Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Eserler/Yazarlar (https://www.forum.medineweb.net/869-eserler-yazarlar)
-   -   Kurandan İlham Alan Bir Kürt Destanı/ZEMBİLFİROŞ (https://www.forum.medineweb.net/eserler-yazarlar/39031-kurandan-ilham-alan-bir-kurt-destani-zembilfiros.html)

Hâdimul İslam 15 Temmuz 2025 18:05

Kurandan İlham Alan Bir Kürt Destanı/ZEMBİLFİROŞ
 
Toplam 1 Eklenti bulunuyor.
ZEMBÎLFİROŞ

Kur’ân’dan İlham Alan Bir Kürt Destanı

“Her kim Allah’a yönelirse, O ona bir çıkış yolu ihsan eder.” (Talâk Suresi, 2. Ayet)


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Zembilfiroş adıyla bilinen bu kadim Kürt destanı, yalnızca bir halk anlatısı değil; aynı zamanda Hz. Yusuf’un Kur’ân’da anlatılan iffet ve sabır imtihanına güçlü atıflar taşıyan bir iman ve arınma hikâyesidir. Asırlardır Kürt halkının dilden dile, gönülden gönle aktardığı bu sözlü miras, yazar Musab Aydın tarafından incelikle derlenmiş, yazıya dökülerek yeni nesillere kazandırılmıştır.

Bir Bey oğlunun, saraydan sepete (Mirza’dan Zembilfiroş’a) yolculuğu

Destanın kahramanı Mirza, Hakkâri Bey’inin oğludur. Sarayda lüks ve şatafat içinde yaşamış, güçlü, yakışıklı ve varlık içindedir. Fakat bir gün, av dönüşü yol kenarında gördüğü alnı terli bir ceset, Mirza’nın kalbini ölüm hakikatiyle sarsar. Artık o ne konuşur ne uyur. Saray hekimleri, hocalar çare bulamaz. Hekimler, hocalar gelir gider ama Mirza’nın içindeki fırtına dinmez.

Sonunda bir derviş gelir. Hiç konuşmadan günlerce beraber kalırlar. Günler geçer. Derviş sükûnetiyle, Mirza’nın içindeki tüm düğümleri çözer. Mirza ölüm ile tanışmış ve her şeyi sorgulamaya başlamıştır.

O sessizlikte ilk soru dökülür Mirza’dan: “Ölüm nedir?”



Derviş cevap verir: “Ölüm, yeni bir dünyaya doğmaktır evlat. Anne rahmindeki hayat biter, dünya başlar. Dünya biter, ahiret başlar. Her ölüm bir doğuştur.”


Mirza: “Ter nedir?”

Derviş: “Helâl rızık uğruna dökülen ter, emektir evlat. O ter kurumadan karşılığı verilmelidir. Aksi hâlde bedeli ahirete kalır.”

Dervişle yaptığı hikmetli sohbetlerden ve sorularına aldığı cevaplardan sonra Mirza artık eski Mirza değildir. Tevbe eder, sarayı bırakır. Helâl rızık arayışına ve hakkı bulma yolculuğuna yönelir. Eşi ve çocuklarıyla birlikte Van Gölü kıyısında sepet ören bir dervişe gider. El emeğiyle, sabırla geçimini sağlayan bu adam ona yeni bir hayat öğretir. Mirza, sepet örmenin sadece iş değil, bir ibadet olduğunu anlar. Böylece saray oğlu Mirza, “Zembilfiroş” yani “sepetçi” olur.

Zembilfiroş, Van’dan Bitlis’e, oradan da Silvan’a gider. Her adımda hayatın zorluklarını, insanın kendiyle mücadelesini öğrenir. Sepet örerek rızkını kazanır. Sepetlerini örüp satan Zembilfiroş, artık sadece bedeninin değil ruhunun da terini döküyordu.

İffet ve Sabırla Verilen Bir İmtihan:

Zembilfiroş, Silvan’da büyük bir imtihan yaşar. Silvan beyi avdayken, genç ve güzel eşi Zembilfiroş’u görmüş ve ona âşık olmuştur. Kadın tıpkı Kur’ân’da anlatılan Züleyha gibi, nefsine yenilir, ona tuzak kurar.


Zembilfiroş, Yusuf gibi sabırlıdır, iffetlidir. Kadına şöyle der: “Sen Züleyha’sın, ben Yusuf. Ben artık tevbe etmiş bir kulum.”


Kadın onu saraya kapatır, ikna etmeye çalışır. Fakat Zembilfiroş iffetini korur. Tuzağından kurtulmak için kaçar ama kadının adamları onu bulup getirirler. Kadını tekrar reddedince zindana atılır. Sabreder.
Dervişin sözü aklındadır: “Şeytanın kurduğu en tehlikeli tuzak, şehvet ile olanıdır. Herkesin kuyusu farklıdır evlat. Yusuf zindanı seçti, sen de seç.”


Zembilfiroş, daha sonra özgür bırakılır ama artık eski hayatı yoktur. Bey karısı peşindedir ve ondan uzaklaşmak kaçmak zorundadır. Çadırına döner, hanımına yola çıkacağını söyler. Sepetlerini satarak yol için hazırlık yapar.

Bey hanımı, Zembilfiroş’un çadırına gelir ve hanımına kocasına aşık olduğunu söyler. Altın ve mücevherler vererek kadını kandırıp geri sarayına gönderir. Sonra Zembilfiroş’un çadıra girer, hanımın kıyafetlerini giyip yatağına yatar. Ama ayağındaki halhalı unutmuştur. Gece gelen Zembilfiroş, yatağa girdiğinde ayağına değen halhal sesiyle gerçeği anlar. Karanlıkta kaçar. Kadın da ardından kovalar.

Bir dere kenarında yere düşer. Yaralıdır. Ellerini açar dua eder: “Allah’ım! Tevbe ve ahdimi bozmaktansa, canımı şimdi al.” der. Ve oracıkta ruhunu teslim eder. Ardından kovalayan kadın daha sonra onun hikâyesini öğrenir, pişmanlıkla gözyaşına boğulur. Ve o da orada can verir.



Zembilfiroş’un yolculuğunda dervişin şu sözleri yankılanır:


Yola düşmek ile yol yürümek aynı şey değildir evlat. Yürüyenin bir menzili vardır, ama yola düşenin derdi aramaktır.”

“Kalp, iki kanatlı bir kuştur. Bir kanadı iffet, diğeri şehvet. Hangi kanatla uçuracağına sen karar ver.”

“Sepet yapmak kolaydır, zor olan insan olmaktır. Daha zoru ise insan kalabilmektir.”

“Tevbe; Allah’a verilen söze sadakat göstermektir. Erdemli olan, kadın karşısında edepten ayrılmaz evlat.”


Zembilfiroş destanı, sadece bir aşk hikâyesi değil, bir kulun dünya nimetlerinden yüz çevirerek Allah’ın rızasını aradığı yolculuğun adıdır.

Hz. Yusuf’un sabrı, iffet imtihanı ve zindana razı oluşu, bu anlatıda aynen karşılık bulur. Saraydan sepete, gösterişten tevazua, israftan helal kazanca dönüşen bu serüven, günümüz insanı için bir ikaz, bir ibret, bir diriliş çağrısıdır.

Derviş ve Zembilfiroş’un hikmetli sohbetlerini ve kitap içeriğini olduğu gibi aktarma imkânımız yok. Kitabı okuduğunuzda çok daha fazlasını bulacaksınız.

Teşekkür
Bu kıymetli destanı sözlü gelenekten günümüze taşıyan, Kur’ânî derinlik ve ahlâkî direnişle yoğurarak yazıya döken yazar Musab Aydın’a gönülden teşekkürler.
Mehmet Şaşmaz

Esma_Nur 15 Temmuz 2025 18:44

Hz. Yusuf’un Kur’ân’da anlatılan sabır ve iffet imtihanıyla olan benzerliği son derece anlamlı biçimde yansıtıyor. Zembilfiroş’un zindanı seçmesi, saraylara sırt çevirip sepet örmesi; okuyucuyu hem düşündürüyor hem de kendi hayatındaki imtihanlara ayna tutuyor.

Yazının en güçlü yanlarından biri, dervişin sözleriyle örülen hikmetli anlatım. Her cümle, içsel bir yankı uyandırıyor:

“Yola düşmek ile yol yürümek aynı şey değildir evlat.”

“Kalp, iki kanatlı bir kuştur…”

Bu tür sözler, sadece karaktere değil okuyucuya da sesleniyor ve metne evrensel bir derinlik kazandırıyor.

Ayrıca dilin akıcı, sade ama etkileyici olması; dini ve kültürel referansların dengeli ve öğretici bir dille verilmesi de yazının okunabilirliğini ve anlam gücünü artırıyor.


SAAT: 09:54

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320