Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GÜNCEL.::. > Üyelerimizin Tanışma Bölümü > Hafta'nın Konusu

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  27 Aralık 2009 (23:32), Konuya Son Cevap : 29 Aralık 2009 (23:04). Konuya 11 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 27 Aralık 2009, 23:32   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:114
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart 25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru

25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru

25.haftanın konusu Elife kardeşimizin ricası ile kulluk şuurnu algılama olarak seçilmiştir.
*kulluğumuz Allaha mı yoksa şeytana mı?
*imtihanlarla dolu olan bu yolda karşımıza çıkan badirelere ne derece göğüs geriyoruz?savaşıyormuyuz?
*kulluğun asıl mihenk taşı şükrü ne kadar yapıyoruz..

buyrun;
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2753 22 Ağustos 2013 23:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3354 26 Ocak 2013 21:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3092 06 Aralık 2012 09:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 6950 03 Kasım 2012 22:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 6395 02 Ekim 2012 20:16

Alt 27 Aralık 2009, 23:40   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru

Sayın Ecrin teşekkürler..
bu konuyu istememdeki sebeb son zamanlarda müslümanlıgın gerilerde kalması korkumdardır.inşAllah birbirimize burdan bilgi alışverişinde bulunarak şuurlarımız açılır .Kulluğumuzun idrakine varmak içinde kendimizi boş bırakmayıp,sürekli geliştirmeli okumalıyız.Nefs-i emmarede kimmiş deyip nefis cümleden edna vazife cümleden ala(HE)' sözünüde kulluğumuza uyarlayabiliriz.

Sizlerinde fikirlerini takip edicem inş.
Alıntı ile Cevapla
Alt 28 Aralık 2009, 11:41   Mesaj No:3
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru

Değerli Müslümanlar, aziz kardeşlerim
İmanımızı yeniden bir gözden geçirelim. “Allah’a iman ettik” diyoruz, ama ne derecede iman etmişiz? “Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme iman ettik” diyoruz ama ne derecede iman etmişiz, teslim olmuşuz? “Kitaba, kur’an’a iman ettik” diyoruz. “Allah(c.c)’ın kelamıdır” diyoruz. Ama bu imanımızda bu inancımızda ne derece samimiyiz? Cidden, Allah(c.c)’ın bizden istediği şekilde bir imanla mı iman ediyoruz? Yoksa kendimizce, Allah indinde makbul olmayan bir tarzda mı iman ediyoruz? Kendimizi önce itikadi yönden, imani yönden bir gözden geçirmemiz gerekiyor. Nefis muhasebesi yapmamız gerekiyor. Tefekkür etmemiz, kendi kendimizi murakabe altında bulundurmamız gerekiyor. Aksi takdirde inanıyoruz zannederiz de Allah korusun nice nice inkârlarımız zuhur eder. Hele hele zamanımız toplumunda yaşıyoruz ki fetret devri gibi bir zaman içerisindeyiz. Bütün hak, hakikat, İslami esaslar ne kadar hayatımıza yansımış? Ne kadar hakkaniyet gözetiyoruz? Ne kadar adiliz? Kendi nefsimize karşı ne kadar adiliz? Aile efradımıza karşı ne kadar adiliz? Yönettiğimiz insanlara karşı ne kadar adiliz? Onlara bir insan olarak değer veriyor muyuz? Onların inanışlarına, yaşayış tarzlarına saygı duyuyor muyuz? Yoksa onları çeşit çeşit ithamlarla itham edip düşman mı telakki ediyoruz? Bu bakımdan bir Müslüman olarak hem kendimizi hem toplumumuzu salaha, refaha kavuşturacak böyle tefekkürler, böyle nefs muhasebeleri yapmak mecburiyetindeyiz.
Değerli kardeşlerim bir Müslüman günde en azından iki defa nefsini muhasebeye çekmekle mükelleftir. Akşam yatağına yatarken ve sabahleyin yatağından kalkınca.
Akşam yatarken düşünelim. Koca bir gün geçirdik. Önümüzden akıp giden uzun saatleri Allah yolunda mı geçirdik, nefis, şeytan yolunda mı geçirdik? İtaat mi ettik, isyan mı ettik? Kul olarak vazifelerimizi ne dereceye kadar yaptık? Yaptıklarımızı Allah rızası için mi yaptık? İhlâsla mı yaptık? Allah’ın razı olacağı ameller mi yaptık? Yoksa Allah(c.c)’ın yasakladığı şen’i, kötü birçok işler mi yaptık? Eğer, kötü şeyler yapmış, isyan, tuğyan içerisinde bir gün geçirmiş, Allah’ın razı olmadığı ameller icra emişsek, hiç vakit kaybetmeden hemen Rabbimize döneceğiz. Huzuruna varacağız Rabbimizin. Ve el açıp alnımızı yerlere yapıştıracak, günahlarımızdan dolayı tevbe istiğfar edecek, af ve mağfiret dileyeceğiz. Bir kul bir kere affeder, iki kere affeder. Üçüncüsünde “Eee! Yeter artık!” der. Ama Allah(c.c) hâşâ öyle mi? Yeter ki sen aczini itiraf et. Yeter ki sen günahını itiraf et. Ve gözyaşlarıyla kalbinden coşup taşarak af dile. Çünkü Allah’ın (c.c) af kapısı 24 saat açıktır. Gece açık, gündüz günah işleyenler için. Gündüz açık, gece günah işleyenler için.
Sabahleyin kalkınca da aynı şekilde “gecemizi nasıl geçirdik?” diye tefekkür edeceğiz. Allah korusun gecenin o karanlığında insanlar görmüyor diye düşünmeden çeşit çeşit melanetler mi işledik? “Nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir.” “Biz insanoğluna şah damarından daha yakınız.” ayetlerini düşünmedik mi? Allah’ın bizi görüp gözettiğini bilmedik mi? Ve insanlar görmüyor diye o gecenin karanlığından istifade ederek çeşit çeşit günahlar mı irtikâp ettik? İşte bunları tefekkür edeceğiz. Böyle bir şey yapmışsak tevbe edeceğiz, istiğfar edeceğiz.
Yoksa teheccüdlere kalktık. Rabbimize yöneldik. Ellerimizi açtık, nefsimiz için ailemiz, çocuklarımız için, ümmet-i Muhammed için dualar mı ettik? Eğer böyle güzel bir gece geçirmişsek, Kur’an-ı Kerim okuyarak, nafile ibadetler yaparak, varsa kaza namazlarımızı kılarak, Rabbimizi zikrederek, bütün kalbimizle, bütün benliğimizle O’na yönelerek, dünyada, İslam coğrafyasında Müslümanlara yapılan zulümler içimizi yakarak “Ya Rabbi, mazlumlar var, mustazaflar var! Ya Rabbi, ak saçlı nineler, aksakallı dedeler, körpe yavrular var. Bunlar kâfirlerin zulmü altında inim inim inliyor. Ya Rab! Yardım eyle, onlara nusret eyle. Ya Rab! Kâfirlerin, zalimlerin baskılarından onları azad eyle” diye içimiz yanarak dua mı ettik? Ne güzel bir gece geçirdik. Bunu lütfeden Allah’tır. Asla nefsimizden bilmeyelim. Diyelim ki “Ya Rab! Ben nefsime kalırsam, çok kötü bir insan olurum. Şu piyasada gözüken kötülerden de kötü insan olurum. Ya Rab! Bu senin lütfun. Lütfunu benden esirgeme. Beni nefsimle, şeytanla baş başa koyma. Beni kötü insanların arkadaşı, dostu eyleme. Allah dostlarıyla beraber eyle.” diye dua etmeli. Nefsimize asla ve asla yapmış olduğumuz o güzel ibadet, taat, hizmetlerden dolayı pay çıkarmayalım. O, O’nun lütfudur, ihsanıdır, ikramıdır. Ama bir kötülük, bir musibet, bir bela başımıza gelir bazı kötülükler yaparsak bilelim ki bu da nefsimizdendir. O zaman nefsimize dönüp onu azarlayalım. Ve Rabbimize “Ya Rab! Nasıl bir kul olmamı istiyorsan, beni öyle kul eyle” diye dua ve niyaz edelim.
Aziz kardeşlerim,
Demek ki “Ey iman edenler! İman ediniz”i işte böyle anlayacağız. İmanımızı gözden geçireceğiz. Allah’a nasıl iman ediyoruz, Rasulullah’a nasıl iman ediyoruz? Kitaba nasıl iman ediyoruz? “Allah’tan başka güç kuvvet sahibi yoktur.” Öyleyse yalnız Allah’a mı boyun eğiyoruz? Yoksa fani, aciz hatta Allah’a asi, küfür, şirk içerisinde olan insanlara mı boyun eğiyoruz? Kime kulluk yapıyoruz? Zahirde Allah’a kulluk yapıyoruz deyip de yoksa nefsimize mi kulluk yapıyoruz? Şeytan’a mı kulluk yapıyoruz? Kâfir, zalim, münafıklara mı kulluk yapıyoruz? Onlara mı boyun eğiyoruz? Kendimizi kontrol edeceğiz.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme, O, canımız, cananımız, efendimiz, rehberimiz, o âlemlerin efendisi, ahir zaman nebisine nasıl bağlıyız? O’nun sünnetini nasıl icra ediyoruz? O’nun sünnetine mi uyuyoruz? O’nun gösterdiği yoldan mı gidiyoruz? Yoksa şeytanın, nefsin, şerirlerin, Allah düşmanlarının gösterdiği yoldan helak olup gidiyor muyuz?
Kitaba imanımızı da şöyle bir kontrol edelim.
Bir insanın A’dan Z’ye ömrü boyunca nasıl davranacağını kitabımız ve onun arı duru tefsiri olan peygamberimizin sünneti tespit eder. Kitapta yani Allah’ın kelamı kuran-ı kerimde bir şeye Allah “ak” demişse onun dışında bütün insanlar ona kara dese bile mademki Allah ‘ak’ dedi, ben de ‘ak’ derim” diye imanımızı perçinleyebiliyor muyuz? Yoksa Kur'an’ın o açık seçik hükümlerine, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin o güzel sünnet-i seniyyesine, nefsimize, şeytanlara, çevremizdeki insanlara uyarak teviller mi yapıyoruz? İşte Allah(c.c) onun için “Ey iman edenler, ey Müslümanlar! Allah’a, Rasulullah’a, kitaba böylece tavizsiz, şeksiz, şüphesiz tam teslim olmuş bir şekilde iman ediniz” diye bizleri ikaz ediyor.
Değerli kardeşlerim, aziz Müslümanlar
Öyle Allah dostları gelmiş geçmiş ki, öyle veliler gelmiş geçmiş ki 24 saati sürekli nefislerini hesaba çekmekle geçirirlerdi. Onlara muhasip veliler denilir. Biz belki öyle olamayız. Olanlarımız olur belki ama hepimiz öyle olamayız. Ama biz de nefsimizi en azından bir akşam bir sabah muhasebeye çekelim. İtikadımız nasıl, amelimiz nasıl, kulluğumuz nasıl, neler yaptık, neler yapmadık? Yapmamız gerekenleri yapmamış isek niçin yapmadık? Yapmamamız gerekenleri şayet yaptıysak niçin yaptık? Böylece kendimizi bir nefis muhasebesine tabi tutarsak göreceğiz ki gün be gün birçok kötülüklerden kurtulacak, birçok güzelliklerle, İslami güzelliklerle donanacağız. Rabbimizin lütfuyla, ihsanıyla, ikramıyla.
Rabbimiz bizi affeylesin, mağfiret eylesin. Rabbimi bizi lütfuyla, ihsanıyla, ikramıyla Müslüman olarak yaşatsın. Müslüman olarak öldürsün. Müslüman olarak haşretsin. Cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.
Alıntı ile Cevapla
Alt 28 Aralık 2009, 11:44   Mesaj No:4
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru

Kulluk İle İlgili Ayetler

اَمْ كُنْتُمْ شُهَدَاءَ اِذْ حَضَرَ يَعْقُوبَ الْمَوْتُ اِذْ قَالَ لِبَنيه
ِ مَاتَعْبُدُونَ مِنْ بَعْدىقَالُوا نَعْبُدُ اِلهَكَ وَاِلهَ ابَائِكَ اِبْرهيمَ وَاِسْمعيلَ وَاِسْحقَ اِلهًا وَاحِدًا وَنَحْنُ لَهُمُسْلِمُونَ

Bakara / 133 Yoksa Ya’kub’a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Ya’kub) oğullarına: Benden sonra kime kulluk edeceksiniz? demişti Onlar: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek Allah’a kulluk edeceğiz; biz ancak O’na teslim olmuşuzdur, dediler

صِبْغَةَ اللّهِ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّهِ صِبْغَةً وَنَحْنُ لَهُ عَابِدُون
Bakara / 138 Allah’ın (verdiği) rengiyle boyandık Allah’tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O’na kulluk ederiz (deyin)

قُلْ اِنَّ صَلَاتى وَنُسُكى وَمَحْيَاىَ وَمَمَاتى لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمينَ
En’am / 162 De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir

وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّى يَاْتِيَكَ الْيَقينُ
Hicr / 99 Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!

وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونى اَسْتَجِبْ لَكُمْ اِنَّ الَّذينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتى سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرينَ
Mü’min / 60 Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Zariyat / 56 Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Aralık 2009, 11:38   Mesaj No:5
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru

bu konuda ki görüşlerinizi ögrenebilirmiyim sayın medinewebli arkadaşlarım çok önemli bir husus benim için şimdiden Allah razı olsun ..
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Aralık 2009, 11:47   Mesaj No:6
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Sayın Fecr buyrun önce sizi dinleyelim

ancak böyle görülebilir sanırım
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Aralık 2009, 12:17   Mesaj No:7
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart İNSAN NEYE İNANIYORSA ONA İTAAT EDER

İnsanlar neye nasıl inanıyorsa hayatları boyunca o inandıklarının uğrunda bir yaşam gayesi ile yaşamaya çalışırlar.Fıtratımız gereği bir şeye inanmak insanlığın temel isteklerindendir.Asırlar boyunca farklı fikirler inançlar ideolojiler varolmuştur.Toplumlar azgınlaşıp asi oldukları vakit Allah beşere yol göstermek için Elçilerini göndermiştir ve İlahi emirleri iletmesi ile Sapmış olan beşere yol gösterici olmuştur.

Seçilmiş olan tüm Elçiler vazifelerinin idrakinde Tebliğ görevlerini yerine getirmişlerdir.Son Peygamber olarak İnsanlığa yol gösterici olan Hz Muhammed (s.a.a) Efendimiz son Din olarak İslam dinini Tebliğ ve uygulaması ile bizlere Tamamlanmış eksiksiz bir din mirası bırakmıştır.

Bizler İnancımız gereği Allah’ın Emir ve Yasaklarının tümüne Parçacı yaklaşımlar sergilemeden çünkü parçacı yaklaşımlar ile ‘’Yahudi ve Hıristiyanlar’’ kendilerine verilmiş olan Kitapları kendi heva ve hevesleri uğrunda tahrif etmişlerdir.Müslümanlara düşen gören Kuran’daki Ehli kitap ayetlerinin ne anlama geldiklerini iyice kavramak ve neden bu kadar üzerinde durulduğunu idrak ederek hayatlarına yön vermektir.


İnandığımız ve İman ettiğimiz Allah’ın Emir ve Yasaklarını hayatımızın ana kuralları olarak benimsediğimiz vakit ne tür sorumluluklar ile kabul ettiğimizi ve uyduğumuzu sorgulayabilmeliyiz.Kuran’i kerimi İlk neslin anlayışı ile bizim anlayışımız farklıdır.Şöyle ki onlar Önce İman ile daha sonra Kuran ile tanışmışlardır.Bizler ise önce Kuran sonra İman ile tanışıyoruz, aradaki fark çok önemli Kuran’i kerimin genel hitabına baktığımızda Önce Allah’a Tevhidi bir inanç ile inanmayı ve Bu inanç ile İman etmeyi İman ettikten sonra Amel etmeyi emretmektedir.İnandık ve İman ettik sözü laf olsun diye söylenecek bir şey değildir İnanmak ile İman etmek farklı şeylerdir,İnandığını söyleyen kişi bu inancını İman ederek eyleme dökmek ile mükelleftir.

Siz ey imana ermiş olanlar! Derin bir duyarlıkla Allah'a karşı sorumluluğunuzun hakkıyla bilincinde olun ve O'na kendinizi yürekten teslim etmeden önce ölümün sizi alt etmesine izin vermeyin.
(Ali İmran 102)

Siz ey imana ermiş olanlar! Allaha, Peygambere ve aranızdan kendilerine otorite emanet edilmiş olanlara itaat edin ve herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allaha ve Peygambere götürün, eğer Allaha ve Ahiret Gününe (gerçekten) inanıyorsanız. Bu (sizin için) en hayırlısıdır ve sonuç olarak da en iyisidir.
(NİSA 59)

İnancı gereği söz verip İman ettiğini beyan ettikten sonra gereği olanları yapmamak kişiyi İmani noktada sabit kılmaz,İnanmak Eyleme dökmektir Ameli ile ispatlamaktır. Kuran’i kerimde Allah’ın bizlere Din olarak İslam İsmimiz olarak Müslüman demesi bizler için onur duyacağımız bir İzzet ve Şeref sembolüdür.Son din olarak İslam’ın gelmesi ile Bütün inanç sistemlerinin geçerliliği kalkmıştır,Son din son kitap ve son Peygamber İslam dinini benimseyenlere gelmiştir.Allah bizlere Onurumuzu ve Şerefimizi korumamız için Kuran’i kerimde Allah’a ve Resulüne uymamızı emretmiştir.

İnandığını İman ettiğini İslam olduğunu Müslüman olduğunu söyleyen herkesin sorguya çekileceği tek şey Kuran’ın Emir ve Yasaklarıdır.Kuran’a uymak Allah ve Resulüne uymaktır.Bunun dışında kalanlara uyma şartı Kuran’a uygunluğudur eğer uymuyorsa Uyma diye bir zorunluluk yoktur.

Şimdi şu hesaplaşmayı kendimiz ile yaptığımızda söylemlerimiz ile eylemlerimizin ne olduğu ortaya çıkar.

Allah’a ve Resulüne ne kadar uyabiliyoruz?
Müslümanlar olarak Allah’a ve Resulüne ne kadar bağlıyız?
Allah ve Resulüne uyma adına aracılara gerek var mı?
İman ettiğimizi iddia ettiğimizde İmanın mecburiyetleri hususunda ne kadar İzzetli ve Şerefli bir duruş sergileyebiliyoruz?
İnandığımız ve İman ettiğimizi ispata gelince ne kadar İhlaslı Şirksiz ve Riyasız bir Amel sergileyebiliyoruz?
Biz Müslümanları inanmayanlardan ayıran özelliğimiz İnanmak İman etmek ve Eyleme dökmektir ne kadar başarabiliyoruz?

Ehli kitapta Allah’a inandığını söylüyor bizleri onlardan farklı kılan Allah ve Resulüne uymaktır.Amelsiz bir İnanma ve İmanın Yahudi ve Hıristiyan’dan ne farkı olabilir düşünelim.İnanma ve İman İle Müslüman olduğumuzu İlan ettiğimiz an Her ortamda ve Şartta İmanımızın gereği Müslüman olduğumuzu Amellerimiz ile Eylem dökebilmektir.İman ettiğini ve İslam olduğunu söyleyen şahıslar,İnancının Emir ve Yasaklarını Amelleri ile hayatına hakim kılmak zorundadır.İman sözle söylenip sonra da kenara konulacak kadar ucuz ve sıradan değildir.

Dünyadaki farklı inanç sahipleri Hakk olmadığı halde İnancımız bu diye haykırabiliyorsalar!Bizlerde Allah’ın bizlere verdiği Kuvvet ile Dünyaya ve tüm Zalimlere karşı Müslüman olduğumuzu İmanımızın gereği haykırabilmeliyiz,Müslüman olanlar Zalimler karşısında Müslümanlıklarından korkmamalı.

(Eskiden bu konuda yazmış olduğum bir makale ile katkı sağlayayım. 1.şıkka sadece)
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Aralık 2009, 13:01   Mesaj No:8
Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.108
Konular: 546
Beğenildi:1003
Beğendi:221
Takdirleri:9161
Takdir Et:
Standart RE: 25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru

Gördüm

İnş.Kulluk konusunda bir kaç kelam etmeye çalışalım.
Kulluk/ibadet olayını anlamamız için kafamızda üç boyutlu bir resimi çizmemiz gerekir düşünüyorum.Düşüncelerimizi oturtmadan kulluk bilincine sahip olmamız zordır.
Kulluk/ibadet bilincini sahib olmamız için öncelikle;
1-Kulluk edilen varlığın özellikleri
2-Kullluk eden kimsenin özellikleri
3-Kulluk eden kimsenin izlediği yöntem/metod/menasık
Bu üçlü saçayağını oluştururken itaat ve kulluk ilişkisinin de netleşmesi gerekir.Bu netleşirken niyet-amel ilişkisi de o anda devreye girerek üç boyutlu resimi tamamlıyor.
Kulluk edilen varlık teoride Allah olmakla birlikte pratikte şeytan/tagut/kurumlar vs olabilmektedir.Tarih boyunca belki de hiç kimse şeytana kulluk ettiğini dil ile ikrar etmez,kabul etmez.Ama pratik hayatları şeytana kulluğun eserleri ile doludur.İşte kulluktaki tevhid ve şirk olayı da burada çıkıyor.İnsanlar Allahın yanında başka ilahlara da kulluk ediyorsa şirk koşma ortaya çıkıyor.Allah,Kur'an'da şirkin en büyük zulüm olduğunu bildirerek,şirki affetmeyeceğini bildiriyor.
Kul öncelikle kulluk ettiğini varlığın özelliklerini iyi tanımalıdır.Bizim için kulluk yapılması gereken varlık kimdir?:ALLAH
Peki Allah nasıl varlıktır?.Bu sorunun cevabını da Kur'an bize bildiriyor.Ayetel kürsi ayeti ve ihlas suresi ,ayrıca bir çok ayette Allah bizlere tanıtılır.Biz Allah'ın bize tanıttığından farklısını(eksiğiyle-fazlasıyla) anlamaya çalıştığımızda kulluk ettiğimiz varlığı tam anlamıyla anlamış olmayız.
Kulluk eden insanın bir takım özellikleri olması lazımdır ki buna Kur'an yeri geldiğinde muttaki,kimi yerde mümin,kimi yerde müslüman,kim yerde muflih,kimi yerde muslih,kimi yerde hanif ,kimi yerde de farklı isimler kullanmaktadır ki olumlu bir insan tiplemesini ortaya koyuyor.
kulluk eden kimsenin teoride kulluk bilincine sahip ise ameli planda da kulluk bilincine aykırı ameli olmaması,nebevi metoda aykırı hareket etmemesi de kulluğun gereği olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kulluk/ibadet anlayışımızı tek bir alana hapsetmek,ibadet algımızın dar olduğunu,Kur'an'ın ortaya koyduğu kulluk bilincinden sapmaya başladığını peşinen kabul etmiş oluruz.Kulluk,kişinin doğuşundan ölümüne kadar ki zaman dilimi içerisinde değerlendirilmesi gereken bir olaydır.Herkes bir şeylere kulluk eder,yaşam tarzına göre hayatını sürdürür.İşte bu sürdürülen hayatın kimin adına,kimlerle ve nasıl sürdürüldüğü önem kazanıyor.Allah'a kulluğu sadece şekilsel ibadet ritüelleri sınırlandırmak,ibadet anlayışını hayatın dışına itmekten başka işe yaramaz.İbadet,hayatla içiçedir,Allah'a kulluk ,insanın her zamanına hükmeden bir olgudur.
Allaha kulluk bilinciyle ilgili ciltler dolusu yazılar/kitaplar yazılabilir.Yazdığım yazının içeriğine daha çok şeyler eklenebilir.Öncelikle olayın mantığını kavradıktan sonra içeriğini doldurmak,artık insanların konuşma kabiliyetine,mantığına,ilmine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Fazla uzun yazı yazmayı istemediğim için yazıyı uzatmadan irticalen bir kaç kelam ettik.inş.meramımı anlatabilmişimdir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Aralık 2009, 13:07   Mesaj No:9
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: 25.Haftanın Konusu Kulluk Şuuru

Sayın Yitiksevda ve Fecr Allah razı olsun degindiginiz açıklamalar bi hayli anlatmış pekala Fettullah Gülen şöyle demiş

Hâsılı insan, ibadetlerine azami derecede dikkat etmeli ve mânevî hayatını felç eden günahları tekrar işlemektense, ölümü tercih edecek kadar çelikten bir irade ve engin bir ruh hâletine sahip olmalıdır. Bunun yanında kalbler duyarlı hâle getirilmeli, şayet duyarlı değilse buna zorlanmalıdır. Zira ısrar ve gayret neticesinde en katı kalbler bile zamanla duyarlı hâle gelebilir. Bunu kazanmak için belki keyfiyete göre günler, haftalar, aylar belki de seneler gerekecektir ama, Allah'ı kazanmak için bu uğurda ne verilirse değer? düşüncelerinizi ögrenebilirmiyim?
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Aralık 2009, 14:03   Mesaj No:10
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart İslam akidesine göre Davranışlarımız Nasıl olmalı .

Müslümanların çoğunluğunda İslam akidesine göre bir çok yanlışlar görülebilmektedir.İslami davranış olmayan ters hareket ve davranışlar sergiledikleri görülebilir.İslama ters düşen uygulamaların kişileri İslamdan çıkarmadığı bilinmelidir.Çünkü genel kabule göre bu konuda yanlış bir algılama mevcuttur yani İslam’dan çıktığına kanaat getirilmektedir.Hakikatte ise Yapılan tavır ve Davranışlar İslam’dan çıkarmaz,Ama İslami Şahsiyete uygunluk Şiarına ters düşer.

Gerçekte ise, Müslüman’ların tavır ve davranışlarındaki hatalar onlara Ameli yönden zarar vermektedir.İslami bir hayat gayesi taşımayan kişiler Nefisleri ve Şeytanların musallat olması ile Kalpleri İslama karşı katılaşabilir bu tezahhür sonucu İslam’a ters düşen işler yapabilir.Bu tür hatalı davranışlar sergileyen Müslüman’lara İslam dışı bir şahsiyete sahip olduğunu söylemek doğru olmaz.İslam’ın emir ve yasaklarında asi davranış sergilese dahi İslam’ı benimsediği müddet zarfınca İslam’dır.

Allah’a ve İslam dininin Esaslarını benimsedikçe İslam akidesine ters düşen düşünce ve eylemlerinde Fıska düşsede İslam’dır
İslam inancını benimsediği halde söz ve amellerinde İslam inancını terk etmedikçe Müslüman’dır.Eğer İslam akidesinden uzaklaşırsa o vakit İslam olmaktan çıkar.

Böyle Fısk ve dalalette olan kişiler İslam olsa dahi İslami Şahsiyete sahip olmadıkları söylenebilir çünkü ameli yönüyle İslam akidesine uymamaktadır.Bu tür ameli yönden Allah’ın emir ve yasaklarına uymayarak yaşam sergileyen kişilere yaklaşımımız Asi biriymiş gibi olmamalıdır.Bunlara davranışları sebebiyle kınanabilir.

Burada anlatmak istediğim yaklaşım tarzımız İslami usul ve kaidelerce olması yani Davranış bozukluğu sergileyen Kişilere Mürted damgası vurmamaktır.Çünkü İslam ceza Hukuku bu tür kişileri cezalandırma ile uyarır.Resulullah döneminde bu tür olaylar meydana gelmiştir.
Örnek verecek olursak Peygamber efendimiz Bazı Sahabelerin düştükleri hatalardan dolayı onları dışlamamıştır.

Sahabeden Hatıb b. Ebi Beltaa Resulullah’ın Kureyşlilerle savaşacağı haberini Kureyş kafirlerine göndermişti. Resulullah,bir konu hakkında kendisiyle konuşmakta olan kadına, Fadl b. Abbas’ın şehvetle üst üste baktığını görünce Fadl’ın yüzünü eliyle başka tarafa çevirdi. Resulullah kendilerini terk etmeyeceğine dair Ensar’la biatlaştığı halde, Mekke”nin fethedildiği sene Ensar, Resulullah’in kendilerini terk edip ehline (Mekke’ye) döneceğini konuşuyorlardı. Huneyn’de ise Sahabenin büyükleri bile savaşın ortasında az bir grupla birlikte Resulullah’ı bırakarak kaçtılar. Bu tür olaylarda Peygamber efendimiz onları dışlamamıştır.

Bizler Peygamber efendimizi örnek aldığımızı iddia ediyor isek!.Allah’ın emir ve yasaklarına ters düşen uygulamaları yapan kişelerin beşer olduklarına bakarak,hata yapabileceklerini bu hatalarının onları İslam’dan çıkarmadığını idrak edebilmeliyiz.

Bu tür İslam İtikadine ters uygulamalar yapan kişilere bakış açımız Allah’ın hükümlerine göre cezalandırıldıklarına kanaat getirerek (İslami yönetimlerde İslam hukuku uygulanabilir.) Çünkü İslam hukukuna göre cezayı tatbik edecek Devlettir (İslami devlet) bu tür kişilerin davranış bozukluklarına düşmemeleri için görevimizi yerine getirebilmeliyiz.Adam harcamak kolay da Kazanmak o kadar kolay değildir bu gerçeği göz önünde bulundurarak İslam tebliğcileri görevimizi hakkıyla yerine getirmek zorundayız.

(Buda daha önceden yazmış olduğum bir makaleden )
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Haftanın konusu YANLIZLIK... su damlası Hafta'nın Konusu 5 14 Şubat 2021 15:25
37. Haftanın Konusu ''Başörtüsü'' Yitiksevda Hafta'nın Konusu 7 30 Aralık 2010 23:22
28. Haftanın Konusu ****KULLUK**** Yitiksevda Hafta'nın Konusu 8 24 Şubat 2010 20:56
10.Haftanın Konusu MÜSLÜMAN'LIK ? Yitiksevda Hafta'nın Konusu 15 19Haziran 2009 14:19
Haftanın Konusu MERVE DEMİR Hafta'nın Konusu 6 14 Mart 2009 23:36

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.