Müslümanlarda Peygamberin Ümmiliği paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL
Müslümanlarda Peygamberin Ümmiliği paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL
İslami gelenekte peygamberin ümmi olduğu yani okuma yazma bilmediği kabul edilmiştir.Eğer bu söylem doğru ise şu soruları nasıl cevaplayabiliriz.
- Peygamber 23 yıl boyunca vahiy yazdırdığı halde okuma yazma bilyeyişi ya alfabeyi öğrenmek istemeyişinden yada istediği halde öğrenemeyişinden kaynaklanabilir.
Eğer öğrenmek istemediyse nasıl müslümanlara ilimle uğraşmayı öğütlemiş olabilir. önce kendisinin yapması gerekmezmiydi.
Eğer istediği halde öğrenemediyse bu bir yeteneksizlik olmazmı, dolayısıyla peygambere hakaret olmazmı.
-Peygamber okuma yazma bilmiyorsa ilk vahiyde cebrail ona neden oku diyor ve peygamber nasıl okuyabiliyor.
-Peygamber bedir esirlerine 10 müslümana okuma yazma öğretme karşılığında özgürlük vaad edecek kadar okuma yazmaya önem veriyorsa kendisi neden öğrenmedi.
-Peygamber okuma yazma bilmiyorsa, vahiy yazdırdıktan sonra nasıl kontrol ediyordu.
Bu paradokslar altında olayı değerlendirince peygamberin okuma yazma biliyor olduğuna inandım. bence peygamber okuma yazma biliyordu. ancak kuranda peygamberin ümmi olduğu söylenir. bence ümmi kavramı farklı bir anlam içeriyor. bazı kaynakların dediği gibi tevrat ve incilden habersiz anlamına geliyor olabilir. kuranda ümmi kelimesinin geçtiği bazı ayetlerde okuma yazma bilmek yerine özellikle kitaptan söz edilmesi dikkat çekicidir. Aşağıda Ali Bulaç ın mealinden alınan ve ümmi kelimesini içeren üç ayet verilmiştir.
Bakara süresi 78 ayet "Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler."
Alimran süresi 75 ayet "Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki: 'Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim.' Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: 'Siz de teslim oldunuz mu?' Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir."
Cuma süresi 2 ayet "O, ümmîler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp-temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir sapıklık içinde idiler."
KARAKÖSE