Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hafta'nın Konusu (https://www.forum.medineweb.net/113-haftanin-konusu)
-   -   İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tekfir Edilir mi? (https://www.forum.medineweb.net/haftanin-konusu/18539-islam-da-bilmemek-mazeretmi-tebligi-edilmeden-tekfir-edilir-mi.html)

kamer34 07 Ocak 2011 14:11

İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tekfir Edilir mi?
 
İslam Da Bilmemek Mazeret mi? / Tebliğ Edilmeden Tekfir Edilir mi?

MAZERET :

Burada konu etmek istediğim mevzu kişinin hayatın da ""ŞİRK"" ve ""KÜFÜR"" fiili olduğu halde bu kişiye tebliğ edilmeden İslam ın hükmü uygulanır mı? Uygulanmaz mı?

Çünkü İslam ""ŞİRK"" ve ""KÜFÜR"" fiillerinin karşılığı olarak ""MÜŞRİK VE KAFİR"" terimlerini kullanmıştır.

Bazı arkadaşlarımız kişinin hayatında bu fiiller (şirk ve küfür) olmasına rağmen, kişiye tebliğ edilmeden hüküm verilemeyeceğini iddia etmekteler. Bu iddia üzerine bu konuyu tüm arkadaşlarımın görüşlerine sunmayı arzuladım. Şahsi kanaatim şudur ki eğer kişinin hayatında şirk ya da küfür var ise bu kişiye İslam hükmünü uygulamak gerekir.

Çünkü iman etmek İslam’a girmek demektir.[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]başlıklı yazımda bunu uzun uzun izah etmiştim. İslam’a girmek ise ancak şirkten, küfürden uzak bir anlayış ve bir yaşam gerektirir. Hele atalarından aldıkları hurafe bidatlara, Yahudilik, Hıristiyanlık içine birazcıkta İslam katarak oluşturdukları ve yaşam biçimi haline getirdikleri din anlayışlarını İSLAM olarak görmek büyük bir cesaret gerektirir.

Nebi Aleyhi selatü vesselam Efendimiz zamanından önce Mekke de yaşayan putperestler Efendimize Nübüvvet geldikten sonra müşrik olarak kabul edildiler. Çünkü bu putperestler İslam dini üzere değil,atalarının dini üzereydiler.Bunlara Müslüman demek onların üzerinde bulundukları dine İslam demek manasına gelirdi.Bu sebeple Kur’an nübüvvetten evvel yaşamış Mekke putperestlerinin atalarını bilmeyen cahil ve İslam’dan bihaber bir millet olarak nitelendirmiştir.

Bu kaide günümüz insanları içinde böyledir. Eğer ki bir kişiye Müslüman dersek bu kişinin üzerinde bulunmuş olduğu Dinin İslam olduğuna hüküm etmiş oluruz. Ya da bir kişiye Kafir dersek bu kişinin üzerin de bulunduğu dine İslam dışı bir din olarak hüküm etmiş oluruz. Bu sebeple diyorum ki bu hükmü verirken çok dikkatli olmak gerekir. Her önümüze gelene Müslüman yada,her önümüze gelene kafir dememek lazım .Kişinin din anlayışı (ideolojisi) üzerinde bulunduğu dine bakarak zahirine hüküm etmek gerekir.

Bu gibi kişiler ister bilmediklerinden,isterse kendilerine tebliğ ulaşmadığından olsun, İslam’ın emir ve yasaklarını (İtikad-i Kaidlerini) tam olarak yerine getirmedikleri müddetçe veya zahiren ibadette Allah’a şirk koştukları müddetçe, Allah’ın bu gibi kimseler hakkındaki hükmü Müslüman değil, Müşrik yada Kafirdir. Şimdi bu konu ilgili ayetlere bir göz atalım.
""Hani Rabbin Ademoğulları’nın sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine şahitler kılmıştı. Ben sizin Rabbiniz değimliyim? Demiş ti. Onlar evet (sen bizim rabbimizin) şahit olduk demişlerdi kıyamet günü biz bundan habersizdik dememeniz içindi""
Araf/172

Bu ayet açık bir şekilde insanların ahrette mazeretlerini ortadan kaldırmak ve yüce yaratıcının kullarına olan adaletini ortaya koymaktadır. Şimdi bazı arkadaşlarımız şu iki hususu birbirlerine karıştırmaktalar, buda şu hususlardır, kişiye müşrik demekle o kişinin ahrette de azap göreceği anlamı çıkmaz.Kişinin ahrette azap görmesi ayrı bir şey
dünyada müşrik olması da ayrı bir şeydir,bunları birbirlerine karıştırmamak lazım.

Biz Müslümanlar kişiye müşrik dediğimizde o kişinin ahrette de azap göreceği anlaşılmamalıdır.Bu husus Allah ile kulu arasındadır.Bizim tekelimizde değildir.Biz Müslümanlar ancak zahire hüküm ederiz.

Kişi Tevhit inancını bozan büyük şirk (zulüm) amelini işlerse biz ona Müslüman diyemeyeceğimiz gibi ona müşriklere davrandığımız gibi davranmak zorundayız. Onlar öldüklerinde cenaze namazlarının kılmamalıyız, Müslümanların mezarına göm memeliyiz, onlar için Allah’tan istiğfar (Allah rahmet eylesin demek gibi) dilememeliyiz, kadınları ile evlenmemeliyiz, kestiklerilerini yememeleyiz,onları dost edinmemeliyiz kısacası İslam’ın tüm hükümlerini (müşriklere olan hükümlerini) uygulamalıyız.

Dünya ve ahiret azabını hak eden herkes İslam’a göre kafirdir müşriktir .lakin her müşrik kafir azap görecek anlamına gelmez. bu iki düşünce arasın da kesin net özel şartlar vardır.Buna çok dikkat etmek gerekir.ayetleri okuyalım.

"Biz elçi (Resul) göndermedikçe azap etmeyiz" (İsra: 15)

"O halde gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkun…" (Tegabun: 16)

İsra suresi/15.ayetine dikkat edersek kendilerine elçi gelmeyen kişilere azap edilmeyeceği vurgulanmaktır. Kendilerine Elçi gelmemiş kişilere azap edilmeyeceği anlamı, onların şirk üzere olmadığı anlamına gelmez. Kendilerine Elçi gelmediği için mazeretleri geçerlidir anlamı çıkar.İsra/15. ayetten açıkça anlaşıldığı üzere,günümüz insanlarına Resul gönderilmiştir.Günümüz insanlarının bu konuda hiç bir mazeretleri olamaz.

Aklını her türlü şeytani bidat ve hurafelere çalıştıran Yahudi ve Hıristiyanlara benzemek onların raziliğini (rızasını) kazanmak için çalıştıran bu insanlar asla ve asla mazeretli sayılmazlar.
Çünkü Hz. Muhammed (sav) onlara Resul olarak gelmiştir. Onların geçmişteki ve gelecekte ki zürriyetlerine olduğu gibi. Allah kimseye gücünün yetmediği bir şeyi yüklemez biz Müslümanlar buna iman etmişiz ayeti okuyalım.

"Allah’u Teala bir kimseye gücünün üzerinde bir yükümlülük yüklememiştir. Bu Allah’ın kullarına karşı büyük bir lütfü ve ihsanıdır."

Bu ayette Yüce Allah kimseye haksızlık yapılmadığını gücünün üzerinde bir şeyle hesaba çekilmeyeceğini açıklmaktadır.Biz insanların Allah,ın bize göndermiş olduğu bu ilahi mesajı kavrayabilmemiz,bu mesaja ulaşabilmemiz için bizi hayvanlardan ayırt eden akıl bahşetmiştir.Fakat kişinin bu ilahi mesaja ulaşma imkanı varken aklını bu doğrultuda kullanmıyorsa ve gayret gösterip yeterince araştırma yapmıyorsa bu cahilliği mazeret olmaz,olamaz da.

Alimlerin icma ettikleri bir husus fardır.
Eğer kişi ister kendisine Resul gelsin,ister gelmesin yaşamış olduğu evreni inceleyerek bu evrenin yaratcısını algılaması ve onu birlemesi gerekmektedir demişlerdir.
Kuran,ı kerimde kendisine İslam tebliği ulaşmadığı kimselerin azap edilmeyceğini gösteren ayetler mevcuttur örneğin

"Ve biz, bir Resul gönderinceye kadar (asla) azab edecek değiliz." (İsra: 15)

Burada bizim konumuz Allah,ın ahrette kimlere azab edeceği değildir.Bizim asıl üzerin de durduğumuz konu,şirk olan bir amele hüküm verilip verilmediğidir. Küfür amelini şöyle özetleyebiliriz.

1-- Kişiye İslam tebliği ulaştığında bunu reddetmesi ilahi mesajı bulmak için gayret sarf etmemesi , ve onunla amel etmemesi.

2-- Kendisine İslam tebliğ edildiğinde isnat etmesi , üzerinde bulunduğu atalarının dininin Allah,ın kabul edeceğine inanması,ki atalarının dininin İslam olup olmadığını araştırma zahmetinde bulunmaması ayeti okuyalım

"Allah (c.c) ancak; insanlara Allah’ın azabıyla uyarıp korkutan bir Resul gönderdikten sonra insanlar bu Resul’e karşı gelip, küfür ve günahlarında ısrar ederlerse, onlara dünyada ve ahrette azab eder."

Özetle:
Peygamber efendimizden naklen kendisine tebliğ edilmeden kişiye yada toplumlara yada milletlere İslamı tebliği ettikten sonra onlara kafir yada müşrik deyin diye bir rivayete rastlamadım. Eğer bu konuda bir rivayet bilen arkadaşlar var ise lütfen onu nakletsinler.
İman eden kişinin zahirine bakarak Müslüman a Müslüman kafire de kafir denmesi kanımca bir zorunluluktur. Bunda hiç bir vebal de yoktur.

Müslümanlardan arkadaşım
İngiltere de yaşayan ; Hıristiyanlara gidip tebliğ ettik mi ki onlara çok rahat kafir diyebiliyoruz.Yada İsrail,deki Yahudilere.
Bence şirk ve küfür amelleri kendi insanımız yapınca, bu küfre hüküm etmek hiçte kolay olmuyor maalesef.
Bizim babalarımız, kardeşlerimiz, hısım akrabalarımız,eğer ki bu şirk ve küfür ameller üzerine iseler,öncelikle onlara İslam hükmünü koyarak hiç vakit kaybetmeden onları oyalamadan bu hakikati onlara söylemeliyiz.

Son söz:
Kişi İslam olabilir ama her İslam olan cennete girmez. O yüzden Yüce Allah mealen şöyle buyurmuştur biz iman ettik demeyin, biz ancak İslam olduk deyin diye buyurmuştur. Yaşamış olduğumuz toplum bu İslam terimi sıfatını hak etmemektedir.Çünkü zahiren hayatında şirk ve küfür ameller var olan insanlar İslam sıfatını almazlar.

""ALLAHA EMANET OLUNUZ""

Abdulhamit 1 07 Ocak 2011 16:22

Kamer 34 kardeşimizin sorusuna cevap olabilecek ayetlerden bir kaçı şöyledir.

CİNN 14: “Kuşkusuz içimizde müslüman olanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Kim müslüman olursa, işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır.”

O halde her insana ( İster tebliğ edilmiş olsun veya olmasın ) Doğru yolu araştırıp bulmak da insana farz edilmiş. Kendilerini Allah'a teslim edenler doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine ulaşanlardır.

Bununla birlikte, insanların hiç bir mazereti olmaması için ALLAH RESULLER de gönderir.

NİSA 165: Müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah’a karşı bir mazeretleri, bir bahaneleri olmasın. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Enam 130- Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp-okuyan ve bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp-korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: "Nefislerimize karşı şehadet ederiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler.




Mecit Aktürk 07 Ocak 2011 20:29

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Kardeşim!

Zaman kötü, yaşın küçük, yol uzun,
Kur’an olsun her daim kılavuzun,
Küfür musluğundan dolan havuzun,
Kirli sularına dalma KARDEŞİM!

Her DOSTUM diyeni dostundur sanıp,
Her dilden dökülen sözlere kanıp,
Gün gelip girdigin yollar tıkanıp,
Hayrete düşersen yılma KARDEŞİM!

HAKK dedikçe sana düşman olurlar,
Belki bir gün zincirlere vururlar,
Dostlar arar, zindanlarda bulurlar,
Yine de kin ile dolma KARDEŞİM!

Haykır! Gürle! Yılma! Acı çeksende,
Gözlerinden kanlı yaşlar döksende,
Omuzların dayanmayıp, çöksende,
Ayaklar altında kalma KARDEŞİM!

Nefsinin elinde oyuncak olup,
Üç günlük dünyada gaflete dalıp,
Mürşid-i Küfürden icazet alıp,
Seytanın esiri olma KARDEŞİM!

Henüz bir fidansın, farkın yok nurdan,
Emanet bu BAYRAK, düşmesin surdan,
Hatırla ölümü, mahşeri her an,
Mazlumun haline gülme KARDEŞİM!

Resule ümmet ol, Halıkına kul,
Alimi gördünmü yanına sokul,
Sen bir öğrencisin, dünya bir okul,
Çok çalış kırık not alma KARDEŞİM! ..

Mecit Aktürk

kamer34 07 Ocak 2011 22:21

mehmet alagaşa cevap
 
SELAM:

araf süresi...172- Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (demişti de) Onlar: "Evet (Rabbimiz'sin), şahid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

bakın kamer bey sizinle bu ayeti tefekkür edelim ve bakalım ki BİLMEMMEK TEBLİĞ MUHTAÇ Bİ MAZERETMİ DEĞİL Mİ GÖRELİM ,

şimdi bu ayete göre her insan FITRAT olarak yaratıcısının ALLAH olduğunu yakin Bİ ŞAHİDLİKLE şahid olmuştur ve bi insan deli[akıl melaikesi gelişmemiş olsa] dahi allahın RAB[AYETİNDE VERDİĞİ YARATICI] olduğunu bilmekle mükeleftir VE BUNDA MAZAERET KABUL EDİLMEZ,çÜNKÜ DÜNYAYA GELMEDEN ÖNCEKİ HAYATINDA buna Allah ın bu sorusuna şahid olmuş ve YARATICI OLDUĞUNU TASDİK ETMİŞTİR,

Fıtrataen bu tanışıklık olduğu için buda daha önceki hayatta yaşandığı için BUNA HER HANGİ Bİ TEBLİĞ GEREKMEDEN KİŞİ ETRAFINA BAKARAK yaratılan lar üzerinde kısa bi tefekkürle HERŞEYİN YARATICI SININ OLDUĞU VE BU YARATICININ ALLAH OLDUĞUNU rahatça bula bilir velevki akıl melikesi gelişmiş olmasın,
MÜSLAMANLRDAN ALINTI

ARAF SURESİ 172. ayete dayanarak yazmış olduğuğunuz bu cümlelerden inanın birşey anlamadığım için hiçbirşey yazmıyorum.


Örneğin son peygamber hz muhammed ve hz isa arasında bi fetret [tebliğci gelmemiş] ama İNSANLAR ÇOCUKLARINA ABDULLAH[Allahın kulu] manasına gelen isimler koymuşlardır...

yani insanlar hiç bi dönemde YARATICI YOKTUR diyememişler böyle bi idda edenlerde hep gülünç duruma düşmüşlerdir ve zaten yaratıcının olduğu FITRATİ Bİ TANIŞLIKTIR DÜNYAYA GELMEDEN ÖNCE.....

Şimdi yaşadığımız coğrafyada insanların ameli şirk olsada,müşrik olmuşlardır dememiz için ONLRA TEBLĞ ŞARTTIR...

ayrıca yaşadığımız coğrafyada ,ibadetler tebliğe muhtaç değil çünkü bunu her kes biliyor,beş vakit,ezan,yılda bi defa oruç vs,ve bunlarda mazaret kabul olunmaz,ama ŞİRK MÜŞRİK,durumları tebliğe muhtaç ve ben üç dört yıl önceuye kadarda bilmiyordum,ama müslümandım...


burdaki cümleleriniz hayret vericidir.şimdi bu cümlelerinizi teker teker incleyelim.insanların hiç bir dönem de yaratıcı yoktur demişlerdir de ki cümlenizi ben daha önce kendim zikr etmiştim bu doğru.her ne kadar fert bazında allahı inkar olmuşsada toplumsal bazda bu inkar olmamışıtır.Mesele RUBİBİYET DEĞİL ULUHİYET tevhidi olduğunu bende zikr etmiştim.

Şimdi yaşadığımız coğrafyada insanların ameli şirk olsada,müşrik olmuşlardır dememiz için ONLRA TEBLĞ ŞARTTIR
MÜSLAMANLRDAN ALINTI

hayret olan cümlelrinizden biri bu.bu cümlenize bir tek ayet bir hadis hatta (mehmet alagaş hariç)dört imamdan birinin görüşünü delil getirin üzerine konuşalım.
Amel şirk olsada buna müslüman dememiz gerekir,taki ona tebliğ edene kadar demek kuran ve sünnete uygun bir yorum değildir kanımca.

ayrıca yaşadığımız coğrafyada ,ibadetler tebliğe muhtaç değil çünkü bunu her kes biliyor,beş vakit,ezan,yılda bi defa oruç vs,ve bunlarda mazaret kabul olunmaz,ama ŞİRK MÜŞRİK,durumları tebliğe muhtaç ve ben üç dört yıl önceuye kadarda bilmiyordum,ama müslümandım...
MÜSLAMANLRDAN ALINTI

Namaz ezan oruç zekat gibi ibetler kişi iman ettikten sonra farziyet kazanır.şunu unutuyorsunuz kuran mekkede 13 yıl insanların ideolijisini değiştirmekle uğraşmıştır.mekki ayetlere dikkat edecek olursa putperestelerin allah inancı melek inancı kitap inancı ölmüş salih insanlar inancı sorgulanmakta ve bu inanışların kafirlik müşriklik olduğu vurgulanmakta.

arkadaşım siz mekkede zekatla oruçla haç ile ilgili ayetler biliyormusunuz.ideolojisi kurana sünnete uygun olmayan insanların namazlarını oruçlarını zekatlarını allah katında geçerli olabileceğini düşünmek buda apayrı bir yanılgı.
ben üç dört yıl önceye kadar bilmiyorum ama müslmandım demek.hiçte kuarani bir nalayış değil kanımca.
islam bilmeyi gerektir silam kalp ile tasdik gerektirir buda yetmez islam amel gerektirir buda yetmez islam önce bilmek dil ile ikrar amel ile uygulama ve bunları bozucu bütün hal ve harketlerden düşüncelerden uzak durmayı gerektirir.bilmeden müslümanmı olunurmuş hayret.


ingiltere vs KAFİR ÖRNEĞİNİZEDE ŞU cevabım olacak ama geniş olarak YAYINLAYACAĞIM YAZIDA BAKARSINIZ,

Ehli imanın şifalı beyanı ve yüce metodu karşısında kafirlerde kendilerine verilen akıldan sorumludur,evet allah elçi göndermeden azap göndermez,Ama Allahın FITRATA YERLEŞTİRTİĞİ BİNLERCE delille beşer fıtratına,bazılarını TEBLİĞ ETTİRİRKEN,Bazılarına dinlettirdiği,bir kısmınada icabet etmeyi nasip kıldığı,değişik hususlar vardır,örneğin batılılar bu gün islamı bilmemekte.yada benimsememekten nefret ettikleri,İTİCİ Bİ TARZLA,BİLMEKTELER,Adalet ve zulum,hayır ve şer,pislik ve iffet,mutlak iman ve sapkınlık konularında KİM ONLARI MAZUR göre bilir.Batılın etkenleri neredeyse HAKKA AİT bütün belirtileri SİLMİŞ,İNSANLARI ŞAŞKINLIK ,İÇİNDE YOKLUĞA doğru sürüklemektedir.Bu insanlar,Allah ın huzurunda,bu şaşkınlığın,cezasını çekerken,DİNE İHANET EDİP,alemi onun tatlı meyvelerinden yoksun bırakan,MÜSLÜMANLARDA TABİKİ bu cezadan nasipsiz olmayacak,eğer bu çağın örnek kuran nesli [kişi olarakta] sergilemeyip bilmekle yetinip örneklik sergilememişse,,
MÜSLAMANLRDAN ALINTI

bu konuyu uzatmadan geçecem bir iki cümle söyleyip geçecem.
bazı arkadaşlarımla bu mevzuyu tartışırken onlara şunu söylüyorum sizin ingiliz ya yahudu akrabalrınız olsaydı siz illaki onları tekvir etmemek için bir bahane bulurdunuz.

mehmet alagaş yazısına gelince.ben mehmet alagaş gibi bazı yazar arkadaşlarla bu konuyu yüzyüzede konuştum.bu tarz yazarların yazılarını dikkatli okursanız ne kadar çelişki ne kadar art niyetli ne kadar delisiz(atmasyon) ne kadar tağutların yahudilern hıristiyanların işine geldiğini çok rahat anlarsınız.önceki yazılarımda bu sahte din adamlarının maskelerini düşürmek gerektiğini vurgularken hep bu tarz insanları kast etmişimdir.
çünki bunlar islam coğorafyasının bir ümmet olamayışlarıları önünde en büyük faktörlerdir.mehmet alagaş ve ona benzer yazarlar kalbur üstü kadıköy etiler sarıyer bebek üsküdara da ikamet eden sol görüşlü islamın i si ile alakası olmayan insanların kafir olabileceklerini söylerler.birde ancak kahr olsun şeriat kahrolsun çöl kanunları diyen üç beş zibidiye de kafir derler. alagaş gibi yazaraların kafir kavramı ancak bu tür insanlar için geçerlidir.

namaz kılan oruç tutan hacca giden zekat veren fakat ya feodalizmin kölesi olmuş yada tağutların kölesi olmuş kendi varlığı bu feodalizmin bu tağutların hayat yaşamasını sağlayan birer unsur haline gelmiş insalara da allahtan korkamadan müslüman gibi ulvi bir sıfatı yakıştırmaktalar.
şimdi mehmet alagaşın kendi cümlelerinden bir kaçının üzerinde sizi ve tüm arkadaşları düşünmeye davet ediyorum.


Erinden paşasına, işçisinden patronuna, milletinden milletvekiline kadar herkes müslüman ol­duğunu iddia etmektedir!. Bu iddialan bir ganimet sanan ve çok kolay bir yoldan ve çok kısa bir zamanda kitleleşme hevesine kapılarak bu iddialan hiç sorgulamadan tas­dik eden müslümanlar ise, bu bilinçsiz tasdik ile müslüman yandaşlar değil, müslüman sıfatı verdikleri düşmanlar ka­zanmışlardır!.
MEHMET ALAGŞTAN ALINTI


MEHMET ALAGAŞ sağ görüşe ait bir çevreye mensup bir insan.eğerki sol çevryelye yakın akrabalık bağı olsa idi yinede bu sözleri sarf edecekmiydi tartışılır.mehmet alagaş diyorki bu sağ görüşlü insanlar kalabalık kitleler olabilmek için bu sol görüşlü insanların inançlarını sorgulamadan müslüman sıfatı vermekteler diyor.peki sen sağ görüşlü insanlara bu sıfatı (müslüman)verirken onların insanlarının kuran ve sünnette uygun ideolojiye sahip olup olmadıklarını soruyormusun cevap tabiki hayır.çünki onlar bizdendir.

birde şunu idda etmekte müslüman ile kafirlerin safları birbirine karşımış karmakarışık bir hal almıştır diyor.mehmet alagaş bey bu durum sana göre karmakarışıktır.eğer bir gün peygamberi bir düşünceye sahip olursan göreceksin ki hak ile batıl islam ile küfür müslüman ile kafir bir güneş gibi bir ay gibi birbirllerinden uzkatırlar.bunların sana karmakarışık gözükmesinin sebebi senin karmkarışık düşücelerindendir.



Oysa “Ben de müslümanım” iddiası, İslam'a göre isbat gerektiren bir iddiadır. Bu iddiada bulunan herkes Kur'an-ı Kerimle ve Kur'an-ı Kerim'de çerçevesi çizilen kulluk fıkhıyla karşı karşıyadır. İslam hiç kuşkusuz id zorla­yıcı bir din değildir. İslam'ın her insana verdiği bir muhay­yerlik, bir tercih hakkı vardır. Fakat bu muhayyerlik ve ter­cih hakkı, İslam'ı kabul edip-etmeme noktasındadır. İslam'ı isteyen kabul eder, isteyen kabul etmez. İslam'ın bu konu­da herhangi bir baskısı, herhangi bir zorlayıcılığı yoktur. Ancak İslam'ı kabul ettikten ya da kabul ettiğini söyledik­ten sonra bu muhayyerlik ortadan kalkar. Çünkü müslü­man olduğunu iddia eden herkesin, müslüman gibi olma yani gücü nisbetince İslam fıkhını yaşamaya çalışma mü­kellefiyeti vardır. Altını çizerek tekrar etmek istiyorum.
“Müslüman olduğunu iddia eden herkesin, müslüman gibi olma yani gücü nisbetince İslam fıkhını yaşamaya çalışma mükellefiyeti vardır”

MEHMET ALAGŞTAN ALINTI

İşte mesele alagaş beyin burdaki cümleleri.alagaşın burdaki cümleleri kendisine ben müslüman demesi islam göre ispat gerektirir diyor.doğru söze ne denir.msülman olduğunu söyleyen herkes islam şeriatını anlayıp uygulamakla yükümlüdür diyor. doğru söze ne demeli..alagaş bey bu ne perhiz bu ne lahana bu ne turşu bu ne karpuz (yaw galiba bu söz böyle değildi her neyse).daha TAĞUT,un ne olduğunu bilmeyen namaz kılan oruç tutan hacca giden sağ görüşlü insanlar müslüman ama kalburüstü insanlar kafir öylemi.kalburüstü sol görüşlü insanlar bilmedikleri zaman kafir ama senin sağ görüşlü insanların bilmedikleri zaman mustazaf bu yaman çelişki yaw. alagaş bey tağutu inkar edip allaha doğru bir bilgi üzerine iman etmemiş senin sağ görüşlü insanların hakkında bak allah ne diyor

""..Artık kim tağutu rededip(tanıyıp) Allah'a inanırsa o sapa sağlam bir kulpa yapışmıştır.bunun kopması yoktur.Allah işitendir bilendir.(BAKARA /256

Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut'un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister. (NİSA SURESİ / 60)

İman edenler Allah yolunda savaşırlar; inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır. (NİSA SURESİ / 76)

De ki: "Allah katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır." (MAİDE SURESİ / 60)

Andolsun, biz her ümmete: "Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün. (NAHL SURESİ / 36)

Tağut'a kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a içten yönelenler ise; onlar için bir müjde vardır, öyleyse kullarıma müjde ver. (ZÜMER SURESİ / 17 )

ALAGAŞ BEY tağutu bilmeyen sadece demiş olduğun ibadetleri (namaz oruç zekat gibi) ibadetleri yerine getiren insanlar kendilerini bu ayetlerden nasıl kurtaracaklar.insan bilmedği bir şeyi nasıl red edecek bana bunu söylermisin alagaş bey.daha öncede yazmıştım islam önce red sonra kabul ile başlar.bakara 256. ayete dikkat edecek olursak ""lailaheillallah"" daki gibi önce red vardır. sonra kabul vardır.kim tağutu red ederse diye başlar ayet sonra kim allaha iman ederse diye devam eder. alagaş bey daha tauğutu bilmeyen tağutu nasıl redecek ki allaha iman edebilsin.

İşte bu son yazdığım cümle, “Ben de müslümanım” diyen kitlenin daha ziyade kalburüstü kesiminden bazı hınltıların, bazı homurtulann çıkmasına neden olan bir cümle­dir. Çünkü bu hınitı ve homurtu sahipleri böyle bir müsltimanlık istemiyorlar.
MEHMET ALAGŞTAN ALINTI

alagaş beyi bu cümlelerinden güya bazı kesimlerin rahatsız olduğunu ifade etmektedir.

sanırım abdülmelik arkadaşımız olması gerek. şöyle bir cümle kullanmıştı ve o cümle çok hoşuma gitmişti.o cümleyei yazayım alagaş beyin bu cümlesine karşılık.

""hadi ordan be""

Senden kim rahatsız olacak yaw.

yazısının bir yerinde de sağ görüşlü olup ama allahı ve peygamberi allahın istediği şekilde bilmeyen insanların mustazaf olduklaraını söylemişti.alagaş bey nisa sueresi 97. ayeti insan gibi okuyasaydın,mekkeede kalıp hicret etmyenlerin kafir olduklarını görecektin.onlarda mustazaf olduklarını bu yüzden islam saflarına katılamadaıklarını beyan etmişlerdi.melekler onlara peki mademki mekkede dininizi yaşıyamıyırdunuz neden hicret etmediniz derler.

neyse arkadaşlar böylesine tutarsız böylesine çelişkili bir insanın düşünceleri üzreinde vaktinizi aldığım için helallık diliyorum.

msülümanlardan arkadaşım inan bana seni tanıdığım kadarı ile sen onlardan çooook çoook keliteli bir insan.
müslümanlardan arkadaşım biz fikirlerimizi konuşacağız tartışcağız ve samimi olacağız ki allahta bize bir ümmet olmayı belki nasip eder.


وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط
""Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım,
bir tağut'un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.""
Şehid Seyyid Kutub



MÜSLÜMANLRDAN ARKADAŞIM
ALLAHA EMANET OL VE OLUN

kamer34 08 Ocak 2011 01:56

Alıntı:

Serendib Üyemizden Alıntı (Mesaj 111714)
islamın ilk emri neden namaz değil ikra'dır?

islamın firavunu neden ebu leheb değil ebu cehil'dir?

alimin mürekebi neden şehidin kanı ile eşdeğer ?

ve ilmiyle amil olmayan neden kitap yüklü merkep ?

bu dörtlüğü çözsek,her müslüman ferdin üzerine güneş doğmuştur.güneş doğsa bilimum doğaya fayda sağlar.



SERENDİP ARKADAŞI yukardaki yazıma çok güzel bir örnek vermiş kendisine teşekkür ediyorum.

İKRA oku demek kuranın ilk ayeti ve ilk emridir.

insana okuymayı o (YÜCE ALLAH) öğretti. Bize oku diyor

NEYİ BİLİYORMSUNUZ?

Çünki sonraki ayetlerde kendsini nasıl bilmemiz gerekteğini bize öğretecek.nasıl bir ALLAH a iman etmemiz ibadetleri nasıl bir İLAHA sunacağımız bize öğretilecek.o yüzden oku diyor.

öyle kendi kafamızdaki ALLAHa değil yada atalarmızdan öğrendiğimiz o ALLAH inancına değil.

Müşrikler ne diyordu bu nasıl bir ilah konuşuyor mesaj gönderiyor elçi gönderiyor.halbuki bizim tanrılarmız ağaçtan taştan helvadan (karpuzdan peynirden zeytinden galiba biraz aparttım) yapılmıştır, bizim tanrılarımız konuşmaz derlerdi.ve kahkaha atarlardı.

sonuç olarak diyorum ki insan öncelikle kafasında (ideolojisinde) müslüman olacak namaz oruç zekat vs vs ibadetler daha sonra ona farz olur..

münafıkların başı ibn selül namaz kılan oruç tutan ve malını harcayarak güya mescid yapan bir zat idi.ama aynı zamanda kafir idi.

demekki her namaz kılan oruç tutan hacca giden müslüman değildir bu kesin bunun için maun suresi 12. ayete bakın



وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط

Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım
bir tağut un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.
Şehid Seyyid Kutub

kamer34 08 Ocak 2011 04:23

Bu dünyada terk edemeyceğiniz şeylere sahip olmayın..
 
Güzel abim kardeşim tamam bende bu ayetlerden haberdarım ki bn zaten Müslümanlığın GEREĞİ ARATIRMAK ,AMALE DÖKMEK VE BUNUNLADA ÖRNEKLİK TEŞKİL ETMEK ZORUNDA OLDUĞUMUN FARKINDAYIM,

Benim açımdan eksik olsamda bu eksikliklerimi kuran ve peygamber pıratikliğinde araştırma yapıp bununlada devam ediyorum ,

Yalnız KURAN SADECE SİZİN VERDİĞİNİZ BU KAÇ AYATTEN İBARET DEĞİL,

1.İnsanlardan saklanılan ve bunlarıda az bir paha karşılığı ile yapıldığı beyanları,

2.hakkı batılla gizleyenleri,

,ayrıca yaşadığımız coğrayada ve hatta dünya üzerinde bulunan milyarı aşan müslümanların kaçtanesi

Kurana ulaşmadan önce[ ki evinde asılı tuttuğu],ilk başta meshepçilik,sonra tarikat,sonra parti,sonra,abiler,ablalar,sağcılar,solcular,vs vs..lerein fikirlerinden kurulup bunlardan bu badirelerdein ARASINA SAKLATILMIŞ VE O KADAR KİRLİ BİLGİNİN İÇİNDE bulunan VAHİY İSLAMINA ulaşsın....

ve abdulhait kardeşle,kamer34beyfendi sizler BİLGİLİ OLARAK RABBİM SİZDEN BU BİLGİYİ ULAŞTIRMASINI istemekteyken SÖYLEYİN SİZ NE KADAR bilinçsizce müşrik durmuna düşen insanları uyardınız BUNU YAPIYORSUNUZ DA KALKMIŞ İNSANLARDAN SAKLANILAN İSLAMIN FARKINDA OLMAYANLARA KARŞI bilinçsizlik insanı MÜŞRİK YAPARI SAVUNUYORSUNUZ.

,
ha sakın YAPIYORUZ HER KARŞILAŞTIĞIMIZ AMELİ MÜŞRİK OLAN VE BUNUDA BİLİNÇSİZCE YAPIYORLAR VE BENDE UYARIYORUM DEMEYİN Kİ SİZLER BUNU DEMESSNİZDE YAPMADIKLARINIZI DİYECEK KADARDA CESARETLİ DEĞİLSİNİZ EMİNİM...


RABBİMİZ Bilenle bilmeyeni bile ayırıyor...

ZÜMER 9......BİLENLE BİLMEYENİN BİR OLMADIĞINIDA BELİRTİRKEN,

Ayrıca eli kitaptan bile aliimran 113,114,115 ayrımını yapıp SAMİMİ OLANLARI VE SALİH AMEL YAPANLARI AYIRIYOR,

Tamam BİLİNÇLİ BİRİNİN ŞİRK KOŞMASI HALİNDE AMELİNİN KUŞ KAPIYOR GİBİ OLMASI BEYANLARIDA VAR ama bu bilince bağlı bir durumdur ve peygambere hitap olarak peygamberde bildikten sonra ŞİRK koşarsan amelin kuş kapıyor gibi olur diyor rabbimiz...


Bununla birlikte, insanların hiç bir mazereti olmaması için ALLAH RESULLER de gönderir.[abdul hamitten alıntı]

Tamamda müslüman peygamber hayattamı ki siz bu yaklaşımla bunu almışsınız,peygamber hayatta olsaydı ve tebliğ devam etseydi biz niye bu konuyu istişare ediyorduk ki,Allah ve resulune sunardık çıkan kararada razı olurduk ve amel ederdik....

saygılarımla müslümanlardan...

MÜSLÜMANLARDAN ARKADŞIMDAN ALINTI

Benim açımdan eksik olsamda bu eksikliklerimi kuran ve peygamber pıratikliğinde araştırma yapıp bununlada devam ediyorum ,
MÜSLÜMANLARDAN ARKADŞIMDAN ALINTI

Müslümanlardan arkadaşım bir önceki yazımda Mehmet alagaşa cevap bölümünde demiştimki siz onun gibi yazarlardan çok daha samimisiniz benim gözüm de,neden bunu söyledim biliyormusunuz. İşte burda ki cümleniz ve buna benzer cümlelerinizden yola çıkarak sizin samami bir insan olduğunuz kanaatine vardım.İçiniz beni ilgilendirmez.bu cümleniz bana çok samimi çok dürüst bir ifadedir.

Müslüman karakterinin bir özelliğidir bu.ALLAH ne buyuryor bilirmusunuz mealen"" siz bildiklerini ile amel edin bilmediklerinizi biz size öğreteceğiz" her şeyi biz biliyoruz kaprislerine,her şeyi biz biliyoruz havalarına girmek bizim işimiz değil.Biz bildiklerimiz ile amel edeceğiz gerisi yüce mevlamızın vaadinde.


Yalnız KURAN SADECE SİZİN VERDİĞİNİZ BU KAÇ AYATTEN İBARET DEĞİL,

1.İnsanlardan saklanılan ve bunlarıda az bir paha karşılığı ile yapıldığı beyanları,

2.hakkı batılla gizleyenleri,

,ayrıca yaşadığımız coğrayada ve hatta dünya üzerinde bulunan milyarı aşan müslümanların kaçtanesi

Kurana ulaşmadan önce[ ki evinde asılı tuttuğu],ilk başta meshepçilik,sonra tarikat,sonra parti,sonra,abiler,ablalar,sağcılar,solcular,vs vs..lerein fikirlerinden kurulup bunlardan bu badirelerdein ARASINA SAKLATILMIŞ VE O KADAR KİRLİ BİLGİNİN İÇİNDE bulunan VAHİY İSLAMINA ulaşsın....

ve abdulhait kardeşle,kamer34beyfendi sizler BİLGİLİ OLARAK RABBİM SİZDEN BU BİLGİYİ ULAŞTIRMASINI istemekteyken SÖYLEYİN SİZ NE KADAR bilinçsizce müşrik durmuna düşen insanları uyardınız BUNU YAPIYORSUNUZ DA KALKMIŞ İNSANLARDAN SAKLANILAN İSLAMIN FARKINDA OLMAYANLARA KARŞI bilinçsizlik insanı MÜŞRİK YAPARI SAVUNUYORSUNUZ.
MÜSLÜMANLARDAN ARKADŞIMDAN ALINTI

Bak arkadaşım,dünyada kaç kişi müslüman olmuş,kaç kişi olmamış bizim işimiz değil.Bunların sayısının çokluğu ve azlığı da bizi ilgilendirmez.
Biz Mülsümanların aslı görevi
Önce MÜSLÜMAN olmak,sonra kendi ailemizin müslüman olmasını sağlamak,sonra en yakın akrabalarımızın müslüman olduğunu sağlamak,sonra çevremiz sonrada ALLAH,ın arzın da müslüman bir toplum meydana getirmek.ayeti okuyalım.

"" "Ey îmân edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennemden koruyun..."(1)
tahrim/6

Asl olan insan kalabalıkları değil,asl olan nerde ve hangi şartlar altında olursa olsun,insanın müsülüman kimliğini koruyabilmesidir.Yada asl olan müslüman olmaktır.

Eğer müslüman kimliğini kaybederse insan yapmış olduğu bütün ibadetler boştur.

ve abdulhait kardeşle,kamer34beyfendi sizler BİLGİLİ OLARAK RABBİM SİZDEN BU BİLGİYİ ULAŞTIRMASINI istemekteyken SÖYLEYİN SİZ NE KADAR bilinçsizce müşrik durmuna düşen insanları uyardınız BUNU YAPIYORSUNUZ DA KALKMIŞ İNSANLARDAN SAKLANILAN İSLAMIN FARKINDA OLMAYANLARA KARŞI bilinçsizlik insanı MÜŞRİK YAPARI SAVUNUYORSUNUZ.


şu satırları bir kaç kezdir yazıyorsunuz,ben kendi adıma söylüyorum.Şuna inanın ben hayatımda çok bedeller ödedim,hem maddi hem manevi olarak,hem çevreme,he yakın akrabalarıma,hem de tağutlara.Ve bu bedeli canım dahi olsa yine inşallah vereceğim.Bu bedelleri ALLAH için inancım gereği yaptım onları burada anlatıp ecrimi zayi edecek değilim.Size sadece bir anektot anlatabilirim.

Bundan yıllarca evvel,bir gün İstanbul Bağcılarda BEŞİR ERYARSUYUN bir sobetine katılmıştım.Onun sohbette söylediği bir söz vardı ki,o gün bügündür,o sözü hiç bir zaman unutamadım.BEŞİR ERYARSOY HOCA sohbetin bitimine doğru şöyle bir doğruldu dedi ki.

..ARKADAŞLAR BU DÜNYADA TERK EDEMEYCEĞİNİZ ŞEYLERE SAHİP OLMAYIN..

Evet bu söz çok anlamlı üzerinde her Müslümanın çok düşünüp durması lazım.Yarın bedir savaşı çıktığın da biz neleri terk edebiliriz neleri terk edemeyiz,bunun muhasebesini iyi yapmak gerekir.

Müslümanlardan arkadaşım benim şuan ALLAHa çok şükür terk edemyeceğim hiçbir şeyim yok.



RABBİMİZ Bilenle bilmeyeni bile ayırıyor...

ZÜMER 9......BİLENLE BİLMEYENİN BİR OLMADIĞINIDA BELİRTİRKEN,

Ayrıca eli kitaptan bile aliimran 113,114,115 ayrımını yapıp SAMİMİ OLANLARI VE SALİH AMEL YAPANLARI AYIRIYOR,

Tamamda müslüman peygamber hayattamı ki siz bu yaklaşımla bunu almışsınız,peygamber hayatta olsaydı ve tebliğ devam etseydi biz niye bu konuyu istişare ediyorduk ki,Allah ve resulune sunardık çıkan kararada razı olurduk ve amel ederdik....

MÜSLÜMANLARDAN ARKADŞIMDAN ALINTI

Müslümanlrdan arkadaşım bu iki cümleniz hakikaten ilimden uzak düşüncelerdir ama ben yinede bir kaç satırla cevap vermye çalışayım.bakın ehl-i kitap ile iligili örneğinizi ""dünyada insanın başına bela getiren KELİME.
Başlıklı yazımda uzun uzun anlattım ki yitiksevda arkadaşımızda bu konuyu iyice andınlattı sağolsun

Bak şimdi yahudi ve hıristyanların bu kadar pisliklerini hem günümüzde yaşayarak öğreniyruz hemde 1400 yıl evvel ALLAH kitabında bize bildiriyor.ALLAH onların bu pisliklerini bildiği halde onlara bir takım imtiyazlar tanıyor.
Maide suresi/ beşinci ayeti okuyun lütfen.Başka ayetlerde de onların içerisinde bazı hahamların rahiblerin kendilerini dine adadıklarını ve ALLAHın ayetleri okununca onların gözlerinden yaşlar aktığını görürsün der.
Bakın şunu biliyormusunuz bilmiyorum.Bir savaşa gideleceği zaman EFENDİMİZ (SAV) askerlerine şunları emir ederdi.
1-- savaşa katkıda bulubmyan kadınlara
2-- yaşlılara
3-- çocuklara
4-- ormanlık alanlara yada ağaçlara
5-- manastırlarda kendini ibatede adamış din adamlarına dokunmyacaksınız derdi.aklıma gelenler bunlar.

şimdi ALLAH ehl-i kitap arasında ayırım yapmış öyle ise bizde bu insanların arasında bunu yapalım gibi bir mantık doğru bir mantık değildir.
Ha şunu diyebiliriz,yaw namaz kılan,oruç tutan,samimi ama aldatılmış,aklınıda kullanamamış bu
inslanlarla daha çok ilgilenmek gerekir,derseniz bunda bir sakınca yok.Ama kalkıp bile bile onların, üzerinde bulunduğu,sapık inanç ve amellere islam demek,çok büyük vebal.Hem şirk işleyecek hem müslüman olacak bu çook ağır bir vebaldir.Bu Amerikanın ırakı işgalinden daha ağırdır yada İsrailin filistine yaptıklarından daha büyük bir felakettir.Çünki yeryüzünde en büyük zulüm şirktir.Biz önce biz önce şirk,e şirk demesini bileceğiz ondan sonra da onlara en güzel çekil de tebliğimizi yapacağız.

Öbür cümlenize gelince inanın o cümlenizin ilmen hiç bir değeri yoktur.Ama ben yinede bir kaç kelime ile özetleyeyim.Önceki yazımda ben şöyle demiştim EFENDİMİZ (SAV) bugünki insanlara onların geçmeişteki ve gelecekteki zürrüyetlerine elçi olarak gelmiştir.sanırım siz buna cevaben şöyle diyorsunuz.

Tamamda müslüman peygamber hayattamı ki siz bu yaklaşımla bunu almışsınız,peygamber hayatta olsaydı ve tebliğ devam etseydi biz niye bu konuyu istişare ediyorduk ki,Allah ve resulune sunardık çıkan kararada razı olurduk ve amel ederdik

Bakın müslümanlardan arkadaşım,biz Peygamber konusunu daha önce derinlemesine işlemiştik.Peygamberin helal haram koyma yetkisi varmı başlıklı konu tartışılırken Peygamberin nerdeyse tüm vasıfları işlenmiş idi o zaman.

Ne demiştik Kuran evrensel olduğuna göre sünnet de evrenseldir.Peygamberin çağımızda yaşamaması onun bize (yani günümüze)elçi olarak gönderilmediği mantığı HALUK GÜMÜŞTABAK arkadaşımıza aittir.O mantığında kuran ile heç ama heç bir alakası yoktur


وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط
Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım
bir tağut un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.
Şehid Seyyid Kutub

NOT: Müslümanlardan arkadaşım ehl-i kitap hakkındaki yazınızı bekliyorum

BEDİİ HAMİT 08 Ocak 2011 16:50

Alıntı:

Tamamda müslüman peygamber hayattamı ki siz bu yaklaşımla bunu almışsınız,peygamber hayatta olsaydı ve tebliğ devam etseydi biz niye bu konuyu istişare ediyorduk ki,Allah ve resulune sunardık çıkan kararada razı olurduk ve amel ederdik


Tebliğ, taa Adem as dan günümüze kadar ve hatta kıyamete kadar devam edecektir. Tebliğ yapanlar sadece peygamberler değildir.

SORU: UYARICI VE REHBERLİK GÖREVİNİ YAPANLAR SADECE PEYGAMBERLER Mİ OLMAKTADIR ?

GÜNÜMÜZDE DE UYARICILIK VE REHBERLİK GÖREVİNİ YAPANLAR VAR MIDIR YOK MUDUR ?

SORUYU CEVABLAMADAN ÖNCE ÇOK ÖNEMLİ GÖRDÜĞÜM BİR AYETİ YAZMAK İSTERİM

ENAM-19 De ki; "En büyük şahitlik kiminkidir?" De ki; "Benimle sizin aranızda ALLAH şahittir. Bu Kur'an, gerek sizi gerekse ulaştığı herkesi uyarayım diye bana vahyedildi, sizler ALLAH ile birlikte başka ilâhlar olduğuna mı şahadet ediyorsunuz?" De ki; "Ben buna şahadet etmem; 'De ki; "O tek bir ilahtır ve ben sizin O'na koştuğunuz ortaklardan uzağım "


Bu Kur'an, gerek sizi gerekse ulaştığı herkesi uyarayım diye bana vahyedildi

ALLAH PEYGAMBERİ İÇİN DİYOR Kİ,

BU KURANI SİZE VE ULAŞTIRDIĞI HERKESİ ONUNLA UYARMASI İÇİN ONA VAHYEDİLDİ.

PEYGAMBER ULAŞTIRABİLECEĞİ KADAR ULAŞTIRDI MÜJDELEDİ , UYARDI VE TEBLİĞ GÖREVİNİ YAPTI.

YA PEKİ ULAŞAMADIKLARINA ! PEKİ YA BUNDAN SONRASI

Kimlere ulaştırılacak ? Kimlere ulaşacak ? Kim ulaştıracak ve Nasıl ulaşacak,
günümüzde bu vazifeyi ( Uyarıcılık görevini ) yapacak olanlar var mıdır ? Varsa kimlerdir ?

KURANDAN HABERSİZ, TEBLİĞ EDİLMEYEN KULLARA BU KURAN NASIL ULAŞACAK, NASIL ULAŞTIRILACAK ?

YUSUF-108- Ey Muhammed, de ki; "İşte benim yolum budur, ben inandırıcı kanıtlar göstererek insanları Allah'a çağırırım. Bana uyanlar da öyle yaparlar.( Ben ve bana uyanlar böyleyiz ) (ÇOK ÖNEMLİ AYET; bana uyanlar nasıl yapar ? Cevab:( Allahın emrini tebliğ eder ve ettirir ) Allah'ı her türlü noksanlıktan uzak tutarım. Ben Allah'a ortak koşanlardan değilim.


Ey resulüm! Seni bütün insanlara elçi gönderdik. Allah’ın buna şahit olması yeter de artar! [2,124; 7,113; 8,27; 42,30]

Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir. (Nisa Suresi, 165)

De ki: Ey insanlar, ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi Allah’ın elçisiyim." (A’ raf:158.)

"Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik." (Sebe: 28.)

Dolayısıyla ayetin muhatabı sadece O topluluk değil tüm insanlık ve yeryüzündeki tüm topluluklara bir hitaptır ki, Babaları son kitap olan kuran hükümleri ile uyarılmamış ve bu yüzden tüm topluluklar gaflet halinde kalmış, Kurandan ve onun hükümlerinden habersiz yaşayan gerek bu toplumu ve gerek yeryüzündeki tüm toplulukları uyarman için bu kitap sana indirilmiştir.

YUSUF-108- Ey Muhammed, de ki; "İşte benim yolum budur, ben inandırıcı kanıtlar göstererek insanları Allah'a çağırırım. Bana uyanlar da öyle yaparlar.( Ben ve bana uyanlar böyleyiz ) (ÇOK ÖNEMLİ AYET; bana uyanlar nasıl yapar ? Cevab:( Allahın emrini tebliğ eder ve ettirir ) Allah'ı her türlü noksanlıktan uzak tutarım. Ben Allah'a ortak koşanlardan değilim.

kamer34 08 Ocak 2011 17:48

SELAM HİDAYETE TABİ OLANLARA

Sorular...

1. Türkiyede oy kullanmak şirk midir kullananlar müşrik mi olur,

2.Varlığım türk-kürt vaya başka bi varlığa armağan olsun demek şirk midir bu fiili yapmak için çocuğunu okula gönderen mesul ve müşrik midir?

3.Tağuta askerlik yapmak şirk midir kişiyi müşrik yaparmı...

4.İslam dininden başka bi din arayıp onlarla Diyalog arayışında olmak şirk midir,kişiyi müşrik yapar mı,

5.Tarikatlardaki,yapılan zikir,dua,aracıkılmak,el tutma,tövbe verme,bu günkü yapılanlarla bunlar şirk midir kişiyi müşrik yapar mı...

(MÜSLÜMANLARDAN ALINTI)

Sormuş olduğunuz sorulara cevap vermek,kime ne kadar fayda sağlayacak onu bilemiyorum.
Fakat sorular günlük hayatta karşılaştığımız bazı meselelerin ta kendisi.Ben elimden geldiğince az ve öz cümlerle bunlara cevap vermeye çalışacam İnşallah.

Benim şahsen İslama bakış açım sadece bir mahallenin yada bir şehrin yada bir ülkenin sınırları içerisinde değil.Çünkü islam evrensel bir dindir.Türkiye coğorafyasına hitap ettiği gibi Amerika çin rusya almanya kısacası dünyanın bütün coğorafyalarıına hitap eder.Eğer islamı bir mezhep bir tarikat bir ekol bir parti yada bir ülkenin sınırları içine hapis ederseniz sizin din anlayışınız evrensel olmaktan çıkar.

CEVAP_1__Sorularınıza gelince ALLAH'ın hükümleri ile hükmetmeyen yani anyasasını islam huku islam şeriatı üzerine kurmayan bütüm rejimler tağuttur.kişi Müslüman olabilmesi için tağutu red etmek zorundadır.Kim tağutu
red etmeyip tam tersi malı ile canı ile varlığı reyi ile tağuta destek verir ise evet şirk işlemiş olur.Bu dünyanın neresinde olursa farketemz.Bu şirki işlyen kişide islama göre MÜŞRİK olur.

CEVAP_2__Her fiil şirk değildir,şirkin tanımı kısaca şöyle özetlenebilir.ALLAH'ın zati sıfatlarının herhangi birini mahlukata vermek.Örneğin dua ibadet Kanun koyucu sığınmak yardım istemek(manevi)korkmak(fitri korku hariç) vs vs bunlardan birini yaratılmışa tanımak şirktir.ben her ne kadar fazla kürtçe bilmesem de doğu kökenli bir insanım kürtçede bu kelime şöyle kullanılır.ŞERİK denir.yani herhangi biri ile iş veya aş ortaklığı kurulduğu zaman ona yani ortağına ŞERİK-E MIN (benim ortağım) diye kullanılır. ALLAHA ortaklar türettiğin vakit şirk işlemiş olursun bu fiil İnsanı islam dininden çıkarır.Varlığım oraya yada buraya (isimler öenmli değil) armağan olsun olsa olsa büyük günahlardan olur.Ancak Müslüman varlığını ALLAH yoluna msülümanlara ve islamın hakim kılınması için armağan eder.aksini düşünmüyorum.Sanırım imam ŞAFİ-İ olmasın lazım şöyle bir fetvası vardır.Müslümanın malı kafirlein eline geçme tehlikesi var ise bu durum Müslüman için ikrah sebebidir demiştir.

CEVAP_3__Tağutlara askerlik yapmak şirk değildir.Tağutlara askerlik yapmak KÜFÜRDÜR.Küfür şöyle tanımlanabilir.Peyganberleri inkar etmek onları dinlememek,onlara sövmek onlara sövmek (bu kaideler melekler içinde böyledir.)kafirlerin saflarında yer almak onları dost edinmek vs vs kısaca bu ve buna benzer filleri işlemek küfürdür,insanı islam dininden çıkarır kafir yapar.TAĞUTA askerlik yapmakta bu kapsamdadır.Fkat illaki bu fiillleri işmesi şart değildir bu fiillerin yapılabileceğine inanmakta aynı hükümdedir yani kafirliktir.
Ama islamda şöyle bir kaidede vardır.eğer kişi gücünü aşan bir durum ile karşılaşır ise islamda haram olan şeyler helal kılınır.bunda islamda İKRAH terimi ile isimlendirilmiştir.tıbkı AMMAR bn YASİR in durumu gibi.

CEVAP_4__İslam dininden başka bir dinin kabul edilmeyeceğini kuran okuyan herkes bilir.Bur daki sorunuz o malum kişiye dir sanırım.Ben zaten bütün yazılarımda o alim bozuntularının Müslüman olmadığını yazıyorum arif olan anlar.Dedim ya isimler çokta önemli değil.Önemli olan insanların düşünceleri ve yaptıklarıdır.Biz zahire bakar zahire hüküm ederiz.İçindekiler beni ilgilendirmez.Semavi dinleri birleştirmeye çalışmak şirk değil ancak küfür olur kanımca.

CEVAP_5__İslam dışı partiler mezhepler fırkalar tarikatlar belki ileri ki zamanda bu terimlere başka terimlerde eklenecek onu bilemiyorum bunların hepsi red edilmesi gerekir.bu islam dışı fırkaların (ki bunlara din diyebilir) içine girmek onlar gibi düşünmek onlar gibi ibadet etmek evet insanı kafir yapar.Her ne kadar yapmış oldukları bazı ibadetlerinin islama uygun olsa bile.yinede onları kafir olmaktan kurtarmaz.
zikir dua aracı kılmak el tutma tevbe kabul etme bu filler ALLAHIN zati sıfatları ile doğrudan bağlantılı olduğu evet ŞİRKTİR insanı islam dininden çıkarır MÜŞRİK yapar.Yalnız el tutmayı bunun dışında tutmak lazım
El tutma islamda var buna biat denir.

وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط
Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım
bir tağut un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.
Şehid Seyyid Kutub

ALLAHA EMANET OL VE OLUN

BEDİİ HAMİT 08 Ocak 2011 17:59

Müslümanlardan kardeşim, sorduğunuz soruların her biri ayrı bir konu başlığıdır. Her birini izah edecek olursak bu sutunlar yetmez.

Birinci soruya hayır diyorum. Hayır şirk değildir. Oy kullananlar da müşrik olmaz. Eğer müşrik olunuyor ise ben oldum demektir. Çünkü ben her seçimde oy kullanırım. Açıklayacağım Sebebleri ise ayrı bir konu başlığıdır.

Diğer sorularınıza vereceğim cevap ise Kamer 34 kardeşimizin verdiği cevap gibidir. Bir farkla ki, Ancak küfür de şirk kavramı içinde değerlendirilir.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

kamer34 08 Ocak 2011 20:31

Alıntı:

bedii hamit Üyemizden Alıntı (Mesaj 112009)
müslümanlardan kardeşim, sorduğunuz soruların her biri ayrı bir konu başlığıdır. Her birini izah edecek olursak bu sutunlar yetmez.

Birinci soruya hayır diyorum. Hayır şirk değildir. Oy kullananlar da müşrik olmaz. Eğer müşrik olunuyor ise ben oldum demektir. çünkü ben her seçimde oy kullanırım. Açıklayacağım sebebleri ise ayrı bir konu başlığıdır.

Diğer sorularınıza vereceğim cevap ise kamer 34 kardeşimizin verdiği cevap gibidir. Bir farkla ki, ancak küfür de şirk kavramı içinde değerlendirilir.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]



selam:bedii hamit arkadaşım


küfür de şirk kavramı içinde değerlendirilir sözünüz doğrudur.
ben sadece sözlük manasında açıklamaya çalışmıştım.

tabi ki doğrudur küfür ve şirk terimleri kafirliği ifade eder.

bu terimleri kısa cümlelerle açıklamaya çalışınca haliyle yanlış anlaşılmalara da sebebiyet verir.

bedii hamit arkadaşım şu tağuti rejimlerde rey kullanmak şirk değil cümlenizi biraz

aydınlatarsanız ve açarsanız sevinirim

teşekkür ediyorum.

Yitiksevda 08 Ocak 2011 23:23

Öncelikli olarak TAĞUT kavramını vermeye çalışayım daha önceden yazmış olduğum bir makalemden alıntı yaparak.

Rahman ve Rahim olan ALLAH'ın adıyla.

Evvela tağut’un kelime anlamına bakalım.
"Allah'ın indirdiği hükümlere karşı gelen ve onların yerine geçmek üzere sahte din ve sapık düzenler icat eden herkes ve her şey tağuttur."

Allah'ın dinine ve Kur'an disiplinine aykırı olarak, bozuk ve batıl şeyler uyduranların insan veya şeytan olması tağutun mahiyetini değiştirmez.

Bir memleket’te hırsızlık,adeletsizlik,fuhuş,faiz,zulüm vs şeyleri yapan veyahut destekleyen insanlar ALLAH’ın indirdiği hükümlere karşı gelmekle tağut’lar zümresi içinde olmaktan kaçınamazlar.

Müslüman’ın dediğimiz vakit ,imani olarak tağut’u ve destekcilerini reddetmek vazifemiz olmalı ve kendimize şiar edinmeliyiz.

Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp ALLAH'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. ALLAH, işitendir, bilendir.
(BAKARA SURESİ 256)

ALLAH, iman edenlerin velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkâr edenlerin velileri ise tağut'tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır. (BAKARA SURESİ 257)

Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar, tağuta ve cibt'e inanıyorlar ve diğer inkar edenler için: "Bunlar, iman edenlerden daha doğru bir yoldadır" diyorlar.
(NİSA SURESİ 51)

cibt " İnsanları Haktan saptıran kahin ve sihirbazlar ve batıl yollar uyduran "düzenbazlar" dır.

Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut'un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister.
(NİSA SURESİ 60)

İman edenler ALLAH yolunda savaşırlar; inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır.
(NİSA SURESİ 76)

De ki: "ALLAH katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? ALLAH'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır."
(MAİDE SURESİ 60)

Andolsun, biz her ümmete: "ALLAH'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine ALLAH hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.
(NAHL SURESİ 36)

Tağut'a kulluk etmekten kaçınan ve ALLAH'a içten yönelenler ise; onlar için bir müjde vardır, öyleyse kullarıma müjde ver.
(ZÜMER SURESİ 17 )

KURAN’i kerimde müminler için apaçık olarak, belirtilen tağutlara karşı yapabileceğimiz öncelikli görevimiz ALLAH’ın kitabı KURAN’i kerimin arapçasını bilmiyorsak meal’ini yada tefsirini okumakla bize söylenmek istenen hakikatleri anlamaya gayret ederek mümin kullar arasında yerimizi alabilmeliyiz.

Biz kendi kitabımız olan KURAN’ı anlamadıkça ,ve anladıklarımızı anlatmadıkça hayatımıza yön verecek olan uygun prensiplerle, yaşamadıkça layık olduğumuz şekillerde yönetilmeye mahkum oluruz. Örnek olarak bir üniversite ,veya herhangi bir sınava, hazırlandığımızda kitaplara ,çalıştığımız kadar ömrümüzde hiç olmassa bir defa, KURAN’i kerimin anlamını anlayarak okur isek gerçek manada hakka yönelmemize vesile olacaktır .

Mü’minim diyen ülkemizde insanlara sorulacak şu soru karşısında inşallah yanılıyorumdur! KURAN hakkında soruların çoğuna cevap veremeyiz, çünkü onun hükümlerini kendi hayatımıza aksettirmedikçe anlamamızda imkansız olur.

ALLAH bizi yüce kitabı olan KURAN’ı hakkıyla anlayıp anlatanlardan eylesin haydi hep beraber yüce kitabımız olan KURAN’ı kerimi okuma seferberliği başlatalım müslümanın müslüman dan başka dostu yoktur yakin tarih göstermiştir.KURAN'ı iyice anlayabildiğimizde tağut'ları ve destekçisi olanları daha iyi anlamaya muktedir olabiliriz.

Bilgiden ne bekliyoruz ?
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Yitiksevda 09 Ocak 2011 00:01

İslami akideye ters düşenlere nasıl tebliğ edilmeli ?
 
Müslümanların çoğunluğunda İslam akidesine göre bir çok yanlışlar görülebilmektedir.İslami davranış olmayan ters hareket ve davranışlar sergiledikleri görülebilir.İslama ters düşen uygulamaların kişileri İslamdan çıkarmadığı bilinmelidir.Çünkü genel kabule göre bu konuda yanlış bir algılama mevcuttur yani İslam’dan çıktığına kanaat getirilmektedir.Hakikatte ise Yapılan tavır ve Davranışlar İslam’dan çıkarmaz,Ama İslami Şahsiyete uygunluk Şiarına ters düşer.

Gerçekte ise, Müslüman’ların tavır ve davranışlarındaki hatalar onlara Ameli yönden zarar vermektedir.İslami bir hayat gayesi taşımayan kişiler Nefisleri ve Şeytanların musallat olması ile Kalpleri İslama karşı katılaşabilir bu tezahhür sonucu İslam’a ters düşen işler yapabilir.Bu tür hatalı davranışlar sergileyen Müslüman’lara İslam dışı bir şahsiyete sahip olduğunu söylemek doğru olmaz.İslam’ın emir ve yasaklarında asi davranış sergilese dahi İslam’ı benimsediği müddet zarfınca İslam’dır.

Allah’a ve İslam dininin Esaslarını benimsedikçe İslam akidesine ters düşen düşünce ve eylemlerinde Fıska düşsede İslam’dır
İslam inancını benimsediği halde söz ve amellerinde İslam inancını terk etmedikçe Müslüman’dır.Eğer İslam akidesinden uzaklaşırsa o vakit İslam olmaktan çıkar.

Böyle Fısk ve dalalette olan kişiler İslam olsa dahi İslami Şahsiyete sahip olmadıkları söylenebilir çünkü ameli yönüyle İslam akidesine uymamaktadır.Bu tür ameli yönden Allah’ın emir ve yasaklarına uymayarak yaşam sergileyen kişilere yaklaşımımız Asi biriymiş gibi olmamalıdır.Bunlara davranışları sebebiyle kınanabilir.

Burada anlatmak istediğim yaklaşım tarzımız İslami usul ve kaidelerce olması yani Davranış bozukluğu sergileyen Kişilere Mürted damgası vurmamaktır.Çünkü İslam ceza Hukuku bu tür kişileri cezalandırma ile uyarır.Resulullah döneminde bu tür olaylar meydana gelmiştir.
Örnek verecek olursak Peygamber efendimiz Bazı Sahabelerin düştükleri hatalardan dolayı onları dışlamamıştır.

Sahabeden Hatıb b. Ebi Beltaa Resulullah’ın Kureyşlilerle savaşacağı haberini Kureyş kafirlerine göndermişti. Resulullah,bir konu hakkında kendisiyle konuşmakta olan kadına, Fadl b. Abbas’ın şehvetle üst üste baktığını görünce Fadl’ın yüzünü eliyle başka tarafa çevirdi. Resulullah kendilerini terk etmeyeceğine dair Ensar’la biatlaştığı halde, Mekke”nin fethedildiği sene Ensar, Resulullah’in kendilerini terk edip ehline (Mekke’ye) döneceğini konuşuyorlardı. Huneyn’de ise Sahabenin büyükleri bile savaşın ortasında az bir grupla birlikte Resulullah’ı bırakarak kaçtılar. Bu tür olaylarda Peygamber efendimiz onları dışlamamıştır.

Bizler Peygamber efendimizi örnek aldığımızı iddia ediyor isek!.Allah’ın emir ve yasaklarına ters düşen uygulamaları yapan kişelerin beşer olduklarına bakarak,hata yapabileceklerini bu hatalarının onları İslam’dan çıkarmadığını idrak edebilmeliyiz.

Bu tür İslam İtikadine ters uygulamalar yapan kişilere bakış açımız Allah’ın hükümlerine göre cezalandırıldıklarına kanaat getirerek (İslami yönetimlerde İslam hukuku uygulanabilir.) Çünkü İslam hukukuna göre cezayı tatbik edecek Devlettir (İslami devlet) bu tür kişilerin davranış bozukluklarına düşmemeleri için görevimizi yerine getirebilmeliyiz.Adam harcamak kolay da Kazanmak o kadar kolay değildir bu gerçeği göz önünde bulundurarak İslam tebliğcileri görevimizi hakkıyla yerine getirmek zorundayız.

(Daha önceden yazdığım başka bir makalemden Alıntı)

Yitiksevda 09 Ocak 2011 02:24

İnsan neye inanıyorsa ona itaat eder ?
 
İnsanlar neye nasıl inanıyorsa hayatları boyunca o inandıklarının uğrunda bir yaşam gayesi ile yaşamaya çalışırlar.Fıtratımız gereği bir şeye inanmak insanlığın temel isteklerindendir.Asırlar boyunca farklı fikirler inançlar ideolojiler varolmuştur.Toplumlar azgınlaşıp asi oldukları vakit Allah beşere yol göstermek için Elçilerini göndermiştir ve İlahi emirleri iletmesi ile Sapmış olan beşere yol gösterici olmuştur.

Seçilmiş olan tüm Elçiler vazifelerinin idrakinde Tebliğ görevlerini yerine getirmişlerdir.Son Peygamber olarak İnsanlığa yol gösterici olan Hz Muhammed (s.a.a) Efendimiz son Din olarak İslam dinini Tebliğ ve uygulaması ile bizlere Tamamlanmış eksiksiz bir din mirası bırakmıştır.

Bizler İnancımız gereği Allah’ın Emir ve Yasaklarının tümüne Parçacı yaklaşımlar sergilemeden çünkü parçacı yaklaşımlar ile ‘’Yahudi ve Hıristiyanlar’’ kendilerine verilmiş olan Kitapları kendi heva ve hevesleri uğrunda tahrif etmişlerdir.Müslümanlara düşen gören Kuran’daki Ehli kitap ayetlerinin ne anlama geldiklerini iyice kavramak ve neden bu kadar üzerinde durulduğunu idrak ederek hayatlarına yön vermektir.


İnandığımız ve İman ettiğimiz Allah’ın Emir ve Yasaklarını hayatımızın ana kuralları olarak benimsediğimiz vakit ne tür sorumluluklar ile kabul ettiğimizi ve uyduğumuzu sorgulayabilmeliyiz.Kuran’i kerimi İlk neslin anlayışı ile bizim anlayışımız farklıdır.Şöyle ki onlar Önce İman ile daha sonra Kuran ile tanışmışlardır.Bizler ise önce Kuran sonra İman ile tanışıyoruz, aradaki fark çok önemli Kuran’i kerimin genel hitabına baktığımızda Önce Allah’a Tevhidi bir inanç ile inanmayı ve Bu inanç ile İman etmeyi İman ettikten sonra Amel etmeyi emretmektedir.İnandık ve İman ettik sözü laf olsun diye söylenecek bir şey değildir İnanmak ile İman etmek farklı şeylerdir,İnandığını söyleyen kişi bu inancını İman ederek eyleme dökmek ile mükelleftir.

Siz ey imana ermiş olanlar! Derin bir duyarlıkla Allah'a karşı sorumluluğunuzun hakkıyla bilincinde olun ve O'na kendinizi yürekten teslim etmeden önce ölümün sizi alt etmesine izin vermeyin.
(Ali İmran 102)

Siz ey imana ermiş olanlar! Allaha, Peygambere ve aranızdan kendilerine otorite emanet edilmiş olanlara itaat edin ve herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allaha ve Peygambere götürün, eğer Allaha ve Ahiret Gününe (gerçekten) inanıyorsanız. Bu (sizin için) en hayırlısıdır ve sonuç olarak da en iyisidir.
(NİSA 59)

İnancı gereği söz verip İman ettiğini beyan ettikten sonra gereği olanları yapmamak kişiyi İmani noktada sabit kılmaz,İnanmak Eyleme dökmektir Ameli ile ispatlamaktır. Kuran’i kerimde Allah’ın bizlere Din olarak İslam İsmimiz olarak Müslüman demesi bizler için onur duyacağımız bir İzzet ve Şeref sembolüdür.Son din olarak İslam’ın gelmesi ile Bütün inanç sistemlerinin geçerliliği kalkmıştır,Son din son kitap ve son Peygamber İslam dinini benimseyenlere gelmiştir.Allah bizlere Onurumuzu ve Şerefimizi korumamız için Kuran’i kerimde Allah’a ve Resulüne uymamızı emretmiştir.

İnandığını İman ettiğini İslam olduğunu Müslüman olduğunu söyleyen herkesin sorguya çekileceği tek şey Kuran’ın Emir ve Yasaklarıdır.Kuran’a uymak Allah ve Resulüne uymaktır.Bunun dışında kalanlara uyma şartı Kuran’a uygunluğudur eğer uymuyorsa Uyma diye bir zorunluluk yoktur.

Şimdi şu hesaplaşmayı kendimiz ile yaptığımızda söylemlerimiz ile eylemlerimizin ne olduğu ortaya çıkar.

Allah’a ve Resulüne ne kadar uyabiliyoruz?
Müslümanlar olarak Allah’a ve Resulüne ne kadar bağlıyız?
Allah ve Resulüne uyma adına aracılara gerek var mı?
İman ettiğimizi iddia ettiğimizde İmanın mecburiyetleri hususunda ne kadar İzzetli ve Şerefli bir duruş sergileyebiliyoruz?
İnandığımız ve İman ettiğimizi ispata gelince ne kadar İhlaslı Şirksiz ve Riyasız bir Amel sergileyebiliyoruz?
Biz Müslümanları inanmayanlardan ayıran özelliğimiz İnanmak İman etmek ve Eyleme dökmektir ne kadar başarabiliyoruz?

Ehli kitapta Allah’a inandığını söylüyor bizleri onlardan farklı kılan Allah ve Resulüne uymaktır.Amelsiz bir İnanma ve İmanın Yahudi ve Hıristiyan’dan ne farkı olabilir düşünelim.İnanma ve İman İle Müslüman olduğumuzu İlan ettiğimiz an Her ortamda ve Şartta İmanımızın gereği Müslüman olduğumuzu Amellerimiz ile Eylem dökebilmektir.İman ettiğini ve İslam olduğunu söyleyen şahıslar,İnancının Emir ve Yasaklarını Amelleri ile hayatına hakim kılmak zorundadır.İman sözle söylenip sonra da kenara konulacak kadar ucuz ve sıradan değildir.

Dünyadaki farklı inanç sahipleri Hakk olmadığı halde İnancımız bu diye haykırabiliyorsalar!Bizlerde Allah’ın bizlere verdiği Kuvvet ile Dünyaya ve tüm Zalimlere karşı Müslüman olduğumuzu İmanımızın gereği haykırabilmeliyiz,Müslüman olanlar Zalimler karşısında Müslümanlıklarından korkmamalı.

kamer34 09 Ocak 2011 20:08

Haksızmıyım arkadaşlar
 
SELAM

Tağut kelimesini Mevlüt arkadaşımız yukarıda tanımlamıştır.Bunu ben tekrar tanımlamaya girmeden tağutun bir anlamının daha üzerinde durmak istiyorum.

Tağutun bir anlamıda haddi aşmaktır kime karşı ALLAH,a karşı.ALLAH,a karşı haddi aşanlar asla ve asla ne bu dünyada nede ahirette mutlu olamayacaklardır.

Bakara/256. ayette de belirtildiği gibi ALLAH,a iman ancak tauğutu yani haddi aşanları red etmekle başlar.
birde zümer suresini bir bakalım

Tağut'a kulluk etmekten kaçınan ve ALLAH'a içten yönelenler ise; onlar için bir müjde vardır, öyleyse kullarıma müjde ver.
(ZÜMER SURESİ 17 )


Bu ayette tağuta kulluk etmekten söz etmektedir.Kulluk kelimesi islami bir terim olup çok geniş manada kullanılşmıştır.Bu terimi inşallah ileriki günlerde işleriz.Peki tağuta kulluk sadece ona ibadetlerimizi sunmaktanmı ibarettir,yoksa başka anlamlarada geliyormu herkesi bunun üzerinde düşünmye davet ediyorum.

Ayette tağuta bazı kimselerin kulluk yaptığı vurgulanmakta müslümanların bu konuda dikkatli olmalrı istenmektedir.

Bugünki tekvir meselesi adlı yazımda belirtiim.Elbetteki iman etmiş insanların bazı islamı yükümlükleri yerine getirmedikleri takdirde islam dan çıkmyacaklarını uzun uzun izah etmeye çalıştım.Burada sorun şu.Müslüman dediğimiz insanların islama girip girmediği meselesidir.Emevi hanedanı dönemlerinde halkı müslüman yönetimleri yezidi zalim alçak Allah,tan korkmaz tağuti rejimlerle idare edilirlerdi.Bütün askeri kuvvetleri elinde tutan emevi hanedanları (bu tağutlar) müslüman olan halkların üzerine büyük baskılar uygulayarak onları bir takım islami yükümlükleri yaşanamyacak hale getirmişlerdi.

Biz burada kalkıpta emevi hanedanı tağut idi o halde yönetim altındaki halklarıda bazı islami yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için kafir olmuşlardır demiyoruz.Bizim bazı arkadaşlarımız her nedense ısrarla şunu ön plana çıkrmaktadırlar.Müslüman fısk işleyebilir bir takım dinden çıkarmayan islamın yükümlülüklerini yerine getirmyebilirler bu onları dinden çıkarmaz vurgusu yapılmaktadır.Amenna

Halbuki günümüz tağutları ve bu tağutların boyundurukları altında adı islam olan toplumlardan söz ediyoruz.Günümüz tağutları emevi sultası gibi insanları zorla askeri gücünü kullanarak kendilerini boyunduruk(kulluk) altına almıyorlar.Yani seçme ve seçilme demokrasi safsatası ile boyunduruğu altına almak suretiyle kendilerine kul köle yapmaktadırlar.İşte kulların kullara olan kulluğu bu.

Günümüzde her ne kadar emevi sultası gibi yahudi hiristiyanları ve askeri gücünü arkasına alarak güçlerini adı islam olan insanların üzerine yezidi bir anlayışla,kullanabilen emevilere benzer tağuti rejimler varsa da bu durum yinede ordaki yaşayan bu hakları maruz kılmaz.Ancak ebuzer gibi tağutlara karşı isyan bayrağını açmadıkça bu tağutlara her yerde,her platformada,her ortamda direnişini göstermedikçe,siz istediğiniz kadar onlara islam (müslüman) deyin.Onların islam dininin karşısındaki sıfatı değişmez.

Yine bazı arkadaşlarımız peygamber (sav) döneminde bazı sahabilerin islam ahlakına uymayan bir takım davranışlardan örnekler versede o örneklerin konumuz ile bir bağlantısını anlıyabilmiş değilim doğrusu.
Evet kişi

""lailaheillallah"" derse(kurani ölçülere göre) o kişi kolay kolay dinden çıkmaz.Bu doğrudur.Mesele o kişinin ""lailaheillallah"" deyip demediğidir.Ben şahsen demedği kanısındayım.Yahudi ve hıristiyanları kendisine dost edinmiş onların saflarında yer alarak kendi kardeşim dediği toplumlara bonbalar yağdıran conileri tonileri maykılları kendi müslüman kardeşim dediği bacım dediği kadınların ırzlarını onlara peşkeş çekenler benim kardeşlerim olamazlar hele dinde kardeşleim hiç olamazlar.Siz ırakta o conilerden kaç tane kadının hamile kaldığını biliyormusunuz.

Bu nasıl bir anlayış akıl erdirmek mümkün değil

Bu tarz bir islam anlayışın da kesinlikle sakatlık vardır.Daha evvelde söylemiştim işe vahyin ilk indiği andaki gibi başlamak gerekir.

İnsanlar yeniden 0 dan islama davet edilmeli bu davete icabet ednlerilere de kesinlilikle kucak açılmalı ve asla harcanmamalıdırlar.

BAZI ARKADAŞLARIMIZ KONULARI MÜLAZA EDREKEN İŞİ ŞAHSİLEŞTİREREK ELEŞTİRİ DOZUNU HAKARETE VARACAK SEVİYELERE GÖTÜRMEKTELER BU TUTUM YANLIŞTIR.

Bizim hayatı hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığımız insanlara yönelik cümleler kullanırken islami bir ahlak içerisinde eleştirimizi yöneltmemiz lazım.Biz burada ve günlük hayatımızda bu mesleleri eğer konuşur bunu hayatımıza da aktarabilirsek o zaman inanın göreceksiniz bu zillet daha uzun yıllara varmadan ortadan kalkcaktır.

Beni mutlu eden durum artık gençlerimiz allahın kitabını tozlu raflardan indirerek onun hükümleri kunusnda kafa yormaktalar. Bu çok umut verici birşey.aramızda ciddi ihtilaflar olabilir problemler de olabilir ben inanıyorum ki bu dinamik beyinler bu işinde üstesinde geleceklerdir.

Benim en çok korkutğum bilinçsiz halk yığınları ve siyonistlerin bizim gibi düşünen ama bizden olmayan satılmış beyinleri içimize sokarak bize vercekleri zararlardır.Bizim bunlara karşı çok dikkat etmemiz ve satılmış beyinleri içimize almammamız gerekir.

Müslümanlardan arkadaşım cümlelerinize lütfen dikkat edin ben size,şahsınıza,ailenize hiç bire şekilde hakarate varan bir tek cümle kullanmadım.

Lütfen sizde gerek benim gerek diğer arkadaşların yazılarına cevap yazarkan işi şahsileştirmeden hakarete varacak cümleler kullanmadan fikirlerinizi beyan edin.Bütün fikirlere açık olalım ki biran önce aramıdaki bu ihtilafları ortadan kaldırabilelim
Haksızmıyım arkadaşlar


وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط
(Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım
bir tağut’un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.)
""Şehid Seyyid Kutub""



ALLAHA EMANET OLUNUZ

kamer34 09 Ocak 2011 20:17

Beddi hamit arkadaşım sisizn rey kullanmak hakkındaki yazınızı dört gözle bekliyorum

Yitiksevda 09 Ocak 2011 22:13

Bazı kimseler «Allah'a ve Peygamber'e inandık ve direktiflerine uymayı kabul ettik» derler. Fakat bazıları bu sözlerinden sonra sırt çevirirler.
Bunlar mü'min değildirler
(Nur/47)

Biz Müslümanlar olarak, kurtuluşumuz için bugün insanların çoğunluğunun uygulamış olduğu bin-bir çeşit, hile, tezgâh, yalanlama, güzel görünümler, araya vasıtalar koyma, infaksız bir yaşam, gibi yanlış inanç ve eylemler ile değilde, İnsanın vahiy ile ortaya koyduğu Müslümanların diliyle “İman Ettim” demesi ile birlikte ibadet ve amelleri yapmasını zorunlu kılar.

Sorumluluk bilinci ile Ahirette çetin bir hesabın olduğunu unutmadan, Bizi başarıya ve kurtuluşa eriştirecek olan Amel ve Allah’ın rahmeti ile, her şart ve ortamda dosdoğru bir yol izleyerek Kuran’ın emrettiği esaslara bağlı kalabilmektir, Sağlıklı ve Erdemli bir sonuç ancak ve ancak Allah’a kesin bir şekilde bağlanmak ile gerçekleştirilebilir.

Allah’u teala kullarına, yaşamlarında uymaları gerekli olan emirleri, ilahi kitaplar ve peygamberler göndererek bildirmiştir. Yalnız göndermiş olduğu İlahi kitaplar, insanların kendi heva ve heveslerine dalmaları sonucu tahrifata uğramıştır. Bu ilahi kitaplar içinde Son Peygamber ve Hatem’ül enbiya olan Hz Muhammed (s.a.a)’e gönderilmiş olan Kuran’i Kerim Allah’ın hak olan sözü ile günümüze değin hiç bir bozulma ve tahrifata uğramadan gelen son kitaptır.

İlahi kitabımız Kuran’i Kerim’in özünde Allah’a kulluk edilmesi ve Allah’a hiç bir şeyin ortak koşulmaması en önemli ilkedir. Bizler Müslüman’lar olarak İman edilmesi gereken hususları öğrenmek ile mükellefiz, iman ilkelerini öğrenebileceğimiz ilk kaynak Allah kelamı Kuran’dır. Kur’an ile birlikte Allah resulünün örnekliği, yaşamı, uygulamaları, açıklamaları bizlere doğru bir din anlayışı kazanmak için bir bütün olarak almak gereklidir.

Kur’an dışında kalan birçok kaynakta yanlışlar, hurafeler, karışma ihtimaline karşın en sağlam güvenip bilgi edineceğimiz kaynak Kuran’dır. Müslüman’lar olarak Kur’an’ın muhtevasını bilmek ve anlamak gerekmektedir. Kur’an’ın indirilmiş olduğu dil olan Arapçayı bilenler, Kur’an’ı orijinal dilinden öğrenmeli, bunun yanında Arapça bilmeyenler ise kendi dillerine çevrilmiş olan Meallerden okuyarak İmani hususlarda inanç kriterlerini Kur’an’dan öğrenmeye çalışmalı ve gayret sarf etmelidirler.

Her Müslüman O’nun içeriğini bilmek ve anlamak zorundadır. Arapça bilenler, Kur’an’ın orijinal metninden, bilmeyenlerse bir Kur’an mealinden okuyarak inançla ilgili bilgileri Kur’an’dan öğrenmeye çalışmalıdır. Ancak, sadece İman etmek yeterli değildir, Bilinen hakikatler, yaşamın her sahasına geçirilerek imanı eylem ile pekiştirmektir. Kuran’i Kerim’de bu hususta Allah’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

Biz, insanlar için bu Kitabı hak ile sana indirdik. Artık kim doğru yola gelirse kendi yararınadır; kim de saparsa kendi zararınadır. Sen onların üzerine vekil değilsin.
(Zümer/41)

Bu Kur'an bizim indirdiğimiz kutsal bir kitaptır. Ona uyunuz ve kötülüklerden sakınınız ki, size merhamet edilsin.
(Enam/155)

Müslümanın inandık ve itaat demesi söz ile değil, Eylem ile hayatın her alanında kendini gösterebilmelidir. Doğru yola ve ya yanlış yola kendi iradesi ile olur, Allah bizlere eğriyi doğruyu ayırt edebilen bakış açısı nasip etsin:

Yitiksevda 09 Ocak 2011 22:29

Kulluğumuz yalnızca âlemlerin rabbinedir
 
Kula Kulluğun Ülkemiz Versiyonu:
(Yayınlamadığım bir makalemden)

Irkçı, Şovenist, faşizmin savunucuları olan kesimler, Kemalizm'in kulları olarak el atmadıkları, İbadethanelerimiz kalmıştı! Onu dahi kendi Faşizm’lerine alet edercesine ’’Ne mutlu Türküm Diyene’’ IRKÇI söylemlerini asmaktan çekinmeyenlere. Şöyle sesleniyoruz, “Bizler Yalnızca Allah’ın Kulları''yız, herhangi bir İzm veya Kemalizm’in Kulları olmadık/olmayacağız.

Süleymaniye Camii'ne asılan,"Ne Mutlu Türküm Diyene!" yazılı mahyalar ile Irkçı yaklaşımlarını, Müslümanların İbadethanelerine taşımayı amaçlayan, Kemalizm’in Kulları. Kendi diktatörlüklerini, yıllar öncesi zihniyetleri ile yeniden bu halka dayatmaktan başka amaçları yoktur…

Zaten okullarda dayattıkları, Irkçı yaklaşımları ile tertemiz vicdanları kirletme çabaları ile Kemalist inançlarını yaygınlaştırmaktadırlar.

Bu tür söylemler ile. İslami kimliğe sahip olan Irkları inkâr etmek amacında olanlar! Cehaletleri ile ülkemizde bir kördüğüm haline gelmiş olan. Irki sorunları, yeniden alevlendirmekten başka gaye taşımamaktadır…
Kemalizm’in kulları olanlar, yıllarca yapmış olduklarınız yetmedimi! şimdi de kalkmış Müslümanların Dini mekanlarına, bu saygısızlıkları yapıyorsunuz.

Yıllarca dine uymak yerine, Dini kendinize uydurmak için, Camileri İbadethaneden ziyade, resmi kurumlara çevirmeleriniz yetmezmiş gibi, camii görevlilerini dahi, kendi Memurlarınız yapmak için Hutbeleri, kendiniz hazırlamadınız mı?

Yıllarca dağlara taşlara asılan ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene ‘’ Irkçı söylemleri ile Ümmetin arasında, oluşturdukları ayrılıklar, her daim nemalanmak isteyen kesimlerin(!) ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramamıştır. Bu yapılanlar yetmezmiş gibi, şimdi de İbadethaneleri bu Kirli emellerine alet etmek isteyenlere, karşı olduğumuzu belirtmekle beraber, bu tür kirli emellerinize Müslümanların değerlerini alet etmenizi istemiyoruz.

Amaçları “Kemalist” dinlerini halka aşılamak olan çevreler, yıllarca “Dine karşı Din” üretmekten geri durmadıklarını şu örneklerle verelim:

‘’Ramazan ve Kurban Bayramlarına karşı’’

‘’23 Nisanlar 19 Mayıslar 29 Ekimler ‘’

‘’Allah’ın kutsal Kitabı Kuran’a Karşı’’

‘’Anayasa kitabı Nutuklar’’

‘’Peygamber efendimizin yapmış olduğu devrimlere karşı ‘’

‘’Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Milliyetçilik, Laiklik’’

İslam dininin dinamiklerini kendi menfaatleri söz konusu olunca, kullanmaktan çekinmeyen Kemalist rejim sahipleri.‘’Allah’ın kanunlarına rağmen’’ Egemenliğin Kayıtsız Ve Şartsız, Allah’a ait olması hükmüne rağmen, kendi kurmuş oldukları, Meclisleri ile kanun koyma, Hüküm verme gibi yetkileri

(Allah’ın Ulûhiyet ve Rububiyet İsmine Rağmen)

Kurmuş oldukları, Rejimlere ‘’ilahlık statüsü’’ vermektedirler.

İslam düşmanları tarih boyunca, Vahyi ortadan kaldırmanın mümkün olamayacağını ve daima Allah’ın muhafazasında olduğunu, bildikleri için. Allah’ın hükümlerinin yeryüzüne hâkim kılınmaması gayesi ile tüm var güçleriyle mücadele etmişlerdir.

İslam dininin emirlerine göre, Müslümanları tek çatı altında toplamak için, Sizden olan Emir sahiplerine uyulması noktasında dahi, Kendi Heva ve Hevesleri uğrunda, İslam’ın dinamiklerini, kullanmaktan geri durmayan kesimlere karşı, Bizler Muhammedi örnekliğimizi her durum ve ortamda sergilemeliyiz.

Kemalizm’in dinine göre, Milliyetçilik ilkeleri gereği İslamın ruhuna ters olan, Şu ırkçı Faşistlerin söylemleri kendi ideolojilerini dayatmaktan başka bir şey değildir:

‘’Dünya yüzünde Türklerden (Kürtlerden ) daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve insanlık tarihinde görülmemiştir.’’

‘’Türk (Kürt) öğün çalış güven’’

‘’Türk’ün (Kürdün Kürt’ten ) Türk’ten başka dostu yoktur ‘’

‘’Bir Türk (Kürt ) Dünyaya Bedeldir’’

‘’ Ne Mutlu Türküm (Kürdüm ) Diyene’’ gibi sözleri Akledip düşünen Müslümanlar olarak, Şu vereceğim Ayeti kerime ile karşılaştıralım, ne tür söylemler olduğu ortaya çıkar: Bu sözlerin aksini söyleyenler de aynı kapsama girer. Kimse kendine bunlardan pay çıkarmasın. Parantez içinde özellikle vurgulamak istediğim aynısını, farklı IRKLARA mensup olanlarda yapsa Irkçılık Faşistlik yapmış olur.

Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.
(Hucurat 13)

Bu ırkçı yazıların yerine, ‘’Ne Mutlu Müslüman’ım’’ (İnsan'ım) asılsaydı kimse tepki vermezdi,
ama şuda bir gerçek ki, Müslüman toplumlarda, böyle basit ve bayağı övünç vesileleri, aranmaz.

Bunu yapanlar benliklerinde var olan ırkçılık hastalıklarından, ya da üstün erk olma psikolojilerinden yaparlar. Müslümanlar için böyle bir sorun ve sıkıntı olmadığından, bizler bu tür yaklaşımları sergileyenlerin, hasta ruhlu insanlar olduğundan şüphe etmiyoruz.

Tepkimiz kim olursa olsun, İslam Dininin dinamiklerini, Kendi Heva ve Hevesleri uğrunda kullanmaktan çekinmeyen, ‘’IRKÇI FAŞİST’’ tüm kesimleredir.

kamer34 10 Ocak 2011 12:00

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeret mi / Tebliğ Edilmeden Tekfir Edilirmi.
 
SELAM:

Bazı arkadaşlarımızın bazı olaylara bakış açılarını anlamak mümkün değil.

Ben bedir savaşı örneğini verdiğim zaman şöyle dedim

Ben yitik sevda arkadaşımız ve sen şuanda bedir savaş meydanında olur isek

Sahabenin orda vermiş olduğu yüksek iman mücadelesini verebilirmiyiz dedim.Bir müslüman kardeşimiz bizim herhangi bir yakınımızı Allah için öldürür ise bunu imanımız kaldırırmı acaba dedim

Bu cümlenin neresinde sizin şahsınıza yönelik bir hitap var anlıyamıyorum doğrusu

Bedir savaşını,iman iddasında bulunan herkesin ama herkesin kendim dahil imanını sorgulaması lazım dedim bu yanlışmı.Bunun neresinde şahsi bir hitab vardır.

Hatta terk edemeyeceğimiz şeylere sahip olmamamız gerekir dedim

Ben ha bire bedel ödedim dedğimi söylüyorsunuz bu gerçekten doğru bir söz değil

Siz durmadan doğrudan şahsıma yöneltiğiniz şu ithamlarınzdan dolayı bir kere söyledim.Bana siz kendi çevrenize islamı uyguladınızmı gibi sözlerinize cevaben yazdım.

Biz yahudi ve hiristiyanlara çok rahat kafir diyebiliyoruz fakat kimliklerin de dini islam yazılı olanlar aynı fiili işlerken kafir diyemiyoruz dediğimi beyan edyorsunuz.Doğru öyle dedim

Bu cümlede şahsınıza yönelik nasıl algılama var anlayamadım.Orada kullandığım biz kelimesi çoğuldur,sen demyorumki.

Bazı yazılarım da Müslümanlardan arkadaşım deye hitap etmemin sebebi sizin görüşlerinize cevap verdiğim içindir.Yoksa sizin şahsi isminizi kullanmazdım.Ama konuyu anlatırken asla sen diye hitap etmedim etmemde.
Sadcece size değil hiç bir arkadaşımızada senin imanın zayıftır şunun imanı yoktur demedim dememde.

nisa süresinde ,SİZDEN OLAN ULULU EMRE UYUN,beyanlarınca MÜSLÜMANLARIN uyanık olmalırını ve bulinçle haraket etmelerini istiyor,bizler İKTİDAR,VE ÇAĞIMIZIN HAKKI BATILLA GİZLEYEN BELAMLAR,SAMİRİLERİ KONUSUNDA HEM FİKİRİZ
AMA bu halk EHLİ KİTABIN ALİİMRAN 113 AYETİNDEKİ DURUMUNDADIR,ne zaman halka HAKKI ANLATA BİLDİK BUNUDA DEDİĞİM GİBİ 13 dakikada değil,o zaman KAFİRUN SÜRESİDE TECELLİ EDER,HİCRETTE OLUR,BİATTA OLUR,CİHADDA OLUR.....

müslümanlardan alıntı

Bu alıntı yaptığım yazınızda kendi fikrinizi beyan etmişsiniz bu çok güzel bir olay.Tabiki siz benim anladığım gibi anlamak zorunda değilsiniz.Yeterki şahsi hakaret içerikli yazılar olmasın

Ben sizin görüşlerinizi eleştirebilmeliyim sizde benim görüşlerimi eleştirebilirsiniz.

Teşekkür ederim

Sizin bu yukarıda alıntı yapıtğım görüşünüzünde yanlış olduğu kanısındayım .

Şunu unutmamak lazım bu din nasıl rabbani bir din ise bu dinin hareket metodu rabbanidir.Hiç bir kimse kendi kafasına göre rabbani olan bu dinin hareket metodunu değiştirmek suretiyle yeni metodlar icat edemez.
Ancak anlık ve günlük stratejiler bu kaidenin dışındadır.
Kuran da bir peygamber olgusunun varlığı hepimizce aşikardır.Allah rasülüne bir hareket metodu tayin etmiş ise, hiç kimse kalkıpta ben öyle değil böyle islami esaslarını hakim kılacağım diyemiz.

Günümüz de bazı kesimler demokrasi atına binerek demokrasi kılıcını sallayarak güya islam şeratini hakim kılma rüyası içerisindeler.Şunu bilmelidirleki demokrasi atına binen demokrasi silahını kuşanmış olur.

Yıllarca insanları partilerle oyalayarak kendi kafalarında çizmiş oldukları islami hareket metodu asla ve asla rabbani bir metod değildir.Peygamberi hiçe saymaktır.

Peygamber bir parti kurup darül nedveler de islamı hakim kılmaya putperestlerle anlaşma yoluna gidemezmiydi.

""Haşa"" siz ondan daha çokmu mu akıllsınız.Çünki peygamber şunu çok iyi biliyordu ki eğer bir parti kurup onların karşısına çıksaydı o putperestlerin koymuş oldukları yasalar doğrultusunda olacaktı.
Ama Allah ona bu yolu değil bir hareket metodu tayin etti ve peygamber dahil müslümanım diyen herkes bu hareket metoduna uymak zorunda kalmıştır.İster isteyerek ister istemeyerek.fakat müslüman olmayanlar bu ""hareket metoduna"" uymak gibi bir zorunlukları yoktur.

Bizimde onlara bir sözümüz vardır.gelin Allah,tan daha çok bildiğiniz iddasından vaz geçin.Ona iman edin onun gösterdiği yoldan gidiniz.Onun gösterdiği yoldan gitiiğiniz takdirde ancak başarı elde edebilirsiniz.Biz onlara önce tebliğ eder sonra hüküm koyarız demek rabbani bir metod değildir.Rabbani olan metod Peygamberin uygaladığı metoddur.Bunun böyle bilinmesi gerekir.


وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط


(Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım


bir tağut’un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.)


""Şehid Seyyid Kutub""

kamer34 10 Ocak 2011 15:09

İslam Da Bilmemek Mazeret mi /Tebliği Edilmeden Tekfir Edilirmi.
 
Alıntı:

müslümanlardan Üyemizden Alıntı (Mesaj 112137)
Günümüz de bazı kesimler demokrasi atına binerek demokrasi kılıcını sallayarak güya islam şeratini hakim kılma rüyası içerisindeler.Şunu bilmelidirleki demokrasi atına binen demokrasi silahını kuşanmış olur.

Yıllarca insanları partilerle oyalayarak kendi kafalarında çizmiş oldukları islami hareket metodu asla ve asla rabbani bir metod değildir.Peygamberi hiçe saymaktır.

Peygamber bir parti kurup darül nedveler de islamı hakim kılmaya putperestlerle anlaşma yoluna gidemezmiydi.

""Haşa"" siz ondan daha çokmu mu akıllsınız.Çünki peygamber şunu çok iyi biliyordu ki eğer bir parti kurup onların karşısına çıksaydı o putperestlerin koymuş oldukları yasalar doğrultusunda olacaktı.
Ama Allah ona bu yolu değil bir hareket metodu tayin etti ve peygamber dahil müslümanım diyen herkes bu hareket metoduna uymak zorunda kalmıştır.İster isteyerek ister istemeyerek.fakat müslüman olmayanlar bu ""hareket metoduna"" uymak gibi bir zorunlukları yoktur.[KAMER34 TEN ALINTI

kamer34 beyefend,demokrasi farklı batıl bi dindir,

Din insanların yaşama biçimini düzenleyen hükümler bütünlüğüdür,

islam dininde insanların yaşama biçimini düzenleyen bu hükümler,HAKKA AİTKEN,VE MÜSLÜMANLAR ALLAHTAN ALDIĞI HAYTIN TASARRUF HAKKINI YİNE HAKKIN HÜKMÜNE RAZI OLUP KABUL EDERKEN,

Demokrasilerde HALKA VE HALKIN TAYİN ETTĞİ hakkın hükmüyle değilde beşeri[tağut] lara verilir,YANİ ALLAHTAN ALDIKLARI HAYATTIN TASARRUF HAKKINI Allah ın hükmüne değilde insanların heleki türkiye coğrafyasaındada ÖLÜLERİN TASARRUFUNA BIRAKILMIŞIR,adı hangi parti olursa olsun İKTİDARA GELİNCE BU ÖLÜNÜN İLKE VE İNKILABINA UYGUN HÜKÜMLER ÇIKARMASI ŞARTI vardır.

yani ALLAH IN hüküm kitabı olan KURANA,beşeri hüküm ANAYASA KİTAPÇIĞI ortak koşulmuştur,ve her partide buna uymak zorunda...

yani demokrasi ile islam arasında HALK İLE HAK KADAR FARK VARDIR..

Bu böylede anlamadığım şey benim bununla ne alakam var ve SİZ deyip yaptığınız yorumla bu particilikten içtinap red edip ALLAH A KULLUK ETMEYİ KABUL ETMİŞ OLAN BENİ NE ALAKADAR EDİYOR...

NOT.Birbirimizi yanlış anlamış olsakta yapılan yazılar kanatimce güzel...


SEALAM

MÜSLÜMANLARDAN ARKADAŞIM CÜMLELERİ OKURKEN LÜTFEN BİRAZ DAHA DİKKATLİ OKUYUNUZ

Ben orda siz particisiniz demiyorum o yazıdan bunu nasıl çıkarıyorsunuz inan hayret ediyorum.

Ben diyorum ki islamı nerede nasıl tebliğ edeceğinize siz karar veremezsiniz.Allah bu dini peygamber (sav)
vasıtası ile gönderirken onun nasıl davranacağını da bir program dahilinde vahiy etmiştir.

Bu anlam kuran ayetlerinde açıkca verilmiştir.biz insanlar kendi kafamızdan kalkıp ben önce tebliğ ederim sonra küfrüne hüküm ederim yada ben bir parti kurarım sonra bu kurduğum parti ile islamı hakim kılarım demek aynı şey,yani aynı mantık.

Ne siz ne ben nede bir başkası nede peygamber kendi kafasına göre islamın hakim kılnmasını tayin edemez.
Ben önce tebliğ eder sonra şirke hüküm veririm denildiği vakit bu yeni bir tebliğ metodur.
bende diyorum ki allah bunu size böyle yapmanızı hangi ayetlerde söyledi.

Şimdi sizin başka bir konu hakkında yapmış olduğunuz yorumda vermiş olduğunuz ayetleri aynen buraya kopyalacağım.

GAŞİYE,21.22..[EY PEYGAMBER]..Onlara öğüt ver,senin görevin yalnız öğüt vermektir.Sen onları inanmaya zorlayamassın...

HİCR.85..Saat [kıyamet] mutlaka gelecektir.BU NEDENLE İNSANLARIN KUSURLARINI olgunlukla karşıla..

SECDE 30.Onları kendi hallerine bırak,onların sonucu bekledği gibi sende bekle...


MÜZZEMMİL.10.Halkın söyleye bileceği gibi her ŞEYE SABIRLA KATLAN,ve onlardan en uygun bi şekilde uzaklaş[not buda hicretin farklı bi yönüdür kanatimce]

NİSA 63..O halde onları KENDİ HALLERİNE BIRAK ,ÖĞÜT VER,ve onlarla durumları hakkında açık ve net konuş..

MAİDE 13..Bir kaçı dışında onların hepsinde daima ihanet göreceksin,ama onları bağışla ve katlan,şüphesiz Allah iyilik yapanları sever...

müslümanlardan alıntı



Şimdi bu ayetlere bakalım

Bu ayetler hz Muhammed (sav) in nasıl hareket edecğini çok net açık anlatmaktadır.

1- onlara öğüt ver (cümleyi bakarmısınız emir var sen onlara anlat)

2- senin görevin yalnız öğüt vermektir. (onların iman edip etmemesi senin işin değil yada inkar etmeleri sen ilahi mesajı vermeye devam et_

3- sen onları inanmaya zorlayamasın (çok acayip bir vurgu ey muhammed sen ne yapıyorsun kollaraından tutup zorla inandırmayamı çalışyorun sen bunu yapamazsın sanane onların islamı girip girmemeleri)

4- insanların kusurlarını olgunlukla karşıla (yine emir var .onlar kabul etmiyor diye kızma sen allahın peygamberisin olgun ol ayetin bu cümlesinde onların küfürlerini görme buna göz yum anlamı çıkmaz bu anlamı verenlerin ki günümüzde verenler var ahirette iki elim yakasında olacak)

5- onları kendi haline bırak (ha seni dinlemiyorlar inkarmı ediyorlar sen onları bana bırak onlar aslında seni beni inkar ediyorlar)

6-bırak onalrın sonucu beklediği gibi sende bekle (bak yine emir sende bekle onlarda beklesin nasıl olsa ben size bir süre tanımışım o süre dolduğunda ben onların tahmin bile edemeycekleri bir azap ile azap edeceğim)

İşte bütün bunlar islam davetçilerinin yol haritasıdır.İSLAMIN HAREKET METODU RABBANİDİR dememdeki sebep bu ve buna benzer ayetlerdir.

müslümanlardan arkadaşım
Ne ben siz nede bir başkası kalkıpta ben bu dini tarikat ile yada nurculuk ile yada mezhep ile yada parti ile yada demokrasi ile bu dini hakim kılacağım cürretinde bulunamaz peygamberde bulunamamıştı bunun azabı çok olacaktır ayetler açık.

Demokrasi din değilmiş,din olduğunu söyleyenmi oldu bu nasıl okuma şekli anlamak mümkün değil.
Demokrasinin bir sistem olduğunu 3 yaşında ki çocuklara sorsan belki doğru cevap verirler.

Bir toplum inanç sisteminin içerisne demokrasi gibi ithal edilmiş safsata (günlük muamelatı ve ceza hukunu tanımlar) yerleştirirse ki sizde aynı şeyleri söylüyorsunuz imanından islamından söz edilemez ordaki cümlelerimde bunu söylüyorum.


yani ALLAH IN hüküm kitabı olan KURANA,beşeri hüküm ANAYASA KİTAPÇIĞI ortak koşulmuştur,ve her partide buna uymak zorunda...
müslümanlardan alıntı

bakın bu cümleriniz üzerine bir düşünün ondan sonra devam ederiz.
bakın burda siz beşeri hüküm koymanın şirk olduğunu söylüyorsunuz
bende diyorum ki kurana göre şirk işleyen müşrik olur bunun neresi yanlış

insan kendi söylediği ile çelişkiye düşmez.




وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط


(Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım


bir tağut’un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.)


""Şehid Seyyid Kutub""

kamer34 10 Ocak 2011 15:12

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeret mi? / Tebliği Edilmeden Tekfir Edilir mi?.
 
Bedii hamit arkdaşımdan rey kullanmak hususundaki görüşlerini büyük bir merak ile beklediğimi arz ederim

kamer34 10 Ocak 2011 16:18

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tekfir Edilirmi.
 
Alıntı:

Zeynebİslamoğlu Üyemizden Alıntı (Mesaj 112141)
Tebliğ edilmeden sorumlu tutulmak Sünnetullaha aykırıdır.zaten değerli hocalarımız gerekli delil ayetleri vermişler.
müslümanlar adlı üye her konuya haricilerin mantığıyla yaklaşmaktadır.ezberlemiş olduğu dar kalıp ve kavramlardan kurtulamamaktadır kanaatimce.hatırlarmısınız hariciler müslümanların en muttakisi idiler.amelde zirvede,takvada zirvede idiler.ama düşünce tarzları çok sakat idi.önlerine geleni tekfir etmek ile adeta takvalarına takva kattıklarını sanırlardı.
islamda tekfir her ne şekilde olursa olsun doğru değildir ve bizlerin işi değildir.hesabımıza bir artı katkısıda olmaz bilakis eksiler ekler. bize düşen;küfrü tarif etmek,islamı tarif etmek ve bu tarfilere göre insanlar kendi konumlarını kendileri karar vermeleri.
müslümanlardan demiş ki ebu cehil ile ebu leheb arasında fark yoktur.küfür anlamında fark yoktur ama islama düşmanlıklarının tehlikesi bakımından ,ebu cehil ebu lehebden on kat zararlı.ebu cehilin küfrü inadı küfür idi,ebu lehebin küfrü ise kişiliksiz sefil karekterinden idi.
serendib adlı üye ikra ayetini örnek vermesi isabet olmuş.o ayet ve devamında ALLAHIN ADI İLE,ALLAH RIZASI GÖZETİLEREK cehaletten kurtulmayı anlatmakta iken,müslümanlardan adlı üye bilmeden anlamadan balıklama muhalefete girmesi,muzakerenin seyrini değiştiriyor.

Zeynebİslamoğlu arkadaşım sizin bu sözlerinize katılmamak mümkün değildir
daha önceki yazlarımın birinde şöyle bir anektod anlatmıştım şimdi o anektodu buraya almak istiyorum.

Yukardaki görüşler hakkında fikrimi beyan etmeden önce başımdan geçen bir anektodu izniniz ile anlatmak istiyorum.

Bir tarihte bizim bazı arkadaşlarımız,bazı arkadaşlarımızı gün be gün takip ederek onların günah ve hata işleyip işlemediklerini araştırmak için girişimler de bulunuyorlardı. Taki bu arkadaşları bir banka kapısında yahut müslüman kabul etmedikleri bazı esnafların dükkanların da yahut bu arkadaşlarının herhangi bir günahlarına tanık olduklarında bunları sohbet odalarına taşıyarak o arkadaşlarını bütün arkadaşları önünde rencide edecek şekilde eleştirir adeta sorguya çekerledi.Sorguya çekilen arkadaşlarda kendilerini savunmaya ve bulundakları bankada ne için gittiklerini müslüman olmayan esnafın yanında tebliğ için gittiğini vs savunma yaparlardı.Eğer bu savunmalarını düzgün yapamadıkları takdirde de tekvir edilirlerdi.

Şahsım ve bazı arkadaşlar ile birlikte bu işin yanlış olduğunu bu şekilde kendi kardeşlerini tekvir etmenin hastalık olduğunu anlatmaya çalışırdık.Gerçek tevhid inancına sahip kardeşlerimizin abidik kubidik gerekçelerle tekvir etmenin islam dini ile bağdaşmayacağını anlatmaya çalışırdık .Ecrin arkadaşım sanırım sizin bu yazıda vermek istediğiniz mesaj bu tarz düşünceler için olsa gerek.

kamer34 adlı üyeden alıntı

Bazı arkadaşlar yorumlara cevap haklarını kullanırken nedense dar bir pencereden bakmayı adeta bir meslek haline getirmişlerdir.

Ben sanki,biz insanları karşımıza alalım onlara,sen kafirsin,sen müşriksin,sen münafıksın diyelim demişim gibi bir anlayış içerisindeler bazı arkadaşlar.Halbuki islam olmuş bir insanı tekvir etmek büyük bir vebaldir.
Bir hadisde mealen nebi (sav) şöyle buyurmuştur.

"" Bir kimsenin küfrüne hüküm verilir ise ve o küfür o kişide yok ise
o söz sahibine geri döner""

Şimdi islam olmuş bir toplumu yada bir kişiyi olur olmaz şeylerle itham ederek tekvir etmek bir müslümanın yapacağı iş değildir. Bunu bir çok yazımda belirttim.


hesabımıza bir artı katkısıda olmaz bilakis eksiler ekler. bize düşen;küfrü tarif etmek,islamı tarif etmek ve bu tarfilere göre insanlar kendi konumlarını kendileri karar vermeleri.

Sizin bu cümlenizdeki gibidir olay

Israrla şunu belirtmeye çalıştım.İslam muhatab aldığı toplumların öncelikle hangi din üzere olduklarının tespiti ile tebliğe başlar.Onlara dinlerinin Allah katında geçerli bir din olmadığını anlatır ve o dinlerin içerikliğini aça bildiği kadar açmaya çalışır.Mekkede inen ayetler de Mekke puprestlerini konu etmekte ve onların batıl inançlarını taa geçmişten örnekler vererek anlatmaktadır.Ayetlerin bu şekilde bu dinleri anlatmasının hikmetlerinden biride şu olsa gerek.

Müslüman olmamış yada henüz yeni msülüman olmaya aday insanların kafasındaki şek ve şüpheyi kaldırmakdır.
Bu kaide Medine de de bu durum aynıdır.Sadece sahneyi bu kez yahudi ve hıristiyanlar almaktadır.
Mekke de yahudi ve hıristiyanlarla doğrudan ilişkili hiç bir ayet yoktur.Dolaylı olarak bir iki ayet var onuda ben
""Dünyada insanın başına bela getiren KELİME"" adlı yazımda vermiştim.

Özetle

Biz şunu söyledik günümüzde muhatab aldığmız toplumları tanımlamak onların inançlarını islam esaslarına göre isim koymak.
Bu olguyu kendi kafamızda iyice netleştirmek söylediğimiz bu.

Yoksa kimin haddineki olur olmaz sebeplerle din kardeşini tekvir etmek.

kamer34 10 Ocak 2011 16:30

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tekfir Edilirmi.
 
Alıntı:

müslümanlardan Üyemizden Alıntı (Mesaj 112148)
BİLMEDEN ADELET YAPMAYA ÇALIŞAN ADİL OLAYIM DERKEN ZALİM OLUR,

ALLAHTAN KORK VE geri dön bak ben yazılarımın hepsinde TEBLİĞ YAPILMASI LAZIM DERKEN,benim hakkında nasıl böyle bi kanaate vardın hayret ve bunu lüfen BİRTANE YAZIMDA DAHİ İSPATLASANA BEN NERDE TEBLİĞ ŞART DEĞİL VE HATTA BEN FİİL FAİL AYIRIMI BİLE LAZIM BUNU SAVUNURKEN siz nasıl ve hangi yazımda TEBLİĞ YAPILMADAN SORUMLU TUTULUR DEMİŞİM ONU çıkarın bakalım nerde demişim,,

bekliyorum CEVABINIZI..................

VE BU GÜN YAZDIĞIM RABBANİ metod kuran ve resulullah konusuna bi bakın....





siz nasıl ve hangi yazımda TEBLİĞ YAPILMADAN SORUMLU TUTULUR DEMİŞİM ONU çıkarın bakalım nerde demişim,,


müslümanlardan arkadaşım bu cümle size değil sanırım benim görüşlerime cevaben yazılmış yazıyı bir daha okyun lütfen

kamer34 10 Ocak 2011 16:36

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeret mi? / Tebliğ Edilmeden Tekfir Edilir mi.?
 
arkadaşlar

Sizden istirham ediyorum arkadaşlarımızın yazılarını iyice okuyalım anlayalım yada anlamaya çalışalım ondan sonra cevap yazalım lütfen

Eğer konuyu tam anlamadıysak arkadaşlarımıza tekrar soralım

Siz şunumu demek demek istemişsiniz gibi

kamer34 10 Ocak 2011 16:53

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeret mi? / Tebliğ Edilmeden Tefvir Edilir mi.?
 
ALİİMRAN SÜRESİ...
113- Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.
114- Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır.
115- Onlar hayırdan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah, muttakileri bilendir.


Müslümanlardan arkadaşım

Allah için yapma lütfen

TEKRAR SÖYLÜYORUM

Ayetleri hadisleri ve arkadaşların yazılarını okurken lütfen iyice bakın üzerine bir düşünün sonra
yorumunuzu yapın.

Bu ayetler ehl-i kitap içerisnden müslüman olmuş iman etmiş insanlardan bahs ediyor.aytler diyorki

özetle

Ehl-i kitap içerisinde iman etmiş hemde çok güzel iman etmiş salih insanlarda var diyor burdan ne çıkarıyorsun anlamadım

Ki ehl-i kitap içerisinde iman etmeyip fakat msülümanlra karışmayan kendini manastıları kapatmış insanlarda var
siz en iyisi bu konuyu

Hz Peygamberin hayatı adlı eseri bir okuyun

Eserin yazarı MEVDUDİ eser 3 cilttir

TEŞEKKÜR EDİYORUM

kamer34 10 Ocak 2011 17:26

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeret mi? /Tebliği Edilmeden Tekfir Edilirmi.?
 
ARKADAŞLAR BU ŞİİRİN GÜZELLİĞİNE BİR BAKIN

Cennet Sizin Neyinize Ulan!!! (Kerbela)
Cennet Sizin Neyinize Ulan!!!


Her gun aşura, her yer kerbela
Her yerde kan ve ölüm
Her yerde zulüm, mazlumlar
Mahzun biçare kalmışlar
Vahşet sağnağında
Yavrusunu basmış bağrına
Bir annenin yırtıyor gökleri feryadı
Sarsıyor gökdelenleri
Kuduste güneşin tutulduğu bir günde
Ağıtlar beddualar karışıyor mavzerlerin çığlığına
Kudüs sokaklarında şehadete ayarlı bir saatli bomba olsam
Ve savursam yahudi köpeklerini
Ve bu umutla kavrulsam kızgın çöller gibi
Tüm dünya müstazafları için
Mazlumlar hatırına yalnızca Onun adına
Onun adiyla hakkı huda aşkına kutlu nebi aşkına
Sabaha kadar ağlasam
Islansa yanaklarım
Düşsem şehid kanıyla sulanan topraklara
Ortadoğuda, Güneydoğuda
Kardaşlarım ateş hattında
Zulmün sıcağında kavrulan, ihanetlerle savrulan
Herşeye rağmen heybetli
Dağlarcasına dimdik ayakta
İnadına direnen,
Gözünü kırpmadan zulmün üstüne yürüyen
Doğrularla doğrulan
Kıyasıya kıyımlara
Ölesiye kıyamlarla karşılık veren
Şerefli bir ölümü
Esaret ve zillet altında
Yaşamaktansa
tercih eden gardaşlarım
Güneydoğuda kangölleri
Açmaz olmuş gülleri
İki dağ arasında sıkışmış kalmış
Masumların biçare yürekleri
Kapanmış yollar,
Yakılmış evleri
İşkenceler katliamlar
Perişan bir coğrafya
Yetmiş yıldır bu topraklarda katledilen masumlar
Bir kalemde geçilir
Silahlarla kusulan kanlar
Bir haberle ekilir
Gel gör ki yürekler işgal altında
Koskaca bir tarih ayaklar altında
Paramparça bir coğrafya
Ve üstünde bilinçsiz yığınlar
Seyirci konumunda
Yanlış soylemlerle insanları aldatan
Fikir yerine zehir üreten
Mazlumlara karşı köpüren
Gözleri zülme açık, mazluma kapalı
Diğerleri üç beş soysuzun tasasında
Gizli insan bozması
Hoşgörü, kardeşlik masalları
Yığınları aldatan Hâmânlar
Zalimlerle uzlaşıp
Tavizlerle yozlaşanlar
Ebu cehil gibi yaşayip,
Yezidlere dudak uçurtanlar
Bir de utanmadan arlanmadan
Hesapsızca cennet hesabı yapanlar
Yapmanız gerekirken yapmadıklarınıza ,
Soylemeniz gerekirken söylemediklerinize
Ve şu taptıklarınıza bir bakın ve utanın
Hak uğruna gözü yaşlı analar,
Şehadeti canından, malından alanlar
Sonuna kadar savaşanlar
İhsanda , iyilikte doğrulukta yarışanlar,
Gelecek nesillere kanları ile suladıkları
Topraklar bırakanlar
Allaha teslim olanlar
Hak uğruna egilen başlar
Huda uğruna kesilen başlar
Lehvi mahfuzda adları alim, adları şehit ,adları muvahhid,
Adları hizbullah ile yazılanlar
Darağaclarını, kahpe sehbaları, meydanları kanları ile dolduranlar dururken
CENNET SİZİN NEYİNİZE ULAN NEYİNİZE
YA EKSİZ İLAVESİZ UZSUZ UZLAŞMASIZ TAVİZSİZ ŞEKSİZ ŞÜPHESİZ
DOGRULARLA DOĞRULUR
SIRATI MUSTAGIM ÜZERE DOĞRULURSUNUZ
KARANLIK GEÇMİŞİNİZİ EŞİKTE BIRAKIR
ÜSTÜNE ARINMIŞ BİR RUHLA SAĞLAM BİR TÖVBEYLE
GELİRSİNİZ BU YOLA
YADA BU SEVDADAN VAZGEÇERSİNİZ ARKADAŞ
Ne bu çabalarınız ne bu ekdiginiz nifak tohumları
Ne bu çifte standartlarınız
Nede bu fani yasalarınız ...
Bu yolu yamultmaya yetmez arkadaş
Doğru yolda eğri ,
Eğri yolda doğru yürünmez
Alınacak bir emaneti güzelce geri vermek dururken asıl sahibine
Mal makam rutbe hasılı post yoluna kurban etmeyin nafile
Bunca vahşet ihanet ve ölümlerden sonra geriye
Bir şehide mersiye bir gerillanın ağıtı kaldı
Şu çatlayan dudaklarımda
Bitmeyen tükenmeyen bir sevda ki ağardı bu saçlarımda
Adını kanımla yazdım katil duvarlara
Ölmeyen öldürmeyen bir kavga ki bu öfkesiyle çatık kaşlarında
Boy boy delikanlılar saf tutmuşlar şehadet yarışında
Eğmemişler boyun dikilmişler soysuzun karşısına
Bir umut huseyni aşk mektebinin kapısında
Bir mahkum dunya ve karşısında sembolleşen kerbela
Ve biz kerbelayı seçtik
Susuz kalma pahasına

Hasan ENES

Medine-web 10 Ocak 2011 22:41

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeret mi? / Tebliğ Edilmeden Tekfir Edilir mi.?
 
bunun seslisi varmı acaba ?

Yitiksevda 10 Ocak 2011 22:47

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Muhsin abi al sana sesli versiyonu keremke...

kamer34 10 Ocak 2011 23:09

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 
biz bu şiiri radyomuzda hergün sesi gür bir şekilde yayınlardık muhsin gardaş

Medine-web 10 Ocak 2011 23:34

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 
seslisi daha güzelmiş
Allah razı olsun

Yitiksevda 11 Ocak 2011 00:59

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Maide suresi 48-49-50-51 Ayeti kerimeler ve Allah'ın hükmü...

BEDİİ HAMİT 11 Ocak 2011 17:42

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 
Alıntı:

Beddi hamit arkadaşım sisizn rey kullanmak hakkındaki yazınızı dört gözle bekliyorum
Evet taguti düzende oy kullanmak şirk kavramı içine girer mi ? Bu sorunun cevabı şartlara göre belirlenir. Şirk de olabilir, Şirk olmayabilir de ama nasıl ?

Yazımı ayrı bir başlık altında açıp, fikirlerimi sizinle paylaşacağım.

kamer34 11 Ocak 2011 19:28

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 
teşekükkür ediyor yazınızı bekliyoruz

ebuzer@34 15 Ocak 2011 13:22

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 
Selamun alyekum

Bütün rejimlerin olmasa olmazları vardır

Biz müslümanların yüce dini islamın da olmazsa olmazları vardır illaki

Bakıyorum bazı çabalar islam dininin olmazsa olmazlarını dahi tartışma konusu yapabilmekteler

Halbuki islam olmayan rejimler olmazsa olmazlarını asla tartışma konusu yapmadıkları gibi düşünme özgürlüğü

kapsamından dahi çıkarmaktalar

O halde neden ben müslümanım iddasında bulunan insanlar kalkıp hüküm Allah'ınmı değilmi yi bile tartışma konusu yaparlaı bu manidardır

Kuran hüküm ayetleriyle doludur sadece bir inanç sistemi olarak algılanmamalı

ALLAH'ın şeriati demek onun emir ve yasakları anlamına gelmek olarak algılanmalı ve bu böyledir de


-ALLAH müslümanların yar ve yardımcısı olsun--

tecelli 15 Ocak 2011 15:30

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 
emeginize saglık

ebuzer@34 15 Şubat 2011 05:37

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 

Maide Suresi
49- O halde onların arasında Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm ver, onların keyfi arzularına uyma, onların seni Allah'ın indirdiği hükümlerin bir kısmından bile şaşırtmalarından sakın, eğer sana sırt çevirirlerse bil ki, Allah, günahlarının bazısı yüzünden onları cezalandırmak istiyor. Kuşku yok ki, insanların çoğu fasıktır.

50- Yoksa istedikleri cahiliye düzeni midir? Kesin inançlılara göre Allah'ın düzeninden, Allah'ın verdiği hükümden daha iyisi düşünülebilir mi hiç?


Semavi dinlere mensup insanlar arasında, ister inanç esasları, isterse şeriat prensipleri noktasında bir anlaşmazlık baş gösterdiğinde, bunu çözümleyebilmek için müracaat edilmesi gereken kitap Kur'an'dır. Müslümanlar arasında bir anlaşmazlık çıkarsa başvurulacak kitap Kur'an'dır.

Yaşama ilişkin herhangi bir meselede görüş ayrılıkları olduğunda, müracaat edilmesi gereken kitap, Kur'an'dır. Bu noktalarda, temelde söz konusu nihai kaynaktan beslenmeyen kişilerin sunacağı görüşlerin hiçbir "kıymet-i harbiye"si yoktur.
Öyleyse bir kimsenin, Allah'ın şeriatını gözetme adına, bir başka deyişle insanların yararını ve kurtuluşunu gözetme adına, tüm insanları aynı çatı altında birleştirebilmek için çırpınması, boşa kürek çekmek demektir.

Allah'ın şeriatından ödün vermek yada onda bazı değişiklikler yapmak, neticede, yeryüzünde bozguna neden olmak, biricik sapasağlam sistemi bırakıp sapıtmak, insanların yaşamında adaleti ortadan kaldırmak, insanların birbirlerine köle olmalarına, Allah'ı bırakıp birbirlerini rabb edinmelerine zemin hazırlamak dışında hiçbir işe yaramayacaktır. Bu ise en büyük kötülük, en büyük yıkımdır..:

Sonu gelmeyecek, olmayacak girişimler peşinde koşmak, doğru değildir. Çünkü insanın doğası için Allah, bu tür girişimleri uygun görmemiştir. Bu, Allah'ın hikmeti gereği insanların farklı kafa yapılarına, farklı mizaçlara, farklı görüşlere, farklı eğilimlere sahip olmalarına da terstir. İnsanları yaratan Allah'tır. Onların geçmişlerini de geleceklerini de çok iyi bilmektedir. Sonuçta herkes O'na dönecektir.

Böylesi bir amaçla, Allah'ın şeriatındaki herhangi bir hükmü kolaylaştırmaya kalkışmak -bu ayetten anlaşıldığı ve de yaşamın her noktasında- görüldüğü kadarıyla, boşa yorulmaktır. Böylesi bir girişim, realiteyle bağdaşmamaktadır. Allah'ın iradesine de uymamaktadır.

Böyle bir girişimi, -Allah'ın isteklerini gerçekleştirmek için didinen- müslümanlar da onaylayamaz. Bu durumda, kendilerini "müslüman" olarak yaftalayan bazı kimseler, nasıl oluyor da örneğin şöyle laflar edebiliyorlar: "Turistleri kaybetmek istemiyorsak,şeriatı tatbik etmeyi düşünmemiz hiç de doğru olmaz" Abartmıyorum! Aynen böyle laflar eden insanlar var bugün!

وعلى اصبع تشهد الله على وحدة توفير الطاغوت حتى كتابة حرف واحد يؤكد الشهيد سيد قط

(Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım
bir tağut’un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.)
""Şehid Seyyid Kutub""


kamer34 01 Mart 2011 13:50

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi.
 
Alıntı:

Zeynebİslamoğlu Üyemizden Alıntı (Mesaj 121176)
İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Teffir Edilirmi.


başlıkta proplem yokmu ? tekfir olması lazım sanırım.

Evet yeni fark ettim tarafımdan düzeltilmiştir.

Teşekkürler

kamer34 15 Mart 2011 04:51

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tekfir Edilir mi?
 
"Rabbiniz tarafından size indirilen mesaja uyunuz, O'nun dışında başka dostlar edinip peşlerinden gitmeyiniz. Ne kadar kıt düşüncelisiniz! "zümer/3

Bu ayetin içeriği bu dinin temel meselesine parmak basıyor. İnsanlar ya yüce Allah'ın indirdiği mesaja uyacaklar; bu tutum yüce Allah'a teslim olmaktır; O'nun ilâhlığını onaylamaktır; emir verip itaat edilmekte somutlaşan egemenliği O'nun tekeline vermektir; başkasının değil, sırf O'nun emir ve yasağına uymaktır.

Ya da insanlar O'nun dışında başka dostlar edinip onlara uyacaklardır ki, bu yoldan sapmaktır, yüce Allah'ın ortaksız ilâhlığını onaylamamaktır. Başka nasıl olsun ki, egemenlik yüce Allah'ın tekeline verilmemektedir.

FECR 15 Mart 2011 16:14

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeret mi? /Tebliğ Edilmeden Tekfir Edilir mi.?
 
Alıntı:

kamer34 Üyemizden Alıntı (Mesaj 121187)
Evet yeni fark ettim tarafımdan düzeltilmiştir.

Teşekkürler


Fakat başlık yine düzelmemiş gibi:)


"İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tefvir Edilirmi." değil de
"İslamda Bilmemek Mazeret mi?/Tebliğ Edilmeden Tekfir Edilir mi?" olacak

kamer34 15 Mart 2011 18:01

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tekfir Edilir mi?
 
Başlık genel bakış yaptığımızda doğru ama burda yanlış bende bişey anlayamadım

FECR 15 Mart 2011 18:04

Cevap: İslam Da Bilmemek Mazeretmi / Tebliği Edilmeden Tekfir Edilir mi?
 
Herhalde cevap iletilerindeki başlıkları tek tek değiştirmeniz gerekiyor


SAAT: 15:47

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306