![]() |
Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Hind binti Utbe radıyallahu anha Mekke Fethin’de İslâm’ın nûruna kavuşmuş bir hanım sahâbî... Kadınlık tarihinde özel karaktere sâhib, bütün duygu ve düşünceleriyle tamamen kendine has şahsiyeti ile tanınan, ifade gücü kuvvetli, söz bilirliliği ve taşı gediğine koyma kabiliyeti üstün bir hanım... Keskin zekâ sâhibi... İntikam hisleriyle ve mâceralarla dolu karanlık bir hayattan kendini kurtaran, cahiliyye devrinde en önde gidenlerden olduğu gibi İslâm’la şereflendikten sonra da en önde savaşan kahramanlardan... O Mekke’de doğdu. Babası azılı müşriklerden Utbe İbni Rebîa, annesi Safiyye binti Ümeyye’dir. Büyük dedesi Abdi Menâf Kureyş’in reislerindendir. O ilk olarak Mahzumoğullarından Fâkıh İbni Mugîre ile evlendi. Eban adında bir oğlu oldu. Kendisini aldattığını sanan kocası onu babasının evine gönderdi. Yanıldığını anlayınca da Hind o adama tekrar dönmedi. Hind zekî bir kadındı. Eş seçiminde titiz davranırdı. Babasından kendisiyle evlenmek isteyenlerin adlarını değil, vasıflarını söylemesini isterdi. Adaylar arasından İslâmiyet aleyhindeki faaliyetleriyle tanınan Ebû Süfyan’ı seçti. Bu evlilikten de Muâviye ve Utbe adlı oğulları ile, Cüveyriye ve Ümmü’l-Hakem adlı kızları dünyaya geldi. O cahiliye devrinde, azılı bir İslâm düşmanı idi. İliklerine kadar kin, kibir, gurur ve hasetle doluydu. Gönlü doyumsuz ve huzursuzdu. Öfke, hırs ve intikam hisleriyle gençliğini geçirdi. Uhud’un hazırlayıcısı oldu. Kocasını ve müşriklerin ileri gelenlerini her fırsatta savaşa teşvik etti. Bedir Savaşında ölen babası Utbe, kardeşi Velîd ve amcası Şeybe’nin intikamı alınıncaya kadar koku sürünmeyeceğine, kocasıyla beraber olmayacağına yemin ederek Kureyşliler’den yakınlarının intikamını almalarını istedi. İntikam hırsıyla adetâ o, bir kor parçası kadındı. O, Uhud günü müşrik ordusunun kumandanı kocası Ebû Süfyan ile birlikte savaşa katıldı. Kureyşli diğer kadınlarla def çalıp şiirler okuyarak orduyu savaşa teşvik etti. Hz. Hamza (r.a)’ı öldürmesi için Vahşi’ye mükâfat vaad etti. Azâd edeceğini söyledi. Onun İslâm düşmanlığı Mekke Fethine kadar devam etti. İslâm ordusu Mekke’ye yaklaştığı sırada elçi olarak gidip müslüman olup gelen Ebû Süfyan, kendi evine sığınanlara Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in eman vereceğini söyledi. Onun bu sözlerine önce karısı Hind karşı çıktı. Kocasının sakalından tutarak hakaret etti ve: “Ey Galib Hânedanı! Şu kocamış hayırsız adamı, şu elçinizi öldürünüz! Çünkü o dininden dönmüştür.” dedi. Kocası ona: “Sus! Sakalımı da bırak! Yemin olsun ki ya müslüman olursun ya da boynun vurulur! Hemen evine gir!” dedi. Ebû Süfyan, Kureyş müşriklerine doğru yönelerek: “Yazıklar olsun size! Siz bu tutum ve davranışlarınızla kendinizi aldatmayınız! O, sizin karşı koyamayacağınız bir ordu ile başucunuza gelmiş bulunuyor. Ben sizin görmediklerinizi gördüm. Sayısız erler, atlar ve silâhlar gördüm ki onlara hiç kimsenin gücü yetmez. Kim Ebû Süfyan’ın evine girerse, kim kendi evine kapanırsa, kim Mescid-i Haram’a sığınırsa, ona eman verilmiştir.” dedi. Halk böylece dağıldı. İki Cihan Güneşi Efendimiz yanında on binden fazla ashâbıyla birlikte kan akıtmadan Mekke’ye girdi. Kâbe’ye vardı. Beytullah’ı putlardan temizledi. Onları teker teker kırdı. Bilâl (r.a) gür sesiyle Allah Teâlâ’nın birliğini, büyüklüğünü yüksek bir yere çıkarak ilân etti. Yanık nâmesiyle dağları eriten, yürekleri titreten sesiyle ezan okudu. İslâm ordusu onca haşmetiyle İlâhî huzura durdu. Cemaatle namaz kıldı. Kıyam’da, rükû ve secdelerdeki beraberliğin gönüllere verdiği huşû ile ibadet etti. Mekke’ye girerken yakalandığında öldürülmesine ferman çıkarılan Hind binti Utbe evinin penceresinden bu manzarayı ürpererek seyrediyordu. İslâm ordusunun haşmeti, heybeti, Rasûlullah (s.a)'in engin şefkati ve müsamahası, müslümanların İlâhî huzurdaki duruşları, edeb, nezâket ve hürmetleri Hind’in gönlünde İslâm nûrunun parlamasına vesile oldu. Rüyasını hatırladı. Güneşin yakıcı ateşi altında kaldığını, gölge yakınında olmasına rağmen gitmeye gücünün yetmediğini, sonra Rasûlullah’ın uzaktan görünüp yaklaştığını kendisini kurtardığını hatırladı. Kocası Ebû Süfyan’a: “Ben Muhammed’e bey’at etmek istiyorum.” dedi. Karısının bu sözüne şaşıran Ebû Süfyan onun sadakatini anlamak için “Ama sen İslâm’ı inkâr ediyordun!” dedi. Hind de kocasına: “Evet! Vallahi öyle idim. Ancak şimdi, ben şuna kesinlikle inanıyorum ki, bu geceden önce Kâbe’de Allah’a hakkıyla kulluk edilmemiştir. Yemin ederim ki, müslümanlar bütün geceyi namaz kılarak, ayakta, rükûda ve secdede geçirdiler.” dedi. Hanımının kesin kararlı olduğunu gören Ebû Süfyan: “Öyle ise akrabalarından birisini yanına alarak git!” dedi. Ertesi gün Hind Rasûlullah’ın nerede olduğunu sordu. Safa Tepesinde bey’at aldığını öğrenince derhal kardeşi Ebû Huzeyfe(r.a)’ı yanına alarak gitti. Ebû Huzeyre (r.a) İslâm’ın ilk yıllarında müslüman olmuştu. Onu kendisine destek bilen Hind binti Utbe Kureyş’in önde gelen hanımlarından da bir grup oluşturdu. Tanınmaması için kendisini bir örtü ile gizledi. Zira öldürülmesinden korkuyordu. Bu halet-i rûhiye içerisinde Safa Tepesine gitti. Hanımlar içerisine katıldı. İki Cihan Güneşi Efendimiz hanımların da bey’at etmek için geldiğini işitince memnun oldu. Kendisine Mümtehine sûresi nazil olmuştu. Son ayetinde Allah Teâlâ şöyle buyurmaktaydı. Meâlen: “Eypeygamber! İnanmış kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” Hind kendisini tanıtmamağa çalışıyordu. Uzaktan: “Ya Rasûlallah! El tutup sana bey’at edelim mi?” diye sordu. Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimiz de: “Ben hanımlarla el tutuşmam. Benim yüz kadına hitap etmem her bir kadına ayrı ayrı hitab etmem gibidir.” buyurdu. Hanımların bey’atleri şu şekilde oldu. Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimiz Hz. Ömer (r.a)’a: “Söyle onlara: Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmamak üzere bana bey’at edecekler!” buyurdu. Kureyş hanımları adına Hind konuşuyordu. O: “Eğer Allah’tan başka bir ilâh bulunsaydı başımıza gelenlerden bizleri korurdu.” dedi. Efendimiz tekrar Hz. Ömer (r.a)’a “Söyle onlara; hırsızlık da etmeyecekler!” buyurdu. Hind: “Yâ Rasûlallah! Ebû Süfyan oldukça eli sıkı bir kimsedir. Ben ondan habersiz malından bir şeyler alıyordum. Bu benim için helâl mi? değil mi? bilmiyorum. Fakat Ebû Süfyan ne bana ne de oğluma yetecek kadar bir şey vermiyor.” dedi. İki Cihan Güneşi Efendimiz: “Onun malından kendine ve oğluna yetecek kadar bir şey alabilirsin!” buyurdu. Bir taraftan da gülümsemeye başladı ve: “Demek sen Hind binti Utbe’sin?” dedi. Hind yüzünü açtı ve gözyaşları içerisinde: “Kendisi için seçtiği dini muzaffer kılan Allah’a sonsuz hamdederim. Senin de affını istirham ederim ey Muhammed! Ben, Allah’a inanan, senin getirdiklerini tasdik eden bir kadınım. Ben Hind binti Utbe’yim. Allah geçmişleri bağışlar! Sen benim geçmişlerimi bağışla ki, Allah da seni bağışlasın!” dedi. İki Cihan Güneşi Efendimiz Hind’e: “Hoş geldin! Müslümanlığın mübarek olsun.” buyurdu. Hind: “Vallahi ya Rasûlallah! Dün, yeryüzünde senin aile efradının perişanlığını istediğim kadar özlemini çektiğim hiç bir şey yoktu. Bugün ise senin âile efradının izzet ve şerefe ermesi kadar özlem duyduğum başka bir şey yoktur. Gözümde bu aile fertlerinden daha değerli hiç bir kimse bulunmamaktadır.” dedi. Bunun üzerine Rahmet Peygamberi Efendimiz: “Öyledir vallahi, ben sizlere çocuklarınızdan, ana ve babalarınızdan daha sevgili olmadıkça imânınız kemâl bulmaz.” buyurdu. Efendimiz yine Hz. Ömer (r.a)’a dönerek: “Söyle onlara: Zina etmeyecekler!” diye bey’at almaya devam etti. Hind: “Yâ Rasûlullah! Hür bir kadın, zina eder mi hiç?...” dedi. Efendimiz de: “Hayır! Vallahi! hür bir kadın zina edemez.” diye teyid etti. Yine Hz. Ömer (r.a)’a: “Söyle onlara: Çocuklarını da öldürmeyecekler.” buyurdu. Hind: “Küçük iken onları biz büyüttük, yetiştirdik. Siz öldürdünüz. Bedir’de öldürmedik genç bıraktınız mı ki, onları öldürelim.” dedi. Hind’in Hanzala adındaki oğlu Bedir Savaşında müşrik olarak öldürülmüştü. Efendimiz tebessüm edip geçti ve Hz. Ömer (r.a)’a: “Söyle onlara: Elleri ve ayakları arasında br iftira uydurup getirmeyecekler! Emrettiğim iyilikleri yapma konusunda bana karşı gelmiyecekler!” buyurdu. Hind: “Vallahi, iftira çok kötü, çirkin bir iştir. Biz senin huzuruna isyan etmek niyetiyle gelmedik.” dedi. Her emrine itaat etmek üzere bey’at ettiler. Hind binti Utbe (r.anhâ) dünyaya sanki yeni doğuyordu. Bir başka insan olmuştu adetâ. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin her sözüyle içindeki cahiliyet kalıntıları sökülüp atılıyordu. Onun engin müsamahası, muhabbeti, şefkat ve merhameti karşısında bütün düşmanlıklar, kin, nefret, gazab, hasret, intikam hisleri eriyip gitmişti. İki Cihan Güneşi Efendimize olan hayranlığını içine sığdıramıyordu. Bu coşkun sevgisini şöyle dile getirdi: “Anam babam sana feda olsun Yâ Rasûlallah! Ne kadar müstesna bir insansın! Bizi ne büyük hedeflere, ne güzel şeylere çağırıyorsun!” dedi. O, bunu sadece diliyle söylemiyordu. Bütün varlığıyla, bütün zerreleriyle söylemeye gayret ediyor ve: “Ya Rasûlallah! Yeryüzünde senin itaatına girmeyen tek kişinin kalmasını istemiyorum! Gönlümün derinliklerinden gelerek söylüyorum ki; herkes sana tâbî olsun. Beni bundan daha çok sevindirecek hiçbir şey yoktur.” diyerek teslimiyetini ve aşkını arzetti. Hind (r.anhâ) şimdi bir kuş hafifliğinde arkadaşları Ümmi Hakîm binti Hâris, Begum binti Muazzel, Fâhite binti Muğîre v.s. ile birlikte evine döndü. Hind (r.anhâ) İslâm’ın sonsuz seâdetine kavuşmuştu. Müslüman bir hanımefendi olarak evini köşe bucak kontrolden geçirdi. İlk iş olarak yıllardır boş yere mücâdele verdikleri putlarını kırmaya başladı. Onları parçalarken öfkesini: “Biz yıllarca sana aldanmışız.” diyerek göstermeye çalıştı. İslâm’ın sonsuz rahmeti içine girmenin sevinciyle gönlünü temizlediği gibi evini de putlardan temizlemeğe koyuldu. Hind (r.anhâ) yaratılışından gelen yüksek bir kabiliyet, karakter ve keskin zekâ sâhibiydi. Allah Resûlüne olan derin teslimiyeti ve muhabbeti onun kabiliyetlerini daha da zârifleştirmişti. Yüksek irfan ve ince anlayış sâhibi eylemişti. Rasûlullah (s.a)’in duâsına nâil olabilmek için fırsatlar kolluyordu. Birgün koyun sürülerinin içinden en semiz, en körpe iki kuzuyu alıp çıkardı. Kestirip kızarttıktan sonra hizmetçisi ile Efendimize gönderdi. O sırada Fahr-i Kâinat (s.a) Efendimiz annelerimizden Ümmü Seleme ve Meymûne (r.anhâ) ile birlikte akraba hanımlarından da bazıları ile “Ebtah” mahallesinde bulunuyormuş. Hizmetçi huzura vardığında “Bunu hanımefendim Hind binti Utbe size hediye olarak gönderdi. Bu sene koyunları az kuzuladığı için size lâyık olanını ve daha fazlasını gönderemediğinden özür diliyor.” dedi. İki Cihan Güneşi Efendimiz Hind’in bu ince anlayış, muhabbet ve cömertliğinden memnun oldu. Ona duâ buyurdu ve: “Allah koyunlarına bereket versin. Yavrulayanlarını çoğaltsın.” buyurdu. Hind (r.anhâ) bu duâya çok sevindi. Kısa zamanda sürüleri çoğaldı. Koyunlarının çoğu kuzuladı. Hayatında ummadığı bereketi gördü. Bu olayı zaman zaman anar ve Rasûlullah (s.a)’in hürmetine hidâyete ve berekete kavuştuğunu söyleyerek Allah’a hamd ederdi. Hind (r.anhâ) hayatının sonuna kadar kocası Ebû Süfyan (r.a) oğlu Muâviye (r.a) ve kızları ile birlikte ailecek İslâm’ın yayılması konusunda mallarını canlarını Allah ve Resûlü yoluna fedâ ettiler. Oğlu Muâviye’yi Rasûlullah (s.a)’ın hizmetine verdi. Vahiy kâtibi olarak Efendimizin huzurunda yetişmesini sağladı. Savaş meydanlarında hanım sahâbîlerle birlikte müslüman ordusunu coşturacak heyecanlı şiirler okudu. Bilhassa Yermük savaşında kahramanca çarpıştı. Bozgun alâmetleri görüldüğü zaman diğer hanımlarla birlikte İslâm ordusunun derlenip toparlanmasında büyük etkisi oldu. Kızı Cüveyriye ile birlikte Rumlara karşı bizzat savaştı. Düşmanı geri püskürttü. Allah’a tam bir imanla yapılan hareketin karşısında durulamıyacağını göstermiş oldu. O çok güzel konuşan, akıllı, cesur ve gururlu bir kadındı. Savaşlarda söylediği şiirler, hicviyeler, mersiyelerden bir bölümü günümüze kadar gelmiştir. Meşhur şâir sahâbî Hansa ile karşılıklı mersiyeler okudukları rivayet edilmektedir. O, Hz. Ömer (r.a) devrinde Şam valisi olan oğlu Muâviye’yi ziyarete gitmiş ve halifeyi dinlemesini öğütlemiştir. Zira halifenin Allah rızasını ön planda tufan bir insan olduğunu hatırlatmıştır. Hind binti Utbe (r.anhâ)’nın Hz. Osman (r.a) devrinde vefat ettiği rivâyet edilmekle birlikte onun 14 Mart 635 tarihinde Hz Ebû Bekir (r.a)’ın babası Ebû Kuhâfe ile aynı günde vefat ettiği de nakledilmektedir. Cenâb-ı Hak şefaatlerine nâil eylesin. Amin. Mustafa Eriş Altınoluk Dergisi |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Ne güzel bir dinimiz ne güzel bir nebimiz var Rabbim teala Mallarımızı canlarımızı dini islamiye yolunda harcayanlardan kılsın |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı bu sahabiye muaviyenin annesi,yezidin nenesi. düşünceli000 |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Hindu zevklerine düşkün zalim tam bir İslam düşmanı deha idi görünürde Ebu süfyan Ebu cehil gözükse de Şeytani fikirlerin ATASI Hindu'dur. Bir rivayete göre savaşta askerlerin savaşması için kadınları çırılçıplak soyup ordunun önüne atmıştır.Hz. Muhammed'in Amcası olan Hz Hamza'nın ciğerini hançer vasıtasıyla çıkarıp yemiştir. Ve tarihe ''CİĞER YİYEN KADIN'' ''VAHŞİ'' olarak geçmiştir. Tarihi bazda bakalım MUAVİYE kimdir :Şam Valiliğinden alınacağını öğrenince Mervan ile işbirliği yaparak Hz Osman'ın Şahadetine sebep olmuştur ve İFTİRA ile İmam Ali'yi suçlamıştır.Çünkü kendine kuracağı SALTANATI vardı .Bu yalanını ispat etmek için Hz Osman’ın Kanlı gömleğini Şam’da Camide halka göstererek yalandan ağlayarak halkı İMAM ALİYE karşı kışkırtmıştır. Ve SIFFİN savaşı ile Ehlibeyte karşı savaşmıştır.Türlü desiseler ile Kurnazlıklar ile Savaşı kaybedeceğini anladığı vakit AS’IN tavsiyesi ile KURAN’İ KERİMİ mızrakların uçuna taktırıp İSLAM ordusunu KİTABA davet ettiği yalanı ile ORDUDA tereddüt oluşturarak İlk defa DİN İLE SİYASET işini başlatmıştır. SALTANATINI kurduktan sonra Kendi yaptırdığı Camileri görselleştirerek, insanları din ile kandırarak yandaşlarını çoğaltmıştır.Bu camilerde İMAM ALİ’YE küfür ettirerek ,Camii eşiklerine EHLİBEYT’İN isimlerini yazdırma sureti ile MÜSLÜMANLARDAN çiğnemek istemeyenleri KATLETMİŞTİR. Her fırsatta kendinin İSLAM olduğunu dile getirerek kurnazlığını devam ettirmiştir. Böyle desise bir akıl ile İSLAMSIZ bir hayat süren MUAVİYE .Mervan, Ubeydullah bin ziyad ve As ile islam olduğunu İspatlamak için VAHİY KATİBİ olduğu yalanını dahi uydurmuştur.ZALİM Emevi Saltanatı SIFFİNDE Veysel Karaniyi ve Nice EHLİBEYT yarenini ŞEHİD ettirmiştir. YEZ İT gibi bir MELUNU İSLAM ümmetinin başına bela etmek için İMAM HASAN ile imzalamış olduğu sözleşmeye dahi riayet etmeyerek İMAM HASAN’IN şahadetine sebep olmuştur.Sonuçları herkes iyi bilir yıllarca EHLİBEYTE yapılan Zulüm ve Katliamları İş Ebu Talibe gelince hemen İmamsız İlan edilenler neden bunlara gelince İki yüzlü oluyorlar? Benim konuyu asan KARDEŞİME bir sözüm yok o iyi niyeti ile bilgi paylaşımı yapmıştır Benim sözüm BU ZALİMLERİN İSLAM düşmanı olduklarını anlatmaktır Yoksa Kimse ile bu konuda bir sorunum yoktur. Bunu neden İlla Sahabe gösterme çabalarının mevcut olduğunu isteyen olursa delilleri ile (Secereyi Melune) Kimlerdir ispat edebiliriz.Lakin tartışmaya girmek istemiyorum ama Bu zalimleri ALLAH rızası için MASUM göstermeye çalışanlara ALLAH feraset versin HAKKI HAKK BATILI BATIL GÖSTERMEYİ nasip etsin. |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Hz. Hind binti Utbe nın müslümanlıktan önce yaptıkları; müslüman olmasından sonra Allah katında affedilmiştir. Bunu peygamber müjdelemiştir. Müslüman olup tevbe ettiği şii hariç tüm islam kaynaklarında geçer. Şii kaynaklarındaki Hz. Hind düşmanlığının altındaki ana sebep Hz. Hamzanın şahadetine sebep olmasıdır. Allah affediyor ama bazıları Allah'ın affetmesini bile sindiremiyor... Hz. Muaviye eğrileriyle doğrularıyla sahabedir. Allah Resulunu görmüş ve ona iman etmiştir. Bütün kaynaklarda bu yer alır. Ebu talibin imanla öldüğüne dair kaynaklar yok denecek kadar az ve zayıftır. Genel ve güçlü kaynaklar imansız gittiğini belirtir. En doğrusunu Allah bilir. Yezid zaten melundur... Ayrıca mevlüt beyin yazdıklarını araştırınca karşımıza yüzde 99 alevi sitelerinin çıkıyor olmasıda ironik bir durum... Hz. Hind binti Utbe ve Hz. Muaviye ye zalim islam düşmanı diyerek hakaret edenlerinde forum kurallarınca gereğinin yapılmasını beklemekteyim. Buyrun adalete... |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Allah affetmiş.. onlar doğru yola dönmüş.. geçmişteki hatalarının hesabını biz soramayız..onlar sahabedir ve sahabeye hakaret bize yakışmaz.. Alıntı:
|
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Asa hiç uzatmayacam bende Şia Sünni din değildir yoldur .Şia yada Sünni Putçusu değilim:Kısaca sana görüşümü aktarayım Benim nezdimde MUAVİYE=NEMRUD (YAPTIKLARI ZULÜMLER Bazında) aynı niteliktedir sana Sahabe ise Al sana mübarek olsun .Bu görüşte bana ait ne Şiaya Nede Sünniye ... |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı tmm o halde uzatmayalım..bana sahabedir..değerlere saygı zor değil inanın bana.. |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Kumtanesi kardeşim ben özellikle tartışmak istemediğimi belirttiğim halde birileri Sünni Şia ayrımı yapınca bende kendi görüşümü sundum nede sunsam Şia sünni ayrımı yapacakları için İkisininde görüşü dışında kendi görüşümü belirttim.Tabiki kim nasıl isterse kabullenebilir tercih meselesi. |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı arkadaşlar veda hutbesini dinleyen 100.000 fazla insan vardır. biraz geniş düşünelim lütfennnn |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Muaviye, Ebu Süfyan, Amr bin As, Hind gibi şahısların yaptıkları ortadadır. Eğer bir insan kendisine öğretilenlerden sıyrılarak bu şahısları değerlendirme cesaretinde bulunabilirse, onları iyi insanlar olarak değerlendiremez. en azından merhametten uzak insanlar olduklarını kabul etmek zorunda kalır. Ben Muaviye, Amr bin As gibi şahısları sevmem ama onları aşağılamak için özel gayret sarfedenleride doğru bulmuyorum. Bu şahısların hayata hileli yaklaşımları onların güvenilmez olduklarının bir delilidir. İmam Şafii de Muaviye, Amr bin As ve biri daha vardı adını hatırlayamadım şimdi, bunların naklettikleri hadisleri kabul etmez, güvenilir bulmaz. |
çıbanbaşı Hind binti Utbe Hayatı Alıntı:
ehli beytin kökünü kazıyan hind ve nesli değilmidir?! kusura bamayın Allah sonsuz merhamet sahibidir.O rab dır.o rahimdir. ben kulum.ben hind ve zürriyetini affetmiyorum.saygı duymuyorum.bıktım şu ehli sünnetin toleransından. kerbela zülmünü işleyen zalimlerdir.kerbelaya zemin hazırlayanlar zalimlerdir.sarhoş yezittti halife olarak kılıç zoruyla seçtirteni affetmiyorum. afetmiyorum affetmiyorum affetmiyorum! zalime zalim denmiyecekse ve bunun için engeliyeceksek buyurun durmayın. değil ban,canımı alsanız kimse bana o zalimlere hazret detirtemez.hazret demek zorunda kalırsam hz.zalim derim (!) |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
tamam bu hanım sahabe geçmişinde ağır hatalar suçlar işlemiştir..kimse inkar etmiyor..ancak tövbe etmiş ,islama dönmüş..buna rağmen siz geçmiş zalime hazret derim ona demem diyorsunuz..tamam demeyin..ama en azından saygı duyun..cahiliye döneminde yaşamış ama sonunda müslümanlığı kabul etmiştir..peygamber efendimiz s.a.v onun müslüman olduğuna memnun olmuş onu affetmiştir... belki sizin için değerli değil ancak en azından bizim değerimiz olarak düşünün ve bizden dolayı saygı duyun..hakaret etmeyin! |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
|
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
|
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
|
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı ya sabır !!!!!!!!!!!!!!!!!!!! |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
Eğer adam gibi hakka hakk batıla batıl denilmeyecekse o zaman İMAN zaafiyeti vardır. Müsade edersen birazdan Senin Hz lerinin mikropluklarını delilleri ile Sünni ulemanın tespitleri sunacam sen bekle adam gibi. |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Yaw abi bırak ne delili ne ispatı. Senin koydugun dellili ispatı adam zahmet edip okuyacak sanıyorsan yanılıyorsun. Okusa bile Yapacagı tek şey ölçüp biçip tartmak ! şöle bi kulak kabartmak, gözlerini devirmek falan olur heralde ayetteki gibi !...Nicki bile menzil kokuyor !..Geçelim ! |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Burda belirli kaynaklardan yazılan birçok islam alimi tarafından kabul görmemiş hadiseleri delil ispat olarak koyup gerek Hz. Muaviye yi gerekse Hz. Hinti bin Utbe yi zalim ve islam düşmanı olarak göstermek madem forum kurallarına ters değil. Madem sahabelere ve alimlere hakaret kategorisine girmiyorsa... O halde bende bazı başlıklar açabilirim. Bende kendimce bazı kaynaklardan yararlanarak başta mustafa islamoğlundan baslamak üzere bi kesim insanların zalimliğini ve islam düşmanlıgını detaylarıyla yazabilirim... Bu yazdıklarım forum kurallarına aykırı ise atılırım, ben atılırsam mevlüt beyinde atılması gerekir. Adalet herkese karşı eşit davranmaktır diye hatırlatmaya gerak duydum nedense... |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Muaviye ve İCRAATLARI Kuran’a Sünnete uygunsa bir şey demiyorum artık: Muaviye dönemimin icraartlarından başlayalım Sünni Ulemaya göre Çünkü Bazı Arkadaşlar yaptıkları Tarikat Şirklerini görmedikleri gibi Şia ya da İsrailden daha Aşşağıca bakanlara yönelik bu Yazıyı yazıyorum Kendisinde böyle bir hastalık olmayanlar Kardeşlerimdir: Muaviye döneminde İdarenin başka bir uygulaması Tuleka dediğimiz kesimden olmadan önce Ebu Süfyanın sümeyye ile Zina sonucu doğan Ziyad bin ebih (El askeri hasan b Abdullah b.sehl kitabul evail Beyrut) Siyasi entrikalar ile Muaviyenin nesline ilhakıdır. Şimdi Peygamber efendimizin bu konu ile ilgili hadisi: Çocuk kimin yatağında doğduysa ona aittir.Hadisine aykırıdır:Zira İslam hukukuna göre Nesil ancak nesepte şüpheye yer vermeyecek şekilde Nikah akdi vasıtasıyla eşlerin birleşmesinden meydana gelendir. (Aşur Mathir İslam hukuku felsefesi İstanbul) Emevi iktidarı belli bir kabile iktidarı olup kabileci bir karaktere sahiptir. Saltanatla yönetilen iktidarın siyasetinde esas belirleyici ise ÖRFİ hukuktu. (Buhari ahkam -Malik bin nebi-İbnul esir kamil vs) Şimdi Muaviyenin kendi adına uydurduğu Hadisleri ele alalım: 1:Muaviye Resulullah ile cennete gidecekti (Zehebi Nübela 3 cilt 131 sayfa) 2:Hz peygamber muaviyenin başkasının hidayetine vesile olması için Allahtan niyazda bulunmuştur.(Tirmizi Menakıb 147 İbnul esir Caiul usul min Ehadisir Resul 1 cilt 12.bölüm) 3:Muaviye vahyi yazacak emin kişilerden biri olduğu için Cebrail gelip Vahyi ona teslim etmesini istemiş Ayetel kürsiyi yazıp harekelemesi için Muaviyeye Kalem hediye etmiştir. (Zehebi Nübela 3.cilt 129 sayfa) 4:Resulullah Muaviyeye ‘’İdareci olursan halka iyi davran’’ Demiş! Ve onun ilerde Saltanatını kuracağına işaret etmişşşş(İbn esir el bidaye 8 cilt 120 sayfa) Muaviye ile ilgili bu rivayetlerin içerikleri senedleri ve vurüd zamanları nitelik olarak sahih hadislere uygunluk teşkil etmemektedir.Bu rivayetler hadislerin henüz tedvin edilmediği ve siyasi mücadelelerin sürmekte olduğu dönemim ürünleridir. (Cabiri siyasal akıl 592-593 Ahmed emin Fecrul İslam 313-315 ) Muaviye medinede yaptığı konuşamada onlara rağmen iktidara geldiğini (İbni Abdirabbih 4 cilt 82) ve Medinelilerin osmanın katilleri olduğunu belirtmiştir. (İbnul esir kamil 3 cilt 229) Haccac ise şehir sakinlerini bölücü ve fitne ehli olarak niteledikten sonra oda Medinelileri hz osmanın katilleri olarak suçlayıp Cabir b.Abdullah Enes b Malik ve Sehl b.said gibi şehrin alim ve ileri gelenlerinin ellerini kurşunla mühürletmiştir. (İbunl esir Kamil 5.cilt 26 sayfa Atvan el firak 62) |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Sıra geldi Müminlerin Annesi Hz Aişenin Kardeşinin Katledilmesine: Hz alinin mısır valisi olan Muhammed b ebu bekirin emevi ordusu tarafından hunharca katledilip ölü bir eşeğin karnında yakılması olayı bizzat Muaviye tarafından emredilmiştir. (İbn kesir İbn hazm El cürcani ) |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Asa kendimi fazla yormaya gerek hissetmiyorum çünkü yapılan binlerce ZULMÜ görmemek bana göre O zulümleri alkışlamaktır.Sen Sünni ulemadan istedin istediğin kadar dayanakları ile ZALİM olduğuna delil getirebilirim yalnız Senin şartlanmış olan yapın buna müsaid değil seninle hiç zaman kaybetmeyi uygun bulmuyorum sen beni iyi tanırsın bende seni!!Uzatmaya gerek yok.Mustafa islamoğlu demişsin sen ona Delil getirsen bende Senin Menziline delil getiririm sonuç ne olacak sen kendi fikri yapında kalacan bende kendi fikri yapımda bana zararı olacak şey bu tür boş konular ile zaman kaybı olacaktır Sana Mübarek olsun MUAVİYEN İBNİ ZİYADIN AMR BİN ASIN vs ZALİMLERİN: |
RE: çıbanbaşı Hind binti Utbe Hayatı Alıntı:
İnsanlar kasten zulme zemın hazırlamıssa amenna zalımdirler.. Ama Hz. Hind binti Utbe nın zulme zemın hazırlaması ne demektır.. Mesela Hz. Ömer Hz. Muaviye yi suriye valiliğine atamıştır. Buna göre haşa Hz. Ömer de zalimdir. Ayrıca müslüman olduktan sonraki yaşantısında; müslümanlığa tezat oluşturan davranışlarda bulunduguna dair kaynaklar çok çok az ve uydurma ihtimali yüksek kaynaklardır... Hem siz kim oluyorsunuz ki Affeden Allah... |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Allah biliyor ya Bir menzil kokusu almıştım !!!!!!! Sen Nakşi -23 değil misin !!!!!! Hani demin şu gelip de foruma içindeki pisliğini kusup giden !!!! |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
Diyorsun ki sen delil getirsen bende getiririm ve neticede bu boş konuşmaların bana zararı olacak. O halde boş konuşmaya son vermek durumundasın. Burası genele açık bir forumdur. Sana göre zalim olanlar başkalarına göre alim olabilir. İllaki öfkemi nefretimi kusacağım diyorsan bunun yerı genel forum değil birebir özel konuşmalardır. Mümin olmanın özelliklerinden biriside başkaları için değerli olan insanlara alalen hakaret etmemektir... Bunun en güzel örneklerinden biriside ; Peygamberimiz (s.a.v) eshabına İkrime(EBU CEHİLİN OĞLU) sizin yanınıza mümin ve muhacir olarak geliyor. Sakın onun babasına kötü söz söylemeyin. Çünkü ölüye kötü söz söylemek diriyi rahatsız eder. Ölüye bir şey erişmez. buyurdu. Evet Allah resulu bir kafir için bunu demişse sizin müslüman olan birine; ona değer verenlerin karşısında hakaret etmeniz islamla ne kadar bağdaşıyor... |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
Allah Kuran'da sui zan ı haram kılmıştır... |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Asa bak güzel demişsin forum yeri değil eğer o kadar iddialı savunuyorsan gel seninle msn de konuşalım neticeye varana kadar varmısın ?Bide sen dün demiştinki Alevi söylemleri Bana alevide sünnide şiide Mutezilede Vahhabi kardeştir Doğrusunu alır eğrisini rededrim hiçbirini Putlaştırmam dokunulmaz görmem . |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
Neyse !!!! |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı şartlanmış yapı demişken empati yapabilmeni temenni ediyorum. Ayrıca karşısındaki insanı şartlanmış yapıda görmekde; şartlanmış yapının özelliklerindendir.. Şartlanmadan şartlanmaya fark var bunu belirteyim Bir hakkı görmek var İki Hakkı gördüğü halde ayak diremek var.Bu ikisinin arasında kalmakta ap ayrı bir boyut. Diyorsun ki sen delil getirsen bende getiririm ve neticede bu boş konuşmaların bana zararı olacak. O halde boş konuşmaya son vermek durumundasın. Burası genele açık bir forumdur. Sana göre zalim olanlar başkalarına göre alim olabilir. İllaki öfkemi nefretimi kusacağım diyorsan bunun yerı genel forum değil birebir özel konuşmalardır. Özele demişsin ben varım sade seninle konuşacağız ve vardığımız neticeyi kimin haklı kimin haksız olduğunu yayınlamaya söz veriyormusun Mümin olmanın özelliklerinden biriside başkaları için değerli olan insanlara alalen hakaret etmemektir... Eğer Zalim olan birine Zalimdir denilmeyecekse o zaman bizler kime hizmet ediyoruz:Belamların bir özelliğide Hakkı saklamaktır.Bu duruma düşmekten ALLAH' a sığınırım. Bunun en güzel örneklerinden biriside ; Peygamberimiz (s.a.v) eshabına İkrime(EBU CEHİLİN OĞLU) sizin yanınıza mümin ve muhacir olarak geliyor. Sakın onun babasına kötü söz söylemeyin. Çünkü ölüye kötü söz söylemek diriyi rahatsız eder. Ölüye bir şey erişmez. buyurdu. Evet Allah resulu bir kafir için bunu demişse sizin müslüman olan birine; ona değer verenlerin karşısında hakaret etmeniz islamla ne kadar bağdaşıyor... O zaman ALLAH resulünün münafıklar hakkında bildirdiği özellikleri bizler nasıl anlayacağız .islam dinine fiitne sokup Menfaatlerini gözetenleri nasıl bileceğiz.Şu noktada sana bir hatırlatma Şia da İmamları günahsız görme mevzuu var şimdi bende kalkıp onlar gibi Evet masumdurlar desem Kendim ile çelişirim Çünkü Kuranın ruhuna ters bir söylem İşte kim olursa olsun eğrisinide doğrusunuda Haykırabilmek İMANDANDIR bunu görmek lazım Asa bey: |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
Buyur ipleri kontrol ettir. Neticesinde mahçup olacaksın... Bu nasıl bir sui zandır, Allah muhafaza... iftirada kul hakkıdır. |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı nakşi -23 ben değilim diyorsan eğer! Müslüman yalan söylemez hadi bakalım KURANA yemin edebilecekmisin et Amenna bizde kabul edelim eğer gerçekten Müminlik vasfı taşıyan biri Herşeyinde dürüst olandır. |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Mevlüt kardeşim. Senin bazı sahabelere zalim demenın nedeni: Okumuş olduğun bazı kaynaklardandır. Sen bu kaynakları kesin doğru olarak kabul etmişsin. Senin doğru olarak kabul ettiğin değerlerin tam aksi şekilde yazılmış başka kaynaklarda var. O kaynaklara inananda var senin okudugum kaynaklara inananda var. Her iki zıt kaynak içinde kimse çıkıp yüzde yüz doğrudur diyemez. Neticede 1400 sene önce olmuş olaylardır ve olaylar bizlere sadece kitaplar vasıtasıyla ulaşmıştır. Biz o olaylar orda cerayan ederken henuz ruh alemındeydık. O olaylara tanık olanlar; sonraki nesle aktardi; sonraki nesil bi sonraki nesle; arada kitap yazanlar oldu; kitaplar sonraki nesiller tarafından tahrip edilip içeriği değiştirildi. Anlatmak istediğim 1400 sene önce gerçekleşmiş bu olayları yzde yüz şu şekilde olmuştur diye ne sen ispatlayabilirsin nede ben ispatlayabilirim. Değişmemiş olan tek kaynak Kuran dır. Ve kuran sui zanı yasak eder. Ama kötü niyetlide olsa biri hakkında yapılan hüsnü zan da hesap yoktur. Bu durumda ölüp gitmişler için zalim demek sizin imanınızı artırmayacağı gibi amelinize arttırmaz. Ama yanılıyorsanız bu size günah olarak yazılır. Msn de tartışma olayına gelince; benzer tartışmaları sayısını unutacak kadar çok yaptım. Neticede herkes kendi doğrularından taviz vermeden ayrıldı. |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
nakşi -23 olmadığımı beyan ettim. Hala inanmıyorsan sui zanda ısrar ederek harama girmeye devam eder, mübarek ramazanda günah işlenmiş olursun... |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Asa bey şimdi şunu belirteyim siz benden Şia olmasın dediniz bende Sünni ulemanın dayanakları ile size cevap verdim bir tanesinde dahi Şia kaynağı yok sizde kaynaklar olabilir lakin kaynakların doğruluğu herkesce aşina olanlar vardır bende size diyorumki gelin Sünni ulemadan sade ispatları ile bakalım kendi söylemimizi katmadan bu iş Hakikati ortaya çıkarır ben kimseye kolay kolay Katliam yapmadıkça zalim demem kesinlikle çok sağlam delillerim olur sonra derim bunada emin olun.. |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
|
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
Tarihi bazda bakalım MUAVİYE kimdir :Şam Valiliğinden alınacağını öğrenince Mervan ile işbirliği yaparak Hz Osman'ın Şahadetine sebep olmuştur ve İFTİRA ile İmam Ali'yi suçlamıştır yukardaki cümleyle başlayan alıntında; ana yazısında ve sereceyi melune adlı yazının ana kaynağında şu uydurma hadis yer almaktadır. TİRMİZİ ; ''Muaviye KIYAMETTE Nardan (ateşten) Bir Tabuta Girecektir Dolayısıyla yazdıgınız kaynak şaibe doludur. Hadis doğruı olsa gerek Resulullah(sav) gerekse sonraki halifeler Hz. Muaviye'nin önünü keser onu dışlarlardı |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Alıntı:
|
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı Evet maalesef bu sui zan için ahirette Allah'a hesap vereceksin:( O zaman Allah sana yanıldıgını ve kul hakkına girdiğini sölediğinde merak etme gelip hak talep edecek değilim. Bu konuda hakkım helaldır. Ama Allah'la olan hesabını vereceksin... Hamdolsun içim rahat bi sıkıntı yok çok şükür... |
RE: Hind binti Utbe (r.a) Hayatı EEE BÖYLE KIVIRIRLAR TABİ YEMİN KONUSUNDA :) HİÇ ŞAŞIRMADIM ZATEN HAYATI YALAN, GEÇMİŞİ YALAN, İSLAMI BİLE YALAN BİRİSİNDEN NE BEKLİYORDUM Kİ BEN :)) |
SAAT: 23:04 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.