Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Temmuz 2010, 19:09   Mesaj No:5

HALUK GÜMÜŞTABAK

Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart


Değerli arkadaşım, Arap toplumuna ümmi diye hitap ediliş nedeni okuma yazma bilmediğinden değildi. Bu hitabı Yahudiler kendi inançlarından olmayan Araplara söylüyorlardı, çünkü Yahudiler tek ehli kitap toplumu olarak kendilerini görüyorlar ve kendi inançlarından olmayanlara da, kitap ehli olmayan yani ümmi toplum diyorlardı. Dikkat ederseniz Allah ayetinde peygamberimize ne diyor hatırlayınız. Kitap ehline ve ümmi topluma tebliğ et. ( Aliimran 20: ." Ehl-i kitaba ve ümmîlere de: "Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?" de.) Buradan da anlaşılıyor ki ümmi toplum ve ehli kitap toplumu ikisi de farklı toplummuş. Okuryazar olmayan toplum olsa bu şekilde ayrım yapılmazdı. Çünkü her toplum içinde okuryazar olmayan çoğunluktaydı.

Bakara 78. ayeti hatırlayın ne diyordu Rabbim ümmiler için? (Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler.) Bu sözlerden okuma yazma bilmeyen diye mi anlamamız gerekiyor? Elbette hayır, eğer okuma yazma bilmeyen anlarsak ehli kitaptan olduğunu söyleyip, okuma yazma bilmeyen toplum çoğunluktaydı. Demek ki farklı bir toplum ümmi toplum.

Ankebut 48. ayeti doğru anlarsak çözüme de doğruya ulaşırız. Bakın Muhammet Esed nasıl anlamış ki mealinde şöyle vermiş.

(çünkü [ey Muhammed,] sen bu [vahyin gelmesi]nden önce herhangi bir ilahî kelâmı okumuş ya da onu kendi ellerinle yazmış değildin.)

Buradan da anlaşılıyor ki peygamberimizin okumadığı ve yazmadığı, herhangi bir ilahi kelammış. Eğer bunlarla ilgin olsaydı daha önce, bu kitabı sen onlardan öğrenip yazdın diyerek şüphe duyacaklardı diyor Allah. Yoksa sen okuma yazma bilmiyorsun demiyor.


Şimdide gelelim Furkan suresi 5. ayete, örnek vermişsiniz ve burada geçen sözlerden vahiy kâtibi tarafından yazıldığı anlatılıyor demişsiniz. Gelin birkaç meali alalım ve ayet bunumu kast ediyor anlamaya çalışalım.

Elmalı Hamdi: Yine dediler ki: "Bu eskilerin masallarıdır, onları yazdırtmış da akşam sabah onlar kendisine okunuyor.

Diyanet Vakfı: Yine onlar dediler ki: (Bu ayetler), onun, başkasına yazdırıp da kendisine sabah-akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır.

Diyanet İşleri Başkanlığı (Yeni): “(Bu Kur’an, başkalarından) yazıp aldığı öncekilere ait efsanelerdir. Bunlar ona sabah akşam okunmaktadır” dediler.

Ali Bulaç: Ve dediler ki: 'Bu, geçmişlerin uydurduğu masallardır, bir başkasına yazdırmış olup kendisine sabah akşam okunmaktadır.

Süleyman Ateş: Dediler: "Evvelkilerin masalları, onları yazmış, sabah akşam onlar kendisine yazdırılıyor."

Aynı ayet ve değişik mealler. Burada anlatılmak istenen ana konu, kur’anın geçmişten gelen bilgilerden derlenmiş bir kitap olduğunu söylemeleri. Hatta bu bilgileri sen yazamazsın başkalarına yazdırmış olmasın diyorlar. Çünkü içinde ki bilgilerden o kadar etkilenmişler ki bunu peygamberimiz için o yazamaz diyorlar, açıkçası peygamberimizi kıskanıyorlar bu kitap ona geldi diye. Bu ayetlerdeki sözlerden yola çıkarak peygamberimizin okuma yazma bilmediğine dair delil aramamız ne kadar kur’ana uyar, yorumunu size bırakıyorum. Ayetlerin meallerine baktığımızda hiçbirisinde kendisi okuma yazma bilmez onun için kâtiplerine yazdırır izlenimi dahi yok. Bir lider, önder her işi kendisi yapmaz yani kur’anıda bizzat kendisinin yazması gerekmez. Zaten kur’anın hemen yazılmadığını, önce yüzlerce insana ezberletildiğini, başta peygamberimize hepimiz biliyoruz. Kur’an iyice bellenmesi ezberlenmesi için yavaş yavaş inmiştir, çünkü kimsede korku yoktu, koruması Rabbin tekelindeydi. Daha sonra yazılmıştır. Peygamberimizin ve yakınlarının kur’anın hemen yazılmadığı, hepsinin okuryazar olmadığının kanıtı, delili asla olamaz. Daha sonrada bizzat kendisi oturup yazacak da değildir. Elbette kontrol onun elindedir.

Ala suresi 6. ayete gelince. Buradan yola çıkarak kur’an okumasını Cebrail aleyhi selamın öğrettiğini söylemişsiniz. Doğrusu böyle bir açıklama da göremedim ben kur’anda. Bakın Allah çok açık ve net ne diyor? (Sana Kur’an’ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın.) Nasıl olurda buradan bu bilgiyi çıkartıp, peygamberimiz okuma yazma bilmiyordu ona okumayı Cebrail öğretti diyebiliriz? Doğrusu ben bunu kabul edemem, elbette kabul edene de saygı duyarım. Çünkü kimse kimseden sorumlu değildir.

Yine örnek verdiğiniz Kıyamet suresi 16.17.18 ayete bakalım.

( Onu (Kur'an'ı, kavrayıp belletmek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durma. Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir. O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.)

Yukarıdaki sözlerin hiç birisinde sen okuma yazma bilmiyorsun onun için sana bunu biz öğreteceğiz anlamında tek bir söz yoktur. Burada anlatılan peygamberimizin heyecana kapılması ve Rabbin elçisini sakinleştirip ona güven vermesi anlatılır. Buradan yola çıkarak peygamberimizin okuma yazma bilmediğini söylemek ne kadar mantıklı olur onun yorumunu da size bırakıyorum. Çok ilginçtir ki Allah kur’anın hiçbir yerinde açıkça peygamberimizin okuma yazma bilmediğini söylemediği halde, bizler onun okuma yazma bilmediğini kanıtlama yarışına girmişiz. Bunun nedenini anlamakta zorlanıyorum doğrusu.

Değerli arkadaşım ben bu konuda tüm düşüncelerimi söyledim başkada söyleyecek sözüm sanırım yok. Hepimiz düşüncelerimizi, inançlarımızı, kur’andan anladıklarımızı söyledik, gerçek doğruyu Rabbim bilir. SAYGILARIMLA Halukgta
Alıntı ile Cevapla