Konu Başlıkları: Münacaat(*)
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04 Temmuz 2009, 10:15   Mesaj No:4

_figan_

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:_figan_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 7800
Üyelik T.: 16 Nisan 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 84
Konular: 5
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: Münacaat(*)

Bir aşkın ışık yüklü kervânına katıldım;
Varlık huşû içinde tevhîdin nağmesinde!..
Bahtımın ellerinde, ilden ile atıldım;
Yanan yüreğim kaldı, ebedîn çeşmesinde!..

II

Yâ Rab sisler mi sarmış gökleri, yeryüzünü?..
Ölüm, hayat iç içe, rüyâ içinde rüyâ!..
Tâ Adem’den bu yana açmadı can özünü;
Hasretin gözyaşında arınan yalan dünya!..

Âlemlerin özü mü, nûrunla can bulan can?
Kudret elinle verdin bu eşsiz saltanatı!..
Bir sevdâ ocağında nasıl devreder devrân?
Nasıl fehmeder insan, bu mükemmel san’atı?!..

Ahde vefâ eyledim, sözüme özüm kefil;
Öteler ötesini tutsun bu aşk, bu umut!..
Halvete düştü gönül, benliğim bende değil;
Bir ummana gark oldum ne sınır var, ne boyut!..

Sana açtım elimi, "oku" dedin, okudum;
Her zerremin esrârı bir âlemdir içimde!..
Bir ömrü soluk soluk, ilmik ilmik dokudum;
Yıkanan yüreğimdir, kan ağlayan göçümde!..

Sesim, sözüm zikrinle yağarken ufuklarda;
Niyâzım kanatlanır, secdede arşa değer!..
Her acıya taş basan, gam yüklü doruklarda;
Nice can, can yoluna baş koyar, boynun eyer!..

Hakîkat ikliminden söken her bir seherin;
Al tülüne beledim derdimin ağrısını!..
Emânetin içimde, sırtımdadır Mahşerin;
Bezm-i elest’te duydum,vuslâtın çağrısını!..

III

Bir tutsam aşk elinden nura dolmuş geceyi;
Bitmeyen çilelerde ben dedim, benden kaçtım!..
Bir çözsem, çözebilsem can denen bilmeceyi;
Bu sevdâ çöllerinde kök saldım, çiçek açtım!..

IV

Çağların derdi sinmiş gül yüzlü âh u zâra;
Bu hicrân ocağında erisin onca zulüm!..
Nerden, nasıl giderim özlediğim diyâra?!..
Bir gönül coğrafyası doğranmış dilim dilim!..

İçi yanmış gözeden, kandım, yandıkça kandım;
Bu mudur âb-ı hayat, bu mudur ölmez ölüm?!..
Yâ Rab, senin kapında yalnız sana dayandım;
Kadere mahkûm olmuş can özümde bin düğüm!..

Sen ey Kerem sahibi, rızânla ümitlendim;
Denk eyledim yükümü büyük hesap gününe!..
Bu kulluk ekseninde rahmına kilitlendim;
Yoksa can dayanır mı bu gönül sürgününe!?..

Yâ Rab bildim sen varsın her solukta, her seste;
Gafletin bedeli mi başıma çöktü zaman!?..
Bir ömrü ötelere bağlayan her nefeste;
Kul oldu dile düştü, bu sırattan ince can?!..

Rengini gülden alan, bu sessiz gözüm yaşı;
Hicretin bestesidir yaralı goncalarda!..
Zamanın ellerinde mum oldu sabır taşı,
Can ipliğim tutuştu bitmeyen gecelerde...

Yâ Rab nasıl, nerdeyim, ezelde kaldı izim;
Fırtınalar içinde bu billûr can şişesi!?..
Düşmüşüm bir kuyuya solmuş betim, benizim;
Kan kokan gömleğimde kıyâmet endişe
__________________
Hüzünle titreyen gönle
İnce bir ahh dokunur
Kalbi kırık olanın
Gönlüne ALLAH dokunur
Alıntı ile Cevapla