İnsanlık Ailesinin Bir Ferdi "KÜRTLER"/Muhsin Arslan
1. Hicretin 30. yılında Müslüman olmuş, Mezopotamya’da yerleşik en eski kavimdir. Tarih, bu kavmin burada varlığını Hz. İbrahim Aleyhisselam’a kadar dayandırır.
2. Gerek Abbasiler’de, gerek Emeviler’de, gerek Osmanlılar’da “kavmi sadık” olarak tarihe geçmiş; ihanet bilmeyen, İslam dinine sıkı bağlı bir kavimdir.
3. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda İslam kardeşliğini esas alarak, canıyla malıyla sonuna kadar direnmiş; paylaşım savaşındaki fırsatları elinin tersiyle itmiş, devletine bağlı olmayı seçmiştir. İttihat ve Terakki’nin ulusçuluk-kavmiyetçilik ihaneti ortaya çıktığında, 29 küsur isyan başlamış, sonuncusu PKK olmuştur. 1919-1924 arasında Türklerle birlik olmuş, aynı kaderi, aynı vatanı, eşit statüde kalmak kaydıyla “ümmet” bilincinden taviz vermemiştir. 1924 Anayasası ihanetiyle huzursuzluk başlamış ve hâlâ devam etmektedir.
4. Cumhuriyetle yaşıt asimilasyon, inkâr, sürgün, katliam, soykırım, tecavüz, işkenceler, çocuklarının hırsızlaştırılması, kapkaççı, korucu, ajan, sahtekar, güvenilmez, piyonlaştırma, satın alma, maddi zaaf politikaları sistematik şekilde uygulanmış; Cumhurbaşkanı ve Başbakanlar tarafından bile 80 yıllık başarısızlıkları ilan edilmiştir.
5. 1990’lı yıllarda “iti ite kırdırma” politikasıyla biri sosyalist, diğeri İslamcı iki Kürt grubu çatıştırılmış, yüzlerce Kürt öldürülmüş; devletin birinci ağızlarından bu politika övülmüştür. Okyanuslar ötesinden sözüm ona Müslüman bir hocaefendi (!) bile bu kirli savaşı desteklemiştir.
6. Bazen “kart kurt”, bazen “dağ Türkleri”, bazen “şeytandan türedikleri”, bazen “Ermeni” gibi iğrenç iftiralarla, Allah’ın ayetleri olan “ırk” inkâr edilmiş, alaya alınmıştır. “Ben Kürdüm” diyeni ezmekte tereddüt edilmemiş; bu halkın insanlarına köy ortasında pislik yedirilmiş, şerefleri, onurları ve namusları çiğnenmiştir.
7. Tarihte hiçbir zaman “Kürtlerin zalim” olduklarına dair kayıt yoktur. Hep aldatılmış, ezilmiş, hor görülmüş bir kavim olarak tarihe geçmiştir. Bunu, Kürtlerin İslam’a bağlılığını, ümmet bilincini ve iyi niyetlerini kullanarak yapmışlardır.
8. Türkler arasında (istisnalar kaideyi bozmaz) ezilen, hakkına tecavüz edilen Çeçen, Filistin, Bosna, Türkistan, Afganistan, Irak gibi kavimler hep desteklenmiş; sıra Kürt’e gelince itici ve vebalı bulunmuştur. “Hangi ırktan olursan ol kardeşimizsin, yeter ki Kürt olma(!)” politikası uygulanmıştır. Müslümanların bu yaklaşımı Kürtleri Batı’nın, sömürgecilerin, ateistlerin ve PKK’nın kucağına itmiştir.
9. Kürtler dinine bağlı, sadık bir ırktır. Tarihlerinde Selahaddin Eyyubi, Bediüzzaman, Şeyh Said, Şeyh Abdüsselam Barzani, Molla İdris Bitlisi, İbni Teymiye gibi yüzlerce büyük alim yetiştirmiştir. Ashabı kiramla yaşıt bu kavim neden hep “Ümmetin Yetimleri” olmuştur?
Kur’an’a göre ırklar, renkler, diller ve kavimler en doğal ve evrensel haklardır. Bu hak doğuştandır, hiçbir canlı babasını, annesini, dilini ya da ırkını seçmez; değiştirme şansı da yoktur. Hiçbir canlı diğerinin ırkını, rengini ya da dilini değiştirme, asimilasyonlaştırma hakkına sahip değildir. Bu vicdansız girişim, kainat Yaratıcısının sünnetine karşıdır.
Biz Müslümanlar kimlik konusunda İslam’ın ölçülerine uymak ve bu ölçü dışındaki her yaklaşımı reddetmekle mükellefiz.
Ey Müslümanlar! Allah’ın yeryüzündeki şahitleri olarak adaleti ayakta tutma yükümlülüğünüzü unutmayın.
Ey Müslümanlar! Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.
Ey Müslümanlar! Mutluluk Türk ya da Kürt olmakta değil; bunları doğal haliyle bırakıp, Allah’ın bize çizdiği kimlik olan “İslam”dan uzaklaştıkça kimliksizleşip batılın oyuncağı olmaz mıyız?
Saygılarımla…
Muhsin Arslan
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]