Biz Mi Ramazanı Tutuyoruz,Ramazan mı Bizi Tutuyor?/Muhsin Arslan
İslam’da İbadetlerin Özünde Güzel Ahlak Vardır
İslam’da ibadetlerin esas meyvesi güzel ahlaktır. Tüm ibadetlerin, uyarıların, rehberliklerin nihai amacı ahlaktır.
Ahlak olmayan kişide ibadet, iman, Allah korkusu, ankebut (örümcek) yuvası gibidir: zayıf, dayanıksız ve anlamsız. Ahlak sorunlu bir abid, ahlaka yabancı bir mümin, canlı bir cenazeden farksızdır.
Canlı, yürüyen Kur’an olan Peygamber Efendimiz (sav) “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur. Bu ne büyük bir manadır!
İbadetlerin ahlakla ilgisi yok mu diye sorabilirsiniz. Elbette ilgisi var; ibadet bizzat ahlaktır!
Kur’an ve sahih sünneti biraz düşündüğümüzde, ahlakın ibadet demek olduğunu anlarız. Hanifler gibi namazın sadece dua olduğunu söylemiyoruz, elbette ibadetlerin değerini küçümsemiyoruz. Ama ibadetin gerçek amacını çözmeye çalışıyoruz.
Allah bizim açlığımıza, susuzluğumuza mı muhtaç?
Yoksa hac yolculuğumuzu bir turistik hobi olarak mı istiyor?
Ya da günde beş vakit namazı, vücudumuzun spor ve temizlik ihtiyacı için mi?
Elbette hayır!
Peki, namaza bakalım:
Namazın nihai ve temel amacı, sizi kötülüklerden, günahlardan korumaktır (feuyylen lil musallin). Tehdidi nedir acaba?
Hacca gideceklerin neden avlanamadığını, çevreye zarar veremediğini, sinirlendiğinde komşusunu, arkadaşını tokatlayamadığını, harçlığını faizden ve haramdan biriktiremediğini, helalleşmek zorunda olduğunu, küskünlüğe son vermek zorunda olduğunu düşünün.
Hacda en ufak ahlaksızlık yapıldığında kurban veya fidye cezası vardır. Neden acaba?
Tuttuğu oruç sadece mide veya cinsel anlamda değil; eli, dili, kulağı, beyni ve tüm hücreleriyle hata yapmadan, gıybetten, haramdan, yalandan uzak durarak tutulmalıdır. Bunu bize öğreten Canlı Kur’an değil midir?
Sizin en hayırlınız, insanlara en hayırlı olanıdır:
Faydası dokunan
Gözyaşını silen
Yetimin başını okşayan
Aç komşusu varken tok yatmayan
Hasta ziyaret edendir
Cenazeye iştirak edendir
Çoluk çocuğuna çobanlık yapandır
Onları şeytana kaptırmayandır
Ebu Cehilleri sevindirmeyendir...
Bunlar tatlı bir müjde olarak mı kalmalıdır?
Davamız neydi? Sofra ile WC arasında hamallık yapmak mı?
Ya da namaz kılar, kumar oynar mı?
Helal haram bilmez, “Allah’ım ben asi kulun yer, ama sen affet” duası mı yaparız?
Ramazan gelir, “Şeytan bağlı, ara verelim içkiye, bayramdan sonra devam” mı deriz?
Bayramdan bayrama, cumadan cumaya safsatasına devam mı?
Bu gece kandil, yarın oynarız mı?
Bayram namazından sonra camiden çıkarken, “Ey camii, 11 ay sonra görüşürüz, Allah’a ısmarladık” deriz mi?
İftar soframızda Coca-Cola yudumlarken İsrail’e lanet yağdırmaya devam mı?
“Size, sizden öncekilerin başına gelenler gelmedikçe cennete giremezsiniz” ayeti ne anlatmaya çalışıyor?
Ey Müslümanlar, ahlaklı olunuz!
İmanınız namuslu olmalı! İmanın iffetini kirletmeyin.
Siz sadece Ramazan’da değil, 12 ay Müslümansınız!
Ey Müslüman, ibadetlerinizin iffetini kirletmeyin.
Namussuz ibadet, ibadet değildir!
Seni münkerden korumayan namaz sadece spordur,
Seni haramdan korumayan oruç sadece diyettir,
Seni muttaki yapmayan hac sadece seyahattir,
Seni Allah’a yaklaştırmayan kurban sadece kasaplıktır!
Ey Müslüman, ahlaklı olursan gerisi gelir.
Sahi, oruç mu bizi tutar, yoksa biz mi oruç tutarız?
Ömrünüz ahlak, ahiriniz ahlak, ibadetleriniz iffetli, ukbanız cennet olsun...
Muhsin Arslan
14.08.2010
Malazgirt
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]