RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

Haklısın, eskisi gibi değil, in cin top oynuyor, zorla misafir agırlıyoruz:D
Ben ideolojik, marksist vs takılmayı düşünmüyordum zati, şahsım adına soracagım, nasıl ateist olunur, insan kendisini nasıl ateist hisseder, Sen nasıl ateist olduguna karar verdin, durup dururken mi oldu, var mıydı çarpan çarpmayan sebepler , aha onları merak ediyorum ben :)

Cevaplarsan sevinirim

RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

teşekkür ederim... aslında buna net bir cevap vermek zor. benim şahsi fikrim insan olabilmekte öncelik... burdan şu sonuç çıkmasın din kötü birşeydir bana fikrimi sordun ben önceliğimi söyledim kişiden kişiye değişir... ama bir kişi insan olarak kişiliğini oturtamamışsa insan olarak bir takım şeylerin farkına varamamışsa dindar olması sadece onu kötülüklere karşı azda olsa frenler..

RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

Eyvallah kardeş İnsan olamadıktan sonra Dini-Dar olunabilir Dindar olunamaz . Bütün İlahi dinlerin ana teması alemlerin yaradılışı İNSAN içindir bu değer verilen bir varlık ne yazık ki FITRAT'INA yaradılışdaki özüne ihanet etmektedir....

Şeyh bedrettin'i haksız yere tekfir eden ve dışlayanlar sizce ne kadar haklıdırlar ?

Seyyid Rıza Allah rahmet eylesin ne yapmıştı da külleri savrulacak kadar büyük bir zulme uğradı ?

Bilgi nedir sice neye yarar ne bekliyoruz yada ne elde ediyoruz ?

RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

arkadaşlar kusuruma bakmayın ama yarın işe erken kalktığım için bugünlük kalan sorulara cevap veremiyorum ama yarın hepsini yanıtlayacağım biraz uzun cevap ları olacak o yüzden:).. sadece cevap olsun diye acele birşeylerde yazmak istemiyorum..

RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

Eywallah
Hayırlı işler

RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

ilk soruya cevap vermiştim ikinci soru için şunu söleyebilirim... şimdi forumlar kişinin dini siyasi veya ahlaki konumuna göre şekileniyor.. kimi siyasi, kimi dini, kimi çevreci vs vs forumlar var ana gayesi ne olur bilmiyorum farketmezde. ama şunu söyleyebilirim ne forumu olursa olsun. forumlar sadece kendisiyle aynı şeyleri düşünen insanları değilde daha geniş bir kesimi kapsayacak bir platform olmalı ve ona göre şekilenmeli.. kısaca forumun gayesi ne olursa olsun farklı düşünceleri içinde barındırmalı kapsayıcı olmalı ve eşit yaklaşımlı olmalı saygı çevresinde düşünceye özgürlük.. son olarak foruma dönme konusuna gelince çalışan biri olarak çok az boş vaktim oluyor.. onuda daha çok bilgisayar ortamında değilde başka uğraşlarla geçirmek istiyorum.. bunun yanında kendimi foruma ait hissetmememde eklenince kalamıyorum...

RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

dersimde doğduğumu söylemiştim ben doğduktan altı ay sonra babam vefat etmiş.. kendimi bildiğimde yani ölümün ne olduğunu anladığımda babamın mezarı başında az dua etmedim. oruçta tutardım köy çocuklarıyla yarışırdık ben oruç tutuyorum sen tutamıyorsun.. her bölgenin her inançın kendine göre kutsal saydığı mekanlar türbe veya ziyaret yerleri vardır.. bu yerlere saygıyla gittiğimi kapılarını öperek içeri girdiğimide hatırlıyorum.. ama eksik olan birşey vardı ??? evet dersimliydim kürtüm ve aleviydim yani kurtuluş savaşından sonra yeni kurulan cumhuriyetin kendine ilke saydığı tek dil tek din ve tek bayrak anlayışı ve türk islam sentesiyle yoğrulan yeni cumhuriyet bir yandan devletçi islamı diğer yandanda türkçülüğü dayatıyordu.. dersimliydim kürtüm aleviydim ulus devlet içinde asimile edilmeliydim onun içindirki tarihe dersim isyanı olarak geçen fakat aslında devletin yıllarca planlayıp uyguladığı bir katliam olan dersim katliamında 90 bine yakın dersimli katledilmiş bir çoğuda sürgüne gönderimiştir.. bunların içinde çoğunluğu aleviliğin inanç önderleri sayılan dedelerdir bu katliamdan sonra dersime yönelik asimilasyon yoğun bir biçimde başlamıştır. yüzde yüze yakını alevi olan bir bölgeye devlet eliyle camiler yaptırılmış. okularda ana dileri olan zazaca veya kürtçe yerine türkçe öğretilerek türkçülük dayatılmıştır. 2010 geldiğimizde tablo biraz ılımlanmış gözüksede kürt halkı ve alevi toplumunda derin izler bırakmıştır... şimdi bana gelmeden sana gelirsek:) sen nasıl dindar oldun. doğdun müslüman bir ailenin kızıydın ailende iyi kötü dininle ilgili seni eğiti seni allahın varlığına ilk onlar inandırdı.. ayrıca inançını özgürçe öğrenebileceğin bir ibadethanen vardı. okulda sana senin dinini kısmende olsa anlatan din dersin vardı.. bana gelirsek doğdum kendimi bildiğimde bir iç savaşın içindeydim sıkıyönetim şartlarında geçen bir çocukluğum oldu. silahı bombayı tanıdım yakılan köyleri gördüm. dersimliydim dersimde ne inancımı özgürçe öğrenebileceğim bir cemevim nede anadilimde eğitim göreceğim bir okulum vardı önce türkçeyi çözmeliydim. ilkokul beşte okulsuz kaldım. sıkıyönetim nedeniyle öğretmensiz kalmıştım. sonra köy yakmaları ve zorunlu göç istanbulda ilkokulu bitirdim. ve 13 yaşımda işçi sınıfının bir üyesiydim tanrıyı düşünmeye vaktim olmadı onu düşünmeye başladığımda ise artık yoktu...

RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

Şeyh Bedreddin, günümüzden altı yüz yıl önce yaşadı. Dönemin en büyük düşünürlerinden biri olarak çağını çok çok aşan cesur fikirler ileri sürdü, güçlü bir toplumsal adalet ve özgürlük özlemini dile getirdi. Amacını gerçekleştirmek üzere, ezilmiş Türk, Rum, Yahudi...emekçilerini bir araya getirip eğitti. Osmanlı yönetimine karşı Anadolu tarihinin en önemli köylü ayaklanması onun adıyla anıldı... şeyh bedretin hakkında pek bilgi sahibi değilim.. belki cevap sayılmayacak ama bana göre pir sultan abdalı astıran hızır paşa ne kadar haklı ise şeyh bedrettini öldürenlerde o kadar haklıdırdüşünceli000düşünceli000 gayrı gerisini siz düşünün:)

RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

seyid rıza ile ilgili soruna cevapa gelmeden onun bir mektupunu paylaşmak istiyorum sorunun cevapını ikinci bölümde vereceğim...

Sayın Bakan
Yıllardan beri Türkiye Hükümeti Kürt halkını asimile etmeye çalışmakta, gazete ve yayınlarını yasaklamakta, anadillerini konuşanlara eziyet ederek, Kürdistan’ın bereketli topraklarından gidenlerden büyük bir bölümünün telef olduğu Anadolu’nun çorak topraklarına zorunlu göçler düzenleyerek bu halka zulmetmektedir. Son olarak Türkiye hükümeti kendisiyle yapılan bir antlaşma sonucu bu baskılardan arındırılmış Dersim bölgesine de girmeye kalkışmıştır.


Bu olay karşısında Kürtler göçün uzak yollarında can vermek yerine kendilerini korumak için 1930’da Ararat Tepesi’nde, Zilan ve Beyazıt Ovası’nda olduğu gibi silahlara sarıldılar.
Üç aydan beri ülkemde tüyler ürpertici bir savaş sürüyor.
Savaş olanaklarının eşitsizliğine, yangın bombalarının, boğucu gazların kullanılmasına rağmen ben ve yurttaşlarım Türkiye ordusunu başarısızlığa uğrattık.
Direnişimiz karşısında Türkiye ordusu kasabaları bombalıyor, yakıp yıkıyor (...)
Zindanlar yumuşak başlı Kürt halkıyla dolup taşıyor, aydınlar kurşuna diziliyor, asılıyor ya da Türkiye’nin tecrit edilmiş bölgelerine sürülüyor.
(...) Üç milyon Kürt, sesimden ekselanslarına sesleniyor ve hükümetinizin manevi etkisinden Kürt halkını yararlandırmanızı sizden istirham ediyor.
Sayın Bakan en derin saygılarımın kabulünü rica ederim.

Dersim Generali

Seyit Rıza

30 temmuz 1937

NOT: bu mektup vet.Nuri Dersimi tarafından fransızca yazılıp ingiltere dışişleri bakanlığı'na fransızca yazılmıştır.

RE: 68.Haftanın Misafiri jükekam
 

seyid rıza ve dersim katliamı çok geniş anlatılması gereken bir olay ama kimsenin o kadar vaktini ayıramayacağını bilerek kısaca... dersimin ileri gelenlerinden olan seyid rıza mektupunda açıkça belirtiği gibi devletin sistematik olarak başlatığı katliama karşı dersimde isyanın önderi olmuştur tek suçu bu olsa gerek. Seyid Rıza’nın ailesinin çoğu 1938 Dersim isyanında öldürüldü. Seyid Rıza’ya Erzincan Valisi’nden isteklerinin kabul edileceği haberi ulaşır.İki arkadaşı ile birlikte Erzincan yoluna düşen Seyid Rıza Fırat nehri üzerindeki köprüden geçtikten sonra
köprünün karşı tarafında kurulu olan asker çadırındaki askerler tarafından iki arkadaşıyla beraber 5 Eylül 1937’de tutuklanır.... Seyid Rıza ve 71 yurtsever Elazığ'da yargılandı. Mahkeme heyeti 11 kişi hakkında idam kararı verdi ama çok yaşlı oldukları gerekçesiyle 4'ünün cezası 30 yıla indirildi.
Seyid rıza, Seyid Rıza'nın oğlu Resik Hüseyin, Şeyhan aşireti reisi Seyid Hüsen, Yusufan aşireti reisi Kamer'in oğlu Fındık, Demenan aşireti reisi Cebrail'in oğlu Hasan, Kureyşan aşiretinden Ulkiye oğlu Hasan, Mirza Ali'nin oğlu Ali hakkında verilen idam kararları 15 Kasım'da apar topar infaz edildi.
Seyid Rıza ile isyanın önderi konumundaki 11 kişi 18 Kasım 1937’de Elazığ’ın Buğday Meydanı’nda asıldılar.

Seyid Rıza’nın cesedi sonradan bir ziyaret yeri olmasını önlemek için yakılarak, külleride bilinmeyen bir yere gömüldü. atatürke ve hükümete hitaben (Ben sizin yalan ve hilelerinizle bas edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun." (Seyit Riza)