Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22Haziran 2010, 11:19   Mesaj No:61

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Standart


Sayın Kavwakeb rumuzlu arkadaşım önce şunu belirtmeliyim ki ben sözlerimin kabulü için hiçbir baskı yapıp benim sözlerim doğrudur diye ısrar etmedim zaten bu benim tabiatım değildir. Tam tersine ben düşüncelerimi ve fikirlerimi yazar geçerim. Cevap veren arkadaşlara da düşüncelerimi elbette savunmak hakkım olsa gerek. Gelelim verdiğiniz cevaba bence akılcı ve güzel örnekler vermişsiniz, gelin sözlerinize bakalım.

Allah ayrım yaptığı konuları zaten belirtmiştir ve sizleri farklı yarattım diyerek bu açıklamayı yapmıştır. Bu farklı yaratma konusunda da açıkları kapatmak için erkeğe görev vermiştir. Örneğin kadının erkeğe oranla daha güçsüz bir yapıda olması, daha narin ve zarif olması ve her şeyden önemlisi çocuk doğurma gibi bir görevi ona vermesiyle onun geçimi konusundaki görevi erkeğe vermiştir. Tüm bu farklılıklardan verilen görevlerden dolayı kadını asla toplumdan uzak tutacak hiçbir örneği yoktur kur’anda. Bu bir görev paylaşımıdır, görev paylaşımında hak ve adalet farklılığı asla olmaz. Daha önce örnek vermiştim. Kur’anda Rabbin verdiği ceza örneklerini hatırlayın hiçbir ayrım yapmadan erkeğe de kadına da aynı cezanın verilmesini emreder. Görev paylaşımı farklı diye asla hak ve adalet farklılığı yapmamıştır Allah. Aynı cezayı, aynı mükâfatı alan insanların asla farklı hak ve özgürlükleri olamaz. Farklılıklar zaten rahman tarafından belirlenmiştir. Dikkat ederseniz adaletsiz farklı hakları yaratan Allah değil beşerdir.

Yine cevabınızda şöyle bir cümle var. (burada toplumsal ve örfi rollere de bakar.) Bu tespit önemli yalnız hatırlayınız Rabbim ne diyordu? Ben istesem sizleri tek ümmet yapardım fakat birçok ümmete böldüm ve Dünya üzerine yaydım der ve bizlerin örfümüze ve geleneklerimize göre yaşamamızı emreder. Dikkat edin örf ve geleneği insan yaratır ve hepside farklıdır. Evlenmemizi dahi örflere göre yapmamızı emreder. Demek ki Allah örfleri belirleyip hakların ayrımını yapmıyormuş bunu yapan adaletsiz beşerden başkası değil. Yine analık konusunu örnek vermişsiniz ve erkeklere değersiz mi demek oluyor demişsiniz. Bunun örneğini yukarıda verdim bu görevi apaçık veren ve sizleri farklı yaratıp görevler verdim derken beden yapımızdaki farklı görevlerden bahsediyor. Bu durumda bakın kimsenin itirazı çağlar boyunca olmamış ve olmayacakta. Çünkü her insan yaratıldığı cinsin özelliğini yapmak için içgüdüsel bir duyguyla canla başla çalışır. Bundan kimse şikâyetçide değildir. Bakın bu söylediklerimiz Rabbin verdiği biyolojik olgulardır. Hak ve özgürlükleri ile hiçbir ilgisi yok. Yine verdiğiniz örneğe bakalım kadın ile erkeğin evlenmesi konusunu örnek vermişsiniz bu rabbin yaradılıştaki özelliğidir bundan istesen de vazgeçemezsin. Düşünün aynı özellik hayvanlarda dahi var. Onlarda zekâ olmadığı halde içgüdüsel bunu yaparlar ve neden yaptıklarının farkında bile değillerdir. Tüm canlıların çoğalması için Rabbin yaradılışta düzene koyduğu bir kuraldır.

Yazımın dikkatle okunduğunda çıkarılacak sonucun üzerinde ne yazık ki kimse durmadı. Hâlbuki ben kadınlarımızda artık çıksın bizlere imamlık yapsın, yeter bunlara yapılan haksızlık türünden bir yorum yapmayı bırak, bu konuda düşüncemi de söylemiştim. Fakat hiç kimse yazımın amacı konusuna değinmedi. Ben yazımda Rabbin açıkça vermediği bir hüküm ve yasağı hiç kimse veremez konusunu işledim. Ama bunu gündeme getirmek yerine beşeri hükümleri ön plana çıkardık. Cevap olarak ta bunun peygamberimiz zamanında örneği görülmemiş deniyordu. Değerli arkadaşlarım bu düşünceyi öne sürerek asla dinimizi yaşayamayız, dine kurallar hükümler, koyamayız. Çünkü peygamberimizin devrinde olmayan bir gelişme, teknolojik yenilik daha sonra çıktığında oluşacak sorunlar ve çarelere başvurmanın o kadar çok örnekleri vardır ki bunları da unutmayalım. Daha önce örnek vermiştim. Peygamberimiz devrinde lider seçimi yoktu, tartışmasız peygamberimiz liderdi. Daha sonra ki dönemlerde lider seçimleri yapıldı, bunu zaten Allah kadın erkek ayrımı yapmadan yöneticinizi seçin diyordu kur’anda, ama kadına verilen değerin neredeyse yok gibi oluşundan dolayı kadına bu hak verilmedi, hatta bunu savunanlar böyle bir örnek yok bile diyorlardı. Bazı Arap ülkelerinde hala kadın oy kullanamaz. Bu durumda bu hak erkeğin mi dememiz gerekir. Kim vermiş bu yetkiyi Allah mı? Allah bu durumlarda ne diyordu, hadi şahitlerini getirsinler diyerek vermediği bir hükmü verenlere nasıl kızıyordu hatırlayınız. Günün şartlarından dolayı yaşam güçlüğü çeken tüm Dünyada artık kadınlarda çalışıp ticaret yapmak para kazanmak zorunda kalıyor. Diyebilir miyiz ki erkek kadının ihtiyacını karşılamak zorunda, kadının çalışmasın kesinlikle diye. Gerçi bunu söyleyenler var. Demek ki zamanla hem gelenekler değişiyor hem de şartlar, ihtiyaçlar değişiyor. Peki, bizler bu olayların karşılığını yani doğru olup olmadığını nereye bakmamız gerekir? Elbette kur’ana Rabbin yasaklamadığı konular, bizim serbest alanlarımızdır. Bunu da söyleyen zaten peygamberimiz, biz ondan öğreniyoruz, bu hadisi de size yazmıştım hatırlarsanız.

Gelelim soyun devamına, neden erkekten devam ediyor da kadından etmiyor. Allah bu konuda çok güzel açıklamalar yapmış ve bizlere izah etmiştir. Kur’an koyduğu kurallar içinde aile, anne, bana konusunun önemini anlatır bizlere. Babanın annenin belli olması için kuralları açıkça anlatır. Hatırlayınız kadın boşanmak istediğinde hamile olup olmadığı anlaşılsın garantiye alınsın diye, bekleme süresi koymuştur. İşte bunların hepsi ailede soyun belli olması adına yapılan kurallardır. Bakın Rabbim nasılda açıklık getiriyor ve örnekler veriyor bu konuda. Kesin istediği her konuda açıklık vardır kur’anda, diğer konular da Rabbim asla ayrım yapmamıştır kadın ve erkek diye. Bundan 1200 yıl önce kadının hakları nelerdi bugün neler var İslam âleminde. Bunu düşündüğünüzde her şey ortaya çıkacaktır. Acaba daha ileride neler olacak kim bilir? Kur’anda Melike kıssasını lütfen iyice hatırlayınız topluma hükmeden bir kadın. Rabbim bunu boşuna örnek göstermiyor bizlere kur’anda. Dikkat edin o lider kadın toplumunu tümden Müslüman yapıyor. Bu örnek anlatılırken acaba Müslüman olduktan sonra yöneticiliği bırak, bir erkeğe mi ver diyor rabbim? Elbette hayır, kim bilir daha kaç yıl Müslüman olarak liderliğine devam etti. Bakın bu kıssa anlatılırken çok güzel anlatılır ve kadının yöneticiliği kötülenmez. Günümüzde biz Müslüman olan bir ülkenin Başbakanı bile kadın oldu. İyi ya da kötü elbette tartışılır, bizleri idare etti. Hiçbir Müslüman ülke biz bu kadını başbakan olarak tanımıyoruz deyip, bizi bu durumdan dolayı suçlamadı. Pakistan da dahi kadın başbakan vardı hatırlayınız. Dünyada birçok ülke kadın tarafından yönetiliyor ama bizler hala neleri tartışıyoruz. Bizleri yönetme becerisine kabiliyetine sahip kadının arkasında namaz kılamayız, bizim aklımıza türlü türlü şeyler gelir diyoruz, doğrusu rabbin huzuruna durduğumuz bilincini öğrenemediysek, daha neler neler gelir aklımıza söylemek bile istemiyorum. Biz önce namazın hikmetini, özelliğini ve nasıl kılmamız gerektiğinin bilincine varalım, bakın o zaman kimin imamlık yaptığının hiçbir önemi kalmadığını o zaman nasıl fark edeceğiz. Bu durumda benim başka söyleyecek sözüm yok. Gerçekleri bir gün ya bu Dünyada ya da Rabbin huzurunda göreceğiz nasıl olsa. Saygılarımla Haluk Gümüştabak
Alıntı ile Cevapla