Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18Haziran 2010, 23:36   Mesaj No:24

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Standart


Sayın Abdulmelik önce benim laf cambazlığı yaptığımı söylemişsiniz bunun üstünde durmayacağım, onun hükmünü Rabbim verecektir. Cevabınıza gelince şu sözlerinize bakalım isterseniz.

(kuranın tartışılmaz muffesiri Hz Muhammedi sav'dir ve O'nun uygulaması bizim için En az Kuran kadar tartışılmazdır. Ve Bu Kuranca sabittir... O hevasından hevesinden konuşmaz, Konuştukları vahiydir. Ayeti orda süs gibi duruyor size göre.)

Bence süs gibi hiç durmuyor bahsettiğiniz ayet, çünkü kur’anı bir bütün düşündüğünüzde çok net anlaşılıyor. Çünkü ben ayetleri beşerin sözlerini doğrulamak adına anlamak yerine, Rabbin ne söylediğini aramak için delil ararım. Peygamberimiz bizlere kur’an ile hükmetme görevi almıştır. Bundan dolayıdır ki o zaten kur’anın hüküm verdiği şekliyle yaşamına yön vermiştir bu çok açık. Kur’ana uyan elçisine uymuş demektir. Tartışmasız olan kur’andır bizlere rivayetler kanalıyla gelen ve bu sözler peygamberimizin sözleridir dedikleri bilgiler, tıpkı KURAN gibi tartışmasız değildir. Bu söylemek açıkça şirktir hatırlatırım. Bunun nedeni de bu bilgilerin doğruluk garantisi yoktur, ancak kur’ana uyan onun onayını alan sözlerin peygamberimizin sözüdür diye kabul etmemiz gerektiği yolunu da bizlere Allah ın resulü önermiştir. Hatırlayın hadisinde benim sözüm olup olmadığını anlamak için, kur’anla karşılaştırınız diyordu, nedeni de benim adıma bir sürü uydurma sözler çıkaracakları uyarısını da yapıyordu da ondan. Fakat sizin için bu rivayetleri ayrım yapmadan alıyorsanız sizin için kur’an gibi garantiliyse, buna sözüm olamaz. Bu sizin seçiminizdir sorumlu olacakta sizsizin. Saygı duyarım.

Gelelim O hevasından hevesinden konuşmaz sözlerine. Evet, gerçekten de konuşmaz, çünkü Allahın elçisi, Rahmandan aldığı ayetleri iletme görevi alıda ondan. Hatta elçisine öyle bir tembihte bulunmuştu ki, eğer benim sözlerime bir kelime eklersen senin canını alırım demişti hatırlayalım lütfen. Sana verdiği tebliğ görevini yapmazsan görevini yapmamış sayarım diyen Rahmana karşı nasıl olurda kendi heva ve hevesinden konuşur. Lütfen bir ayetten bir cümle alarak anlamlar yüklersek, doğruyu anlamamız mümkün olmayacaktır arkadaşım. Demek ki peygamberimizin her söylediği kur’anda geçen vahiymiş onun eklediği kendince söylediği hükümler değil. Hatırlayın birçok ayette peygamberimiz bu konuda sizin istediğiniz benim yanımda değil, onu Rabbim hüküm verecek diyordu. Hüküm veren yalnız benim diyen Rabbim in ayetleri de sanırım açıkça anlaşılıyor. Ama bu saydığım ayetler de size göre süs gibimi duruyor diyerek, sizin gururunuzu incitmek sizi üzmek istemem. Bunu söylemenize de üzüldüğümü belirtmeliyim.

Siz kadın erkeğin önünde namaz kılamaz çünkü demiş ve büyükçe puntolarla şunları yazmışsınız ben biraz küçülttüm yanlış anlaşılmasın diye.

Fıtraten aklen örfen.

Dikkat ederseniz sizin gösterdiğiniz sebep ve nedenler arasında KUR’AN a göre diye bir bölüm yok. Yani kur’ana göre kılamaz diyememişsiniz. Hâlbuki hesaba çekileceğimiz kitap KUR’AN. Sorumlu olduğumuz rehber Rabbin kelamı orada da tek bir hüküm yok. Sizce Rabbim hesaba çekerken, neden kadının ardında namaz kıldınız der mi bu durumda? Yorum ve karar sizin. Fıtraten konusuna gelince. Fıtrat yaradılış anlamına gelir. Bu konunun detayını da bizler ancak yaşadığımız insanın yaşamından özelliklerinden anlamaya çalışırız. Yani insanın özünden gelen bir olaydır fıtrat. Örneğin aç gözlü ve doymak bilmeyen bir özelliğidir insanın fıtratından gelen. Her zaman tartışmaya meyilli olmasıdır fıtratının özelliği. Bencildir kendisini düşünür, bir kötülük yapıldığında kendisine hemen cevap vermek ister misliyle. İşte eğer siz fıtratımızı örnek gösteriyorsanız, bencilliğimizin ürünüdür kadınlarımızı arka plana itmek. Hep bizler önde olmak isteriz. Akıl özelliğimize gelince. Aklını kullanan bir insan Rabbin vermediği bir hükmü Allahın emri diye anlatanlara inanmaz. Çünkü kur’an aklı öne çıkaran bir iman ister. Onu da söylerken kur’an ayetlerini ve verdiğim hükümleri düşünün ve akledin der. Sizce Rabbin vermediği bir hükmü neye göre aklın süzgecinden geçireceğiz. Beşerin, rivayetlerin aklına göre mi, yoksa Rabbin verdiği hükümlerin ayetlerin aklına göre mi? Örfe gelince burası doğru bu kısma katılırım, örfe göre bence de geçmişte kadınların imamlık yaptığına rastlanacak bir örnek göremiyoruz. Bu değildir ki geçmişteki örf Allah emridir. Bu değildir ki kadınlar kesinlikle imamlık yapamaz. Allah sizleri tek ümmet yapmadım dünya üzerine yaydım örflerinize göre yaşayın der. Evlenirken dahi örfe göre evlenin açıklamasını yapar. Burada düşünelim bizim örfümüz ile Arapların örfü ya da Avrupalının, Afrikalının örfü bir mi? Her düşünceye saygılıyım fakat bu konuda kesin hüküm vermek Rabbin vermediği bir hükmü vermek anlamına gelir ki, buda büyük bir günahtır. Rabbim hakkında açıklamadığım bir konuda konuşmanızı HARAM kılıyorum diyorsa lütfen biraz düşünelim derim. SAYGILARIMLA Halukgta
Alıntı ile Cevapla