Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Şubat 2010, 12:28   Mesaj No:6

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Re: Kabir azabı ve kur'an gerçekleri.....

Kabir azabına delil olarak gösterilen ayetlere birlikte bakalım acaba gerçekten kabirde bir cezanın hesap sorulmanın olacağını mı anlatıyor?
Enam 93. ayette geçen şu sözleri düşünelim.

(Bu zalimler can çekişirlerken melekler ellerini uzatmış: “Can verin, bugün Allah’a karşı haksız yere söylediklerinizden, O’nun ayetlerine büyüklük taslamanızdan ötürü alçaltıcı bir azab ile cezalandırılacaksınız” derken bir görsen!..)

Burada can vermek üzere olan Allah a karşı haksızlık edenlere melekler bakın ne diyor? (alçaltıcı bir azab ile cezalandırılacaksınız”) Peki bu sözleri yani alçaltıcı azabı kabirde çekeceksiniz diye bir açıklama var mı? Elbette yok. Zaten kur’anda bu insanlar için çok büyük bir azabın beklediğini, asla bağışlanmayacağını anlatan birçok ayet vardır, buda onlardan birisidir.

Yine kabir azabına delil gösterilen Ahkaf 20. ayete bakalım.

(İnkâr edenler ateşe sunuldukları gün kendilerine denir ki: «Dünya hayatında bütün güzel şeylerinizi zayi ettiniz; onların zevkini sürdürdünüz. Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan ötürü bugün, alçaltıcı bir azab ile cezalandırılacaksınız.)

Ayette açıkça inkâr edenlerin ateşe sunulacakları gün geldiğinde alçaltıcı bir azaba sunulacağını söylüyor, peki bugünden bahseden birçok ayet bu zamanı nasıl tarif ediyordu? Hesabın görüleceği gün geldiğinde her şey önümüze serilecek. Demek ki bu ayet kabir azabından değil hesap gününden bahsediyor.

Tevbe 101. ayete bakalım şimdide.

(Sen onları bilmezsin, ancak biz biliriz. Onları iki kez azaba çarptıracağız, sonra da büyük azaba uğratılacaklardır.)

Yukarıdaki ayete baktığımızda Rabbim in kızdığı bir toplum için bakın ne diyor? Onlara iki kez azap edeceğim. Şimdi düşünelim birinci azap mahşerde hesap görüldükten sonra, peki ikinci bahsettiği azap nerede olabilir? Diyelim ki o cezada kabirde, peki neden Rabbim bu açıklamayı yapmamış dersiniz? Şimdi bu düşünceyi yazımda hatırlattığım ayetleri düşünelim bakalım onlara uyuyor mu? Rabbim bakın neler diyordu;

Nahl 21.: Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

Dühan 56: Orada, ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar.

İsra sur.52.ayet: Sizi çağıracağı gün, onu hamt ederek çağrısına derhal uyacaksınız. Ve sadece az bir süre kaldığınızı düşüneceksiniz.

Yasin sur.52.ayet: (İşte o zaman Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahman’ın vaat ettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! Derler.


Eğer biz kur’ana iman eden bir Müslüman isek onun verdiği hükümlere bağlılığımıza yemin etmiş isek, bununda cevabını kur’andan aramalıyız. Bakın yukarıda yazdığım ayetler kabirde uyanılacağını ve hesap sorulacağını hatta cezalandırılacağını söyleyenleri doğrulamıyor. Demek ki ikinci bahsettiği azap kabirde değilmiş, peki acaba başka nerede azap edeceğini söylüyordu şimdide onu araştıralım.

Rabbim kur’anda acaba başka nerede ceza ya da mükâfat veririm diyordu onu iyice düşünmeliyiz. Hatırlayın ben bu Dünyada da hesap sorarım cezalar veririm diyordu. Bu ayetlere örnekleri de aşağıda diğer ayetleri açıklarken göreceksiniz.

Yine kabir azabına delil gösterilen ayetlerden Meryem 15. ayete bakalım.
(Doğduğu gün, öleceği gün ve tekrar diriltileceği gün ona selâm olsun.)
Bu ayete baktığınızda zaten doğduktan sonra ölüm ve rabbin hesap soracağı gün tüm insanların dirilteceğini söylüyor. Kabir azabına delil diye örnek verilen Taha 124. ayette de; (Ama kim benim uyarıcı mesajıma sırt çevirirse o geçim sıkıntısına düşer ve kıyamet günü onu kör olarak toplantı yerine süreriz.) asla kabir azabına delil gösterilecek tek bir söz yoktur.

Şimdide secde 21. ayete bakalım.

(Belki dönüp yola gelirler diye onlara büyük azaptan önce mutlaka daha yakın azabı da tattıracağız.)

Yukarıdaki ayette, daha önce verdiğim örnekte olduğu gibi büyük azaptan önce, bu Dünyada da Rabbin vereceği azaptan bahsediyor, hemen örnek verelim.
Ali İmran sur.56: Küfre sapanlar var ya, işte onlara dünyada ve âhirette şiddetle azap edeceğim. Hiçbir yardımcıları olmayacaktır onların.

Tevbe sur. 55. ayet: Onların ne malları, ne de evlatları seni imrendirmesin. Allah bunlarla onlara dünya hayatında azab etmeyi ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor

Rad sur. 34. ayet: Dünya hayatında bir azap var onlar için; âhiret azabı ise çok daha şiddetlidir. Onları Allah'a karşı koruyacak kimse de yoktur.

Demek ki bu ve buna benzer ayetleri öne sürerek kabirde bir azabın olduğunu söylemek doğru olmayacaktır.

Şimdide Mümin suresi 11. ayete bakalım.

(Dediler ki: «Rabbimiz, bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin. Günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi şu ateşten çıkmak için bize bir yol var mı?»)

Bu ayet de bahsedilen iki kez doğup iki kez öldürmenin insanın yaratılış zamanıyla ilgili olduğu aşikârdır. Yoksa burada kabir azabını destekleyen ya da açıklayan tek bir söz söylenmemiştir. Mümin suresi 46. ayette bakın ne anlatılıyor?

(Onlar sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet çattığı gün: "Firavun'un adamlarını azabın en ağırına sokun!" denir.)

Daha önce verdiğim ayet örneklerini hatırlayınız, rabbim büyük cezadan önce bu Dünyada da cezalar verdiğini söylüyordu. İşte sabah akşam sözüyle sürekli anlamında, Firavun un bu Dünyada cezalandırılacağını söylüyor. Ayetin sonuna dikkat edin, Kıyamet çattığında azabın en ağırına sokulacağı söyleniyor. Tam burada düşünelim acaba Rabbim kabrin içindede bir cezanın olduğunu anlatmak istese böyle açıkça değil de, gizli bir anlatımla mı söylerdi? Elbette hayır. Çünkü rahman her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyordu. Açıkça bu azabın kabirde olduğunu söylemeyen Rabbim e karşı, bizler bunu kendimize delil olarak kabul etmemiz kur’an anlatımına asla uymaz.

Yine kabir azabına örnek verilen Casiye 21. ayete bakalım şimdide.

(Yoksa kötülükleri işleyen kimseler kendilerini inanıp iyi ameller işleyenlerle bir tutacağımızı mı sandılar? Yaşamaları ve ölmeleri bir olacak öyle mi? Ne kötü hüküm veriyorlar.)

Yukarıdaki ayeti örnek gösterip kabirde bir hesabın görüleceği ve cezanın bir kısmını burada çekeceğimizi söylemek ne kadar mantıklıdır sizce? Burada anlatılan iman etmeyenlerin edenlerle bir tutulmayacağını inanmayanlara bu dünyada da azap edileceğini söylüyor, çünkü o azabın bu Dünyada olacağını diğer ayetlerinde açıklamıştı.

Şimdide Tur suresi 45–46–47. ayetlere bakalım.

(Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları. O gün, tuzakları kendilerine hiçbir yarar sağlamaz ve onlara yardım da edilmez. Zulmedenlere, şüphesiz bundan başka da azab vardır; fakat onların çoğu bilmezler.)

Ayete dikkat edin, daha önce verdiğim bu Dünyada da onlara cezalar vereceğim azap edeceğim ayetlerini hatırlayın. İşte burada da ondan bahsediliyor ve bakın ne diyor Rabbim? (Zulmedenlere, şüphesiz bundan başka da azab vardır; fakat onların çoğu bilmezler.) Demek ki onların farkında bile olmadıkları bir cezayla karşı karşıyalar, çünkü bu cezanın farkında bile olmazlar bilmezler diyor. Demek ki bu Dünyada Rabbin onlara verdiği cezalardan bahsediyor.

Yine kabir azabına delil gösterdikleri Vakıa suresinden örnek, Nuh 25. ayet, fecr suresinden verilen örnekler, tekasür suresi örneklerinin de hiç birisinde kabir azabını anlatan tek bir örnek, açıklama, delil yoktur.

Son olarak şunu söylemek isterim, yazımda da söylediğim gibi. Rabbim ölümü uykuya benzetir ve her gün bizlerin öldüğünü söyler. Vakti dolmayanların iade edildiği örneğini verir. Ben bu ayetten yola çıkarak ancak şunu söyleyebilirim. Uyuduğumuzda gördüğümüz iyi ya da kötü rüyanın etkisinde nasıl bedenimiz ve ruhumuz kalıyorsa, bizler bunun etkisiyle ya çok üzülüp ızdırap çekiyoruz, ya da mutlu oluyorsak, işte ölümden sonra hesabın görüleceği güne kadar bizlerin uyku halinde gördüğümüz rüyalar gibi, ölüm vaktinden hesap gününe kadar beklediğimiz zaman içersinde, aynı duygularla mükâfat ya da ceza görebiliriz. Doğrusunu Rabbim bilir.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
Alıntı ile Cevapla