Toparlanın Gidiyor muyuz.. ?/Muhsin Arslan
Çirkin ikiyüzlülerin, hayasızlığın, ahlaksızlığın, vicdansızlığın, alçaklığın, küfrün olmadığı düşler ülkemize gidelim...
Tahsil karşılığında iffetinden, edebinden, dininden, şerefinden vazgeçmeni isteyen; cehaletin sırıtıp maneviyatsız, yapay çağdaş(!)lıkların hakim olmadığı yere...
Sadakatin, namusun, edebin ayıp sayılmadığı; namussuzluğun kökünün kazındığı; mahremiyetin, dürüstlüğün ve sadakatin yaşandığı yere...
Zenginlerin kazancını sadece kendine yedirmediği, fakiri hor görmediği; fakirlerin, yetimlerin, öksüzlerin matem tutmadığı, zenginlere kin beslemediği yere...
Zalimlerin çılgın kahkahalarına katılmayıp, zulümlerine yas tuttuğumuz; adalete baş eğmek için zulme baş kaldırdığımız yere... Ağıtların, kanların, kinlerin, acıların, feryatların, yetimlerin, babasız sokak çocuklarının, cahil, maneviyatsız, abdestsiz, secdesiz toplum mühendislerinin bulunmadığı yere...
Tacizlerin, zinanın, tecavüzlerin, katillerin, kumarın, rüşvetin, zulmün, isyanların, kapkaçların ve tüm "izm"lerin olmadığı yere...
Kadının hicabının ve iffetin eşya gibi alınıp satılmadığı; şehvet sarhoşlarının gönül eğlencesi olmadığı, olamayacağı; “hoşt” denilerek saygı gösterilen; edep ve ahlakın hâkim olduğu yere...
Yalanın basamak olmadığı, yanlışın savunulmadığı, haksızlığın rağbet görmediği; ahlakın erdem sayıldığı hülyaların olduğu yere...
“Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün” prensibinin anayasa kabul edildiği; ihanetin, sözünde durmamanın ve yalanın aşağılık mahlûk sıfatı sayıldığı yere...
Tüm pisliklerin, ahlaksızlığın, minicik bikicik özgürlüklerin sonsuz var olduğu yerde değil; iffet ve hicabın hürriyetine düşman olmayanların yaşadığı yere...
Herkesin koklayıp elden ele dolaştırdığı çiçek buketlerinden eş, ana olamadığı; iffet abidelerinin, şereflerin, namus kalelerinin bulunduğu yere...
Kadınla erkeğin namusu, iffeti, günahı, sevabı ve değeri eşit olduğu; birbirinin rakibi değil, birbirinin yarısı olduğuna inandığı yere...
Faizin, sömürünün, açlığın, ilaçsızlığın ve açgözlülüğün olmadığı; sözüne, özüne güvenilen, yüzlerinde secde izi olan müminlerin toplandığı yere...
Allah’ın nimetlerinden faydalanıp kuduranların değil; Rabbine karşı nankör olmayanların, O’na secde götürmekten şeref duyduğu yere...
Hadi, toparlanın, gidiyor muyuz?