir insan ve Müslüman olarak İNSAN VE İSLAM karşısındaki SORUMLULUĞUNU belirlemesi beklenemez.

Siz bir aydından üstelik batı kültüründen dublaj yapılmış bir Farsçayla eğitim görmüş bir gençten bilinmezliklerle dolu terk edilmiş bir halde bulunan bu geçit vermez virajlı yolları aşıp İslam’ın ilk dönemine imanın tertemiz pınarına ve tevhidin gerçek risaletine ulaşmasını beklemektesiniz.

Genç bir öğrencimizin sadece kuranı peygamberin hayatını ve Alinin sözlerini okumak suretiyle seçkin din bilginlerimizin bile yarım yüzyıldan fazla süren okuma inceleme ve uzmanlaşmalarından sonra erişemedikleri İslami gerçeklere anlamlara ve algılara ulaşmalarını nasıl bekleyebiliriz?