Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İlitam 3.Sınıf Dersleri > Din Bilimleri I

Konu Kimliği: Konu Sahibi Medineweb,Açılış Tarihi:  28 Ekim 2013 (22:48), Konuya Son Cevap : 28 Ekim 2013 (22:49). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 28 Ekim 2013, 22:48   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Din Bilimleri-Ünite7: Örgün Din Öğretimi

Din Bilimleri-Ünite7: Örgün Din Öğretimi

DİN BİLİMLERİ

ÜNİTE 7:ÖRGÜN DİN ÖĞRETİMİ

1. Örgün Din Öğretimi Nedir?
Eğitim etkinliklerinin gerçekleştirildiği alanları açıklarken örgün öğretimin anlamı ve alanı üzerinde durmuştuk. Eğitim kavramının alanlarından hareket ettiğimizde “örgün eğitim” ifadesi kullanılır. Bununla birlikte eğitimin bu çeşidinde belli bir yaş kademesindeki bireylere, Milli Eğitimin amaçlarına göre hazırlanmış eğitim programlarıyla okul çatısı altında düzenli olarak sunulan etkinlikler anlaşılır. Okul çatısı altında yapılan eğitim etkinlikleri için genellikle, örgün öğretim kavramı ile karşılanır. Bu anlamda örgün din öğretiminden söz edildiği zaman okul çatısı altında verilen din öğretimi faaliyetleri anlaşılır.
2. Niçin Okulda Din Öğretimi?
Günümüzde din öğretimi üzerindeki tartışmalar, dinin okul içindeki yerinin yeniden belirlenmesini gerekli kılmıştır. Din dersinin okullarda, diğer derslerle eşit haklara sahip olarak yer alması ve bu yeri koruması için şu soruların sorulması ve onlara cevap verilmesi gerekmiştir: 1. Niçin din öğretimi?; 2. Niçin okulda din öğretimi? Din dersinin, okulun öğretim teorisi içindeki yeri açısından da şu soruların üzerinde durulması gerekecektir: 1. Din dersi, okulun, genel öğretimdeki amacına ulaşmasında hangi katkıda bulunabilir? 2. Bu katkı ne derecede gereklidir veya kaçınılmazdır?
Okulun görevi, toplumun çok amaçlı özelliğini hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek veya ideolojik olarak yıpratmak gibi uygulamalarla bağdaşamaz.Okul, dinî bir tavır da takınamaz. Zaten buna yetkili de değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, ideolojik bir öğretim amacı değil, fakat öğrencilerin, gerçeğin bütünü ile karşılaşmasını hedef alıcı bir öğretimdir. Bu bütünlük içinde okul öğrencilere, İslâm dininin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmak, onlara gerçeğin dini açıdan nasıl yorumlandığı konusunda bilgi vermek durumundadır. Okul, din ile ilgili sorular yokmuş gibi davranamaz. Din ile ilgili soruları kendiliğinden veya başka branşlar yoluyla da cevaplandıramaz. Toplum politikası açısından din dersi, okulda, dinin toplum içinde sahip olduğu yere uygun bir biçimde temsil edilmek durumundadır.
(Din dersi )Din öğretiminin sağladığı katkının ne derecede gerekli veya kaçınılmaz olduğu ise cevaplandırılması gereken diğer bir sorudur. Dinin genel eğitimdeki yeri ile, okulun böyle bir öğretim alanını ihmal etmesi durumunda görevini tam olarak yapmamış sayılacağı konusunda aşağıdaki argümanlar ortaya konmaktadır. Bu argümanlar aynı zamanda din öğretiminin de temellendirilmesini sağlamaktadır.
2.1. Antropolojik-insanî temel (Temel görevler,anahedefler)Din öğretimini temellendirme çabasına insan varlığından başlamak isabetli olacaktır. Çünkü, sözü edilen eğitim insan içindir. Acaba insanın böyle bir eğitime ihtiyacı var mıdır? Meseleye eğitim kavramından hareketle yaklaşırsak şöyle bir tablo ile karşılaşırız: Hangi anlayışa dayanırsa dayansın, bütün eğitim sistem ve felsefelerinde eğitimden beklenen temel görevlerin başında, fertlerin bütün yeteneklerini ortaya çıkarıp geliştirmek ve temel duygu ve ihtiyaçlarını uyumlu bir şekilde doyurmak gelmektedir. Öte yandan, çağımızın eğitim ve okul teorileri, okulun ve eğitimin ana hedefleri arasında, özgürleştirme, kendini gerçekleştirme ve insan olma gibi hususlara öncelik tanımaktadırlar. Buradan hareketle din eğitiminin insanın önemli bir ihtiyacını karşılama ve bu sayede kendini gerçekleştirmesine yardımcı olma açısından gerekli olduğu ileri sürülmektedir.
(Toplumsal çevre)Her şeyden önce insan toplumsal bir varlıktır. Eğitimden beklenen vazgeçilmez görevlerden birisi de yeni yetişen nesilleri toplumsallaştırmasıdır. Toplumsallaştırmayı, kısaca, bireylerin içinde yaşadıkları topluma uyumlarını sağlama şeklinde tanımlayabiliriz. Toplumsal temel veya amaç, davranışlarımızla sorumlu olduğumuz veya davranışlarını tanımak durumunda olduğumuz toplumsal çevreye, İslâm ahlâkı yolu ile yaklaşabilmektir. Hangi görevde ve sosyal faaliyette bulunursak bulunalım, arkadaşlık ve komşuluk ilişkilerinde bile davranışlarımıza yön veren inanışlarımızı karşılıklı tanımak ve onları hesaba katmak durumundayız. Bu bakımdan sadece kendi inandığımız dini değil, çevremizde yaşayan dinleri de tanımak ve hesaba katmak durumundayız. Türk vatandaşı olarak herkes, Türkiye’de yaşanan dinler hakkında bilgi sahibi olmak durumundadır.
2.3. Kültürel temel Kültürel temel veya amaç, sahip olduğumuz ve sahip olmak durumunda bulunduğumuz kültürümüzü büyük ölçüde etkilemiş olan İslâm dinini, yetişmekte olan nesle tanıtmaktır. Edebiyatımızda, musikimizde, hatta niçin öyle değil de böyle hareket etmekte olduğumuzda ve konuşma biçimimizde, dinle ilgili motifler, sembolik ifadeler, çok yönlü izler vardır. Dini öğrenip bilmek, bütün bunları anlamak için kaçınılmazdır. Din bilgileri, okullardaki Türkçe, Sosyal Bilgiler, Tarih vb. derslerin işlenmesinde de yardımcıdır ve gereklidir. Tarih dersinde bir olayın yorumlanmasında, Türkçe dersinde bir fıkranın, bir şiirin anlaşılmasında din bilgilerine daima başvurulacaktır. Kültürün en önemli öğelerinden olan ve kültürümüzü bu kadar derinden etkilemiş olan İslâm dininin öğretimi yapılmazsa o zaman kültürümüzü anlamak zorlaşacaktır.
T2.4.Evrensel temelTeknolojideki hızlı gelişmeler, iletişime, haberleşmeye yansımış, bu da toplumları ve milletleri iç içe yaşar duruma getirmiştir. Küreselleşme anlayışı ve dünyadaki gelişmelerin her ülkeyi anında etkisi altına alması, eğitim hayatını ve din eğitimini de etkilemiştir. Dünyadaki bu hızlı değişiklikler ülkemizde yaşanılan dinleri öğrenmenin yanında, diğer dinler hakkında da temel bilgiler öğrenilmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu, diğer toplumları anlayabilmek, onlarla anlaşabilmek, iyi ilişkiler kurabilmek, bu ilişkileri geliştirebilmek için, onların inançlarını, davranışlarını, kültürlerindeki farklılığın sebeplerini ve davranışlarına yön veren değerlerini yakından tanımayı gerektirir. Çünkü diğer toplumların dinî ve ahlâkî yaşayışları hakkında bilgi sahibi olmak onlarla kolay ilişki kurmak demektir.
2.5. Felsefî temel Her millî eğitim sisteminin yetiştirmek istediği “insan tipi” vardır. Bu istek, o millî eğitim sisteminin şekil ve muhteva olarak belirlenmesinde önemli rol oynar. Biz buna millî eğitim politikası da diyebiliriz. Eğitim politikalarının belirlenmesinde ise, o milletin ve devletin sahip olduğu değerlerin rolü büyüktür. Millî eğitimimizin temel amaçlarına bakıldığı zaman, yetiştirilmek istenilen insan tipine ulaşmada Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin sağlayacağı oldukça büyük bir katkıyı görebiliriz.
2.6.Hukukî temel Buna tarihî temel de diyebiliriz. Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersi tarihî temelini 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen öğretim Birliği Kanunu’ndan ve 1982 Anayasasının 24. maddesinden almaktadır. Ayrıca uluslararası birçok antlaşmalar da din öğretiminin yapılmasının bir zorunluluk olduğunu açıkça ifade etmektedirler (Tosun, 2001: 99–112).
Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin okulda niçin yer aldığı ile ilgili yukarıda anlatılan temel veya amaçlardan başka, din dersinin okula, onun eleştirici özelliği açısından da yardımcı olabileceği söylenebilir. Değişik felsefî görüşler ve ideolojiler, insanın varlığı, geleceği ve mutluluğu ile ilgili yorumlar getirirken, dinin getirdiği yorum, bir imkân olarak onların yanında yer alacak, onların da eleştiri konusu yapılabileceğini ortaya koyacaktır. Böylece gerçeğin henüz çözümlenmemiş olduğu, ona bakışların ve onu yorumlayışların tek türlü olmadığı ortaya konularak, tartışma konusu yapılmakla yeni yetişenlerin ufkunun açık olduğu, onların da bu konuda düşünüp katkıda bulunabileceği belirtilmiş olacaktır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar nurşen35 87 29516 23 Mayıs 2015 20:53
Gülmek isteyenler tıklasın :))) Videolar/Slaytlar Kara Kartal 3 3913 10 Mayıs 2015 15:16
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar İslami Haberler Medineweb 0 2575 10 Mayıs 2015 15:13
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' Ayın Üyesi 9Esra 13 8258 30 Nisan 2015 13:29
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor Tefsir Çalışmaları Medineweb 0 3081 19 Nisan 2015 14:45

Alt 28 Ekim 2013, 22:49   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Din Bilimleri-Ünite7: Örgün Din Öğretimi

3. Laik Bir Ülke Olan Türkiye’de Din Eğitim-Öğretiminin Yeri ve Din
Öğretiminin Mecburi Olması Din eğitim-öğretimi konusunda en çok tartışılan hususAnayasanın 24. maddesinde yer alan ve Din ve Ahlâk öğretiminizorunlu kılan hükümdür. Bu konudaki tartışma ve çekişmelerin iki temel sebebi vardır. Bunlardan birincisi, laikliğin din ve devletilişkilerinin kesin çizgilerle ayrılması anlayışı; ikincisi ise, yine bu anlayışın bir ürünüolan, din eğitim ve öğretimi konusunda 1928–1948 yılları arasındaki uygulamalardır.
Türk eğitim sistemi içinde din ve ahlâk öğretiminin devletin okullarında zorunlu olarak okutulması, eğitim bilimindeki bilimsel birikimin ve eğitim uygulamalarındaki tecrübenin bir sonucudur. Türkiye Cumhuriyeti devleti, yaşanan tecrübeler sonucunda, laiklik ve din öğretimi konusunda bir anlayış geliştirmiştir. Bu anlayışı, Batı ülkeleri ile mukayese ederek değerlendirmek, doğru olmaz. Böyle bir yorum devletin, milleti ile bütünleşmesi, onun her türlü ilgi ve ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için getirilmiştir ve millî bir yorumdur. Bu yorum, içinde bulunduğumuz şartlarda en isabetli yorumdur.
4. Nasıl Bir Din öğretimi?
Avrupa’da 19. yüzyıldan itibaren psikoloji, sosyoloji ve diğer sosyal bilimlerdeki gelişmeler eğitimi de derinden etkilemiş ve eğitimde eskiye göre çok köklü değişiklikler olmuştur. Artık konu ve öğretmen merkezli programlar yerine problem ve öğrenci merkezli programlar geliştirilmeye başlanmış ve bu anlayış teknolojideki gelişmelerle beraber eğitimin bütün süreçlerini etkilemiştir. 19. yüzyıl öncesinde de din öğretimi diğer bilimlerin öğretiminden pek farklı değildi. Merkezde konu ve öğretmen vardı. Yöntem olarak da nakilci ve ezberci yöntem ve teknikler kullanılıyordu. Ancak 19. yüzyıldan itibaren bütün alanlarda başlayan zihniyet değişimi din alanında da görülmeye başlanmış ve bu din öğretimini de etkilemiştir. Batı literatüründe “örgün eğitimde niçin din öğretimi” sorusu üzerinde tartışmaktan ziyade “nasıl bir din öğretimi” sorusu üzerinde durulmaktadır.
Okullardaki din öğretimi etkinlikleri nasıl gerçekleştirilecektir? Dinî metinler ezberletilerek mi? İlmihal bilgileri belletilerek mi? Araştırma yaptırılarak mı? Soru sorularak mı? İşte bu sorular nasıl bir din öğretimi sorusu konusunda öğretmeöğrenme sürecindeki yaklaşımımızı belirlemektedir. Din öğretiminin hangi kavramlara dayanacağı ile ilgili olarak geliştirilen fikir ağacını temel alan “nasıl bir din öğretimi?” sorusunun cevabını aşağıdaki şekilde görebiliriz.
4.1. İnsana SaygıTemelinde insana saygı fikri olan bir eğitim anlayışı, insanın ne olduğu fikri üzerinde düşünür, insanın varlık şartlarını tanımaya, anlamaya çalışır; insanın sahip olduğu potansiyeli değerlendirir. İnsana saygı, insanı bütün yönleriyle ele alma eğilimini de beraber getirir.
4.2. Düşünceye Saygı Düşünceye saygı, “benim doğrum, biricik doğrudur; benim dışımdakiler ise hep yanlıştır” şeklindeki hırsımızdan sıyrılmayı içerir. Düşünsel çabaların sonucunu, ‘tek doğru ve pek çok yanlış” seviyesine indirgemeye çalışmak bir hırstır. Benim doğrum en doğru yol olabilir. Hatta sadece doğru olmakla kalmayıp gerçeğin bütününü de yansıtabilir. Ancak ben, kabullerime itiraz edilmesine katlanmadıkça veya kendim onları sorgulamadığım sürece onlara olan bağlılığım bir peşin hüküm derecesindedir.
4.3. Hürriyete Saygı İnsanın ferdiliğine ve şahsiyetine olan saygı ve şahsiyetin mümkün olan en geniş bir çeşitlilik içinde gelişebileceğini belirttikten sonra, insanın gelişmesine ambargo koyan her tutumun da insan hürriyetine saygısızlık olduğunu ifade etmek gerekir. İster ‘Allah’ın emirlerini yerine getirmek istiyorum’ desin, isterse başka bir merciin, fark etmez. İnsanı ezen, kişiliğini zedeleyen, onun bağımsız karar vermesini engelleyen her baskı, insan hürriyetine saygısızlıktır. İnsanlar, kendi iyiliklerini kendilerinin doğru bildiği yolda arama hürriyetine sahiptir. Herkes kendi akıl sağlığının ve tercihlerinin sahibi olabilmelidir.
4.4. Ahlâkî Olana Saygı Fikir ağacının köklerinde yer alan kavramlardan biri de ahlâkî olana saygı kavramıdır. Din öğretiminin ahlâk olgusu ile ilgisini tartışmak istediğimizde öncelikle şu hususlar ön plana çıkar: İnsanoğlunun, baş döndürücü bir dünya meydana getirmesine rağmen, bu dünyanın hakkını verecek ahlâkî olgunlukta insanlar yetiştirmede başarısız kalındığını söylemek mümkündür. Hayatımızda zihin huzuru, vicdan ile barışık olma, ruh zenginliği gibi hallerin eksikliğini hissediyoruz. Teknik açıdan olağanüstü imkânlara sahip olsak bile, hâlen yeterince güçlü bir ahlâkî yapıya sahip olmadığımızı belirtmeliyiz.
İ4.5. Kültürel Mirasa SaygıKültürel mirasa saygı, tarihi birikime bakabilmek, geçmişin günümüz açısından yerini, değerini ve fonksiyonunu tahlil ve tespit edebilmek demektir. Kendimizi inşa ederken tarihin mesajını çözebilmek ise şüphesiz çok yoğun bir bilimsel çabayı gerektirir. Geçmişe kör bir teslimiyet veya onu toptan kabul etmemek kültürel mirasımızı anlamada önemli bir engeldir. Kültürel mirasa saygı ne geleneğe sığınmak ne de gelenekten kaçmaktır
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Temel islam bilimleri/genel limansız İslam Bilimlerinde Yöntem 1 10 Kasım 2019 14:33
ANKARA İLİTAM Din Bilimleri II. Özetleri Medine-web ANKARA İlitam 7 21 Kasım 2013 17:02
Din bilimleri ünite 3 Medineweb Din Bilimleri I 0 28 Ekim 2013 22:54
Din Bilimleri-Ünite5: Eğitim ve Din Medineweb Din Bilimleri I 5 28 Ekim 2013 22:44
Namaz öğretimi ve anlatımı videosu [izle/dinle] MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 0 10 Nisan 2009 10:19

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.