Güzel Düşün ki Güzel Göresin/Muhsin Arslan
Güzel Düşünen, Güzel Görür... Güzel Gören Güzelleşir...
Güzellik nasıl elde edilir, nasıl bulunur, yaşatılır ve yansıtılır? Güzellikte nasıl kalınır?
En önemlisi, kendimizi hangi özellikler, bakış açıları ve alışkanlıklarla sıradan, basit bir yaratık olmaktan kurtarabiliriz?
Sıradan ve basit bir yaratık olmak… Daha da çekilmez, toplumunu, çevresini, ailesini rahatsız eden, üzen bir dert küpü olmak demektir.
Sayısız emel, arzu, istek ve şehvetlere sahip olacağız; imkânımız az, gücümüz sınırlı olacak. Ve biz bu çerçevede, emelimize çirkinlik bulaştırmadan, çevreye parazit olmadan başaracağız.
Ama nasıl? Mümkün mü bu?
Elimizde sınırlı bir ömür var. Arızalanabilecek, ölecek bir et-kemik yığını vücudumuz. Hesap vereceğimiz bir kabir, zaman kısıtlı, yol uzun, harçlık az.
Güzel olmak için önce güzelliği kendi içimizde barındırmamız gerekiyor.
Bakış açısına göre bir insan acıdan zevk alabilir, tatlıdan acı duyabilir.
Çirkinlikler, çirkin bakış tarzları kafamıza, kalbimize, gözümüze üşüşen sinekler gibidir. Rahatsız ettikleri doğrudur ama ufak bir hamle ile sinekleri kovmamız mümkündür.
Güzel bakışlı insan, bir ömür o sineklere mahkûm olmayacak kadar akıllıdır ve güzellik salgılar.
Güzel insan, güzelliği salgılamak için istediği şartları bulamıyorsa, bulunduğu şartlarda güzel olmasını başarandır.
Üzüntüsüz ve mutlu yaşamak için hep şart koşan, sürekli şartları çoğaltan bir tutumla insan, kendi huzurunun ve güzelliğinin en büyük düşmanı olmaz mı?
İnsan kendi üzüntüsünü, derdini, çirkinliğini kendisi icat eder.
Putunu kendi yapar, kendi tapar. İnsan kendisine verdiği zarar kadar, bir zarar görmüş değildir başkasından.
Yunus’un dediği gibi: "Cehennemde ateş yoktur, herkes kendi odununu taşır oraya."
Çirkin insan yoktur, çirkinleşen vardır. Çirkin göz yoktur, çirkin bakış vardır.
Çirkinlik insana yakışmıyor ama ne yazık ki insan her zaman kendisine yakışan güzelliği, güzel bakışı salgılayamıyor.
Güzel bakış açısını yakalayanlar, maddi açıdan kendisinden aşağıda olanları, manevi açıdan kendisinden yukarıda olanları örnek alarak şükür ve gayret sahibi olurlar.
Mutlu ve güzel insan kesimi budur. Aksini yapanlar hep ruh bunalımında ömür tüketirler.
Şairin dediği gibi:
"Hoştur bana senden gelen, ya hilat-u ya kefen, kahrında hoş lütfünde."
Dövenle dövüşüyorsan, sövenle sövüşüyorsan, gönül koyana gönlün kırılıyorsa, güzel değilsindir.
Güzel bakışsız, şikâyetçi kesim, konuları ağırlaştırmaktan, çirkinlik üretmekten başka işe yaramaz.
Ashâb-ı kiram ile bir dere kenarından geçerken, orada tiksindirici bir leş kokusu varmış. Herkes burnunu kapatır, yüzünü buruştururken, Resûlullah (sav) tebessüm ederek:
"Ne güzel dişleri varmış." demiş.
Güzel insana, güzeller güzeline, güzel bakışa bak ve hizaya gel.
Şu şarkı sözü kulağımızda:
"Üzüldüğün şeye bak..."
Muhsin Arslan
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]