Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Eylül 2009, 15:48   Mesaj No:10

sevginin_bedeli

Medineweb Aktif Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:sevginin_bedeli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 9822
Üyelik T.: 20 Ağustos 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 196
Konular: 26
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: CEBRAİL, RUH ül KUDÜS, ER RUH üL EMİN, RUHULLAH (lütfen ön yargısız okuyalım)

CEBRAİL, RUH ül KUDÜS, ER RUH üL EMİN, RUHULLAH

Hakkı YILMAZ

(10. bölüm)

Dil Âlimlerine Göre Cebrail (a.s) ve Mikâil (a.s) Kelimeleri:

Dil bilginlerinin bu iki kelimenin söylenişi ile ilgili olarak farklı açıklamaları vardır. Cebrail adının on şekilde söylenişi söz konusudur:
1- Cibril: Hicazlıların şivesinde böyledir. Hassan b. Sabit şöyle demiştir: "Ve Allah´ın elçisi Cibril bizim aramızda..."
2- Cebrîl: el-Hasen ve İbn Kesir´in kıraati bu şekildedir. İbn Kesir´in şöyle dediği de rivayet edilmiştir: Peygamber (s.a.s)´i rüyada gördüm. O bunları
Cebril ve Mîkâil şeklinde okuyor idi. Ben de ebediyyen bu şekilde okuyup duracağım.
3- Cebraîl: Kûfeliler bu şekilde okurlar. Bu okuyuşlarına delil olarak şu beyti gösterirler:
"Savaşlarda bulunduk, zaman boyunca bizim bütün askerî birliklerimizin önünde mutlaka Cebraîl vardı."
Bu da Temim ve Kayslıların şivesidir.
4- Cebrail: (Medsiz olarak.) Bu da Ebu Bekr b. Âsım´ın okuyuşudur.
5- Bir önceki okuyuş gibi fakat sondaki lam´ı şeddeli okumak. Bu da Yahya b. Ya´mer´in okuyuşudur. [Cebrail şeklinde].
6- Cebrail: İkrime´nin okuyuşudur.
7- Onun gibi fakat hemzeden sonra yâ ile. [Cebrâyil şeklinde].
8- Cebrayîl: el-A´meş ve Yahya b. Ya´mer aynı şekilde böyle de okumuşlardır.
9- Cebraîn
10- Cibrîn: Bu da Esedoğulları'nın şivesidir.

Taberî der ki: Bu şekilde Kur´ân´da okunmuş değildir. en-Nehhâs -İbn Kesir´in de okuyuşunu sözkonusu ederek- der ki: "Arap dilinde Fa´lîl vezninde kelime yoktur. [Yani Ceb ril söyleyişi uygun değildir]. Bununla birlikte fî´lîl vezni vardır. [Yani Cibril söylenebilir]: Dihlîz, kıtmîr ve bırtîl kelimeleri gibi. Şu kadar var ki, Arap olmayanların dilinde Arapçada benzeri olmayan birtakım vezinlerin olması reddolunamaz. Yine bu söyleyişlerin çokça değişikliklere uğramayacağı da söylenemez. Nitekim Acemler´in İbrahim, İbraham, İbrahim, İbrahem, İbrahum ve İbrâhâm dedikleri bilinen bir husustur. Başkası ise şöyle demektedir: Cibril, Arapça olmayan bir isimdir. Araplar bunu Arapçalaştırmıştır. Bu bakımdan bu kelimeyi böyle değişik şekillerde söyleyebilirler; bundan dolayı zaten bu kelime munsarıf [çekimli] değildir.
Derim ki: Biz bu kitabın baş taraflarında bu kelimelerin Arapça oldukları görüşünün doğru olduğunu ve Cebrail´in apaçık bir Arapça ile bu kelimeleri bu şekilde inzal ettiğini söylemiş idik. en-Nehhâs der ki: Cibril kelimesi cem´i teksir [kırık çoğul] şeklinde Cebârîl diye gelir.
el-Maverdî der ki: Cibrîl ve Mikâîl iki ayrı isimdir. Onlardan birincisi Abdullah, ikincisi Ubeydullah [Allah´ın kulu ve Allah´ın kulcağızı] anlamındadır. Çünkü "îl" yüce Allah demektir. "Cebr" de "kul" demektir. "Mîkâ" ise "kulcağız" anlamındadır. Sanki Cibril Abdullah, Mikâil de Ubeydullah anlamını ihtiva eder. Bu İbn Abbas´ın görüşüdür. Müfessirler arasında ona bu konuda muhalefet eden kimse de yoktur.
Derim ki: Bazı müfessirler İsrafil´in Abdurrahman anlamına geldiğini de söylerler. en-Nehhâs ise şöyle demektedir: "Cebr" kelimesini kul [abd], "îl" kelimesini de Allah diye açıklayan kimsenin: Bu Cebruîl´dir, Cebraîl´i gördüm, Cebriil´e uğradım" demesi gerekir. Ancak böyle bir şey denilmediğinden dolayı burada bu ifadenin Cebrail´in adı anlamına gelmesi söz konusu olur.
Başkaları ise şöyle demektedir: Eğer onların [müfessirlerin] dedikleri gibi [verdikleri anlam doğru] olsaydı, bu kelimenin munsarıf olması gerekirdi. Munsanf oluşunun terk edilmesi bunun muzaf olmayan tek kelimeden meydana gelmiş bir isim olduğunu göstermektedir. Abdulganî el-Hafîz, Eflet b. Halife´den -ki bu Hassan´ın babası Fuleyt el-Amirî´dir- o da Cesre bint Decâce´den o da Aişe (r.a)´dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Cibril´in, Mîkâil´in ve İsrafil´in Rabbi olan Allah'ım! Cehennem ateşinin sıcağından ve kabir azabından sana sığınırım."
(Kurtubi; Bakara/97, 98. ayetlerin açıklaması)
Alıntı ile Cevapla