Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.PEYGAMBERLER-ASHAB-I KİRAM-ALİMLER.::. > Peygamberler-Ashab-ı Kiram-Alimler > Ashab-Kiram(r.a)

Konu Kimliği: Konu Sahibi melis,Açılış Tarihi:  21 Ağustos 2008 (22:25), Konuya Son Cevap : 06 Temmuz 2014 (14:08). Konuya 8 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 21 Ağustos 2008, 22:25   Mesaj No:1
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:melis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2229
Üyelik T.: 11Haziran 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 364
Konular: 59
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ateşte Açan Çiçekler...**

Ateşte Açan Çiçekler...**

Hz. Peygamber’den (sav) sonra, İslam davası yolunda en büyük eziyet ve çilelere düçar olmuşlardır. Onları peygamberlerden sonra ‘insanlığın efendileri’ haline getiren, çektikleri çile ve ızdırap dolu yıllardı. Onlar ateşte açan çiçek gibiydiler.

Özellikle, İslamiyet’in ilk yıllarında, güçsüz bir azınlık durumunda olan Sahabe-i Kiram (r.a), her türlü baskı, aşağılama, dışlanma ve ambargolara maruz kalmışlardır. Fakat onlar, hiçbir zaman kınayanın kınamasına aldırış etmeden devem ettiler yollarına...

Habbab b. Enes (ra) Hazretleri de dininden dönmesi için zulüm edilenlerdendi. Ümmü Emmar isminde müşrik bir kanının da kölesi, kendisini koruyacak kimsesi olmayan bir iman eriydi.. Kendisini koruyacak kimsesinin olmamasından olsa gerek, daha şiddetli işkencelere maruz kalıyordu. Müşrikler toplanırlar, mübarek vücutlarını soyarlar ve etraftan topladıkları, insanın damarlarını parçalayan dikenleri üzerine atarlardı.

Bazen de çıplak vücuduna demirden bir gömlek giydirirler, bir kova suyu 5 dakikada buhar edecek çöl sıcağında, kızgın güneş altında bekletirlerdi, susuz ve aç.. Bununla bitmiyordu zalim müşriklerin işkenceleri, ruha tesir eden zulümleri..

Ateşte ısıttıkları taşları, Habbab radiyallahu anh’ın bedenine bastırırlar “Dininden dön! Lat ve Uzza’ya tap!” derlerdi. O ise umursamaz, yapılanlar karşısında “La ilahe illallah” kelime-i tevhidini söyleyerek, onlara cevapların en güzelini vererek karşı dururdu.

Allah’a iman ne güzel yazılmıştı kalplerine. Ne güzel bir kararla teslim olmuşlardı Resulullah’a (sav) ki, müşrikler çaresiz kalıyor, hele yaptıklarının onlarda imanı arttırdığını gördükçe, azdıkça azıyorlardı...

Müşrikler bir gün toplanıp ateş yaktılar. Hz. Habbab’ı (ra) yakalayıp getirdiler. Soyarak ateşin üzerine sırt üstü yatırdılar. Akıllarınca onu vazgeçireceklerdi imandan, belki de sadece küfürden kararan kalplerinin sıkıntısını biraz olsun hafifletmek istiyorlar ve bir o kadar da korkuyorlardı İslam’ın her tarafı sarmasından.

Bu durumda Habbab (ra) ise şöyle yalvarıyordu iman ettiği tek ilah olan Rabb’imize : “Allah’ım halimi görüyorsun. Durumumu biliyorsun. Kalbimdeki imanı sabit kıl, büyük bir sabır ihsan eyle..” Hz. Habbab diğer müşriklerce böyle işkenceler görürken, sahibesi Ümmü Emmar da onu dininden döndürmek için ateşte demir kızartır ve başına basarak dağlardı.

Acıların tümüne katlandı onlar ama asla dönmediler dinlerinden. Onlar Resullullah’ın (sav) Ashab-ı Mücteba’sı idi. O’nun (sav) davetine gönülden katılmışlardı. Onlar şimdi cennetteki makamlarını temaşa ederken, alem-i berzahta; bize ne oluyor ki ey Müslümanlar! Ufacık bir sıkıntıda, küçük ve geçici bir darlıkta, nasıl oluyor da Rabb’imizi unutuyoruz, tevekkül ve sabrı terk ediyoruz...

Murat Arslan
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi melis 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Güzel bir hikaye... Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler melis 0 2154 01 Ocak 2009 15:34
Filistinli Küçük Kızın İsrail i Lanetleyen... Videolar/Slaytlar Mihrinaz 6 2219 28 Aralık 2008 15:20
Ruhumun hicran damlaları... Şiirler ve Şairler Mihrinaz 25 12139 26 Aralık 2008 12:58
^^İsTaNbuL^^ Şiirler ve Şairler Mihrinaz 19 6756 18 Aralık 2008 14:21
--BeSMeLe-- Allah(c.c) Mihrinaz 14 7932 18 Aralık 2008 13:50

Alt 21 Ağustos 2008, 23:21   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
Huzurİslam - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Huzurİslam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 9
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 762
Konular: 392
Beğenildi:19
Beğendi:0
Takdirleri:87
Takdir Et:
Standart Cvp: Ateşte Açan Çiçekler...**

Allah ne büyük bir iman vermiş ,imanın derecesine göre de sınava tabi tutmuş ,Rabbim bizlerede nasip etsin,Hepimizi Affetsin amin...
Alıntı ile Cevapla
Alt 22 Ağustos 2008, 09:17   Mesaj No:3
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:MescidiAksa isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2830
Üyelik T.: 29 Temmuz 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:
Memleket:MEVLANA DİYARINDAN...
Yaş:37
Mesaj: 391
Konular: 55
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Ateşte Açan Çiçekler...**

Allahın verdigi sabır ve ihsan karşısında nasılda direnmişler şükrler olsun Allahım inşaAllah bizlerede onlardaki gibi sabır onlardaki gibi ihsan eylesin inşallah amin Allah razı olsun hocam emeginize saglık
__________________
her şeyin bir zamanı vardır sadece sabret....
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Ağustos 2008, 16:33   Mesaj No:4
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:melis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2229
Üyelik T.: 11Haziran 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 364
Konular: 59
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Ateşte Açan Çiçekler...**

Onlar, çok hassas bir hayat yaşıyorlardı





Sahabe-i kiram devrinde Allah’ın rızasını kazanmak en birinci esastı. Allah’ın rızası karşısında bir müminin, Allah ve Rasûlü’ne tercih edeceği hiçbir şey yoktu. Hatta onlar, sevgi ve alakasından az kuşkulandıkları zaman kendilerine münafık nazarıyla bakıyorlardı. İmam Kastalani’nin ifadesiyle, içinde Hz. Ömer ve Hz. Aişe Validemizin de bulunduğu yirmi kadar sahabi, kendilerinde nifak sıfatı var endişesini taşıyorlar ve korkuyorlardı. Âkıbetinden endişe edilen insan, emin olan, “Her şeyim yerinde ve cennetin en güzel yerine gireceğim” düşüncesinde olan, yani korkmayan insandır. Onlar devamlı korkuyorlardı ve içlerinde derin bir endişe vardı.

Sahabenin, Allah’a fevkalade bir bağlılığı vardı. Onlar, küfre ve nifaka götüren şeylerden, yılandan çıyandan korkar gibi korkuyorlardı. Allah rızasından başka hiçbir şey düşünmüyorlardı. Onlar, din adına, dinin bir tek meselesini terk etmekten endişe ediyorlardı.

Sahabe, bütün gücünü imanından alıyordu

Sahabe-i Kiram Efendilerimiz güç ve kaynaklarını imanlarından alıyorlardı. İnsan, imanı nispetinde güçlü ve heyecanlı olur. Onların hayatlarında bu imana beşiklik yapması itibarıyla bir kısım ayrı faktörler de vardır. Birincisi, Sahabe-i Kiram bir küfür devri idrak etmişti. Onlar, küfrü bütün ürpeticiliğiyle görmüşler ve bütün parlaklığı ve nuruyla Efendimiz’i (sallallâhu aleyhi ve sellem) ve İslam’ı görünce birdenbire yer değiştirivermişlerdir. Onlar, inançsızlığa ait her şeyi çok çirkin, imana ait her şeyi ise çok iç açıcı ve inşirah verici görmüşler ve İslam’ı orijinalitesiyle idrak edip yaşamışlardır. O dönemde her şey ter ü taze idi. Her gün sahabinin iman ve amel sofrasına yeni yeni turfanda meyveler getiriliyor ve bunlar birbirine benzemiyordu. Her gün yeni bir şey tadıyorlardı.

İkincisi, bu orijinalite ve yeniliğin verdiği bir şevk vardı ki, hiç kimse bu noktada Sahabe-i Kiram’a kavuşamaz. Onlar, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’i bizzat görüyorlardı. Sahabe-i Kiram, ALLAH Rasulü’nün arkasında namaz kılarken, O’nun hıçkırıklarını duyuyor, namaza giderken iki büklüm olduğuna şahit oluyorlardı.

Onların öğretmeni Kutlu Nebi’ydi

Sahabe-i Kiram, mutlak fazilette herkesten üstündür. Mutlak üstünlük onlara aittir. Onlar küfür bataklığından çıkıp iman dairesine girmişler, yalanı ellerinin tersiyle itip doğruyla yüz yüze gelmişler ve her türlü iffetsizlik, çamur ve bataktan çıkıp gülistana girivermişlerdir. Sahabe-i Kiram’ın iman öncesi ve sonrası hayatları arasında birdenbire büyük bir mesafe meydana gelmiştir. Bu hayatların biri alabildiğine çirkin, diğeri ise alabildiğine güzel ve iç açıcıdır. Her ayet nâzil olduğunda, ALLAH’tan gelen emirler kendilerine gelip ulaştığında, onların içinde yeni bir alem, o yeni alemin ufuklarına doğru yeni pencereler açılıyordu. Sahabe-i Kiram, Peygamber Efendimiz’in beşeriyetinin üstünde harikulâde hallerine şahit oluyorlar, bizzat Nebi aleyhissalatü vesselam’dan ders alıyorlardı.

Ashab-ı Kiram, namazlarını ALLAH’ın huzurunda gibi sağlam bir kulluk havası içinde eda ediyorlardı. Cenab-ı Hak, böylesi dolu dolu namazlar kılan bir nesli bize de lütfetsin.

Günümüzün nesli Ashab-ı Kiram’ı anlamaya başlamıştır

Sahabe-i Kiram, Hakk’ı görüyor gibi yaşıyorlardı. Bizim ölçülerimiz içinde kıymet atfettiğimiz şeyler, onların nazarında çok kıymetsiz şeylerdi. Onlar, dünyaya, ahiretlerini kazanmak ve Müslümanlığın izzeti için bir derece değer veriyorlardı. Bir yerde ALLAH ve Peygamberden bahsedilince, hadisin ifadesiyle dünya, onların nazarında sinek kanadı durumuna düşüyordu. Günümüzün nesli Ashab-ı Kiram’ı anlamaya başlamıştır. Yetişen yeni nesil, onlara “yaşanmaz bir hayat yaşadılar” dememektedirler. Tam tersi onlar, “ALLAH’ın hoşnut olduğu bir hayatı yaşadılar ve o hayat daima yaşanabilir bir hayattı. Aynı zamanda o hayat yaşandığı müddetçe onu yaşayan millet dirilecektir.” demektedirler. Ne mutlu ki, bu kanaat, her gün biraz daha kuvvet kazanmakta ve neslimiz içinde yaygınlaşmaktadır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Ağustos 2008, 16:35   Mesaj No:5
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:melis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2229
Üyelik T.: 11Haziran 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 364
Konular: 59
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Ateşte Açan Çiçekler...**

Rahman ve Rahim Allahın adıyla,

Sahabeyi düşünüyorum...

Onlardaki iman esaslarının sadeliğini... Onların, ilk kaynakta bulanık suya rastlamadan kana kana içtiklerini... Onların, Hayır, senin içtiğin gerçek su değil sözünü hiç duymadan yaşadıklarını... Onların, birbirlerini sadece Kuran ve sünnetten sorumlu tuttuklarını... Onların, insanları sadece Allaha davet ettiklerini... Onların, birbirlerini kardeş ilan etmelerinde sadece Kuran ve sünnete dayandıklarını... Onların, birbirlerini kardeş görmeleri için, Kuran ve sünnete iman etmiş olmalarının yeterli oluşunu...


Şimdi bizi düşünüyorum.

Sadece Kuran ve sünnete iman etmemiz ve bu vesile ile birbirimizi kardeş görmemiz yetmiyor. Kuran ve sünnete ilaveten o kadar çok detaylara inanmamız gerekiyor ki, bir ömrü o sonradan çıkan detayları öğrenmeye versek, yine de yetişemeyiz.

Bizdeki iman esasları, onlarla kıyasladığımızda, öylesine zorlaştırılmış ki, her gruba, her rejime göre farklı din anlayışları beklenmiş bizden; ve onların iman modelleri, bizi darboğaza getirmiş. Biz, ilk kaynaktan kana kana içmeye eğiliyoruz, bakıyoruz ki, ensemizde binlerce el var. sen, ilk kaynaktan içemezsin, öyle kolayına gitmek var mı? diyorlar. Hayır! beni engellemeyin, ben Allahın gönderdiği dinden yudumlamak istiyorum dediğimizde Senin ayağın kaymış, sen sapıtmışsın diyorlar.

Sahabeyi düşünüyorum, imreniyorum onların iman edişlerine katışıksız Kardeşlik ilanlarını Allahtan aldıklarının bilincindeler.

Bizi düşünüyorum, Kuran ve sünnete iman ediyoruz, yetmiyor. Sahabeye imanımız isteniyor. İnandığımızı, ama sahabeden hiçbirini peygamber gibi görmediğimizi, bu bilinçle sahabeyi sevdiğimizi söylüyoruz, yetmiyor. Tabiine imanımız isteniyor. Tabiinden ehl-i takvaya inandığımızı, ama onları sahabe gibi göremeyeceğimizi söylüyoruz, yetmiyor. Mezheplere iman etmemiz isteniyor. Mezheplere inandığımızı, ama mezhepleri din ile aynı görmediğimizi, dinin hatasız olduğunu, ama mezheplerin hata yapabileceğini, biz bu bilinçle mezheplerin İslama uygun olan yönlerini aldığımızı söylüyoruz, yetmiyor. Bu defa tarikata iman etmemiz isteniyor. Biz de, İslama uygun olmayan sahte veya hatalar içinde olan tarikatlara değil İslama göre giden tarikatlara duacı olduğumuzu -ama Allahı sever gibi, hiç kimseyi sevmemek şartıyla duacı olduğumuzu- söylüyoruz, yetmiyor. O tarikatın kurucusunun ve o kurucudan el alanın, o el alandan da el alanının böylece 15-20 tabakanın ismini zikrederek onların ölüyken bile dirilere yardımcı olabileceğine imanımız isteniyor. Yetmiyor, eğer bulunduğunuz yerde beş tarikat varsa, siz de birine bağlıysanız, diğer dört tarikat mensupları indinde yine kardeş olamıyorsunuz. Hatta aynı tarikatın, on kolundan birine bağlı olmanız halinde, diğer dokuz koldan yine geçer not alamıyorsunuz, onlara kardeş olamıyorsunuz.

Eğer, İstanbulda oturuyorsanız, İstanbulda bir şeyhe bağlıysanız, başka şehre gittiğinizde, orada ne kadar müslüman olursa olsun, yalnız kalıyorsunuz.

Meclislerde, herkes -Şuurlu olanları kastetmiyorum - balık avına çıkar gibi, kendi kapısına av peşine düşüyor. Kendi tarikatına davet etmekten zevk aldığı kadar İslama davet etmekten zevk almıyor; İslamdan çok, bağlı olduğu tarikatın Allahtan çok, bağlı olduğu şeyhin, peygamberden çok, şeyhin etrafındaki babaları veya anaları anıyor Ayetlerin dediğinden farklı, uydurma kerametler anlatıyor. (Keramet haktır; ancak bazılarınca, keramet sakız haline dönüştürülüyor.) Aynı insan yurt dışına çıktığında hepten şok oluyor, sudan çıkan balığın şaşkınlığını yaşıyor.

Sahabe ne kadar rahatmış öyle; gittiği her yerde yalnızca inanmak zorunda olduğu Kuran ve sünnete uyarmış. ne güzel, ne dinlendirici yöntemle baş başa imişler.

Eskiden- ve günümüzde de- bazı şeyhler Ashab yolundan gitmişler. Kendilerini ilah gibi göstermemişler.

peygamberine Ben, gaybı bilmem de.. derken, onlar, gaybı biliyor havasına girmemişler. Öğrencilerini, ayet ve hadislerle yetiştirmişler. kim hangi tarikattan olursa olsun, Eğer tarikatlarında şirk yoksa- onlar sizin kardeşlerinizdir, iki insanın kardeş olduğunu şeyhler, mezhepler, partiler değil, ayet bildirmiştir demişler.

Özetlersek;

Günümüz insanı, bilinçsiz ellere düşerse, yorucu bir dini anlayışla karşılaştırılıyor. Ve bir türlü, sahabe hayatındaki gibi, Kuran ve sünnetin takdim ettiği kardeşlik ile karşılaşamıyor.

Burnumda tütüyor o kardeşlik, ayetlerin ışığı ile birbirine bağlılık. Birinin ayağına diken batarsa Geçtik bunları, ayağımıza diken değil, kalbimize hançer batıyor, ama onlar gibi inanmamışsak, Kuran ve sünnet kaynaklıysa inancımız, tarafımıza bile bakmıyorlar.






Ey Rabbimiz!

Bize, Kuran ve sünnet ışığında gidecek, sevdiklerini senin için sevecek, sevmediklerini de senin için sevmeyecek kardeşler ver. Verdiklerinin de kıymetini bildir ve sayılarını artır. Biz de, o kardeşliği kana kana tadalım Allahım!
Amin
Amin
...
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Ağustos 2008, 16:44   Mesaj No:6
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:melis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2229
Üyelik T.: 11Haziran 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 364
Konular: 59
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Ateşte Açan Çiçekler...**

Bir Sahabenin Aşk Hikayesi

Bir sahabinin aşk hikayesi….

İsmi Mersed ibnu ebi Mersed…

Önemli bir sahabe…

İslamdan önce bir kızı seviyordu…

Aşık…

İslam yok..Din yok…ve O bir kıza tutkun…

O İslama girdi ama kız Müslüman olmadı…

O hicret etti…Kız ne Müslüman oldu ne de hicret etti…

Mersed bir kahraman…

Ne yapıyordu?…Medineden Mekkeye ye gidip esirleri kaçırıyordu…

Kahraman!!!….

Gece Mekkeye gidiyor bir esiri alıyor…Her seferde bir esir…

Rasulullah(s.a.v) ta bu sahabeden memnun…O bir kahraman…

Günlerden birgün Mersed geceyarısı Mekke de…Gizleniyor…

Bu sırada onu eski aşığı görüyor…müşrik bir kadın!…ismi Anak…

Mersedi uzaktan gördü: Bağırdı: -Mersed!!!Mersed!!

Mersed: -Evet Sen kimsin?

-Ben Anak!!!Sevgilin…Aşığın….Mersed rahat bir yaşama ve bir yatağa ne dersin?Eski günlerimiz gibi!!!

-Ya Anak!Allah bizlere zinayı haram kıldı!!!

-Sadece bir gece!….

-Haram!!



-Ya Mersed!!!Hatırlasana!!!



-Maazallah!!!Ben ALLAH’tan korkuyorum…

(Şeyh Nebil el-Avadi: Ne kadar kız dine bağlandı ama erkek arkadaşını bırakmadı,ne kadar genç dine bağlandı ama kız arkadaşını bırakmadı. Sabırlılar nerede?)

Biliyormusunuz Anak ne yaptı? Bağırdı…

-Ey Mekke Ehli…EyMekke Ehli!!!!!!Bu kişi Mersed esirlerinizi kaçırıyor…

Onu açığa çıkardı!

Yani ya haram işlersin yada ölürsün!!!!…

İnsanlar kılıçlarını,hançerlerini kuşandılar ve Mersedi aramaya başladılar.

Mersed kaçtı yanında bir esir vardı, onu sırtında taşıyordu bir çukur buldu ve içine girdi….Mersedin başının yanında durdularda onu bulamadılar..ALLAH göstertmedi…Kurtuldu…

Medineye gitti…Rasulullah(S.A.V) e ulaştı…

Biliyor musunuz Mersed ne dedi?

‘’Ya Rasulallah Anak müşrik bir kadın.Onunla evlenmem helal midir?’’

(O kadın onun yerini açığa çıkardı!!!Ama yine de helal yoluyla evlenmek istiyor…Aşık! Ama haramı asla düşünmeyen bir adam…)

Rasulullah(s.a.v) cevap vermedi…henüz vahiy inmedi…hüküm yok…ALLAH’tan gelecek vahiy bekleniyor…

Daha sonra ALLAH azze ve celle şu ayeti indirdi:

‘’ Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenmez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.’’ Nur S.3

(Harammmm! Zinaya alışmış bir kadınla evlenmen haram! Vallahi onu seviyorsan bile…. Vallahi kalbin ona bağlanmış olsa bile…Gece onun hatıralarıyla uyuyorsan bile…Haram!!!)

Rasulullah(s.a.v):

’’Ya Mersed ALLAH sana bunu haram kıldı’’ dedi…

Mersed bu kadını bir daha asla düşünmedi…


Şeyh Nebil El-Avadi: ‘’Geceleri uyuyamıyorlar!!!!…Neden!!!!!….Kilosu 60 kiloydu düştü 30 a….30 kilo nereye gitti!!!…sevgi!!!….aşk!!!…

kimya kitabını açıyor dengelere değil kızın resmine bakıyor!!!!…

Kanunlar değil onun resimleri,şekli var kitapta….Anne zannediyor ki ders çalışıyor…Hayır!!Ders çalışmıyor!!!

Gece uyumuyor balık gibi ters düz oluyor….yatağın üzerinde pişiriliyor sanki…onun düşünerek yatıyor….onu düşünerek uyuyor!!! Hep korku…hep gözyaşı…hep kaygı…hep gam…

Çünkü o için olan bir sevgi değil…. "
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Mart 2013, 13:49   Mesaj No:7
Medineweb EDİTÖRÜ
su damlası - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: su damlası isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 13055
Üyelik T.: 18 Aralık 2010
Arkadaşları:18
Cinsiyet:-
Memleket:sivas
Mesaj: 10.549
Konular: 695
Beğenildi:8128
Beğendi:9305
Takdirleri:25516
Takdir Et:
Standart Cevap: Ateşte Açan Çiçekler...**



Onlar...

Belki yorgun, ama hep umutludur; Ateşte Açan Çiçekler.

Çünkü çeliğin, ateş ile örs arasında kalmışlığını bilirler.

Kaderleri, mahir bir usta edasıyla şekillendirir onları...

Bu yüzden yüzlerinde ve kalplerinde, kaderin sahibine bir hamd vardır.

Bir yanlarını kavurur ayaz, öte yanlarında bahar muştusu.

Onların ateşlerini su bile söndürmez, gözyaşı ile yeşertmek için yanmaya razı olurlar.

Yandıkça ağlar, ağladıkça gözyaşlarıyla yeniden yeşerirler.

Yandıkça yeşerir Ateşte Açan Çiçekler, yanmaya amade duruşlarıyla baharlaşırlar.

Sonsuzluğa göz koyarlar, bu yüzden yoktur yangınlarından şikayetleri.

Onlar, ateşte yeşertmek için yanarlar...

Sizler de yeşertmek için yanmaya var mısınız?
__________________

"Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα...
Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα...
Â'râftα.....
Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..."
Alıntı ile Cevapla
Alt 06 Temmuz 2014, 12:04   Mesaj No:8
Medineweb EDİTÖRÜ
su damlası - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: su damlası isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 13055
Üyelik T.: 18 Aralık 2010
Arkadaşları:18
Cinsiyet:-
Memleket:sivas
Mesaj: 10.549
Konular: 695
Beğenildi:8128
Beğendi:9305
Takdirleri:25516
Takdir Et:
Standart Cevap: Ateşte Açan Çiçekler...**

sizlerde yeşermek için yanmaya varmısınız ?
__________________

"Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα...
Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα...
Â'râftα.....
Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..."
Alıntı ile Cevapla
Alt 06 Temmuz 2014, 14:08   Mesaj No:9
Medineweb Emekdarı
GÖKCEN_AZRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:GÖKCEN_AZRA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 27691
Üyelik T.: 26 Nisan 2013
Arkadaşları:15
Cinsiyet:ANNE
Memleket:ARZ
Yaş:41
Mesaj: 2.427
Konular: 105
Beğenildi:95
Beğendi:4
Takdirleri:60
Takdir Et:
Standart Cevap: Cvp: Ateşte Açan Çiçekler...**

Alıntı:
melis Üyemizden Alıntı Mesajı göster
ey Rabbimiz!
Bize, Kuran ve sünnet ışığında gidecek, sevdiklerini senin için sevecek, sevmediklerini de senin için sevmeyecek kardeşler ver. Verdiklerinin de kıymetini bildir ve sayılarını artır. Biz de, o kardeşliği kana kana tadalım Allahım!
Amin
Amin ...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
çiçekler cevap ister!! Seher Yeli Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler 1 11 Nisan 2017 14:09
" Kalpte Açan Çiçekler " su damlası Hz.Muhammed(s.a.v) 2 20 Aralık 2014 21:08
Karanlıklarımda Açan Beyaz Gül! enderhafızım Şiirler ve Şairler 0 09 Ekim 2012 21:28
= Boncuklardan Çiçekler = su damlası Resim/Karikatür 8 03 Ağustos 2012 03:03
Ateşte Pişenin Yenmesi Aysima Hadis-i Şerif 0 24 Kasım 2008 10:20

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.