Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hafta'nın Misafiri (https://www.forum.medineweb.net/111-haftanin-misafiri)
-   -   66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1) (https://www.forum.medineweb.net/haftanin-misafiri/17371-66haftanin-misafiri-abdulhamit-1-a.html)

Yitiksevda 11 Nisan 2010 20:17

66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Bu haftanın misafiri kardeşimiz Abdulhamit (1) Özele girmeden kardeşimize sorularımızı sorabiliriz buyrun sizi tanıyalım....

Yitiksevda 12 Nisan 2010 17:42

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Abdulhamit bey sizce Kuran'i bir yaşam nasıl sağlanır

Abdulhamit 1 12 Nisan 2010 18:09

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Selamaleyküm,

Beni Haftanın misafiri seçtiğiniz için ve beni bu sayfalara konuk ettiğiniz için teşekkürlerimi sunarım. Ne var ki, bu benim için sürpriz oldu. Şu an Vaktim dar. Bugün için sizlere yarım saatimi ayırabilirim. Fakat sorularınızı her zaman cevablamaya hazır olacağımı bildiririm. İnşallah

Abdulhamit 1 12 Nisan 2010 18:23

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Abdulhamit bey sizce Kuran'i bir yaşam nasıl sağlanır ?

Sayın yitiksevda , sayın yöneticim bu soru benim yaşamasal sorumdur . Yani benden bir örnek vermek istiyorum. Muhakkak ki çok eksiğim vardır. Tam dört dörtlük kul değilimdir. Amacımız ve çabamız kuranı yaşamımıza tatbik etmek ve Allahın razı olacağı bir hayat tarzı yaşamaktır.

Elbette ki, Kuranı yaşam tarzı Kuran ile içice sağlanır. Yani Allahın emir ve isteklerini yerine getirmekle sağlanır. Kuranın gösterdiği yol ile sağlanır . Ama dikkat ki ! Kuran yolu diye birtakım yanlış fırkalara saplanmayalım.

Yani kısacası Alim olalım derim. Şimdi bana bir takım üyelerimiz şaşırabilir ve hatta kızabilirler. Biz kimiz alim olmak kim diye ?

Ama ayetleri hakkıyla inceleyecek olursak, Allahın bizden talep ettiği Alim ( Yani bilen) bir kul olmamızdır. Zaten peygamber efendimize ilk inen mesaj ve ayet nedir ? Namaz kıl mı demiştir önce ? Yoksa ıkra ( Oku ) öğren, araştır , ilim adamı ol mu demiştir ? Peygamber örnekliğini hayatımıza düstür etmeliyiz.

Kısaca şimdilik yazacaklarım bunlar.

kurtmehmet 12 Nisan 2010 18:29

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
misafirliğiniz siz ve MEDİNEWEB için hayırlara vesile olur inşallah

Abdulhamit 1 12 Nisan 2010 18:43

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

kurtmehmet Üyemizden Alıntı
misafirliğiniz siz ve MEDİNEWEB için hayırlara vesile olur inşallah

Teşekür ederim, kurtmehmet kardeşim. İnşallah hayırlara vesile olur.

Benim bu siteye geliş amacımın sebebi bu sitede hak ile tartışan ve hakkı arayan bir grubun olduğunu haber almamdır. İlginize teşekkür eder. Allaha emanet olun

Abdulhamit 1 12 Nisan 2010 19:04

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
KENDİMİ KISACA TANITMALIYIM

1956 Doğumluyum. Emekli öğretmenim. Branşım Fen alanı ( Fizik- kimya ve biyoloji )

Meslek yaşamımda çeşitli şehirlerde binlerce öğrenci yetiştirdim. Ve bunlardan bazıları şu anda çeşitli mevki makamlara gelmişlerdir. Hala beni sorar ve dua ederler.

Evli ve bir kız babasıyım. Yaş 14 iken kuran ile ilgilenmeye başladım. Sayısız defa sanırım 100 geçti kuranı ve tefsirini okudum. Arapçada bilirim. Halen İslami düşünce sitesi genel yöneticiyim.

Şu anda sağlık problemim var ve Allahtan sizin dualarınızla da şifa beklerim.

Allaha emanet eder. Saygılar sunarım

Yitiksevda 12 Nisan 2010 19:12

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Abdulhamit abi sizi tanıyorum İslami düşünceden Tekrar hoşgeldiniz Allah abimize hayırlı şifalar versin .....Sorular inşaallah gelecek tekrar Allah şifalar nasip eylesin...

FECR 12 Nisan 2010 19:19

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Albulhamit abi hoş geldin medineweb'e
Hayırlı olsun haftanın misafirliğinin.
Aynı sitede yönetici olduğumuz için beni tanırsınız:)
Abdulhamit ismini görünce bir an aklıma sizin olabileceğiniz gelmişti ama emin olamamıştım.
Fizik-Kimya öğretmeni olmanıza (emekli ) rağmen Kur'an çalışmalarınız takdire şayan.Bu irtibat öğretmenlik zamanında mı yoksa emekli olduktan sonra mı başladı?

Kur'an'ı anlamaya çalışırken oluşturduğunuz kriterler,öncelikler nelerdir?
Kur'an-sünnet-hadis-siyer-tarihsel verilerin irtibatı nasıl olmaldır?
Peygamberin konumu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?(insanüstü,sıradan,postacı vs bağlamında)
Şimdiden teşekkür ederim cevaplarınız için.(Cevaplarınızın samimi olacağına inandığım için)

Medine-web 12 Nisan 2010 21:28

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Abdulhamid Hocam Hoş geldiniz..
islami sitelerde tek tip insan beklentisiı hem sıkıcı hemde insan doğasına aykırıdır.
sitemize;
Sadece Kuran diyerek düşüncelerini dile getirenler...
Sadece Sünnet diyerek düşüncelerini dile getirenler...
Sadece tasavuf diyerek..
ırkçılık ülkücülük milliyetçilik diyerek...
benim şeyhim seninkini döver diyerek...
miting kılıç kalkan diyerek..
takke tekke tesbih diyerek...
var oğlu var...
kimseyı red etmedik kimseyı üzmedik...
tek şartımız saygı edep ahlak çerçevesinde kalmak kaydıyla düşüncelerinizde hürsünüz dedik...
düşüncelere karşı saygı çerçevesinde reddiyeler yazdık ve çekinmedik.
sorumuz şu ;
asrımızın ULUSCULUK ırkçılık kavmiyetçilik veya toprakçılık taasupları göz ününe alındığında,ümmet dediğimiz olgunun geçerliliği,inandırıcılığı ve uygulanabirliği konusunda düşünceleriniz nelerdir?

HALUK GÜMÜŞTABAK 13 Nisan 2010 11:03

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Abdulhamit kardeşim geçmiş olsun. Dilerim rabbimden acil şifalar verir ve sağlığınıza kavuşursunuz. Gelecek size umut, sağlık, mululuk ve esenlik getirsin İnşallah. Selametle kal dostum

Abdulhamit 1 13 Nisan 2010 16:17

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

FECR Üyemizden Alıntı
Albulhamit abi hoş geldin medineweb'e
Hayırlı olsun haftanın misafirliğinin.
Aynı sitede yönetici olduğumuz için beni tanırsınız:)
Abdulhamit ismini görünce bir an aklıma sizin olabileceğiniz gelmişti ama emin olamamıştım.
Fizik-Kimya öğretmeni olmanıza (emekli ) rağmen Kur'an çalışmalarınız takdire şayan.Bu irtibat öğretmenlik zamanında mı yoksa emekli olduktan sonra mı başladı?

Kur'an'ı anlamaya çalışırken oluşturduğunuz kriterler,öncelikler nelerdir?
Kur'an-sünnet-hadis-siyer-tarihsel verilerin irtibatı nasıl olmaldır?
Peygamberin konumu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?(insanüstü,sıradan,postacı vs bağlamında)
Şimdiden teşekkür ederim cevaplarınız için.(Cevaplarınızın samimi olacağına inandığım için)

Elbette cevaplarım samimi olacaktır. Ben de size teşekkür ederim. Maşallah burada da sizi görmek ve sizlerle beraber olmak ne güzel ! İslami düşünce sitesinde ve bu sitede Yaptığınız hizmetler takdire şayan. Allah ecrini kat kat versin İnşallah.

Sorularınızı tek tek cevaplayayım.

Soru:Fizik-Kimya öğretmeni olmanıza (emekli ) rağmen Kur'an çalışmalarınız takdire şayan.Bu irtibat öğretmenlik zamanında mı yoksa emekli olduktan sonra mı başladı?

Değerli Kardeşim FECR,

Kuranla irtibatım taa çocukluk yıllarıma kadar gider. O yıllarda Yaş 13-14 iken namaz kıldığımda okuduğum ayetlerin anlamlarını hep öğrenmek isterdim ve öğrenmek istedim. Bu yetmez dedim kendi kendime madem ki, kuran Allahın kitabı biz kullarına ne diyor , ne mesaj veriyor diye ben de merak uyandı. Arapçayı biliyordum. Ama kuran arapçası daha değişik bir lisan. Günlük konuşma diliyle farklılıkları var. Bazı ayetleri anlayamıyordum. Meallere bakıyordum. Fakat bazı mealler var ki, birbirini karşılamıyor. Ayeti tam ifade etmiyor. Kendimi geliştirdim. Önce kuran arapçasını çok iyi öğrenmem gerektiğini anladım. Tabii bu uzun yıllarımı aldı . Öğretmenlik mesleğinde iken , boş vakitlerimde kuran tefsir çalışmaları yapmaya başladım. Sayısız defalar ( Aklımda kalmadığı için öyle diyorum ) sanırım 100 ü geçti. Kuranı bir baştan bir başa tefsiryle okudum. Emekli olduktan sonra da bu çalışmam daha da hız kazandı. Ve sitelerde yazmaya başladım. Kendimi kesinlikle Alim olarak görmüyorum. Ama Alim olmaya çabalayıp, gayretle çalışıyorum.

SORU: Kur'an'ı anlamaya çalışırken oluşturduğunuz kriterler,öncelikler nelerdir?
Kur'an-sünnet-hadis-siyer-tarihsel verilerin irtibatı nasıl olmaldır?
Peygamberin konumu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?(insanüstü,sıradan,postacı vs bağlamında)


Çok güzel sorular bunlar, bunların cevapları herbiri bir konu başlığı olur.

Devam edeceğim İnşallah

KARAKÖSE 13 Nisan 2010 16:35

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
insanı nasıl tanımlayabiliriz. bireysel bir tanımmı, toplumsal bir tanımmı daha uygun olur.
iyi insan derken zihnimizde nasıl bir ifade oluşmalıdır.
iyi insan olmakla müslüman olmak arasında nasıl bir ilişki vardır. müslüman olduğu halde iyi insan olmayan, yada iyi insan olduğu halde müslüman olmayan hakkında ne düşünürsünüz.

Abdulhamit 1 13 Nisan 2010 16:37

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

HALUK GÜMÜŞTABAK Üyemizden Alıntı
Abdulhamit kardeşim geçmiş olsun. Dilerim rabbimden acil şifalar verir ve sağlığınıza kavuşursunuz. Gelecek size umut, sağlık, mululuk ve esenlik getirsin İnşallah. Selametle kal dostum

ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM HALUK BEY KARDEŞİM,

Gelecek size de umut, sağlık, mululuk ve esenlik getirsin İnşallah.

Kendimi iyi hissetikçe, yazacağım. Şu sıralar rabbime çok şükür kendimi iyi hissediyorum.

Sorunuz varsa buyrun sorun cevaplayayım. Gerçi sizinle bilgi alış verinde bulunmak beni ayrı mutlu ediyor.

Selam ve saygılarımla

Yitiksevda 13 Nisan 2010 16:42

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
İslam taklidi imanı benimsemez Tahkiki bir ima ister sorum şu olacak taklidi iman ile yetinenler ne kadar İslamı anlamış ve yaşamış olurlar.

Allah bizi neden yaratmıştır sorusuna Akli cevap istiyorum Kuran'i cevap var ben akli olarak beni doyuracak bir cevap arıyorum.

Kolay gelsin abi.

Abdulhamit 1 13 Nisan 2010 17:22

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

FECR Üyemizden Alıntı
Kur'an'ı anlamaya çalışırken oluşturduğunuz kriterler,öncelikler nelerdir?

Değerli kardeşim Fecr aynı sorunun benzerini bana yitiksevda kardeşimiz de sormuştu. Fakat Zamanım kısıtlı olduğu için kısa cevab vermiş detayına girememiştim

Kuranı anlamaya ve anlatmaya çalışırken izlediğim yol , metod ve yöntem bahsedeyim. Beğenirseniz bu yöntemi size de önereyim.

ÖNCELİKLE BİR VURGU YAPALIM

Kuran net açık ve anlaşılır mı ? Kuran ayetleri açıklanmış mıdır ? Gayet tabii çok net açık ve anlaşılır. ve ayetlerin açıklanmasıyla anlaşılır haldedir.. Bu benim görüşüm değil kuran ayetinin ifadesidir..

Anlamağımız tek şey varsa, o da her şeyi açıklayan kitap konusunda anlaşamıyoruz.

Apaçık Kitab'a andolsun.." (Duhan Suresi 2)

Yusuf suresi'nin 111ci ayet'inde Kur'an'in. her seyi açiklayan, dogru yolu gösteren" kitap oldugu anlatilmistir.

Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki, her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir." (Yusuf Suresi 111)

"Biz Kitab'ı sana, her şeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik." (Nahl Suresi 89)

Bu öyle bir kitaptır ki, âyetleri muhkem kılınmış, sonra da her şeyden haberdar olan hikmet sahibi Allah tarafından âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. (Hud Suresi 2)

"Bilen bir kavim için, ayetleri fasıllar halinde açıklanmış' Arapça Kur'andır, Kitap'tır;" (Fussilet Suresi 3)

Amaç ve hedeflere, çeşitli akıllara, çevre ve çağlara, değişik ihtiyaçlara uygun olarak ayetleri ayrıntılı biçimde açıklanmıştır. Bu kitabın en belirgin karakteristik özelliği olan ayetler açıklanmıştır. Arapça bir Kur'an olarak "bilen bir toplum için" bilme, öğrenme ve ayırdetme yeteneğine sahip bir toplum için ayrıntılı biçimde açıklanmıştır

Allah size Kitabı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım?" (Enam Suresi 114)

"Yemin olsun, biz, bu Kur’an`da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır." (Kehf Suresi 54)

Yemin olsun, biz bu Kuran`da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu küfürde direttiler." (İsra suresi 89)

Muhatabın kitapta geçenleri anlamaması yada içindeki ilkelerin bireyin mevcut düşünce ve hayat tarzına uymaması kitapta her şeyin açıklanmadığı anlamına gelmez

Ali İmran 138: Bu (Kur’an), insanlar için bir açıklama, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için bir hidayet ve bir öğüttür.

Enam 126: Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.Ayette geçen kad fassalnâ : ayrı ayrı açıklamıştık, açıkladık

Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık.

Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında... Biz öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık.

ARAF- 52 : Yemin olsun ki, biz onlara, [color]İLME UYGUN BİR ŞEKİLDE,[/color] ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.

Kitab'da Biz hiç bir seyi eksik birakmadik. diye yazilidir Nebe suresi'nin 29cu ayet'inde ve Biz her seyi bir bir sayip yazdik. diye açiklama vardir.

Biz Kur'an'dan öğüt alınabilsin diye onu kolay anlaşılır kıldık. Yok mu öğüt alan?
(Kamer-17)

Kolay anlaşılır nedir ? Açıklaması içindedir. Açıklaması içinde olunca bu kitap kolay anlaşılır olmaz mı ? Açıklaması da içinde olunca elbette kolay anlaşılır krl*olmaktadır. Öğüt ve ibret alınacak ayetler muhkem ayetlerle verilir. Muhkem ayetler açıklanmış ayetlerdir.

Madem ki, kitap açık ve net ve üstelik rabbimiz tarafından açıklanmış. O halde neresinde ve nerede hata yapılıyor.

Şimdi sorduğunuz soruya gelelim. Kuranı anlamada izlediğim yöntem ve metoda

devam edeceğim

Sitede bir problem mi var ? çok yavaş. alıntı ve kopyalar geç geliyor ve açılıyor yoksa benim bilgisayar da mı problem

Abdulhamit 1 13 Nisan 2010 17:35

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Yitiksevda, Abdulmelik ve KARAKÖSEl kardeşlerimden Sorularına bugün cevap veremeyeceğim için özür diliyorum. . Yarın inşallah. Bugün ancak Fecr kardeşimizin sorularına cevap ayırdım.

Abdulhamit 1 13 Nisan 2010 18:12

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Madem ki, kitap açık ve net ve üstelik rabbimiz tarafından açıklanmış. O halde anlaşılmasında neresinde ve nerede hata yapılıyor.

Şimdi sorduğunuz soruya gelelim. Kuranı anlamada izlediğim yöntem ve metoda

Değerli kardeşim Fecr,

Kuranı anlamada kullandığım metod ve yöntemde şu ayet bana yardımcı olmuştur.

Önce şu soruyu sorayım.

Kuran tek kitab mıdır ? Yoksa çift kitap mı ?

Zümer 23: … Allah, benzeşmeli, ikişerli bir kitap olarak sözün en güzelini indirdi........

NEDEN TEK KİTAP DEĞİL DE BENZEŞMELİ ÇİFT KİTAP ?

ZÜMER 23: Allah, âyetleri birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri) yer yer tekrar eden, Kitabı sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların, bu kitaptan tüyleri ürperir..

Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir.

NEDEN TEK KİTAP DEĞİL DE BENZEŞMELİ ÇİFT KİTAP ?

Bu ayette verilen mesaj nedir ? Birbirine benzer ve ikili manalar ifade eden kitabın verdiği mesaj nedir ? Bir kısmı, bir kısmına benzer,

Yaptığım araştırma ve incelemem de gördüm ki, bazı ayetler aynen tıpatıp benzer ve bazıları da çok yakın anlamlı ve bağlantılı olarak birbirine benzer.

Bu ne demektir. Ayetler birbirini tefsir ediyor demektir. Yani ayetler birbirini açıklıyor.Demektir. İşte ayrıntılarıyla açıklanmış kitap budur.

O halde bir ayetin anlamını daha iyi anlamak ve bilmek için o ayetin benzerini bulmalıyız. İşte benim kuranı anlamada izlediğim metod yöntem budur. Bunun somut örneklerini verebilirim. Kuranda tek bir ayete bakarak hüküm çıkarılmaz. Benzerleriyle ve yakın anlamlarıyla bakılacak ayetler vardır.

Ve muhakkak ki, bir ayeti tefsir edecek bir başka bir ayet kuranda vardır. Öyle olmazsa bu kitab nasıl açıklanmış olur. Önceki iletimde verdiğim bunca ayete rağmen ! Dikkat edin açıklanmıştır deniliyor. Hem de detayla , ayrıntılarıyla

Devam edeceğim

Abdulhamit 1 13 Nisan 2010 19:14

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

Kur'an-sünnet-hadis-siyer-tarihsel verilerin irtibatı nasıl olmaldır?
Peygamberin konumu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?(insanüstü,sıradan,postacı vs bağlamında)
Gerek sünnet olsun gerek hadis ve siyerin hepsi kurandan çıkmıştır.

Çünkü, Kuran ana kaynaktır. Hepsi bu ana kaynaktan beslenir.

DİKKAT Kİ !

Kuran net ve açık ayrıntısıyla açıklanmış olunca apaçık olur. Allahın yemini var kuranın apaçık olduğuna dair "Apaçık Kitab'a andolsun.." (Duhan Suresi 2)

Ama bu açıklığı açıklamaları görmek için ilim ve hikmet sahibi olmak gerekiyor.

ALLAH DİYOR Kİ: BİZ ONU BİR BİLGİYE DAYANARAK AÇIKLADIK.
ONUN AÇIKLIĞINI TAM GÖREBİLMEK İÇİN BU BİLGİYİ BİLMEK GEREKİR. O DA ALLAHIN İLİM VERİLMİŞ KULARINDA VARDIR.

BU HANGİ AYETTİR ? İŞTE

ARAF- 52 : Yemin olsun ki, biz onlara, İLME UYGUN BİR ŞEKİLDE, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.

Peygamber efendimizde BİR İLİM VE HİKMET SAHİBİ OLARAK açıklayacak kuranı ve hem de uygulayacak ki, Din tamamen anlaşılmış olsun. Üstelik hem kitabı ve hem de hikmeti öğretecek

Bakara 151 - Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik. O size âyetlerimizi [color]okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor[/color].
Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor.
---------------------

Peygamber postacı değildir. Postacı mektubun içini okumadan iletir. Peygamber ise muhatabına okuyarak, izah ederek ve uyarıp müjdeleyerek, ederek iletir.

Peygamber insanüstü bir varlık değildir. Onu aşırı bir şekilde övmek şirke yol açar. Çünkü Allah haddi aşanları ve aşırıya gidenleri sevmez. ( Araf 55 )

Alemler ve kaainat hz muhammed için değil, hz muhammed (sav ) alemler için yaratılmıştır. Bu yaratılış onun çok şerefli bir yaratılıştır. ( Enbiya 107 )

Yaratılan en üstün insan Allaha en çok yakın ve en sevgili kul hz Muhamedtir.(Sav ). Allahın en çok sevdiği kul da Hz muhammettir ( Sav ). Peygambere selavat getirmek farzdır. ( Ömründe en az bir defa ), ( Ahzab 56 )

Adı her okunuşta da sünnettir.

Peygamber bize en iyi örnektir neden ?

BU BİZE ALLAHIN EMRİ VE TAVSİYESİDİR.(Ahzab Suresi, 21

Peygamber bir öğretmendir. Kitabın öğretmenidir. Kitabın Yazarı kim ? Allah, indiren kim , indirmeye vasıta olan kim ? Cebrail.

Peygamber insanlara kitabı okuduğunda ve içindeki hikmeti açıkladığında öğrencilere ( bizlere ) kitabı ve hikmeti öğretmiş olur. Öğretmen kitabı uygular da .

Yalnız anlatıp izah etmez. uygulamasını da yapar, önce kendi benliğinde uygular ve onlara en güzel örnek olur. Örneğin başörtüsünü ayetlerdeki gibi uygulatır. Kadının regl durumunda neden oruç tutup tutamayacağını veya namaz kılıp kılmayacağını anlatır ve izah eder

Abdulhamit 1 14 Nisan 2010 13:49

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

NEDEN TEK KİTAP DEĞİL DE BENZEŞMELİ ÇİFT KİTAP ?

Bu ayette verilen mesaj nedir ? Birbirine benzer ve ikili manalar ifade eden kitabın verdiği mesaj nedir ? Bir kısmı, bir kısmına benzer,

Yaptığım araştırma ve incelemem de gördüm ki, bazı ayetler aynen tıpatıp benzer ve bazıları da çok yakın anlamlı ve bağlantılı olarak birbirine benzer.

Bu ne demektir. Ayetler birbirini tefsir ediyor demektir. Yani ayetler birbirini açıklıyor.Demektir. İşte ayrıntılarıyla açıklanmış kitap budur.

O halde bir ayetin anlamını daha iyi anlamak ve bilmek için o ayetin benzerini bulmalıyız. İşte benim kuranı anlamada izlediğim metod yöntem budur. Bunun somut örneklerini verebilirim. Kuranda tek bir ayete bakarak hüküm çıkarılmaz. Benzerleriyle ve yakın anlamlarıyla bakılacak ayetler vardır.

Ve muhakkak ki, bir ayeti tefsir edecek bir başka bir ayet kuranda vardır. Öyle olmazsa bu kitab nasıl açıklanmış olur. Önceki iletimde verdiğim bunca ayete rağmen ! Dikkat edin açıklanmıştır deniliyor. Hem de detayla , ayrıntılarıyla
İzlediğim bir başka yol ve yöntem ; Nasıl ki ayetler birbirleriye benzeşmeli ve birbirini tefsir ediyorsa ayetlerde kullanılan ve ifade edilen kelimelerin anlamı da çok önemlidir. Bu da ayeti ayetle açıklama metoduna göredir. Yani demek istediğim şu ki: Ayette geçen kelimeleri ayette en uygun olan anlam ve manada açıklmak kuran tefsirinde önemli metoddur. Şimdi size şöyle bir örnek verebilirim.

Nisa 34 ayettinde geçen vadribuhünn

Buradaki "vadribuhünn" kelimesi adribe kökünden gelir

Anlamı ayırmak, ayrılmak, iki şeyi ayrı yere koymak anlamına gelir bu ayette ifade ettiği anlam boşanmaktır dövmek değil problem yanlış çeviriden kaynaklanmaktadır malesef çoğu mealdede böyle yazar.

Ayetteki fadribuhünne ifadesi, Arapça'da yirmiye yakın manası bulunan darb kelimesinden türeyen bir emirdir. Kur'ân'da darbkelimesi aşağıdaki ayetlerde kullanılmıştır.

Darb: Örnek verme, örneklerle anlatma. (Örnek olarak bk. İbrahim 24, Nahl 75 - 76, Rûm28) Gezip dolaşma, seyahat etme(bk. Nisa 94, Maide 106). Yol açma(bk. Tâhâ 77). Uzaklaştırma, uzakta tutma(bk. Zühruf 5). Mühürleme, damgalama, tıkama(bk. Bakara 61, Kehf 11). Yüze ve sırta vurma(bk. Enfal 50, Muhammed 24). Elle vurma (bk. Saffat 93). Boyun ve parmakları vurup uçurma (bk. Enfal 12). Bir aletle (sopa v.s.) vurma (bk. Bakara 60, Araf 160, Şuara 63, Sad 44).


İşte görüldüğü gibi birçok manası bulunan darb kelimesi, bu ayette uzaklaştırma anlamında kullanılmıştır. Peygamber Efendimizin de uygulamaları aynı yöndedir

Kuranı anlamada izlediğim yöntem ve metodu tabii ki bu kadar değildir. Ayetin siyak ve sibakına da bakarım. Ayetlerin Siyak ve sibakı da ayeti anlamada önemli bir yöntem ve metodtur.

Ayetlerin geliş sebebi yani nuzul sebebine de bakarım. Ama açık yüreklikle söylemeliyim ki, bu benim çok tercih ettiğim veya çok sık izlediğim metod değildir ? Neden ? Bazı öyle nuzul sebebleri aktarılıyor ki ayetle çelişiyor . Maalesef ayetin anlamıyla hiç uyum sağlamayan nuzul sebebleri var. Peki bu neden kaynaklanıyor ve nasıl böyle ? Sanırım bu olay tıpkı bazı sağlıksız hadis aktarımları gibi olmaktadır. Tabii ki ayetin anlamıyla uyuşan nuzul sebebleri var ve ben bunları da kuranı anlamada bir yol bir yöntem olarak kullanırım.

Peki ya hadis ve sünnetler kuranı anlamada bir yol ve yöntem değil midir ? Olmaz olur mu ! Tabii ki çok önemlidir.

Günümüze kadar aktarılan her hadis Ayetle çelişmediği müddetçe sahihtir. .

Bir örnekle yazıma son vermek isterim . Şu tartışılan başörtüsü ayeti yok mu ? Bu ayet peygamber efendimizin uygulaması olmasaydı gerçekten anlaşılamayacaktı. Veya çok zor anlaşılacak ayet. Çünkü ayette geçen Kadının GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA SÖZCÜĞÜNDEN ANLATILMAK İSTENEN NEDİR ?

Hangi kısımları görünecek hangi kısımlar görünmeyecek ? İşte peygamber efendimizin kendisine verilen hikmet ile kuranı açıklayacı vasfı buradadır. Ayeti anlar anlatır izah eder ve uygular.

"Kim Resule itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur" (Nisâ, 4/80) buyurulur

SAYGILARIMLA

Abdulhamit 1 14 Nisan 2010 18:11

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

Abdulmelik Üyemizden Alıntı
Abdulhamid Hocam Hoş geldiniz..
islami sitelerde tek tip insan beklentisiı hem sıkıcı hemde insan doğasına aykırıdır.
sitemize;
Sadece Kuran diyerek düşüncelerini dile getirenler...
Sadece Sünnet diyerek düşüncelerini dile getirenler...
Sadece tasavuf diyerek..
ırkçılık ülkücülük milliyetçilik diyerek...
benim şeyhim seninkini döver diyerek...
miting kılıç kalkan diyerek..
takke tekke tesbih diyerek...
var oğlu var...
kimseyı red etmedik kimseyı üzmedik...
tek şartımız saygı edep ahlak çerçevesinde kalmak kaydıyla düşüncelerinizde hürsünüz dedik...
düşüncelere karşı saygı çerçevesinde reddiyeler yazdık ve çekinmedik.

sorumuz şu ;
asrımızın ULUSCULUK ırkçılık kavmiyetçilik veya toprakçılık taasupları göz ününe alındığında,ümmet dediğimiz olgunun geçerliliği,inandırıcılığı ve uygulanabirliği konusunda düşünceleriniz nelerdir?

HOŞ BULDUK ABDULMELİK KARDEŞİM,

Değerli kardeşim, ümmetin farklı anlamları vardır. Aynı dili konuşan ve aynı soydan olan insan topluluğuna ümmet denildiği gibi , aynı dinin mensuplarına da ümmet denir. Ve Kuran bu her iki ifadeyi de kullanır.

Ama ben sizin sözünü ettiğiniz ümmetten hangi ümmet olabileceğini şu ayete göre anlamaktayım ki, bu peygamberin halkı olan islam ümmetidir.

“Peygamber diyecek ki: “Ey Rabbim! Benim halkım ( Kavmim-ümmetim ) bu Kur’an’ı terketti.” (Furkan; 25/30)

SORU: Asrımızın ULUSCULUK ırkçılık kavmiyetçilik veya toprakçılık taasupları göz ününe alındığında,ümmet dediğimiz olgunun geçerliliği,inandırıcılığı ve uygulanabirliği konusunda düşünceleriniz nelerdir

Evet çok güzel soru sormuşsunuz.

ASRIMIZIN ULUSCULUK IRKÇILIK KAVMİYETÇİLİK VEYA TOPRAKÇILIK taasupları göz ününe alındığında, ümmet dediğimiz olgunun inandırıcılığı olmakla beraber maalesef günümüzde geçerliliği, uygulanabilirliği yoktur . Bugün için yoktur . Yarın ne olacağı bilinmez.

Niçin yok ? İslam ümmeti yukarıda ayeti verdiğim mana ile kurandan uzaklaştı. İslam ümmeti yavaş yavaş bu kuranı terkediyor. Korkum o ki, tamamıyla terk edip uzaklaşacak.

Soru: Yöneticilerin bozuk olmasında ümmedin bir arada olamamasında toplumun rolü var mıdır? Elbette var olmaz olur mu ? Her ferdin bile sorumluluğu var.

Böyle olunca din, islam kardeşliği, aynı dinin fertleri olarak birbirimize karşı sevgimizi yitirdik. Hizip, çekişme ve dünya menfaatlerimiz doğrultusunda ümmed yerine ulus, millet, ırk kavramları ön plana çıktı. Bugün İsraile, israilin yaptığına bakın, ermenilerin azerbeycanlara yaptığına bakın. Amerikanın Afganistan ve Iraka yaptığına bakın. Bosna Hersekin sözünü bile etmiyorum. Katliamlara seyirci kalındı. ve halen de seyirci kalınıyor. Böyle mi olmalı ümmedimiz. Topyekun islam devletleri, ulusları ve milletleri ne yapıyor ? Bu olaylar müslümanlar için ve bu ümmet için bir utanç tablosu değil midir ? Peki biz ne yapıyoruz bizim de bunda ferdi sorumlulumuz yok mudur ? Elbette var. Zaten biz nasılsak baştakilerimiz de yani bizleri yönetenler de öyledir. Ve daima öyle olacaklardır

HADİS: NASIL İSENİZ ÖYLE İDARE EDİLİRSİNİZ.

EVET Nasılsanız Öyle İdare Edilirsiniz çok önemli bir hadistir. Bir başka hadîslerinde de Efendimiz şöyle buyurur :“Nasıl olursanız, öyle idare edilirsiniz.”

Bu hadîs, idare edilenlere diyor ki, siz çok önemlisiniz. Çünkü, başınıza geçecekler, hangi yoldan olursa olsun, sizin kapınızı çalmak zorundadırlar. Yani onlara şekil verecek olan sizlersiniz.

Nasıl ki, bir fiziğin, kimyanın, astronominin kendine göre değişmeyen kanunları ve prensipleri varsa, aynısı Toplumun da kendine göre prensipleri vardır ve bunlar kıyamete kadar da değişmeyecektir. Onun içindir ki, insanlar, şerre, şirretliğe yol veriyor, bağırlarında kötülüklerin barınmasına açık yaşıyorlarsa, o toplum insanlarını kötüler ve şirretler idare edecektir. Bu Cenâb-ı Hakk’ın değişmeyen kanunudur.

Nisa58 : Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

NE GÜZEL ÖĞÜT VERİYOR DEĞİL Mİ !

Biz bu ayetin icabını yerine getirebildik mi ? Maalesef yalnız biz değil, hemen hemen tüm islam devletleri bu ayet ile amel etmiyorlar. Ettikleri an iş biter. Ne ulus, ne ırk ne kavim ve ne de millet ümmedin önünde bir set olabilir.

Şimdi biz bu ayetin gereğini yerine getirseydik, sizin sorduğunuz sorunun cevabını çok kolay verebilecektik, değil mi ? . Yani Emaneti bizden olan birine verebilseydik lideri de , yönetimi de bizden olanlardan seçip oluşturabilseydik ULUSCULUK IRKÇILIK KAVMİYETÇİLİK VEYA TOPRAKÇILIK taasupları ümmed önünde islam ümmeti önünde ne mana ifade ederdi ki !

Ama karamsar değilim, umut varım. Allahın inayetiyle bir gün bir mehdi çıkar gelir. islam milletlerini birleştirir. Tek çatı altında toplar. İslam ümmedi altında tek bayrak yek ve tek vucut oluruz.

Fitne ve fesat yayıldığı, müslümanlar aldatıldığı zaman, doğruyu bilenler, herkese anlatsın! Anlatmazsa, Allahü teâlânın, meleklerin ve insanların laneti onun üzerine olsun!) [Ebu Nuaym]

SAYGILARIMLA

Abdulhamit 1 14 Nisan 2010 18:55

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

YitikSevda Üyemizden Alıntı
Abdulhamit abi sizi tanıyorum İslami düşünceden Tekrar hoşgeldiniz Allah abimize hayırlı şifalar versin .....Sorular inşaallah gelecek tekrar Allah şifalar nasip eylesin...

DEĞERLİ KARDEŞİM YİTİKSEVDA,

Allah razı olsun ilgi ve samimiyetinize hoş karşıladınız beni. Ve ben de hoş bulduk diyorum. Şifa duanız için de binlerce teşekürler. Allah size de sıkıntı dert ve hastalık vermesin. Verse de kolay atlatmayı nasip etsin. İnşallah

Sorunuzun ilk bölümünü Fecr kardeşimize verdiğim geniş cevab ile de cevapladım sanırım.

Sorunuzun ikinci bölümünü de ve diğer kardeşlerimizin sorularını da yarın cevaplayacağım inşallah.

Esen kalın, Allah emanet olun

Saygılarımla

FECR 15 Nisan 2010 16:05

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Abdulhamit Abi
verdiğiniz cevaplar için Allah razı olsun,bizleri razı olduğu kullarından kılsın

Abdulhamit 1 15 Nisan 2010 16:48

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

KARAKÖSE Üyemizden Alıntı
insanı nasıl tanımlayabiliriz. bireysel bir tanımmı, toplumsal bir tanımmı daha uygun olur.
iyi insan derken zihnimizde nasıl bir ifade oluşmalıdır.
iyi insan olmakla müslüman olmak arasında nasıl bir ilişki vardır. müslüman olduğu halde iyi insan olmayan, yada iyi insan olduğu halde müslüman olmayan hakkında ne düşünürsünüz.

DEĞERLİ KARAKÖSE KARDEŞİM,

Güzel sorular sormuşsunuz ellerinize sağlık. İlk sorudan başlayayım.

İnsanı nasıl tanımlayabiliriz. Bireysel bir tanım mı, toplumsal bir tanım mı daha uygun olur. Diye sormaktasınız.


Sanırım insanı tanımlamanın toplumsal bir tanım içinde olacağı daha doğru olacağı kanattindeyim. Çünkü toplumdan soyutlanan bir insan tahayyül edilemez.İnsanlar, dünya yüzünde insan sıfatını aldıkları zamandan bugüne kadar, yalnız yaşayamayan ve kesinlikle topluluk halinde yaşamaya uygun olarak yaratılmışlardır. Aile toplumun en küçük ve en temel parçasıdır. Birey,bir aile grubunun içinde doğar ve orada yetişir.

İnsanoğlu varolduğu günden bu zamana kadar tek başına yaşamamış, toplum olarak varlığını sürdürmüştür. İnsan, birey olarak bir toplumun yaşama zorunluluğu hissetmiştir. İnsanlar niçin bir arada yaşamak zorundadır? Toplumun ne tür işlevleri vardır?

İnsanların bir arada yaşama zorunluluğunun iki temel nedeni vardır ; Birincisi insan bütün ihtiyaçlarını doğadan tek başına gideremez. İnsan biyolojik bir varlıktır. Bu anlamıyla , doğada yaşayan canlılar gibi açık , susuzluk vb. güdülerini gidermeye çalışır. Biliniyor ki insan , ihtiyaçlarını gidermek için öteki insanlarla iş birliği yapmak zorundadır. İnsanın tek başına doğanın güçlükleriyle baş edememesi insanların güçlerini birleştirmelerini zorunlu kılmıştır. İkincisi ise insan psikolojik nedenlerle toplum halinde yaşama ihtiyacı duyar. Sevgi , paylaşma , üretim gibi ihtiyaçlarını toplum halinde yaşayarak giderir. Bu anlamda da insan toplumsal bir varlıktır. Zaten Bütün insanlar, bir toplumsal vücudun parçalarıdır ve bu sebeple birbirine bağlıdır. Bundan dolayı kurandaki şu ayet hep dikkatimi çekmiştir..

Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir. ( Bir insanı haksız yere öldürdünüz mü, tüm insan toplumunu yok etmiş oluyorsunuz. )

Bir insanın hayatını kurtarmak da tüm insan toplumun hayatını kurtarmak gibidir. Bu sözlerin uzun bir tefsiri olmalıdır
.
"Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur" (Maide Sûresi: 32)

Şu ayette çok dikkat çekicidir.

Nisa 93: `Kim bir mü`mini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalmak üzere gireceği cehennemdir.` insan kıymetli bir varlıktır. Bu varlığın canını, malını ve ırzını (namusunu) İslam korumaya almıştır ve bu üç şeyine dokunmayı haram etmiştir.


Başkasına olan bir iyilik bize de iyiliktir; başkasına olan kötülük bize de kötülüktür. Bu sebeple iyiliği sevmek ve kötülükten kaçınmak Allahın bir emri olmaktadır.

Başkalarının kusurlarında bizim de istemeyerek ekseriya beraber suçlu olduğumuzu gösterir . Herkes, kendi için" mi yoksa "herkes, herkes için"mi düşüncesini önemlidir ?. Bana göre herkes, herkes içindir. Bu düşünce toplumsaldır, geniş ve yüksek anlamıyla da islamidir ve insancadır.

İnsan topluluğu, aynı zamanda bir fikir ve inanç etrafında toplanmış kimselerdir. Örneğin bunlardan bir tanesi İslâm toplumu.

İslâm dini, müslümanların topluım halinde yaşamalarına; her hususta birbirlerini destekleyen ve birbirlerine yardımcı olan bir toplum olmalarına önem vermiştir. Peygamber (s.a.s.) müminleri, bir binayı oluşturan ve birbirleri ile kenetlenmiş tuğlalara benzetmektedir. Kur'an-ı Kerîm de, onları "kardeşler" olarak niteler.

Hz. Peygamber (s.a.s.): "Cemâat rahmettir, tefrika ise azaptır" buyurmaktadır. (İbn Hanbel, IV,145). Yine şöyle buyurur: "Allah'rn eli cemâatle beraberdir. " (Tirmizî, Fiten, 7).

"Bereket cemâatle beraberdir. " (İbn Mâce, At'ime, 17).


Allah'ın birliği ve toplumun bütünlüğü inancı etrafında toplanmayı en mühim gaye sayan İslâm dininde, TOPLUM denilince: inançta olduğu gibi, dünya işlerinde de bir araya gelip yardımlaşarak yaşayan birlik akla gelir.

Çünkü insan daima cemâat ve daha geniş anlamıyla cemiyet halinde yaşayan Toplumcu bir canlı yaratık"tır.

Hz. Peygamber (s.a.s.) "Birbirini sevmede, birbirlerine acımada ve korumada müminler bir vücut gibidir. Vücudun herhangi bir organı rahatsız olursa, diğer organlar toptan humma ve uyumsuzluğa tutulur" buyurmuştur. Ayrıca ayırım yapmaksızın bütün insanların birbiriyle kenetlenmelerini birbirine yardım elini uzatmalarını, bir iman vazifesi olarak emretmiştir.

Cenâb-ı Hakk: "... İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak konusunda birbirinizle yardımlaşın; günah işlemek ve haddi aşmak üzere Yardımlaşmayın. " buyuruyor. (el-Mâide 5/2).

Bu tür toplumsal vazifelerimizi yapmadıkça müslüman olarak yaşayabilmemize imkân yoktur. Çünkü "Gerçek müminler kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, kardeşlerini kendi nefislerine tercih ederler. " (el-Haşr 59/9).

Ayrıca yine "Sizden birini, kendi nefsi için sevdiğini mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek mümin olamaz." buyuran Hz. Peygamber, toplum düzenin temelini en sağlam bir tarzda şöyle ifadelendirmiştir:

"İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olanıdır. " ( Hadis )

BU GENİŞ İZAHATTAN SONRA
İnsan; önce kendisini yaratan Allahına karşı ve daha sonra kendi yaşadığı topluma karşı yerine getirmesi hak ve ödevleri olduğu toplumsal varlıktır . Diyebilir miyiz !

Abdulhamit 1 15 Nisan 2010 17:27

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

KARAKÖSE Üyemizden Alıntı
iyi insan derken zihnimizde nasıl bir ifade oluşmalıdır.
iyi insan olmakla müslüman olmak arasında nasıl bir ilişki vardır. müslüman olduğu halde iyi insan olmayan, yada iyi insan olduğu halde müslüman olmayan hakkında ne düşünürsünüz.

İyi insan derken zihnimizde Allahı bilen ve ona şirk koşmayan, takva sahibi olan müslüman bir insan olarak canlanmalıdır.

Bu ifade ve tanıma göre Ateistler , kafirler, müşrikler ve münafıklar iyi insan değillerdir. İyi insan olamamaktadırlar. Bu ifade aynı zamanda KURANIN da ifadesidir ki iyi insan olmadıkları için ya da iyi insan olamadıklarından onlara cehennem azabı öngörülmüştür.

İyi insan olmak Allahın bir emridir. Ancak Müslüman olmakla iyi insan olunur. Yani müslümanlığın şartını getirmekle iyi insan vasfı kazanılır Ve Allahın sonsuz mükafatına hak kazanılır . Müslüman olmanın şartı sadece 5 midir ? Yoksa kuranın emrettiği şartları yerine getirmek midir ?

Alıntı:

SORU:Müslüman olduğu halde iyi insan olmayan, yada iyi insan olduğu halde müslüman olmayan hakkında ne düşünürsünüz.
O halde biraz düşüneyim ve düşünmeliyim de

Abdulhamit 1 15 Nisan 2010 18:12

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
-------------------------------------------------------------------------------------
Alıntı:


SORU:Müslüman olduğu halde iyi insan olmayan, yada iyi insan olduğu halde müslüman olmayan hakkında ne düşünürsünüz ?

Müslüman olduğu halde iyi insan olmayan hiç kimse yoktur. İyi insan olduğu halde de müslüman olmayan hiç kimse yoktur.

Ancak sorunuzdan sizin ne demek istediğinizi şöyle anlayabilirim..


Şayet Müslüman olduğu halde o insan iyi insan değilse O kişinin sadece Adı müslümandır . Benimsediği ve kabul ettiği din islam olduğu için müslümandır . Ama icratı tam olarak Kurana uygun düşmüyorsa, o kişi müslüman olduğu halde iyi insan değildir ve olamaz da.

Sadece Müslüman olmak veya müslümanlığı kabul etmek ebedi kurtuluş değildir. Gerçek müslüman olacaksın. Bu nasıl olur ?

Kuranın emrettiği gibi doğru, dosdoğru insan olacaksın. Haksızlık yapmayacaksın. Hem rabbine karşı ve hem de insanlara karşı da............

Kısacası Muhammedül emin gibi güvenilir ve iyi olacaksın.

Peki, İyi insan olduğu halde müslüman olmayanlar var mıdır ?

İyi insandan kasıt huy ve ahlak ve amel güzelliği ise elbette vardır. Bunlar İslami özelliğe sahip olan bu özellikleri üzerinde barındırdıkları halde maalesef müslüman olmamış kimselerdir. Bunlar iyilik de yaparlar. Ancak bu yaptıkları iyiliğin Allah katında hiç bir önemi yoktur. Çünkü kaale alınmaz. Ve tüm yaptıkları salih ameller boştur. Boşadır.

Aslında Yaptıkları iyilikler ve salih ameller onların iyi insan olduklarını göstermez. Bize karşı iyilik yapmış olsalar da...

Ancak biz de onlara karşı, karşılklı iyiliklerde bulunabiliriz. ve onlara karşı adaletli yaklaşmamızı da Allah bize ayetle emreder. Hatta onlarla bir dereceye kadar arkadaşlık da yapabiliriz. Bunun hikmeti şu ki, onlarla karşılıklı arkadaşlık ve diyaloğumuzdan bir etkileşimle belki müslüman olurlar düşüncesidir. İslamı doğru tebliğ yöntemi ile ve örnek islami yaşantımızla da onların da müslüman olacağı umulur.

HALUK GÜMÜŞTABAK 15 Nisan 2010 19:50

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Değerli arkadaşım yazdığınız yazının tamamına katılıyorum yanlız aşağıdaki düşüncenize katılamıyorum. Daha öncede bu konuyu tartışmıştık, bakın ne yazmışsınız?

( Şu tartışılan başörtüsü ayeti yok mu ? Bu ayet peygamber efendimizin uygulaması olmasaydı gerçekten anlaşılamayacaktı. Veya çok zor anlaşılacak ayet. Çünkü ayette geçen Kadının GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA SÖZCÜĞÜNDEN ANLATILMAK İSTENEN NEDİR ?)

Değerli arkadaşım başörtüsü ve kadının ay halinde ibadet yapmasının yasaklanması asla kur'andan çıkarılamaz, zaten sizde başörtüsü konusundan söz ederken uygulamalar olmasaydı kur'andan anlayamayacaktık diyerek, yazınızın bana göre tam tersi bir fikri bu konuda savunmuş oluyorsunuz.

Söylediğiniz bana görede çok doğru düşünce ve tespitlerinizden yola çıkarak hatırlayalım. Allah ayetlerini bir diğer ayetleriyle daha net anlaşılması için detaylandırarark açıklamıştır. Bakın bu düşünceye göre tarafsız düşünerek kendimize soralım. Allah herşeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim dedikten sonra, acaba günümüzde çok tartışılan başörtüsü konusunda neden açıkca hiç bir ayetinde kadın saçını örtmelidir dememiştir? Nur suresi 31. ayet örnek gösterilerek başın örtülmesi emri verilmeden örtüleriniz yada başörtülerinizle göğsünüzü örtünüz emrini bizlerin başınızıda örtün diye algılamakla söylediklerimizin tam tersini yapmış olmuyormuyuz? Burada diyelimki çelişkiye düştük, peki neden kur'anın birbaşka yerinde savunduğumuz yöntem doğrultusunda, kadının başının örtülmesini emretmiyor kur'an bunuda düşündünüzmü hiç? Eğer sizin söylediğiniz bencede doğru bir yöntemi kabul ediyorsak, Allah kadının saçını örtmesini emretseydi bir başka ayetinde bunu net bir şekilde söylemezmiydi?

Değerli arkadaşım peygamberimizin uygulamalarından bahsederken sizinle bu konuyu tartıştığımız bilgileri hatırlayın lütfen. Peygamberimiz devrinde başörtüsü özgürlüğün bir işareti olduğunu söylemiştim. Köle müslüman cariyelerin başlarını örtmelerine izin verilmediğini hatırlatmıştım. Bunlar o devrin de uygulamalarıdır bunu unutmayalım. Bir toplumun yaşam şekli, gelenekleri bir dinin tüm Dünyada yaşam şeklini oluşturmaz. Her toplumun kıyafetleri o bölgenin iklimi ilede doğru orantılıdır. Peygamberimiz devrinde öyle giyiniliyor yada yaşanıyor diye bizler eğer onları taklit edersek doğru bir yol izlemiş olmayacağımızın kanatini taşıyorum. Bu konuyu daha önce tartıştığım için daha fazla yazmak istemiyorum, bunlarıda söylemek istedim, çünkü amacımız doğruyu, yanlız doğruyu bulmak ve Rabbin doğru yolundan gitmektir. Sağlıklı ve esenlik dolu günler dilerim. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Yitiksevda 16 Nisan 2010 01:35

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
İnsan fiillerini gerçekleştirirken kendisinin dışında bir gücün baskısı ve zorlaması altındamıdır,yoksa kendi özgür iradesi ile seçme hakkına sahipmidir ?

Abdulhamit 1 16 Nisan 2010 03:58

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

Haluk GÜMÜŞTABAK:Değerli arkadaşım yazdığınız yazının tamamına katılıyorum yanlız aşağıdaki düşüncenize katılamıyorum. Daha öncede bu konuyu tartışmıştık, bakın ne yazmışsınız?

( Şu tartışılan başörtüsü ayeti yok mu ? Bu ayet peygamber efendimizin uygulaması olmasaydı gerçekten anlaşılamayacaktı. Veya çok zor anlaşılacak ayet. Çünkü ayette geçen Kadının GÖRÜNEN YERLER MÜSTESNA SÖZCÜĞÜNDEN ANLATILMAK İSTENEN NEDİR ? )
Sayın Haluk Bey Kardeşim, Alıntının bir de devamı vardı. Bakın ne demişim.

Hangi kısımları görünecek hangi kısımlar görünmeyecek ? İşte peygamber efendimizin kendisine verilen hikmet ile kuranı açıklayacı vasfı buradadır. Ayeti anlar anlatır izah eder ve uygular.

"Kim Resule itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur" (Nisâ, 4/80)


Şu tartışılan başörtüsü ayeti yok mu ? Bu ayet peygamber efendimizin uygulaması olmasaydı gerçekten anlaşılamayacaktı. Veya çok zor anlaşılacak ayet

NEDEN ÖYLE SÖYLEDİM VEYA SÖYLEMEK ZORUNDA KALDIM ?

Kuranda Nur 31 ayetinin tamamını açıklayacak ( Hangi kısımları görünecek hangi kısımlar görünmeyecek , yani GÖRÜNEN KISIMLAR MÜSTESNA ayetini açıklayacak) başka bir ayet bulamadığımdan bu sözü öyle söylemek zorunda kaldım. Muhakak ki, Kuranda bir ayeti açıklayan izah eden bir başka ayet vardır. Fakat ben bulamadım. Yani Ayeti ayet ile tefsir eden Nur 31 ayetindeki GÖRÜNEN KISIMLAR MÜSTESNA ve başörtüsünü de açıklayan ayeti bulamadım.

Yazınızı ,Yazdıklarınınızı tekrar değerlendireceğim. Galiba bazı haklı nedenleriniz var . Kadının saçı kurana göre mahrem mi değil mi , kadının süsü mü değil mi ? Saç, Kadının gizlemesi gereken süsü mü ? Tekrar değerlendireceğim ve çok teşekkür ederim
.

Yitiksevda 16 Nisan 2010 09:15

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Rızık mevzuunda İnsan kendisimi belirler Allah'mı eğer Allah ise El Adl ismine ters düşmezmi ?

Abdulhamit 1 16 Nisan 2010 16:19

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

YitikSevda Üyemizden Alıntı
İslam taklidi imanı benimsemez Tahkiki bir ima ister sorum şu olacak taklidi iman ile yetinenler ne kadar İslamı anlamış ve yaşamış olurlar.

Allah bizi neden yaratmıştır sorusuna Akli cevap istiyorum Kuran'i cevap var ben akli olarak beni doyuracak bir cevap arıyorum.

İkinci soru pek nazarımı çekti. Bu sorudan başlamak istiyorum.

Allah bizi neden yaratmıştır sorusuna Akli cevap istiyorum Kuran'i cevap var ben akli olarak beni doyuracak bir cevap arıyorum.

DEMİŞSİNİZ


Değerli kardeşim Yitiksevda,

Son sorunuz açık ve net değil. Bu haliyle cevap verilmesi çok zor bir soru . Çünkü Akli cevab aradığınızı söylemektesiniz.

Kuranda verilen cevap akli cevap değil midir ? Şimdi biz akli cevap versek de kurana göre de uygun bir cevap vermiş olmaz mıyız ? Cevab vermiş oluruz değil mi ?. Akıl ile veremeyeceğimiz hiçbir cevap da kurana asla uymayan bir cevap olacaktır. Allah insanın yaratma amacını net açıklamış. İnsanı hangi amacı için ve neden yarattığını bilginiz olmak üzere zariat 56 ayetiyle çok net verilmiştir.

Kuran dışı vereceğimiz cevap ta kurana uygun olmalıdır. Kurana uymayan hiçbir cevap da doğru ve akli cevap olamaz ve değildir de.

O halde Kuranda olmayan ama kurana uyan akli cevabı mı verelim. Yoksa Kurandan ve peygamberden habersiz yaşayan, ilahi kitap bilgisi olmayan ancak ibrahimi akılla yaratıcısını bulmuş biri olarak Allah insanı neden ve niçin yarattı sorusuna mı akılla cevap verelim.

İnsan beyni bir bardak kapasitede, o akılla anlamak istediğiniz soru bir okyanus su..

Böyle düşünelim. Fakat yine de bir bardak da olsa okyanustan suyu Çıkartalım derim. Bakalım ne çıkacak ve ne kadarı çıkacak

Saygılarımla

Yitiksevda 16 Nisan 2010 16:25

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Sayın abim sizin cevabınız bir materyaliste bir Ataiste cevap verilecek tarzda olsun zaten Kuran'ı benimsemiş olsa idi sorun kalmazdı abim...

Abdulhamit 1 16 Nisan 2010 16:32

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

YitikSevda Üyemizden Alıntı
Sayın abim sizin cevabınız bir materyaliste bir Ataiste cevap verilecek tarzda olsun zaten Kuran'ı benimsemiş olsa idi sorun kalmazdı abim...

ANLAŞILDI O HALDE

Kuran dışı vereceğimiz akli her cevap kurana uygun olmalıdır. Çünkü Kurana uymayan hiçbir cevap da doğru ve akli cevap olamaz ve değildir de.

O halde ATEİSTLERE Kuranda olmayan fakat kurana uyan akli cevabı verelim.

Düşünüp yazacağım.

Abdulhamit 1 16 Nisan 2010 18:40

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

Kuran dışı vereceğimiz akli her cevap kurana uygun olmalıdır. Çünkü Kurana uymayan hiçbir cevap da doğru ve akli cevap olamaz ve değildir de.

O halde ATEİSTLERE Kuranda olmayan fakat kurana uyan akli cevabı verelim.
Eğer bir materyalist veya ateist Allahı akli deliller ile kavrayıp, ona iman etmiyorsa, Akli deliller ile İnsanın Allah tarafından niçin yaratıldığını da kabullenmeyecektir. Eğer kalb gözü mühürlü değilse insanın yaratılışındaki akli delilleri kabul ettiğinde Allahı da kabul edecektir.

Aslında ona şöyle bir soru soralım. Faraza diyelim yani inandırıcılığı ve empati olsun diye. Şayet sen bir tanrı olsaydın şu insanı neden ve niçin yaratırdın diye soralım. Dahası tüm cansız ve canlı varlıkları niçin yaratırdın diye de soralım?.

Şayet sen bir Tanrı olsaydın sen tanınmak ve bilinmek istemez miydin ? Yarattıklarınla övünmek yaratacakların tarafından da övülmek istemez miydin. Yoksa kendi halinde hiç birşey yaratmayan bir tanrı olmayı mı arzu ederdin? .

Şayet Yaratıcı olan Allah hiçbir şey yaratmamış olsaydı. Onu kim tanıyıp bilecekti ? Hiç bir şey yaratmamış olsaydı yaratan ismini alacak mıydı ? Yaratmayan tanrının yaratan ismi olacak mıydı ? Bedii ismi olacak mıydı ?
Onun ismini , isimlerini ve zatını kim bilecekti:Ona kim secde edip şanını yüceltecekti.


Siz bir resamsınız , sanatkarsınız, pek büyük ve pek güçlüsünüz istediğiniz herşeyi yapmaya da gücünüz yetiyor. Bu gücünüzü sanatınızı sergilemek istemez misiniz ? Yaratacaklarınız tarafından bilinmek ve tanınmak ve övülmek istemez misiniz ? Ve maddi olarak yaratacağınız en üstün vasıflı bir canlıyı (insanı ) yaratmak istemez misiniz. Hayır hiç birşey yaratmak istemem derseniz sizin tanrılığınızın bir anlam ve manası var mı ? Bir anlam ve manası yok demektir

Niçin yaratırsınız.

O halde Allah insanı niçin yarattı. Bir hayvan da şayet akıl edip düşünebilseydi aynı soruyu o da sorardı ve rabbim beni niçin yarattın derdi. Hatta cin ve melekleri de bu soruyu sorarlar hem kendi kendilerine ve hem de rabblerine


Devam edeceğim

HALUK GÜMÜŞTABAK 16 Nisan 2010 19:30

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Allah bizi neden yaratmıştır sorusunu okuyunca düşündüm, gerçekten çok kısa olarak bir cümleyle nasıl bir cevap vermek gerekir ki, inanmayan birisi düşünmeye başlasın? Bu soruyu okuyunca mesleğinde zirvede olan sanatkârlar geldi aklıma. Eserlerini sergiliyor ve onları izlemeye gelenleri gördükçe gururlanıyor ve mutlu oluyorlar. Hiçbir sanatkâr yaptığı eserlerini gizlemez, hepsini göz önünde sergiler onlarla övünür, ama eğer elinden geliyorsa hiç birisini de satmak istemez. Teşbihte hata olmaz ama inanmayan birisi bana Allah bizi neden yaratmış diye sorsaydı, ben ona ESERLERİYLE ÖĞÜNMEK İÇİN DERDİM.

Abdulhamit 1 16 Nisan 2010 19:46

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
İnsan niçin yaratılmış?” sorusuna sıkça muhatap oluruz. Böyle bir soruyu kendimize yahut bir başkasına sormamız, bizim için büyük bir yaratıcının ihsandır. Şöyle ki: Bu soruyu Güneş kendisine soramadığı gibi, bir başka yıldız da güneşe sorabilmiş değil. Yine bu soruyu bir arı bir başka arıya, yahut bir koyun diğerine sormaktan aciz.

İnsanın, bu perdeli diyarda neden var oluğunu, nereden geldiğini ve nereye gittiğini, kim tarafından ve hangi amaçlarla gönderildiğini, neyin hayır ve neyin şer olduğunu bilmeye ihtiyacı vardır.

NİÇİN YARATILDIĞINI BİLMEK ZORUNDADIR.

Ben kimim neden ve niçin yaratıldım. Nasıl ve niçin var oldum. bu hayat ve ölüm neden var ? sorusunu kendine sormalıdır

Yüce yaratıcı Allah insanları neden yaratmıştır?


Allah Teâlâ'nın yüce ve kâmil sıfatları vardır, bunlardan biri de yaratma sıfatıdır. Bu sıfatın âtıl olması, hiç olmaması gibidir, faal olması ise devamlı yaratmanın bulunmasını gerektirir

Tabiatta ve kainatta her şey insana hizmet ediyor ve ettiriliyor. Her şey İnsanın emri ve tasarrufu altında . Peki ya insan! Ya insan kime hizmet verecek ve kimin emrinde ve tasarrufunda olacak ?

Allah insanı seviyor hem de pek çok.

İnsan yaratılmadan önce neden-niçin ağaçları, nebatları kainatı yıldız ve güneşi yaratmış?

AĞAÇLARI HAYVANLARI VE AKLIMIZA NE GELİYORSA ALLAH İNSANLAR İÇİN YARATMIŞ. Neden ?

Allah’u Teala insanları sevdiği için yaratmıştır. Allah insanları seviyor çünkü nefes alsın diye Oksijeni yarattı, içsin diye suyu, yesinler diye bitkilere emretti , toprağı meyve sebzeye hayvanlara bitkileri et, süt, yumurta, bala dönüştürmektedir. Bütün kainat insanlara hizmet etsin diye yaratılır da peki ya insan kimin için yaratılır ?

Bazı ilginç tipler şöyle diyor”Allah bizi niye yaratmış belki ben yaratılmak istemiyordum niçin bizi yaratmaya gerek duymuş” onlara verilecek cevapları bir önceki iletimde sunmuştum.

Allah gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisi arasında bulunan şeyleri batıl olarak, boş yere yaratmadı . Bu sözler cehaletin sözleridir.

Var olmak yok olmaktan daha iyi ve güzeldir.her şey Allah için var olmak zorundadır. Allah İnsanla bir eser övüneceği materyal ve manasal bir eser yaratmak istemiştir ve insanı en güzel ve en üstün şekilde yarattı.

Güzel bir manzara resmini ressam neden yapar ? Çünkü hosuna gitmis , sevmistir. Önceden o resim yokken sonradan yapılmış olur. Tıpkı bunun gibi Allah’ta evreni ve insanlari sevdigi için , güzellik için , önceden yokken , yoktan var etmiş , Dünyada bir lider olarak dünyayı imar edip cennete çevirsinler diye de

Neticede her ne olursa olsun sanatçı sanatını göstermek ister; yüksek zevkler de onu tatmak... Herhangi bir sanatçının kendini ifade ederken duyduğu aşk ve şevk herkes tarafından müşahede edilebilir. KAİNAT DA BÜYÜK BİR İNSANDIR.
Büyük bir insan gibi işleyen kainatın özünde de bu sır gizlidir.

Peki Allahü Teala'nın sonsuz ilme, kudrete, rahmete sahipken güzellik , olgunluk, erginlik ve tamlığını insan üzerinde göstermek istemesi gerekmez mi? Bundan dolayı Onun kendi ruhundan insana üflemesi gerekmez mi ?Allah Teâlâ'nın nice sıfatlarının eseri onda tecellî etmeyecek mi ?

Mütefekkir (düşünen, fikir üreten) AKLEDEN İNSAN

Herşey bize hizmet ediyor, ALLAH HERŞEYİ BİZE HİZMET ETİRiYORSA o halde biz neye, kime hizmet edeceğiz. İŞTE İNSANIN YARATILIŞ AMACI

Bizim yapacağımız hizmetin, bize hizmet eden herşeyi alâkadar etmesi lâzımdır
.

Allah herşeyi , her hizmeti insan için yaratmış ise, insanı da kendi için yaratmış olduğu aklen söylenebilir..

Allah’ın bizler yok iken bizi varlık alanına çıkarması engin lutfunun bir sonucudur. Sağlıklı bir zihin yapısına sahip olan kişilerin yok olmak istemedikleri hatta imkânları olsa sonsuza kadar var olmak istemeleri tartışılmasız bir gerçekliktir

Abdulhamit 1 16 Nisan 2010 20:07

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

haluk gümüştabak Üyemizden Alıntı
allah bizi neden yaratmıştır sorusunu okuyunca düşündüm, gerçekten çok kısa olarak bir cümleyle nasıl bir cevap vermek gerekir ki, inanmayan birisi düşünmeye başlasın? Bu soruyu okuyunca mesleğinde zirvede olan sanatkârlar geldi aklıma. Eserlerini sergiliyor ve onları izlemeye gelenleri gördükçe gururlanıyor ve mutlu oluyorlar. Hiçbir sanatkâr yaptığı eserlerini gizlemez, hepsini göz önünde sergiler onlarla övünür, ama eğer elinden geliyorsa hiç birisini de satmak istemez. Teşbihte hata olmaz ama inanmayan birisi bana allah bizi neden yaratmış diye sorsaydı, ben ona eserleriyle öğünmek için derdim.

katkılarınızdan ve katılımızdan dolayı teşekkür ederim haluk bey kardeşim,

Armagan 16 Nisan 2010 20:21

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

Abdulhamit 1 Üyemizden Alıntı
Alıntı:

HALUK GÜMÜŞTABAK Üyemizden Alıntı
[size=large]Allah bizi neden yaratmıştır sorusunu okuyunca düşündüm, gerçekten çok kısa olarak bir cümleyle nasıl bir cevap vermek gerekir ki, inanmayan birisi düşünmeye başlasın? Bu soruyu okuyunca mesleğinde zirvede olan sanatkârlar geldi aklıma. Eserlerini sergiliyor ve onları izlemeye gelenleri gördükçe gururlanıyor ve mutlu oluyorlar. Hiçbir sanatkâr yaptığı eserlerini gizlemez, hepsini göz önünde sergiler onlarla övünür, ama eğer elinden geliyorsa hiç birisini de satmak istemez. Teşbihte hata olmaz ama inanmayan birisi bana Allah bizi neden yaratmış diye sorsaydı, ben ona ESERLERİYLE ÖĞÜNMEK İÇİN DERDİM. [/size]

KATKILARINIZDAN VE KATILIMIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİM HALUK BEY KARDEŞİM,

Peki her eser Rabbımın Övgüsünü alacak kadar iyimi?

Abdulhamit 1 16 Nisan 2010 20:25

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

Peki her eser Rabbımın Övgüsünü alacak kadar iyimi?
ONA NE ŞÜPHE ! EĞER ONU DA ALLAH YAPMIŞ VE YARATMIŞSA !

Armagan 16 Nisan 2010 20:33

RE: 66.Haftanın Misafiri Abdulhamit (1)
 
Alıntı:

Abdulhamit 1 Üyemizden Alıntı
Alıntı:

Peki her eser Rabbımın Övgüsünü alacak kadar iyimi?
ONA NE ŞÜPHE ! EĞER ONU DA ALLAH YAPMIŞ VE YARATMIŞSA !

Yani biz bu övgüye layıgız öylemi?Ayrıca bir ateistide Rabbım yarattı onunladamı övünüyor?Yoksa aklını kulanmayanlar kendını bulsun dogruyu özü bulsun dıyemı varız

Bu soruyu soran arkadas baya bır derınlere ındırdı sanırım bızi İnsan beyni 1 bardak kapasite, sorulan sorunun cevabını bulmak 1 okyanus su.....


SAAT: 18:18

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306