Konu Başlıkları: ALLAH SEVER (1)
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Nisan 2010, 00:08   Mesaj No:1

FATİH KARAN

Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:FATİH KARAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6929
Üyelik T.: 08 Şubat 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:96
Mesaj: 19
Konular: 6
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart ALLAH SEVER (1)

ALLAH SEVER (1)

Sevgi; yaşam ağacı,

Sevgi; feda etmenin ve uğruna ağlanılacak olan tek şeyin belki de
herşeyin kavramsal karşılığı,

Sevgi yaşamın manası,

Sevgi; yaratılmışlar arasındaki huzur kaynağı, öyleki;

“Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerinde huzur bulasınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır. (Rum:21)

Allah (c.c.) Kur’anda elliye yakın ayette sevgiden bahsetmiştir ve sevgi kelimesinin insanlar tarafından defalarca zikredilmesini sağlamıştır. Eğer Allah (c.c.) Kur’anda defalarca bahsetmişse ve dikkati çekmişse sevgi kelamı üzerine; durup durup düşünmek, hikmetini araştırmak ve sevdiği zümreye dahil olmak, sevmeyip dışladığı kesimden uzak durmak için ne yapmak gerekiyor diye tefekkür etmemiz gerek.

“Hubb” kelimesinden türeyen sevgi; yürek, kalp, dostluk kavramlarını da içinde barındıran “habib” kelime kökeninide kapsamaktadır. Aynı zamanda yerden çıkan, çekirdekten türeyen, öz, nüve anlamlarına gelen “hububat” da aynı kelimeden türetilmiştir.

Sevginin (hubb) olmadığı bir yerde dostluktan (habib) bahsetmek ne kadar yersiz ise daha çekirdeği çatlatmamış ve güneş görmemiş bir tohumuda hububat diye adlandırmakta bir o kadar yersiz ve yetersiz gelir. Tohumun, toprağın altında nemli bir ortamda belli bir süre kalıp yeterince su ve gübreyide aldıktan sonra sevgi bulmak için sevgiliye yani güneşe doğru uzaması lazım, her ne kadar ulaşamayacağını farkettikten sonra sevgisine boyun eğmek zorunda olduğunu bilip nacizane ilmini eyleme çevirse bile.

Allah (c.c.)’ da sevgiden bahsedilen ayetlerde, bir insanı veya bir grubu sevdiğini belirtmeden önce bir eylemin veya bir tutumun gerekliliğini önşart olarak koşmuştur.

O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever. (Ali İmran: 134)

Dikkat edersek Allah (c.c.) iyilik edenleri sevdiğini bildiriyor fakat sevgiye layık olabilmek için iyiliğin nerede olduğunu da işaret ederek; bollukta ve darlıkta Allah için harcayanların, öfkelerini yutanların ve insanları affedenlerin Allah (c.c.) sevgisine nail olmak için önşartları olduğunu da bildirmiştir.


De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır. (Ali İmran:31)

Allah (c.c.)’ın sevdiği zümreye dahil olabilmek gibi ulaşılması zor görünen bir amelin karşılığına baktığımızda Peygamber (s.a.v.)’ e uymak gibi rahmete ulaştıran bir rol tarif ediliyor. Hem bu yol da Allah (c.c.)’ ı sevgimizin bir ispatı olarak işaret ediliyor. Aslında çok zor olan bir eylemi; çok rahmetli ve kolay bir amelle elde edilebilirliği sabitlenmiş.

Buna benzer nice ayetler var ki Allah (c.c.) sevgisini ve sevdiklerini betimliyor; bir kaçına göz atalım;

Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah güzel davrananları sever. (Ali İmran:148)

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler... (Maide: 54)

Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever. (Saf: 4)

Nice peygamberler vardı ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostları çarpıştılar; Allah yolunda başlarına gelenlerden yılgınlık göstermediler, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever. (Ali İmran 146)

Muhakkak ki, Allah müttakileri sever.(Tevbe: 4)

Allah arınmış, ak pak olmuş olanları sever. (Tevbe: 108)


Sözlerini bozdukları için onları lanetledik ve kalblerini katılaştırdık. Kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar. Uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. İçlerinden pek azı hariç, daima onlardan hainlik görürsün. Yine de onları affet, aldırma. Çünkü Allah ihsan edenleri sever. (Maide:13)


Rahmanın bu kadar önemsediği ve bu kadar pozitif ayırım yaptığı sevdiklerini zikrettiği güruhtan sonra sevgi adına, sevginin ağırlığını taşıyabiliyor muyuz diye bir soru sorasım geliyor. Belkide sevgi sözcüğünün en çok kullanıldığı fakat en az anlamının anlaşıldığı, içinin boşaltılıp karşısındakine süslü bir heybeden boş bir hediye verircesine, hediyeyi alanın sevgisininde heyecanınında göstermelik olduğu bir zamanda, hevesin, ilginin, bağlılığın, isteğin, arzunun, tutkunun hatta sevdanın ve aşkın bile sevgi ile anımsandığı, sevgi ile bağdaştırıldığı bir zamanın yolcularıyız...

Allah (c.c.)’ ın sevdiği zümreye dahil etmesi ümidi ve duasıyla...
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi FATİH KARAN 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ALLAH SEVER (1) Makale ve Köşe Yazıları FATİH KARAN 2 2213 10 Nisan 2010 00:08
KUR’ ANA SORU SORUN Makale ve Köşe Yazıları FATİH KARAN 6 2302 20 Ocak 2010 01:15
MUTEDİL OLMAK Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 2 2298 13 Eylül 2009 22:39
İŞİTTİK, YA İTAAT ETTİK Mİ? Makale ve Köşe Yazıları Mihrinaz 6 2675 13 Eylül 2009 22:37
SÖZÜN ÖZÜ Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 1 2199 13 Eylül 2009 22:35